Uğur Ozan Özen
Tahmin edeceğiniz gibi Gemlik’te tiyatro ile ilgili ilk bilgiler Halkevi
dönemine ait. Gemlik Halkevi eski Garajın karşısında, bugün park olan
alandaydı. 1931 yılında Parti binası olarak inşa edilir. Daha sonra Halkevi
de aynı bina faaliyet göstermeye başlar.
1951 yılında Halkevi kapandıktan
sonra bir süre sinema olarak kullanılır.
29 Ekim
1956’dan itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak Kütüphane
olarak kullanılmaya başlar.
2000’li yıllarda kütüphane taşınır. Bina yıkılarak
park haline getirilir. Gemlik Körfez gazetesinin 7 Nisan 1981 tarihli
sayısında yer alan haberin başında şu ifade yer alır: “Halk Evi olarak
kurulan daha sonra Kültür Bakanlığına devredilerek halk Kütüphanesi olarak
hizmet eden Gemlik Halk Kitaplığında 18 bin yapıtın bulunduğu açıklandı.”
Bugün Halkevi ve kütüphane olarak kullanılan binadan eser yok. 1937 yılında
yayımlanan Cumhuriyet gazetesinin 10 Şubat tarihli sayısında Gemlik İlçe
Halk Partisi binası
ve İlçe Halkevi mimarının aynı zamanda İstanbul
Halkevi’nin mimarı Abdullah Ziya olduğunu ve üç yüz kişilik konferans
salonun yer aldığı haberi yer alır.
Turgut Simer 1942
yılında yayımladığı makalesinde, Bursa Halkevi’nin 1936 yılında
Gemlik’e
turne yaptığını ve İbnürrefik Ahmet Nuri Sekizinci’nin yazdığı Himmetin
Oğlu,
1937 yılında Gemlik’te Aka Gündüz’ün yazdığı Yarım Türkler
oyunlarının sahnelendiğini
yazar. 1938 yılında ise yazarını tespit
edemediğim Çöküş ve Münir Hamdi Kutsal’ın yazdığı Tırtıllar oyunları
sahnelenir. 1933 yılında yayınlanan Halkevi Bursa adlı kitapta,
öğretmenlerden oluşan bir grubun Gemlik Halkevi Temsil Heyeti kurduğu yazar.
Temsil Heyeti şu açıklamayı yapar: “Her Halkevi gibi Bursa Merkez ve
kazalarındaki Halkevleri de temsil yolu ile halkın terbiyesinde büyük bir
işler göreceğine kani olarak temsil faaliyetine lâyık olduğu ehemmiyeti
vermişlerdir”.Öğretmenlerin hangi oyunları sahnelediğini tespit edemedim.
Nurcan Toksoy kitabında, Gemlik Halkevi’nin 13 Ocak
1938’de açıldığını yazar.7 Önce Temsil Kolu kurulup, daha sonra mı halkevi
binası mı açıldı? Arada kalan beş yılda Temsil Kolu oyunlarını nerede
sahneledi? Maalesef bu soruya cevap veremiyorum.
GEMLİK HALKEVİ TEMSİL KOLU
Gemlik Halkevi’nin
tiyatro salonu neredeydi? Saime Yüceer’in 2005 yılında yayımladığı kitapta
Mehmet Tevfik tiyatronun kütüphanenin yanında olduğunu
söyler. Yani
Halkevi binasının içindedir. Mehmet Tevfik tiyatroyla ilgili şu yorumu
yapar: “Muntazaman tiyatrolar oynardı. Dışardan gelip tiyatrolar oynardı.
Çok moderndi”. İsmail Hakkı Kınay ise mülâkatta Gemlik Halkevi’nde Reşat
Nuri Güntekin’in yazdığı Taş Parçası adlı oyunu seyrettiğini söyler.
Gemlik Halk Partisi ve Halkevi binası
Zebercet Coşkun Kimler Geldi Kimler Geçti
kitabında, Gemlik Halkevi Temsil Kolu ile ilgili önemli bilgiler verir.
Parça parça olan bölümleri bir araya getirdim: “Babam (İbrahim Turan Bursa)
ve birkaç yakın arkadaşı (Hasan Yılmaz Ant ile Hüseyin Taran gibi) Halkevi
kollarının üç numaralı şubesi olan ‘Temsil kolları’ çalışmaları içinde
alırlar yerlerini (...)”
