Bursa'da Polisiye Yazarı Olmak

Bursa'da Edebiyat




 

Bursalı yazarların arasına yeni bir isim katılıyor. Cenk Çalışır'ın çok sevdiği Bursa sokaklarında geçen ve okuyanın soluğunu kesen Satranç Cinayetleri romanı, kitapseverlerin büyük ilgisini çekecek.

                     
     Bu kitapta, tarihi mekanları, sokakları ve çevresiyle, Trilye'deki şaşkına çeviren finale kadar Bursa sahne olarak kullanılıyor. Yazar çoğu zaman farkına bile varılmayan küçük ayrıntıları, kent sokaklarında akıp giden gerilime katıp, özellikle Bursalı polisiyeseverleri yaşadıkları mekanlarda merak uyandırıcı bir serüvene sürüklüyor. Çalışır'ın, Satranç Cinayetleri isimli polisiye-gerilim romanı kitapçı raflarındaki yerini bu hafta alıyor. Nemesis Kitap etiketiyle yayımlanan roman tam 396 sayfa. Kitap kapağındaki tanıtım ifadesini kullanırsak, gerçekten de, "Türk okuru, bir sonraki macerasını sabırsızlıkla bekleyeceği yeni bir polisiye yazarıyla tanışıyor."    
                                             
    Çünkü Çalışır, öyküsünü, satrançta bulunan strateji ve analiz unsurlarıyla büyük bir ustalıkla örüyor. Bu bir 'seri katil'in ve onu çok iyi tanıyan bir dedektifin öyküsü… "Bursa Emniyeti birbiri ardına işlenen cinayetleri çözmek için uğraşıyor! Görgü tanığı, parmak izi ya da kurbanları arasında ipucu sayılabilecek herhangi bir bağlantısı olmayan cinayetlerin tek bir ortak noktası var: Cesetlerle birlikte bulunan satranç taşları… Başkomiser Ali Çakır, genç kuşak komiserler Levent, Cengiz ve Bülent'le seri  cinayetleri çözme konusunda yol almaya çalışırken Ercan Demir olaya el koyuyor.
    Ülkede seri cinayetler artınca, bu konuda yurtdışında eğitim gördükten sonra çok gizli Ulusal Güvenlik Bürosu'nda çalışmak için yurda dönen Ercan, Bursa halkının haberdar olmaya başlayıp korktuğu seri katili bulabilecek mi?
Bu satranç cinayetleri oyundaki şahı kullanmadan çözülebilecek mi?
Yoksa 'Oyuncu' 'Şah' diyecek mi?"          

                                                                        Kaynak: Bursa Hakimiyet - 3.3.2010