BURSA EDEBİYAT GÜNLERİ" NİÇİN?


Bursa'da Edebiyat

Ahmet Oktay'ın 1. Bursa Edebiyat Günleri Değerlendirmesi




 

                                                                                                                     Ramis Dara   

    Yeni Biçem bir şehrin dergisi değil, Türkçe yazan okuyanların, edebiyatı, şiiri, her şeyin üstünde tutma tutkusunda birleştikleri bir dergidir; hatta Türkçenin yanında, ucundan kıyısından yeryüzünün öteki dilleriyle de ilişkisini düşünür. Yönetim yeri Bursa olduğu ve genel bakışla, ama haklılıkla, İstanbul dışında nitelikli edebiyat dergisi çıkamayacağına inanıldığı için, başlangıçta bize niye yerel’e yönelmediğimizi soranlar olurdu; sonra sonra, ama bu kez genellikle gizli gizli, Bursalı olmamakla eleştirildik. Bize sorarsanız komik bakışlardı bunlar; İstanbul dışında da edebiyat-şiir dergisi çıkarılabileceğinin somut örneğini ortaya koyabileceğimizi, belki koymaya devam edeceğimizi sanıyorduk, sanıyoruz çünkü.

   Seçkinci bakışımızın, kararlılığımızın en somut yararı şu oldu, olmalı; bizden sonra taşrada dergi çıkarmaya soyunanlar edebiyata, şiire daha saygıyla ve seçerek yaklaşmaya çalıştılar, çalışmalılar- kapasiteleri oranında. Dileğimiz ve özlemimiz Yeni Biçem’in naif havasını görünür kılacak, yani bizi aşacak, daha içerikli, daha nitelikli dergilerin çıkması.

    Şimdi denilecek ki: Madem ‘önce edebiyat sonra edebiyat’ diyorsunuz, ‘ekmek, su ve edebiyat’ çevrenizde savsöz olarak dolaşıyor; şu ‘Bursa Edebiyat Günleri’ de neyin nesi? Bursa’yla edebiyat arasında zoraki bir ilişki kurmuyor, üstüne üstlük kendinizle çelişkiye düşmüyor musunuz?

    -Hayır efendim, çelişkiyi severiz aslında, bize göre zenginleştiricidir, ufuk genişleticidir ama, burada çelişki yok. Bir kez, bu ‘günler’, hele de kitaplaştıkları sürece, Yeni Biçem projesinin bir uzantısıdır. Ve tıpkı bu dergi gibi bu ‘günler’ ve kitapları da, en kısa tanımıyla, gelecek yıllarda Bursa’dan edebiyatçı çıkabileceği umut ve isteğinin somut ortam ve araçlarıdır.

    Hep söylerim ve- anlaşılamadığı için- kızarlar: ‘Günümüz koşullarında taşradan edebiyatçı çıkmaz, Bursa’dan da edebiyatçı çıkmaz!” Osmanlılar döneminde İstanbul’la birlikte en çok şair yetiştiren şehir olan Bursa’da, bugün kaç şair yazar var? ..Edebiyat camiasında muteber sayılan iki sözlükte, Necatigil’le Kurdakul’unkinde, son baskıları itibariyle, Bursa’da yaşayan iki edebiyatçının hayat hikayesi bulunuyor sadece: Metin Güven’in ve bağışlayın, bu sözlerin sahibinin. Ben sonradan –Bursalıyım, on küsur yıllık; geriye bir tek Metin Bey kalıyor. Görüldüğü gibi, çıkmamış zaten Bursa’dan edebiyatçı!..

    Söz konusu sözlüklerin yeni baskılarında Hilmi Haşal’ın, Serdar Ünver’in, Mustafa Durak’ın, İhsan Üren’in, Nadir Gezer’in, İhsan Deniz’in, Haluk Cengiz’in, Nuri Demirci’nin, Saffet Soyöz’ün… hayat hikayeleri de yer alabilecektir. Hatta bana sorarsanız, kimileri hemen almalı da. Ama, hem yine, sayı sınırlı kalacaktır; hem de bu arkadaşlarımızın tamamına yakınının mesleki biçimlenme yılları başka şehirlerde geçmiştir.

    Ve yine bu arkadaşların tamamına yakını geçmişte ya da şu anda, bir dergiyle bağlantılı kişilerdir. İhsan Deniz dışındakiler ya Yeni Biçem’cidir ya da geçmişte Yeni Biçem’ciydiler.

    Şu güne geldiğimizde, Bursa’da nicelik hatta nitelik olarak Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden biri bulunmakta ve Bursa’da doğanların kimileri bütün öğrenimlerini bu şehirde kalarak tamamlayabilme şans ya da şanssızlığıyla karşı karşıyalar. Bunların arasından edebiyatçıların, şair ve yazarların çıkması için, Yeni Biçem ve benzeri dergilerin yanında, ilk ikisini gerçekleştirdiğimiz ve üçüncüsü için kolları çoktan sıvadığımız “Edebiyat Günleri”ne vb. etkinliklere ihtiyaç var.

Haydi daha şimdiden, 1998 kışındaki “III. Bursa Edebiyat Günleri”ne!

                                                                    Yazarın Yeni Biçem dergisi Temmuz 1997 sayısındaki yazısıdır