Ayrıca; “Gemlik’te Temsil Kolu çalışmalarına
katılan gençler arasında birkaç da genç kız vardı. Bu genç kızlar her ne
kadar acemi ve yeteneksiz de olsalar, renk katıyorlardı oyunlara,
kendilerinden söz ettiriyorlardı. Üstüste oynanıyordu piyesler Gemlik
Halkevi sahnesinde. Salon dolup taşıyor, yankıları haftalar, aylarca
sürüyordu. Bir Müftü’nün Hüseyin vardı (Hüseyin Taran) kısa boylu,
tombalacık bedeni ve de güleç yüzlü. Tatlı söyler, tatlı konuşurdu. Aynaroz
Kadısı’nı oynayınca birden ünlü oluverdi Gemlik içinde.
İbrahim Turan ile
Hasan Yılmaz dram oynuyorlardı. Üç Cumartesi ve Pazar üstüste oynadıktan
sonra Bursa Halkevi sahnesinde de gösterildi kimi oyunlar. Çok tutulursa
çevre kasabalara da giderlerdi. Günler şenlikli geçiyordu. Yarının bugünden
daha iyi olacağını halka göstermesinin, ileri, hep ileri gitmek gerektiği
gibi düşünceleri insanlara götürebilmenin coşkusu içinde, Bursa Halkevi
oyuncuları Gemlik’e geliyor, bir Turgut var ki Bursalılarda, komedyen, halkı
kırıp geçiriyor. İngiliz Kemal rolü ile Hasan Yılmaz Ant unutulmaz bir oyun
verdi. İbrahim Turan ise Padişah Vahdettin rolündeki başarısı ile zihinlerde
silinmez bir iz bıraktı. İstanbul’daki Darülbedai temsillerini andıran
oyunlar
verdiklerini zanneden bu oldukça yetenekli gençler, her ne kadar
acemi de olsalar, gönüllerindeki coşku ile Gemlik halkının günlerine renk
kattılar, “Çoban” piyesi
ile “İngiliz Kemal” ile unutulmaz tablolar
çizdiler (...)”
Devam edelim;
“Daha önce söz etmiştim, babam Halkevi temsil kolunda idi.
Ondan sonraki yıllarda ise temsil kolu başkanı oldu ve oyunların yönetimi
işine girdi. Kuşkusuz onların ki derme çatma bir çalışma idi önceleri ama
yaşları ilerledikçe bu konuda deneyimli kişiler oldular. Ne var ki artık
eski şevk kalmamıştı gençlerde, kimileri bıkıp ayrılıyor, kimileri de
yetenekli olmadıklarını anlıyorlardı. Onlar gitti, yerlerine yenileri geldi.
Yeni hevesliler.. Babam hep yerinde... Hasan Yılmaz Ant ile ikisi bıkıp
usanmayanlardan ve artık üstad olarak temsil kolundaki yerlerini koruyorlar.
Hüseyin Taran daha bir tüccar adam, kendine göre bir rol olunca nazlanmıyor
ama babamlar gibi varını yoğunu, gecelerini gündüzlerini bu gibi işlere
vermiyordu. Babam artık oynamıyor oyunlarda. Yönetmen ve senaryo yazarı
olmuş. Senaryo deyip, geçmemeli. Gemlik sahnesine göre oyun kolayına
bulunamıyor, en başta kızlarını sahneye çıkarmıyorlar aileler. Şapka giyiyor
hanımlar, ipek çorap, en şık giysiler, gazinolarda oturuluyor, balolara
gidiliyor ama kızın sahneye çıkaracak, geceler boyu provalara gönderecek
baba yok. Elde, bir iki ana-baba sözü dinlemez kız varsa da onlar da eldeki
yazılı senaryolar için yeterli değil, yani o senaryoları Gemlik sahnesi için
yeni baştan düzenlemek gerekiyor. Ne olacak o zaman? Babam oyun metinlerini
koltuğu altına sıkıştırıp koşuyor eve. Annemle beraber oturup, okuyorlar.
Kimi sahneleri tümden çıkartıyor, boşlukları özden ayrılmadan yeni bir
biçimde dolduruyorlar. Gerçekte bu düzenlemeleri yapan annemdi. Babam bir
iki talimat verirdi, o kadar (...)”
Kadın Oyuncu Yokluğu
1980’lı
yıllara kadar Türk Tiyatrosu’nun en önemli problemi kadın oyuncu yokluğudur.
Bu durum şehir merkezlerinde bir şekilde çözülebilirken ilçelerde yakıcı
bir sorun halindedir. 1930’lu yıllarda Gemlik’te yaşanan kadın oyuncu
yokluğuyla ilgili en önemli kaynak Murat Akgün’ün anlattıklarıdır. Oyunun
adını ve sahnelendiği tarihi kesin olarak tespit edemedim. Çekilen
sıkıntıları anlatması bakımından önemlidir:
“Bir gece Gemlik Halkevi’nde
oynayacağımız oyunun provası ile ilgili konuşuyorduk. Kaymakam geldi.
