|   
	
	Bursa Arkeolojik Yerleşmeleri 
	(BAY) Projesi Nilüfer ve Mustafa Kemalpaşa İlçeleri Etabı           
	20.6.2004        
	           Murat 
	Başlar 
	
	Araştırma süresi: 
	1 gün 
	
	Toplam katedilen yol: 
	300 km 
	
	Kaydedilen görsel malzemeler:
	75 adet dijital 
	fotoğraf + 15 adet dia + 25 dakikalık film 
	 Araştırılan Alanlar (Dönemsel Olarak Eskiden Yeniye)  
	
	Paşalar  
	
	Koordinatları:
	         
	N 39058.
	                               
	E  
	28017. 
	
	Rakım: 
	204 m                   
	İlçe: 
	Mustafa Kemalpaşa       
	Köy: 
	Paşalar 
	 1979 yılında bulunan Paşalar fosil buluntu yatağı, 15 
	Milyon yıl öncesine ait izleri barındırmaktadır. Kazılar devam etmektedir.  
	
	Aktopraklık Höyük  
	
	Koordinatları:
	         
	N 40010.            
	E  
	28046. 
	
	Rakım: 
	146 m       
	İlçe: 
	Nilüfer        
	Köy: 
	Akçalar 
	Neolitik yerleşme olan Aktopraklık, Akçalar Beldesi’nde 
	bulunan Karsan Fabrikası’nın batısında bulunmaktadır. Üzerinde çok yoğun 
	bitki örtüsü bulunması araştırmayı kısıtlamakla birlikte buluntu görülmesini 
	de etkilemektedir. Organize sanayi bölgesine çok yakın bulunmasından dolayı 
	tahrip edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır.  
	
	Çayırköy Höyük 
	 Koordinatları:
	        
	N 40012.                    
	E  
	29001. 
	
	Rakım: 
	126 m              
	İlçe: 
	Nilüfer      
	        Köy:
	Ertuğrul 
	Bursa – İzmir karayolunun üzerinde bulunan Alaadinbey 
	Mahallesine giren yolun batısında bulunmaktadır. Üzerinde şeftali ağaçları 
	ekilidir. Höyüğün kuzey kısmının bir bölümü tarla yapımı için kesilmiş. 
	Yüzeyinde yoğun İlk Tunç Çağı’na ait buluntular bulundurmaktadır.   
	
	Miletopolis 
	
	Koordinatları:
	         
	N 40002.                    
	E  
	28024. 
	
	Rakım: 
	57 m                     
	İlçe: 
	Mustafa Kemalpaşa 
	Meldebayırı ve üçkurnalar denilen mevkide geniş bir alana 
	yayılmıştır. Demir Çağı’na ait yoğun seramik parçaları barındırmaktadır.  
	
	Apollonia Ad Ryndacum 
	
	Koordinatları: 
	N 40010.      
	E  
	28040. 
	
	Rakım: 
	89 m                
	İlçe: 
	Nilüfer      
	Köy:
	Gölyazı 
	Bursa-Karacabey karayolunda 6 kilometre içeride, Apolyont 
	gölüne uzanan yarımada ve ada üzerinde, Gölyazı Beldesi ile iç içedir. 
	Kentten günümüze antik yollar, nekropol, heroon kalıntıları, taş kapı 
	denilen dış sur ile adayı kuşatan surlar, burçlar, açık hava tiyatrosu, 
	Hadrianus dönemine ait kapı, Kız Adası’nda Apollon Tapınağı, Manastır 
	Adası’nda St. Constantinus Kilisesi, Zambak Tepe’nin eteklerinde Roma 
	villaları önemli kalıntılardır. 
	
