Söyleşen:
Alper Can - 24 Ocak 2011- Altıparmak'taki evi
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
Ben 1921’de Gemlik’de
doğmuşum. 13 Eylül 1921. Sakarya Zaferi olmuş o gün. Ben o gün doğduğum için
babam adımı Muzaffer Mustafa Kemal koymuş. O zamanlar Yunan işgali varmış
Gemlik’te. Sonra babamı şikayet etmişler Yunanlı zabitine.
Kemal Meral ve eşi Asiye Hanım Gemlik Sunğipek bahçesinde
Ne iş yapardı babanız?
Pelükar dükkânı vardı
babamın. Şapkacı yani. Aynı zamanda berber. Babamı şikayet etmişler,
demişler ki bu Mustafa Kemal’ci. Çocuğunun ismini de Mustafa Kemal koydu
demişler. Babamı tutmuş hapsetmişler. On beş gün babam hapiste kalmış. Sonra
babamın tanıdıkları devreye girmişler, hapisten çıkarmışlar. Ama demişler ki
bu ismi değiştireceksin demişler. O zaman babam Mustafa Kemal’i açıkta
bırakmış, ismime Muzaffer demiş. Beni Gemlik’te öyle bilirler. İlkokula
gidinceye kadar ben de öyle kullanıyordum. Okuldan sonra öğrendim ki babam
nüfus kâğıdıma Muzaffer Mustafa Kemal diye geçirtmiş. İlkokulu Gemlik’te
okudum. Orada ortaokul olmadığı için beni Bursa Erkek Lisesi’ne yazdırdılar.
Setbaşı’nda dayımlar vardı. Orada kaldım bir müddet. O sene öyle geçti.
İkinci sene Gemlik’te ortaokul açıldı. Arada bir sene ara verdim,
Gemlik’teki okula yazıldım. Ortaokul bitti, Bursa Orman Okulu’na girdim.
Çekirge’deki, şimdi müze oldu. Üç sene orada kaldık. 1943- 1944 devrinde
oradan mezun oldum, orman mühendis muavini olarak mesleğe 1944’te
Adapazarı’nda başladım. Askerden sonra İnebolu ve Trabzon’da çalıştım.
1951’de evlendim. 1960’ta Kütahya’ya tayinim çıktı. Oraya gitmek istemedim,
Gemlik’e gelip beş yıl burada çalıştım. Atölye açtım, ambalaj sandığı
ürettim. Daha sonra DSİ’ye geçtim. Konya ve Afyon’da çalıştıktan sonra
1974’te Bursa’ya tayin oldum. 1983’te de emekli oldum.
1974’te geldiğinizde nerede oturdunuz?
Kültürpark’ın Beşikçiler Kapısı var ya,
onun karşısında Yazıcıoğlu Apartmanı vardı. Yazıcıoğlu Sineması’nın
sahipleri benim teyzemin çocuklarıdır. Kapalı Çarşı’nın içinde Aynalı Çarşı
vardır, orada onların mağazası vardı, hazır giyim üzerine. Çarşının içinde
en büyük, en kaliteli mağaza onlarındı.
Kemal Meral Bursa Orman Okulundan mezun oluyor (1944)
Sinema işine ne zaman girdiler biliyor
musunuz?
Ben Bursa’ya gelmeden önce
sanırım. Biz Afyon’a giderken Yazıcıoğlu Sineması yeni yapılıyordu,
1965’lerde falan.
Altıparmak
Caddesi ve Kültürpark’ın oralarını nasıl hatırlıyorsunuz?
1940’larda, Orman Okulu’na girdiğimde,
şurada bir park var ya (Altıparmak’tan Stadyum’a inerken sağ köşedeki parkı
tarif ediyor), eskiden Mobil vardı orada, benzinci, oradan aşağıda bir şey
yoktu, bomboştu. Ufak tefek, gecekondu gibi yerler vardı. Biz okula giderken
buradan Kültürpark’ın olduğu yere geçmeye korkardık. İtler, köpekler vardı.
Onun altında da basit bir bahçe gazinosu gibi bir şey vardı. Otobüs
çalışıyordu ama Bursa’nın her tarafından faytonlar vardı. Garaja faytonla
giderdik.
Garaj neredeydi?
