|
|
|
Ramis Dara
Yeni Biçem
bir şehrin dergisi değil, Türkçe yazan okuyanların, edebiyatı, şiiri, her
şeyin üstünde tutma tutkusunda birleştikleri bir dergidir; hatta Türkçenin
yanında, ucundan kıyısından yeryüzünün öteki dilleriyle de ilişkisini
düşünür. Yönetim yeri Bursa olduğu ve genel bakışla, ama haklılıkla,
İstanbul dışında nitelikli edebiyat dergisi çıkamayacağına inanıldığı için,
başlangıçta bize niye yerel’e yönelmediğimizi soranlar olurdu; sonra sonra,
ama bu kez genellikle gizli gizli, Bursalı olmamakla eleştirildik. Bize
sorarsanız komik bakışlardı bunlar; İstanbul dışında da edebiyat-şiir
dergisi çıkarılabileceğinin somut örneğini ortaya koyabileceğimizi, belki
koymaya devam edeceğimizi sanıyorduk, sanıyoruz çünkü.
Seçkinci
bakışımızın, kararlılığımızın en somut yararı şu oldu, olmalı; bizden sonra
taşrada dergi çıkarmaya soyunanlar edebiyata, şiire daha saygıyla ve seçerek
yaklaşmaya çalıştılar, çalışmalılar- kapasiteleri oranında. Dileğimiz ve
özlemimiz Yeni Biçem’in naif havasını görünür kılacak, yani bizi aşacak,
daha içerikli, daha nitelikli dergilerin çıkması.
Şimdi denilecek ki: Madem ‘önce edebiyat sonra
edebiyat’ diyorsunuz, ‘ekmek, su ve edebiyat’ çevrenizde savsöz olarak
dolaşıyor; şu ‘Bursa Edebiyat Günleri’ de neyin nesi? Bursa’yla edebiyat
arasında zoraki bir ilişki kurmuyor, üstüne üstlük kendinizle çelişkiye
düşmüyor musunuz?
-Hayır
efendim, çelişkiyi severiz aslında, bize göre zenginleştiricidir, ufuk
genişleticidir ama, burada çelişki yok. Bir kez, bu ‘günler’, hele de
kitaplaştıkları sürece,
Yeni Biçem
projesinin bir uzantısıdır. Ve tıpkı bu dergi gibi bu ‘günler’ ve kitapları
da, en kısa tanımıyla, gelecek yıllarda Bursa’dan edebiyatçı çıkabileceği
umut ve isteğinin somut ortam ve araçlarıdır.
Hep söylerim ve- anlaşılamadığı
için- kızarlar: ‘Günümüz koşullarında taşradan edebiyatçı çıkmaz, Bursa’dan
da edebiyatçı çıkmaz!” Osmanlılar döneminde İstanbul’la birlikte en çok şair
yetiştiren şehir olan Bursa’da, bugün kaç şair yazar var? ..Edebiyat
camiasında muteber sayılan iki sözlükte, Necatigil’le Kurdakul’unkinde, son
baskıları itibariyle, Bursa’da yaşayan iki edebiyatçının hayat hikayesi
bulunuyor sadece: Metin Güven’in ve bağışlayın, bu sözlerin sahibinin. Ben
sonradan –Bursalıyım, on küsur yıllık; geriye bir tek Metin Bey kalıyor.
Görüldüğü gibi, çıkmamış zaten Bursa’dan edebiyatçı!..
Söz konusu sözlüklerin yeni
baskılarında Hilmi Haşal’ın, Serdar Ünver’in, Mustafa Durak’ın, İhsan
Üren’in, Nadir Gezer’in, İhsan Deniz’in, Haluk Cengiz’in, Nuri Demirci’nin,
Saffet Soyöz’ün… hayat hikayeleri de yer alabilecektir. Hatta bana
sorarsanız, kimileri hemen almalı da. Ama, hem yine, sayı sınırlı
kalacaktır; hem de bu arkadaşlarımızın tamamına yakınının mesleki biçimlenme
yılları başka şehirlerde geçmiştir.
Ve yine
bu arkadaşların tamamına yakını geçmişte ya da şu anda, bir dergiyle
bağlantılı kişilerdir. İhsan Deniz dışındakiler ya
Yeni Biçem’cidir
ya da geçmişte
Yeni Biçem’ciydiler.
Şu güne geldiğimizde, Bursa’da
nicelik hatta nitelik olarak Türkiye’nin sayılı üniversitelerinden biri
bulunmakta ve Bursa’da doğanların kimileri bütün öğrenimlerini bu şehirde
kalarak tamamlayabilme şans ya da şanssızlığıyla karşı karşıyalar. Bunların
arasından edebiyatçıların, şair ve yazarların çıkması için, Yeni Biçem ve
benzeri dergilerin yanında, ilk ikisini gerçekleştirdiğimiz ve üçüncüsü için
kolları çoktan sıvadığımız “Edebiyat Günleri”ne vb. etkinliklere ihtiyaç
var.
Haydi daha şimdiden, 1998 kışındaki “III. Bursa Edebiyat Günleri”ne!
Yazarın Yeni Biçem dergisi Temmuz 1997
sayısındaki yazısıdır
|