	--------------------------------------------------------------------------------------------------------------- 
	      
	27/6/2004 Keşif Gezisi Notları 
	 1.durak: 
	Tahtalı köyü: File Tepe köyün 200 m kuzeyinde 250 rakımlı bir tepe. Arazi 
	ağaçlık ve yoğun bitki  örtüsü 
	var. Yerleşim izine rastlanmadı. File Tepe yolunun her iki yakasında bol 
	miktarda çanak çömlek parçasına rastlandı. Ayrıca geç dönem(Bizans) olduğu 
	düşünülen harçla yapılmış iri taşlı 2-3 duvar parçasına rastlandı.Köyün bazı evleri duvarların 
	üzerine yapılmış, tahribat var. 
	
	2.
	durak: Kayapa Köyü: 
	Beldenin merkezinde bulunan caminin üzerinde yapılış tarihi olarak 1988 
	yazıyor, tarihi eser görünümünde değil. 
	
	3.durak: 
	Akçalar Beldesi: Fikirtepe yerleşimi köydeki yaşlılara soruldu, kimse böyle 
	bir ad duymamış. 
	
	4.   
	durak: Fadıllı köyü: 
	Eski Kemalpaşa yolundan 300 gidildiğinde yolun sol tarafında iki tarafı 
	kayalık olan vadiye patika bir yoldan giriliyor. Patika taş tabanlı.Patikanın 
	her iki tarafında bol miktarda çanak çömlek buluntusu var. Etrafta bol 
	miktarda taş görüldü fakat insan yapımı olduğunu düşündürecek bir ize 
	rastlanmadı. Sadece mezar benzeri bir çukur görüldü, 6-7 basamakla tabana 
	iniliyor, derinliği 1m kadar. Bazı bölgelerde amatör defineciler tarafından 
	kazılmış çukurlara rastlandı. 
	
	5.   
	durak: Ayva Köyü : 
	Köyden 300m lik bir patika ile büyük bir mağara ağzına ulaşılıyor. Patika yer 
	yer dik, kayalık. Mağaranın uzunluğunun 5.5 km oldu köylüler tarafından ifade 
	edildi. Mağaranın diğer ucu Doğanbey köyündeymiş.  
	
	------------------------------------------------------------------------------------------------------- 
    
	      27-02-2005 Tarihli Arazi 
	Çalışması Raporu 
	 Çalışmaya Katılanlar:  Alper Can        Mehmet 
	Askın           Melih Elal 
	         
	İlk Durağımız eski adı Misi Köyü olan Gümüştepe 
	Mahallesiydi.Burada konuştuğumuz köylüler eski evlerin yıkıldığından 
	dertliydi.Sit kapsamında olan bu evlere köylüler kendi imkanlarıyla 
	müdahalede bulunamıyorlarmış.İstekleri ya uygun bir şekilde onarılması ya da 
	tümden yıkılmaları.Fakat laf arasında köylülerin asıl gönlünden geçenin eski 
	evlerin tamamen yıkılarak temizlenmesi.1-2-3- numaralı fotoğraflar nispeten 
	iyi durumda olan evlerin resimleri.4-5 yıkık durumda bulunan eski okul 
	binası.6-7-8 sokak resimleri.9-10 yan cephesi yıkık durumda olan ve her an 
	çökebilecek durumda olan bir ev.11 numaralı resim bu evin hemen yanındaki ev 
	ile  
	olan tezat görüntüsü.Yandaki evi sahibi kendi 
	imkanlarıyla onartmış.12-13-14-15 eski evlerin oluşturduğu sokaktan 
	görünümler.16,17 yine yıkılmak üzere olan evlerden örnekler. 
	
	          
	İkinci durağımız Demirci Köyü idi. Buranın 
	camisi Anıtlar Kurulu tarafından koruma kapsamına alınmış. Camiden önce 
	yakınlarda bulunan bir hamamı görüntüledik. 18 
	numaralı fotoğraf hamamın yapılış ve onarım 
	tarihini gösteriyor.19-20 hamamın genel görünümü. Görüldüğü gibi sonradan 
	eklenmiş duvarlarla bir arada bulunuyor. 21 numaralı fotoğraf hamamın içini 
	gösteriyor, yıkık ve bakımsız. 22 numaralı fotoğraf ise hamamın külhan 
	kısmı (suyu ısıtmak için odun kömür yakılan kısım). Çöplüğü andırır bir 
	durumdaydı. 23-24-25 Demirci Köyü camisi. Tahminimize göre ancak birkaç 
	yüzyıllık idi. 
	
