Bursalı Dr. Oktay ONARAN’IN 
	paha biçilemeyen kelebek koleksiyonun en nadide parçası 150 milyon yıldır 
	ULUDAĞ’da yaşayan kelebekler.
	     Ünü dünyaya “kelebek 
	koleksiyoncusu” olarak yayılan Onaran’nın İstanbul’da ki evinde 22.500 adet 
	kelebek bulunuyor. Evini adeta kelebek müzesine dönüştüren Onaran 
	koleksiyonunda bulunan 10 cm. büyüklüğünde ki Parnassiyus cinsi kelebeğin 
	150 milyon yıldır Uludağ’ın zirvesinde yaşadığını ve bu türün artık yok olma 
	tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını,bu türün yok olmaması için de acil 
	önlemler alınması gerektiğini belirtiyor.
            
	KELEBEK PEŞİNDE 35 YILLIK YOLCULUK
	
	  1954 yılında Bursa’da doğan ve 
	Bursa’ya gönül verenlerden birisi olan Dr. Oktay Onaran, ilk öğrenimini Hoca 
	İlyas İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, Süleyman Çelebi Orta Okulu’nu, oradan da İstanbul Haydar Paşa Lisesi’ni bitirdi. Tıp öğrenimini de İstanbul 
	Tıp Fakültesi’nde tamamladı. Onaran’ın 
	kelebek merakı lise yıllarında başlıyor. 35 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın bir çok 
	ülkesindeki yüksek dağlarda parnassiyus cinsi kelebekleri incelemeye 
	başladı.
	  
	Tek başına Uludağ’ın zirvesine çıkan Onaran burada bir Alman vatandaşı ile 
	tanışıyor, bölgede Parnassiyus kelebeği olduğunu öğreniyor. Bir kaç günlük 
	araştırmadan sonra Onaran aradığı kelebeği buluyor ve o anda yüreği hızla 
	çarpmaya başlıyor.
	   
	O günden bu güne kadar kelebeklerin peşinden koşma macerasını 
	sürdürür. Tahsil ve çalışma hayatı boyunca her sezon bu kelebeklerin değişik 
	lokalizasyon ve literatür yaparak toplamaya başlar. İstanbul’daki evinde 
	22.500 kelebek bulunan Onaran’ın bu koleksiyonuna paha biçilemiyor. Her geçen 
	gün koleksiyonuna yeni kelebekler kattığını, bu sayının özel koleksiyoncular 
	arasında tek olduğunu vurgulayan Onaran, "koleksiyonumda bulunan 
	kelebeklerin 17.000 tanesi Parnessiyus’dur. Bu tür 150 milyon yıl öncesinde 
	Uludağ zirvesinde oluşmuş ve yaşamaya başlamıştır.
	  
	Türkiye’de profesyonel anlamda ilgilenenlere rastlamamış Touring Dergisinde 
	yazdığı yazılar farklı dillere çevrildiğinde Amerikan Lepidopterist Derneği 
	1984 yılında üyelik teklif etmiş. Bu derneğin dünyanın dört bir yanından 
	katılan 2000 kelebek koleksiyoncusu üyeleri var. Yüzde sekseni doktor.
	    BUZUL ÇAĞI 
	KELEBEĞİ
	    Onaran’ın 22.500 parçalık koleksiyonun temelini 
	Türkiye’de yaşayan “Parnasiyus Apollon” cinsi kelebek oluşturuyor. Bu cinsin 
	Türkiye yada dünyada ki dağılımı gibi konularda ki kaynak olmadığı için 
	İngiltere’ye gitmiş.
	  
	Kelebek cinslerini farklarına ve yaşadıkları bölgelere göre sınıflandırma 
	yöntemlerini İngiltere’de ki uzmanlardan öğrenmiş. Döndüğünde bu cinsin 
	peşine düşmüş ve ilk olarak Uludağ’da bulmuş.
	   Parnassiyus Apollonlar Avrupa’da Asya ve 
	Himalaya’lara kadar uzanan bir bölgede uçan yüksek dağ kelebekleri olarak 
	dikkat çekiyor.
	   