Çocuklar dedi size bir müjdem var (o zamanlar temsil kollarında kadın oyuncu
olmadığından erkekler kadın kılığına girerek, kadın rollerinde oynarlardı.)
Kadın
oyuncu işini hallettim deyince çok sevindik. Kadın oyuncuyu nasıl
bulduğunu sorduğumuzda kaymakam Bey ilçeye gelen tuluat kumpanyasından
verecekleri kadın oyuncu karşılığı, gösterilerini sergileyecekleri salondan
para almayacağını söyledi. Biz kadın oyuncu bulduğu için çok sevinmiştik,
ancak bizden büyük bir zat ayağı kalktı ve Kaymakama dedi: “Kaymakam Bey
teessür ederim. Halkevlerinde, halkın içinden yetişmiş kişileri oynayacağız
biz. Yoksa profesyonel artist ya da tiyatro artisti istemiyoruz biz. Eğer
beceriniz varsa kadın oyuncuyu halkın içinden bulun getirin. Biz artist
istemiyoruz.” Kaymakam bey bu işe çok bozuldu. Ancak daha sonra biz bu işe
razı olmadık”.
TURNE TİYATROLARI
1960 yılı Ağustos ayının ilk haftasında Küçük Kumla Turizm Derneği
yararına ilçeye gelen Tevfik Gelenbe Tiyatrosu, Melih Vassaf’ın yazdığı ve
Nezih Tuncay’ın yönettiği Beni Kurtarsana adlı oyunu sahnelenir. Gazetede
oyunun nerede sahnelendiği belirtilmemiştir. Bursa Liselerinden Yetişenler
Cemiyeti ya da diğer adıyla Gençlik Tiyatrosu, Bursa Erkek Lisesi
öğrencilerinin düzenlediği sanat gecesinde Tavtati Kütüpati oyununu Çelebi
Mehmet Ortaokulu Salonunda sahneledikten sonra, üç kere Bursa Devlet
Tiyatrosunda, bir kere de Gemlik Sunğipek Fabrikası Salonunda sahneler.
Atila Alpöge’nin yazdığı oyunu Çelebi Mehmet Ortaokulu Türkçe öğretmeni
Necmettin Özdamar yönetir. Oyuncu kadrosu Taner Arnaz, Celâl Bayraktar,
Aykut Sözeri, Çetin Gövez ve Fuat Alyanak’tan oluşur. Gemlik ilkokulu
fakir öğrenciler yararına İstanbul
Çocuk Tiyatrosu 3 Kasım 1962 Saat
20.30’da Sunğipek Fabrikası Salonunda bir oyun sahneleyeceği açıklanır.
Hangi oyunun sahnelendiği gazetede belirtilmez. 1962 yılında Türk-Kültür
Derneği’ne bağlı olarak kurulan bir yıl sonra adı Bursa Halkevi olarak
değiştirilen Bursa Oda Tiyatrosu, Gemlik’e ilk kez Richard Nash’ın yazdığı
ve Nihat Akçan’ın yönettiği Yağmurcu oyunuyla turne yapar. O günü de yazayım
8 Eylül 1963.
Oyunun sahnelendiği yer kesin olarak gazetede belirtilmese
de Sunğipek Fabrikasının salonu olması muhtemeldir. Oyuncular Hatice Başara,
Metin Kızanlıklı, Fuat Söylemez, Faik Elitutar, Alpay İzer, Celâl Cumurcul,
Gökhan Mete’dir. Dekoru Niyazi Uzunbay, efekti Mustafa Özcan, ışık
tasarımını ise Rahmi Akçıl yapar. Oda Tiyatrosu bir yıl sonra, 1964 yılında
bir kere daha Gemlik’e turne yapılır. Cahit Atay’ın yazdığı, Yılmaz
Gruda’nın yönettiğiKaraların Memetleri oyununu Öğretmenler Derneği’nin
organizasyonuyla 4 Nisan’da gündüz ve akşam olmak üzere iki defa Gemlik’te
sahnelenir. Sunğipek Fabrikasında sahnelendiğini düşünüyorum. Oyuncular
Hatice Başara, İfakat Eryılmaz, Fatma Karakaş, Nuray Sertcan, Ertan Binzet,
Yalçın Kaya, Oral Altay, Alpay İzer, Adnan Yurdoğlu, Gökhan Mete, İlhan
Bozkurt, Mustafa Zıngır’dır. Gazetede yer alan haberde “Amatör san’atçılar
Gemlik’li tiyatro severler tarafından dakikalarca alkışlanmıştır” denilir.