	   
	Sonraki durağımız Tahtalı Köyü. Anıtlar Kurulu 
	listesinde Erintaşıtepe Kalesi olarak görülen yerin yıkıntılarını 
	buluyoruz. 26-27 numaralı fotoğraflar, köylülerin söylediğine göre geniş bir 
	alana yayılmış olan kalenin kalıntıları. Köyün eski muhtarının köyün tarihi 
	hakkında bilgisi vardı. Ninesi 97 yaşında ölmüş ve köyde yaşamış olan Rum 
	nüfusu hakkında bilgisi varmış. Daha sonra 
	sözlü tarih çalışması yaptığımızda eski muhtarı 
	bulabilmek için kendisinin telefon numarasını aldık. 
	
	    
	Sonraki durağımız Özlüce Köyü. Köy kahvesinde yaşlılarla 
	yaptığımız sohbetten öğrendiğimize göre bu köyün ilk nüfusunu oluşturanlar 
	mübadele ile Yunanistan’ın Selanik şehrinin ilçelerinden gelenlermiş. Köy 
	meydanında oldukça iyi durumda kalabilmiş bir kilise 
	bulduk. 28-29-30-31-33-34 bu kilisenin genel görünümü. 35 numaralı fotoğrafta 
	görülen sütun parçasını köylülerden biri yakındaki bir evin temelinde 
	bulmuş, korunması için kilise yakınına getirmiş. Kilise benzerlerine göre 
	oldukça iyi durumda fakat köy meydanına bakan yüzdeki pencere çok kötü 
	durumda. Köylüler en azından kilisenin bu yüzünün daha iyi duruma 
	getirilmesini bekliyorlar.  
	
	          
	   
	Bir sonraki durağımız Ürünlü. Bölgede adı Kite kalesi 
	diye geçen yıkıntıları ararken 3 adet, birbirinden yaklaşık 300m aralıkla 
	farklı yönlerde sıralanmış 3 duvar kalıntısı gördük ve 
	fotoğrafladık.(37-38-39-40) Büyük duvar parçalarının az ötesinde arazi içine 
	dağılmış durumda bulunan büyük taş parçaları ve sütun parçalarını da 
	görüntüledik.(Fotoğraf 41-42) 43 numaralı fotoğraftaki sütun parçası ise 
	diğerlerinden daha uzak bir konumda, köy evlerinden birinin bahçesindeydi. 
	
	    
	Son durağımız Alaaddin Köyü idi. Burada gördüğümüz eski 
	cami Anıtlar Kurulu’nun listesinde yoktu.(44-45-46) Camları ve kapısı açık 
	olan camiye bir gece bilinmeyen kişiler girmiş ve 49 numaralı fotoğrafta 
	görülen tahribatı yapmışlar. Köylülerin bir 
	kısmının bundan haberi yok, bir kısmının ise 
	yeni haberi olmuş. Kitabesinden yaklaşık 200 senelik bir cami olduğunu 
	anladığımız caminin tavan güzel süslemesi 
	ise korunmayı bekliyor çünkü cami yağmur, toz, nem 
	gibi fiziksel etkenler dışında kötü niyetli kişilere de tamamen açık.        
	 
	
	---------------------------------------------------------------------------------------------------------- 
	  Gölyazı Envanter Çalışması Raporu 
	    
	20 Şubat 2005 günü Tarih-Kültür-Felsefe çalışma grubumuzdan Alper Can ve 
	Mehmet Askın’ın ve ayrıca Melih Elal’ın katılımıyla Gölyazı’da tarihi ve 
	kültürel varlıklarımızı tespit amacıyla belgeleme çalışması yaptık.  
	