Şimdi Kent Meydanı olan
yerdeki garajdan önce garaj Heykel’deydi. Neredeydi biliyor musun?
Heykel’den aşağı inerken Yeniyol vardı. Yeniyol’dan aşağı inerken aşağı
yukarı 100 metre ileride sol tarafta barakalar halinde İstanbul garajı vardı
Kamil Koç’un. Şimdi onun karşısında, yolun sağında Kamil Koç işhanı yapıldı.
Yolun sol tarafında baraka gibi yazıhaneler vardı. İstanbul garajı derlerdi.
Yalova’ya giden otobüsler vardı orada. Ankara’ya falan gitmezdi. 1930
senesinden evvel Kamil Koç’un orada yazıhanesi varmış. Sonra Austin
arabalarının baş bayisi idi. Onun yazıhanesi vardı. Bir de onun yan
tarafında Uludağ firması vardı. Oradan daha aşağıda bizim Gemlik Hanı vardı,
Yenişehir Hanı vardı. Bizim otobüsler oradan kalkardı. O zaman kaptıkaçtı
gibi arabalar vardı. 15 kuruşa bizi götürürlerdi. Eski Bursa bu anlattığım
yerlerdi işte. Heykel ve civarı. Yukarı İpekçilik’e doğru ipekçilik okulu
vardı.
Gemlik yolu nereden giderdi?
Yeniyol’dan aşağı inerdik,
Atıcılar var biliyor musun? Eski Demirtaş yolu, oradan giderdik.
Altıparmak’ın
eski zamanlarını nasıl hatırlıyorsunuz?
Yukarıda bir cami var
hani, Şehabettin Paşa cami. Oradan aşağı buraya Yahudilik derlerdi. Ahşap,
güzel evler vardı. Arka tarafta da Yahudi evleri vardı, mezbelelik,
gidilecek gibi değil.
Hafta sonlarında gezmeye eğlenmeye
nereye giderdiniz?
Ben o zamanlar akordeon
çalardım. Bursa’da benden başka akordeon çalan yoktu. Setbaşı’nda bandı
şefliği vardı, bir de bando şefi çalardı. Gemlik’te halkevinde öğrendim
çalmayı, müzik kolunda. Akordeon dersi verir harçlığımı çıkarırdım. Pazar
günleri Bursalılar gezmeye meraklıydılar. İnegöl yolunda Aksu Köyü’ne kadar
şeftali bahçeleri vardı. Bir de kır gazinoları vardı. Aksu Deresi kenarında
balık pişiren yerler vardı. Millet gider piknik yapardı.
Gemlik nasıl bir yerdi? Azınlık halk
var mıydı?
O zaman Giritliler vardı
Gemlik’te. Hani enginar falan Türkiye’de yoktu, onlar getirdi Türkiye’ye
enginarı. Girit’ten mubadiller gelmişti. Babamlar da Selanik’ten gelmişler
mübadeleyle. Babam buraya Hareket Ordusu ile gelmiş, İstanbul’da polis olmuş
sonra. Tayini Batum’a çıkınca gitmemiş, Selanik’te yaptıkları işi sürdürmüş.
Dayımın Fidan Han’da dükkanı vardı, elbise dükkanı. Ben akşamları oraya
gidip çalışırdım.
Kimler olurdu Fidan Han’da?
Dokumacılar olurdu,
kozacılar olurdu. Koza zamanı onların alışverişi çarşıya canlılık verirdi.
Heykel’den hatırladıklarınız?
Ünlü Cadde’de Sönmezin
olduğu yere yakın bir Milli Sinema vardı. Öbür tarafta da Şafak Sineması
vardı. Altıparmak’ta sinema yoktu o zaman. Devlet Hastanesi yoktu. Devlet
Hastanesi’nin önünde Ahmet Vefik Paşa hastanesi vardı, ahşap bir binaydı.
Tophane’de o bahçe kısmı ta ben bildiğimden beri çalışırdı. Setbaşı
deresinin iki tarafında çayırlar vardı, çimenlikler vardı. Akşamüzeri oldu
mu çay yaparlardı, giderdik orada oturup kurabiye yerdik.
Teşekkür ederim Kemal Bey.
Ben teşekkür ederim.
|