|
|
Bursa hamam ve
özellikle kaplıcalar açısından çok zengindir. Çekirge’deki Eski Kaplıca´nın
temellerinin Bizans devrinden kaldığı söylenmektedir. Hatta Bursa´daki hamam
kültürü Roma devrine kadar inmektedir. Nitekim Bursa kaplıcalarıyla ilgili
en erken bilgi, MS 82 yılında Dion Khrysostomos´un konuşmalarında görülür.
Sikkelerde de Bursa hamamları konusunda bilgiler yer alır. Prusa´da basılan
bir parada,bir binadan su akarken temsil edilmiştir. Yanda ise iki kadın
vardır. Bu kadınlar, iki sürahiden su dökmektedir. L. Lobert´e göre paradaki
figürlerde kaplıcalar anlatılmak istenmektedir. Kadınlar da su perileridir.
Apollonia veya Orhaneli civarında da bir kaplıca olduğu bir yazıttan
anlaşılmaktadır. Roma döneminde, MS 112 yılında vali Plinius´un İmparator
Traianus´a yazdığı birçok mektup, Bursa´da yapılmakta olan bir hamama
ilişkindir. Mektuplardan bugün Kavaklı civarında olduğu anlaşılan Bursa´nın
bilinen en eski hamamı için imparator birçok vakıf malı ayırmıştır.
Genellikle dikdörtgen bir plan üzerine üç bölümden oluşan Bursa hamamlarının
girişinde "soğukluk" denilen bir bölüm bulunur. Genişçe olan bu bölümün
üzeri tuğla kubbe ile örtülü bulunup burada soyunma odaları yer alır.
Buradan ılıklığa geçilir. Ilıklık, çoğunlukla dar ve küçük bir alandır. Asıl
yıkanılan mekân olan sıcaklığın üzeri de tuğla kubbe ile örtülüdür. Sıcaklık
bölümünün ortasında çoğu yerde "göbektaşı" denilen bir seki bulunur. Bu
göbek taşının çevresinde de eyvan şeklinde veya oda şeklinde halvet odaları
yer alır. Yapının dışında ise su depoları ile kazan yeri bulunur. Duvarların
içinden de cehennem boruları denilen ve içlerinde sıcak hava geçen borular
yer alır. Bursa´daki hamamların birçoğu çift hamamdır. Yani hem erkeklere,
hem de kadınlara ait hamam yan yana yapılmıştır. Çekirge’de yapılan kaplıca
planları da, diğer hamamlardan farklı değildir. Sadece kaplıcaların
çoğunda,sıcak suyu bulunan havuzları vardır. 1840´lı yıllarda, uzun yıllar
Bursa´daki hamamlar üzerine araştırma yapmış 1880´li yıllarda Bursa´ya gelen
Mari De Laonay´a göre Bursa´da 27 hamam vardır. 1890´lı yıllarda Mehmet Ziya
ve 1905 yılında gelen Hasan Taib´e göre de Bursa´da sadece 26 hamam vardır.
Köylerdeki tarihi hamam kalıntılarının 100´ü aştığı rahatlıkla
söylenebilir.1893 yılında Bursa´ya gelen Max Müller bir hamamı şöyle
anlatır: "Biz, 350 yıl önce Kanuni Sultan Süleyman devrinde yapılmış olan
hamamları n en ünlüsünü ziyaret ettik. Beyler erkekler bölümüne girdi, beni
de kadınlar tarafına götürdüler. Tüm hamam son derece nefis desenli, parlak
renkli çinilerle kaplanmıştı. Dış odalarda hamamdan sonra, güzel Türk
hanımları muhteşem sırma işlemeli, son derece nefis renkli ipekliler içinde
sedirlere oturmuş, kahve ve sigaralarını içerek konuşuyor ve
dinleniyorlardı. Tabii burada yüzleri açıktı. İkinci bir odada ise, sudan
yeni çıkmış hanımlar, henüz giyinmemiş bir durumda, yarı uykuda uzanmış
yatıyor. Hamamın iç kısmı o kadar sıcaktı ki, ancak bir dakika durabildim.