	Türkiye’de yaşayan bu türler iki bin metrenin üzerinde uçuyor. Buzul çağından 
	kalma bu kelebeklerin geçmişi 150 milyon yıl öncesine dayanıyor. Apollonların 
	60 yıldır yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten Onaran 
	“azalma batıdan doğuya doğru hızla devam ediyor. Bu türün korunabilmesi için 
	kapalı seralar yapılmalı, bu da maliyeti yükseltiyor. Kaybolan bir türün geri 
	gelebilmesinin imkansız olduğu unutulmamalı”. Oktay Onaran 35 yıl içinde 13 
	bölge keşfetmiş. 1987’de farklı bir türe rastlamış. Tokyo’lu araştırmacılar 
	bu kelebeğin DNA sını incelediklerinde Onaran’ın farklı bir alt tür 
	keşfettiğini anlamışlar ve bu türe Parnassiyus Apollon Onaran adını 
	vermişler. Usta koleksiyoncu bu kelebeklerin azalıp, azalmadığını kontrol 
	etmek amacıyla 1969’dan bu yana her temmuzda bölgeleri teftiş 
	ediyor. Karavanına atlayıp,Türkiye’nin dört bir yanını dolaşıyor.
	
	              
	
	
	  
	150 MİLYON YILDIR ULUDAĞ’DA
	
	
	  
	9-11 cm. kanat mesafesi ile dünyanın en büyük Apollonları 120-150 milyon yıl 
	öncesinden bu yana Uludağda bulunuyor.İnsan türünün dünya üzerinde ki 
	varlığı 7-7.5 milyon yıla kadar gidiyor. Bir kaç günlük ömrü olan kelebek 
	türünün 150 milyon yıl öncesinden beri yaşadığı düşünülürse değeri daha iyi 
	anlaşılır.
	  
	Avrupa’da hızlı sanayileşmesi sonucu asit yağmurları ve çevre kirliliği 
	ekolojik zinciri kırdı. Sonucunda tırtılın yediği sedum bitkisinin azalması 
	ile bu değerli tür neredeyse yok oldu. Bu yüzden P. Apollon türü 1978 yılında 
	soyu tükenme tehlikesindeki türler ticaretine dair uluslar arası konvansiyon 
	listesinde ilk sırada yer alıyor.Ticareti yasaklandı. Onaran “ Bu türün en 
	önemli iki üyesi şu anda Türkiye’de Uludağ’da yaşıyor.”
	  
 ULUDAĞ’A KELEBEK MÜZESİ KURMAK İSTİYOR
	
	  
	Buzul çağından kalan kelebeklerin korunarak çoğalması için harekete geçen 
	Onaran emekli olduktan sonra yerel yönetimlerin ve Uludağ Otelciler Birliği 
	ile ortak çalışmalar düzenleyerek Uludağ’ı dünyanın dört bir yanından 
	gelecek koleksiyoncular ve turistler için fotoğraf turizmine kazandırılması 
	yönünde hazırlıklarını sürdürüyor. 
	  
	Onaran “öncelikle kelebeğin tarihi ve bilimsel değerini anlatan sunumlar 
	yapacağım, sonrasında Uludağ’a hep birlikte çıkarak kelebeklerin yaşam alanı 
	olan Uludağ Milli Parkın’nın hudutlarında ki bölgenin korunması için gerekli 
	çalışmalara başlayacağız. Mesela o bölgede koyun otlatılmayacak.yukarıdan 
	gözlemlenerek hayvan ve insan sokulmayacak. Bir yandan tırtılları besinleri 
	olan sedum bitkisinin örneklerini kökünden çıkararak İstanbul’da 
	üreteceğiz,bir yandan da kelebek türünün sayısı artması için özel 
	yetiştirilen ve yumurta pupa evrelerine geçen Apollonlar bölgede salınacak.
	Bir sonraki adım ise Bursa Büyük Şehir Belediyesinde bir müze kurmak. Bölgenin ziyarete açılabilmesi için 3-4 yıl gibi bir süre yeterli. İnsanları 
	kelebeklerin uçuştuğu kırlara çekebilmek ,tepeden bakınca pırıl pırıl 
	kelebekler görüldüğünde emeğimizin karşılığını almış olacağız."
	                                                                        
	Kaynak: Apameia Aylık Aktüel Dergi- Yayım tarihi: 28.2.2010