Yunus Temiz'in Anıları

Hasretlik Bursa

 

                                                 Söyleşen: Alper Can - 23 Eylül 2022- Ünlü Cadde

Bursa ile ilişkinizin nasıl başladı?

Ben Bursa’ya ilk defa 1960’da geldim. Ama yerleşmem 1979’da oldu. Trabzon kökenliyim, 1950 doğumluyum. İstanbul Üniversitesinde felsefe okudum. Hocalarımızdan Macit Gökberk, Şükrü Naili (Gökberk) Paşa’nın oğlu. Biliyorsun, Bursa’nın kurtuluşunda önemli rol oynadı. Adı sonradan Setbaşı fırınının az ilerisindeki caddeye verildi. 1979’de Eğitim Enstitüsü’nde öğretmen olarak göreve başladım. Ahmet Uysal, Sabit Kemal Bayındıran, Harun Cici vardı hocalardan.

               Yunus Temiz- 2008'de bir törende

Anadolu Lisesi müdürlüğü yapan hocamız değil mi?

Evet, orada da müdürlük yaptı. Sonra bir ara Kırklareli’nde çalıştım. 1985’te Cumhuriyet Lisesi’ne rehber öğretmen olarak tayinim çıktı. Eğitim yönetimi üzerine yüksek lisans yaptığım için Erkek Lisesi’ne müdür olmam yönünde teklif geldi. Kursa aldılar bizi, orada da yüksek puan aldım ve müdür oldum. 1999-2003 arasında. Sonrasında 5 yıl Çanakkale’de Eğitim Fakültesinde öğretim görevlisi olarak çalıştım. Emekli olup Bursa’ya döndüm.

Bursa’nın sizin gözünüzdeki anlamı nedir?
Bir söz vardır, kız alacaksan Heykel’den yukarıda olan bölgelerden alacaksın. Yani orada kent kültürü vardır, suyundan taşına toprağına kadar her şeyinde. Ben 1965’de Bursa’ya ilk geldiğimde Bursa yemyeşildi. Çilek yediğimde şaşırdım, dedim ki böyle bir meyve var mıydı. Eşim Şible mahallesindendir. Çorapçı Mehmet Efendinin kızıdır. Ata Demirel yeğeni olur, ablasının kızının oğlu. Ben Bursa’da ilk kez Kurtkapan’da oturdum. Sonra Umurbey’de yaşadım. Şimdi de Nalbantoğlu’ndayım. Bazı geceler Nalbantoğlu’nda nöbet tutuyoruz, esrarcılar geliyor. Maalesef o hale geldik. Bursa çok değişti Bursa’yı bozan rant ve müteahitler oldu. O güzelim evleri yıktılar, ucube, dayanıksız evler yaptılar… Heykel’de bir kitapçı varmış. Ahmet Mumcu’nun babası. Ben Erkek Lisesinde müdürken bir gün Ahmet Mumcu geldi, “ben burada öğrenciyken bir ödev yapmıştım, kayıtlarınızda var mı acaba” dedi. Bir araştırdık ki, kütüphaneden çıktı. Hoş bir sürpriz oldu. Setbaşı Meydanı’nı geçince kafeler sokağı var, orada Köy Enstitülü bir arkadaşımız kitapçılık yapardı. En çok dikkatimi çeken ise 1979’da Kafkas’tan yukarı çıkarken sağda Sabahattin Ağabeyin kitapçı dükkânı vardı.

Özşen Kitabevi

Evet. Onun cana yakınlığını, babacanlığını unutamam. Ve tabi orada çalışan Nahit Kayabaşı. Hangi rafta hangi kitap var, Nahit çok iyi bilirdi. Dostluğumuz o zaman başladı.

Oraya gelip gidenleri hatırlıyor musunuz?

Şükrü Bilgiç mesela. İnsanlara farklı gelen öyküler yazardı.

Melih Elal ile yolunuz kesişmiş olabilir. O da Çanakkale’de öğretim görevlisiydi.

Evet, tabi. Onun Şible’den bir akrabası eşimin arkadaşı. Melih Orhangazi’deydi öğretmen olarak. Benim sınıf arkadaşım Ahmet Aykanat vardı, şimdilerde Bodrum’a yerleşti ya. Onun aracılığıyla tanıştık Melih ile. Çınar Lisesi’nde çalıştı bir dönem. Sonra üniversiteye geçti. Çanakkale’ye bazen onun arabasıyla birlikte giderdik. Bir da şair Metin Güven ile tanıştım. 1979 gibiydi, dergilerde şiirleri çıkardı. Gidip tanışayım dedim ve tanıştık. Sonra evine gittim, kedileri vardı. Onun Gölyazı ile de bağı var. Bir de Altıparmak’ta Ezgi Kitabevine uğrardım.

   

          Yunus Temiz (ortada) Nadir Gezer (solda) ve Zekeriya Bulut ile

Ahmet Cevizci hocayla tanışmışsınızdır?

Tabi, tanımam mı ya. Fakültede tanıştık, sonradan kitap fuarlarında görüştük. Ama uzun sohbetlerimiz olmadı. Nadir Gezer Anadolu Lisesi müdürüyken Ahmet Cevizci öğrenciymiş ve Nadir hoca onu dövmüş bir gün. Yazık oldu Ahmet hocaya, çok sigara içiyordu. Tek başına, Doğan Avcıoğlu gibi bir ansiklopediydi. Bir de Gemlikli avukat Ali Aksoy’un oğlu vardı. O da çok birikimliydi. Babası Ali Aksoy ile çok sohbetlerimiz oldu. Şair Ahmet Uysal’la tanıştım, bambaşka biriydi. Ertuğrul Yalçınbayır ve Yahya Şimşek ile tanışırız.

Bursa’da kent içinde hatırladıklarınız neler?

Belediye otobüslerinin Ulucami’nin yanından kalktığını hatırlıyorum. İnegöl İşhanını geçince, aşağı doğru, sağda İnegöl’e giden otobüsler kalkardı, garaj gibi bir yerdi. Ulucami’den aşağı inerken bir Şifa Eczanesi vardı. Sahibi Mustfafa Pehlivanoğlu Batı Trakya göçmenidir, İstanbul Kadırga öğrenci yurdundan arkadaşımdı. Eczanenin karşısındaki handan Gölyazı’ya araba kalkardı, Apolyont Han. Birkaç defa Gölyazı’ya gittim oradan.

Teşekkür ederiz Yunus hocam.