Bursa Oda Tiyatrosu 1965 yılında yine Gemlik yollarına
düşer. Cevat Fehmi Başkut’un yazdığı ve Alpay İzer’in yönettiği Buzlar
Çözülmeden oyunu Şubat ayında bir gün sahnelenir. Gazetede oyunun
sahnelendiği yerle ilgili bilgi yer alır: “fabrika salonunda”. Tabiî ki
Sunğipek Fabrikasında başka bir yer değildir. Gazetede “ilgi ile karşılandı”
denir. Oyuncular Alpay İzer, Çetin Gövez, Oğuz Yücel, Oral Altay,
Nevzat Şenol, Emin Gümüşkaya, Nihat Kahveci, Selim Deveci, Ataman Ayvaz,
Binay Çelenk, Vildan Sander’dir. Sahne Amirliğini Emin Gümüşkaya üstlenir.
Işık ve efektör Engin Özpınar, kostümü Ataman Ayvaz yapar.
Gemlik Şehir Tiyatrosu Kurma ve Yaşatma
Derneğinin Hikayesi
1967 yılında Ordu’nun
Akkuş ilçesinden Gemlik Lisesi’ne tayin edilen Türkçe öğretmeni Sami Aslım,
gençlerin ilçedeki potansiyelini görerek, onları kahvehaneden ve kötü
alışkanlıklardan uzak tutmak için en uygun yolun sanat ile uğraşmaları
olduğunu düşünür. Önce dernek kurularak gençlerin tiyatroyla tanışmasını,
ardından çocuk tiyatrosu kurularak ilçedeki ‘tiyatro hayatını’ bir adım
ileriye götürmek ister. Bu nedenle
arkadaşlarıyla birlikte 1969 yılının
Mart ayında Gemlik Şehir Tiyatrosu Kurma ve Yaşatma Derneği’ni kurar. Gemlik
gazetesinin 8-15 Mart 1969 tarihli sayılarında
derneğin tüzüğü
yayımlanır. Derneğin merkezi Hayat Marş’ın babasının sahibi olduğu Foto
Marş’tır. Kurucu üyeleri Başkan Sami Aslım (Gemlik Lisesi’nde öğretmen),
Mehmet Sevinç (Atatürk İlkokulu’nda öğretmen. Vefat etti), Hayat Marş
(fotoğrafçı), A. Mete Erdemer (Gemlik Lisesi’nde muhasebeci), İsmet Aktan
(BP’de çalışıyor. Vefat etti), Dürrin Gülen (memur), Özgün Düzensever’dir
(öğretmen). Amacı ise, “Şehir Tiyatrosunu kurmak ve yaşatmak suretiyle,
çevreye kültürel yönden yararlı olmaktır” olarak açıklanır.
Bozuk Düzen
İlk sezon (1968-1969); O yıllar,
solcu gazeteci ve TİP milletvekili Çetin Altan’ın Meclis’te dayak yediği,
Bülent Ecevit’in “Bu Bozuk Düzen oyunu. İsmet Aktan, Nilüfer Seç, Sami Aslım
Bozuk Düzen oyunu. Özgün Düzensever, Hayat Marş, Sami Aslım
düzen bozuk”
dediği yıllardır. Dernek yönetimi ilk oyun olarak Güner Sümer’in yazdığı
Bozuk Düzen oyununu sahnelemeye karar verir. Önce Kaymakam Osman Görkem’den
izin almaları gerekmektedir. Dilekçe hazırlanır. Sami Aslım, Mete Erdemer ve
İsmet Aktan kaymakamın yanına gider. Dilekçeyi verirler. Kaymakam dilekçeyi
okurken Belediye Başkanı Adalet Partili Emin Dalkıran içeri girer. Kaymakam,
Sami Aslım’a döner “Hocam nereden buluyorsunuz böyle şeyleri. Başka oyunlar
sahneleseniz” der. Sami Aslım’ın cevabı ise “Kaymakam Bey, siz kitabı
okumamışsınız. Bu Bozuk Düzen Ecevit’in Bozuk Düzeni değil. Bu aile içi
bozuk düzen. Peki güzel söylüyorsunuz. Sizin tavsiyeniz ne olur?” Kaymakam
“Çetin Altan’ın Mor Defter oyununu sahneye koysanıza” der. Dernek üyeleri
şaşırır, belediye başkanı gülmeye başlayınca, dernek üyeleri de güler. Bu
sefer kaymakam şaşırır. Sami Aslım’a “Niye güldün?” diye sorar. Sami
Aslım’ın cevabı ise, “Kaymakam Bey, Siz Bozuk Düzen adından
pireleniyorsunuz. Çetin Altan’ı sahnelersek domatesle kovalanırız.” Kaymakam
bozulur. Emin Dalkıran
gülmeye başlar. Velhâsılı kelâm kaymakam oyunun
sahnelenmesine izin verir. Oyunun provaları iki ay boyunca haftada iki gün
üçer saat Hayat Marş’ın babasına ait fotoğraf stüdyosunda, zeytin halindeki
bir dükkânda (şimdi kapalı otoparkın olduğu yer), sahne provası ise Atatürk
İlkokulunda yapılır. İki ay boyunca haftada iki gün çalışırlar. Prova
saatleri akşamları İsmet Aktan’ın işten çıkış saatine göre ayarlanır.