Yüksek bir kubbe altındaki kocaman havuzda iri, kara gözlerinin büyük bir
çelişki oluşturduğu göz kamaştırıcı beyaz tenli kadınlar, çevresine sular
saçarak çırpınıyorlardı." Günümüze gelebilen Bursa merkezdeki kaplıcaların
en tanınmışları; Sultan I. Murad tarafından yaptırılan Eski (Armutlu)
Kaplıca, Sultan I. Bayezid tarafından yaptırılan Kükürtlü Kaplıcaları,
Kanuni Sultan Süleyman’ın veziri Rüstem Paşa’nın kendi adına yaptırdığı Kara
Mustafa Paşa Kaplıcası; I. Murad dönemine ait Girçık Hamamı ile 14 yüzyıla
ait Çekirge Hamamı ve II. Murad dönemine ait Çakırağa Hamamı’dır.Bursa
merkezinin dışında; İnegöl’de Oylat Kaplıcaları ile Çitli Maden Suyu
tesisleri; Bursa Mudanya yolu üzerinde Kara Mustafa
Hamamı;Mustafakemalpaşa’ya bağlı Akarca köyündeki Tümbüldek Kaplıcaları,
Gemlik,Umurbey köyü yolunda Terme Kaplıcası, Orhaneli’ne bağlı Ağaçhisar ve
Sadağ Kaplıcaları asırlardır şifa dağıtmaya devam etmektedir.
Eski Kaplıca (Armutlu Hamamı): "Eski Kaplıca" ismi ile
tanınan Armutlu Hamamı, Sultan I. Murad döneminde 1385 yılında yapılmıştır.
Bursa’da yapılmış en eski kaplıca hamamıdır. Nitekim bu kaplıcanın ilk
kalıntılarının Bizans (Justinianus) dönemine kadar indiği
görülmektedir. Sultan Yıldırım Bayezid döneminde, 1511’de bir soğukluk
eklenen tarihi hamam, taş ve tuğla dizilerinden yapılmış olup yer yer Bizans
devşirme parçalarından da yararlanılmıştır. Eski yapıda mevcut olan hücreler
ile ortadaki mermer havuz bugün kısmen korunmaktadır. Beş farklı mekândan
oluşan Eski Kaplıca, mimari özelliği bakımından Bursa’daki hiçbir hamam
yapısının planına uymaz. Soyunmalık ya da Soğukluk adı verilen bölümünün
ortasına büyük bir şadırvan yerleştirilmiş olup üzeri iki kubbe ve iki yarım
kubbe ile örtülmüştür. Buradan Ilıklık adı verilen ve sekiz sütuna oturan
yuvarlak kemerlerin taşıdığı kubbeli bir mekana geçilmektedir. 7 metre
çapında havuz çevresinde yer alan sıcaklık bölümünde arslan ağzı
başlıklardan sıcak sular akmaktadır. Kaplıcanın Bizans sütunlarıyla çevrili
havuz kısmında, “havuzdan yükselen buharla, kendinizi bir Wagner opera
sahnesinde hissedebilirsiniz. Havuzdaki su 45 derece, kaynakta ise 90
derecedir. İlginç olan, aynı yamaçta, Türklerin tabiriyle–karpuz
çatlatacak-derecede,buz gibi soğuk pınarlar da yer almaktadır”. Evliya
Çelebi’nin verdiği bilgiye göre, burada bir banyo yaptıktan sonra insan
vücudu, kulak memesine kadar yumuşuyor ve insanın eli vücudunda bir sabun
gibi kayıyor. Günümüzde, hamamın altında bulunan zarif Kemerli Çeşme’den kalp
çarpıntısına iyi geldiği söylenen su içilebilir ya da kaplıcanın sularında
şifa aranabilir.Eski Kaplıca suyunun; sindirim yolu, kadın ve kalp-damar
hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
Yeni Kaplıca: Çelik Palas´ın önünden sağa dönen yol
üzerinde yer alan Yeni Kaplıca, bölgedeki suyun, Kanuni Sultan Süleyman’ın
nikris hastalığına iyi gelmesi üzerine, Kanuni Sultan Süleyman´ın Veziri
Rüstem Paşa tarafından 1552 yılında yaptırılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ı
da iyileştiren bu kaplıca cilt, bağırsak, romatizma ve mesane hastalıklarına
iyi gelmektedir. Kaplıcanın soğukluğu oldukça geniş iki büyük kubbe ile
örtülüdür. Tek kubbeli soğukluktan,ortasında büyük bir havuzun bulunduğu
sıcaklığa geçilmektedir. Sıcak su aslan ağzından akarak seyrine doyum olmaz
bir görünüm ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra sıcaklığın girişinde
üzerleri küçük kubbelerle örtülü odalar sıralanmışlardır. Bu odalardan
sağdakine,suyunun sıcaklık derecesinin yüksek olmasından ötürü halk arasında
“Eflek Terleten”ismi verilmiştir. Kaplıcanın duvarları çini, tabanı
mozaiklerle kaplı olup, bunların hepsi döneminin en güzel örneklerindendir.
