1855 Bursa Depremi

Bursa Yöresinin Deprem Tarihi

Önemli Olaylar

 

 

   

                                                                                                 Raif Kaplanoğlu 

Bir Ermeni kroniğine göre 1855 depreminde Setbaşı
    Bursa’nın son üç-dört yüzyıldır yaşadığı en büyük felaket ise kuşkusuz 1855 depremidir(1). Adeta kenti yok eden bu felaketi bir Ermeni kroniği tüm ayrıntısıyla anlatmıştır:
    “1855 yılı Şubat ayında, günlerden beri kesif bir sis tabakası ve hafif bir yağmur Bursa'yı kaplamıştı. Söz konusu ayın 16'sında Çarşamba günü Büyük Orucun ikinci haftasında, aynı durum sürüyordu. Ve işte öğleden sonra, erkekler ve kadınlar kendi işleri ve ihtiyaçları ile ilgilenirken saat dokuzda yer sarsıntıları başladı ve güneyden kuzeye doğru birkaç saniye sürdü. 15 dakika sonra deprem korkunç bir uğultu ile gök gürültüsü gibi aksederek, yaklaşık on saniye sürdü ve çeşitli sarsıntılarla sona erdi. Birinci sarsıntıdan sonra evlerine dükkanlarına işlerine dönenler, ikinci depremden korkup, dehşete düşerek avlulara, bahçelere ve alanlara doğru kaçışmaya başladılar. Büyük panik geçtikten sonra titreyen birçok insanın gözlerinden yaşlar akmakta, ağlayıp sızlanmakta ve Tanrıdan yardım dilenmekteydiler. Ailelerine yardımcı olmak için erkekler koşarak evlerine dönmekteydiler. Çocuklarını bulup, kurtarmak için sokağa çıkmakta ve okullara yönelmekteydiler. Her millet ve kişi, sonsuz bir üzüntü ve depresyon halinde idi. Depremin gürültüsünün yankıları, dağlardan kopan kayaların gürültüsü, yıkılan evlerin muazzam ve ünlü camilerin, kagir yapıların duvarların, minarelerin ve diğer yapıların korkunç gürültüsü işitilmekte idi”(2).
    “29 Mart günü gecesi ise saat bir artçı deprem oldu. Bu halk arasında büyük korkuya neden oldu. Depremin ilk darbesi hafif idi. Ancak bir kaç dakika kadar sonra çok şiddetli bir deprem oldu. Bu da on saniye kadar sürdü. Yerin altından uğultular geldi. Sanki yer ve gök gürlemekteydi. Tekrar kalpleri üzen acılı bir manzara oldu. Herkes ev, han ve kapalı çarşılardan dışarı çıkıp alanlara ve özellikle bahçelere toplanmaya başladı. Bulutlardan hafif hafif yağmur inerken insan çığlıklarıyla inilti ve çığlıklar göğü inletmekte idi. Erkek ve kadın, her millet, Allah'a yalvararak, hıçkıra hıçkıra ağlamaktaydı. Ya çocuklar? Onların üzüntüsü, dehşetle birleşip mahşer gününü andırmakta idi.”
    “Henüz kış mevsimi olduğu için soba ve mangallar devrilip, yangınlar oluştu. Bunların en büyüğü Kayan Çarşısı yangınıdır. Yangın birçok kola ayrılıp, göğe yükseldi. Bursalıları bu olay ikinci kez ümitsizliğe yöneltti. Çünkü her tarafta, büyük çatlaklar oluşmuştu. Yıkılan evler, yolları kapamıştı. Setbaşı Köprüsü tamamen yıkılıp üst kenar ve Irgandı'nın dükkanları harap olmuştu. Bu nedenle özellikle Ermenilerin Gökdere'nin öbür tarafına geçmeleri olanaksız duruma geldi. Büyük Çarşı yangını ise derenin sol tarafında idi. Bir yönden sarsıntıların sürmesi diğer yandan halkın çığlıkları ve yangınlar, yıkılan yapıların çıtırtıları halkı korkutup ümitlerinin yitirilmesine neden oldu. Herkes toplu bir yerde bulunmaya özen gösteriyordu. Özellikle kadın ve çocuklar çığlıklar atarak, erkeklerini ve sevgililerinin başka yerlere gitmelerine izin vermiyorlardı. Yangını canla başla ateşi söndürmeye başladılar. Diğer taraftan yıkıntılar altında kalan kişiler de çıkarılıp kurtarılmasına çaba harcanıyordu. Bunlar bizi yangından ve ölümden kurtarın, diye haykırıyorlardı.”

Notlar:
Not 1) Dönemin en önemli Bursa kaynağı olan Bursa Kılavuzunda şu bilgiler verilmektedir: “1271 yılının Cemazilahire’nin 11 Çarşamba günü (9 Şubat 1854) saat 9.00’da deprem olmuştur. Yer teprenmesinden sonra reji binasında yangın çıkmış ve ta Tuzpazari’na kadar önüne gelen yapıyı kül etmiş” (s.293). Ayrıca bk. Ahmet Cevdet Paşa, Tezakir, Cilt-I s.33-35)
Not 2) Avedis Berberyen (1798-1873, Badmutyun Hatotz İst. 1871, s. 594-595 Ermeni Klasik Tarihçisi), 1855 depremi ile ilgili şunları yazmıştır: "Bursa'da müthiş deprem: camiler, türbeler, çarşılar ve hanlar gibi çok sayıda yapılar harap oldu. Yıkıntılardan çıkan yangın, ahşap yapıları ve 3 bin kadar evi yaktı. Zarar ziyan 100 bin kese altın olarak tahmin edilmektedir. Yıkıntılar altında 2 binden fazla insan yaşamlarını yitirdi. Tepecik köyü yerle bir oldu, burada 48 kişi öldü” (Kevork Pamukçuyan, "Bursa'da 1855 Yılı Büyük Depremi" Tarih ve Toplum C.VI (1986) s. 22-25).

                                                                                                                        Kaynak: http://kaplanoglu.org 

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 22/10/22