Provalarda oyunun nasıl sahneleneceği konusunda herkesin düşüncesi alınır.
Oyunun prömiyerinin 5 Nisan 1969’da Sunğipek Sinema Salonu’nda yapılacağı,
ardından 9 Nisan’da ise ilçe sinemalarının birinde sahneleneceği haberi
gazetede yer alır (Gemlik, 29 Mart 1969). Oyuncular: Faruk Bey,
Erkal Kovancı, Sami Aslım, Sevtap Kekeli (Yıldız), Mehmet Sevinç, Mete
Erdemer, Hayat Marş, Özgün Düzgünsever, Dürrin Gülen, İsmet Aktan, Nilüfer
Seç. Sami Aslım hem evin küçük oğlu rolündedir hem de oyunu yönetir. Mete
Erdemer Ragıp rolündedir. Erkan Kovancı ise dekorları yapar, küçük rolde
oynar. Diğer
oyuncuların rollerini tespit edemedim. Gemlik gazetesinin 12
Nisan 1969 tarihli sayısında oyuncularla ilgili şu yorum yapılır: “rollerini
benimseyerek havasını vererek oynamışlardır.” Oyunla ilgili önce olumsuz
tepki veren kaymakam, oyunun prömiyerine katılır. Oyunun bitiminde sahnenin
iki yanındaki merdivenlere seyirciler oturduğu için sahnenin önüne sandalye
koyup sahneye çıkıp oyuncuları tebrik eder. Oyun toplamda üç kere
sahnelenir.
Tiyatro kurulalı bir ay olmuşken Mehmet Sevinç dernekten
istifa eder. Gazetede istifa etmesinin nedeni olarak ilk oyundan elde edilen
gelirin kendi görev yaptığı okula verilmesinde ısrar etmesinin sonucu ortaya
çıkan anlaşmazlık çıkması olarak açıklanır (Gemlik, 19 Nisan 1969)
KAYNAKÇA
Coşkun, Zebercet
Kimler Geldi Kimler Geçti (Tarih İçinde Gemlik), 1999, Gemlik: Körfez Ofset
Yayınları.
“Tarih İçinde Gemlik ve Havalisi Halkevi Sahnesi”, Gemlik
Körfez, (29 Ekim 1996).
“Tarih İçinde Gemlik ve Havalisi Temsil Kolu”,
Gemlik Körfez, (5 Kasım 1996).
“Tarih İçinde Gemlik ve Havalisi Halkevi
Çalışmaları”, Gemlik Körfez, (12 Kasım 1996).
Dimili, Nezih “Eski
Gemlik’i Özlüyorum”, Gemlik Çağrı, (1 Mart 1988).
Simer, Turgut “Evimizin
On Yıllık Temsil Çalışmaları”, Uludağ, Şubat 1942, Sayı: 44, s. 24-30.
Toksoy, Nurcan Bir Kültürel Kalkınma Modeli Olarak Halkevleri, 2007, Orion
Yayınevi.
Tanıkların Anlatılarıyla Bursa Tarihi (Sözlü Tarih Arşivi
1919-1938)(haz. Saime Yüceer) Bursa: Uludağ Üniversitesi Kent Tarihi ve
Araştırmaları Merkezi, 2005, (KETAM) Yayın No: 1
Not: Gemlik Halkevi ile
ilgili gazete haberlerini Deniz Dalkılınç’tan aldım. Kendisine teşekkür
etmek boynumun borcudur.
Yenişehir Gazetesi, sayı 2261/92'den kısaltarak alınmıştır.