	    
	Belde bir köprüyle bağlanmış iki yarımada 
	parçasından oluşuyor. Çalışmamıza batı yönünde bulunan yarımadadan başladık. 1 
	numaralı fotoğraf 
	sur kapısına benzeyen bir du,var kalıntısı. 2 
	numaralı fotoğraf bu surun hemen arka tarafından alındı. Duvar kalıntısı kimi 
	yerlerde yıkılmış ve aralara daha küçük boyutlarda taşlar onarım maksadıyla 
	eklenmiş. Ayrıca konutlar bu duvar kalıntıları ile iç içe.3 numaralı 
	fotoğrafta bir konutun duvarında sur duvarından çıkan taşların 
	kullanıldığı görülüyor. Alta büyük taşlar konmuş 
	üste doğru daha küçük taşlar ve aralara da kerpiç dolgu yapılmış. 4 ve 5 
	numaralı fotoğraflarda sur kapısı olarak tahmin ettiğimiz yerin görünümleri 
	var. 6 numaralı resimde eski duvara daha sonraki dönemlerde tuğla ile 
	yapılmış eklentiler görülüyor. 7-8- ve 9 numaralı fotoğraflar bir sivil 
	mimarlık örneği olan evi gösteriyor. Belde sakinleri ile yaptığımız görüşmede 
	bu evin yüzyılımızın başlarında orada oturan gayrimüslimlerden en 
	zengininin evi olduğunu öğrendik. Bu kişi yemek ihtiyaç maddelerinin ticareti 
	yoluyla elde ettiği geliriyle bu evi yaptırmış. Başlangıç noktamızdan batıya 
	doğru olan ilerleyişimizi sürdürünce batı yarımadasının en batı 
	ucunda, bizim bir liman olabileceğini 
	düşündüğümüz kalıntılara rastladık. Bu büyük taş kalıntıların bir kısmı 
	gölün içindeydi (10-11-12 numaralı resimler). En batı uçtan başlangıç noktamıza 
	doğru geldikçe yine sur kalıntısı duvarlar ve bunlara sonradan yapılan 
	eklentiler görüldü. Göldeki pelikanlar (17) ve diğer göl kuşlarını koruma 
	için yapılan çalışmalar beldenin ekolojik değerini 
	gösteriyordu. 21-22-23-24-25-26-27-28 numaralı fotoğraflar sur kalıntıları 
	yakınlarındaki bir duvar üzerindeki Latince yazı ve kabartmaları 
	gösteriyor(31-32-33-34 fotoğraflar balık mezatına ait). 35 ve 39 
	numaralı fotoğraflar batı yarımadasının uzaktan 
	genel görünümü. 36-37-38 numaralı fotoğraflar doğu yarımadasındaki 
	tiyatronun kalıntıları. İlk bakışta tiyatro olduğu çok belli değil. 40-41 
	numaralı fotoğraflar beldeyi Bursa-Balıkesir karayoluna bağlayan yolu 
	gösteriyor (kuzey yönünü). 42 numaralı fotoğrafta doğu yarımadasının en yüksek 
	yerinde çok sayıda bulunan açmalardan biri görülüyor. Çok yüzeysel ve çok 
	sayıda olan bu açmalarda bazı taşlar boya ile işaretlenmiş. Bu bu açmaların 
	yetkili kişiler tarafından yapıldığını gösteriyor. 43-55 arası fotoğraflar 
	beldenin girişinde yolun sol tarafında bulunan bir kiliseyi 
	gösteriyor. Damdan düşen kiremitlerin üzerindeki yabancı dil yazılar buranın 
	yakın dönemde ülkemizde yaşayan gayrı Müslimler tarafından kullanıldığını 
	düşündürüyor. 56 numaralı fotoğraf beldenin girişindeki bir duvar 
	kalıntısı. 57-60 arası fotoğraflar ise yine aynı duvar kalıntısının 
	yakınlarındaki bir kalıntı ve onun dibinde açılmış muhtemel bir defineci 
	çukurunu gösteriyor.  
	 
    
     |