Kükürtlü Kaplıcaları:
“Bademli Bahçe Kaynağı”na bağlı olan
bu kaplıcalar, Bursa merkezi ile Çekirge arasındadır. Yedi kaynağı vardır.
Kükürtlü Oteli, Yeni Kaplıca, Kaynarca ve Karamustafapaşa hamamları bu
kaynağa bağlıdır. Kükürtlü ve radyoaktif olan bu sular, banyo ve içme olarak
Vakıfbahçe Kaynağı ile aynı özelliklere sahiptir. Ayrıca Kükürtlü suları
periferik damar hastalıklarına ve kronik iltihaplı hastalıklara iyi
gelmektedir.
Oylat Kaplıcaları:
İnegöl´ün 27 kilometre güneyinde Uludağ
eteklerinde 840 m. yükseklikte yer almaktadır.Aynı zamanda çam ağaçları
arasında şifa kaynağı bir kaplıca ve mesire yeri olan Oylat Kaplıcaları;
suyunun özellikleri bakımından dünyada 2. sırada yer almaktadır. Oylat
suyunun en büyük özelliklerinden birisi içilebilmesidir. Suyunun 40 derece
sıcaklıkta olması nedeniyle, soğutulmadan banyo yapma imkânı vardır. Su verimi
dakikada 3000 litre olduğundan, radon gazının fazlalığına bir avantajdır. Bu
gazlar etrafa yayılarak, solunum yolu ile vücuda geçer. Oylat Kaplıcası bol
sulu bir kaplıcadır. Üç aslan ağızdan havuza dökülür. Kurnalarında musluk
yoktur. Devamlı akar. “Arsenikli,sülfatlı, karbonatlı” bir sudur. İçmeye
elverişlidir. Modern havuzları vardır. Romatizma, nevralji ve kadın
hastalıkları, idrar yolları rahatsızlıklarında büyük yarar sağlar. Özellikle
ağrılı sinir hastalıkları için bir şifa kaynağıdır.
Tümbüldek Kaplıcaları: Mustafakemalpaşa’nın 15 km.
güneyinde, Akarca Köyü içerisinde bulunan Tümbüldek Kaplıcaları’nın çok eski
yıllardan beri varlığını sürdürdüğü sanılmaktadır. Nitekim Akarca´dan 2 km.
uzaklıkta bulunan Bahariye Köyü´ndeki tarihi hamam kalıntıları buna işaret
etmektedir. Harabelerden sökülen sütunlar 1895´te Tümbüldek Hamamı
onarılırken kullanılmıştır. Kaplıcanın soğuk kaynağı 21.C, sıcak kaynak suyu
ise 50 C’dir. Her ikisi de kimyasal yönden aynı özellikleri taşır. Romatizma
başta olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiği inanılan Tümbüldek
Kaplıcaları aynı zamanda bir mesire yeri olarak da kullanılmaktadır.
Çekirge Hamamı:
Bursa Çekirge semtinde I. Murad Caddesi’nin
yol seviyesinin altında kalan Çekirge Hamamı XIV. yüzyılda 1365’de
yapılmıştır. Bursalı kadınlarca şifalı ve kutsal bilinen bu hamam
başlangıçta halka açık, ücretsiz olarak yapılmıştır. Yolun birkaç basamak
altında girişi bulunan hamamın kapısı üzerinde tuğla ile deniz dalgalarına
benzeyen bir motif işlenmiştir.Girişten sonra oldukça uzun bir koridordan
soğukluk bölümüne ulaşılmaktadır. Soğukluk, trompların yardımı ile tek bir
kubbe ile örtülmüştür. Soğukluktan dikdörtgen planlı bir başka koridorda
sıcaklık ve helalar bulunmaktadır. Sıcaklığın üzeri de kasnaklı bir kubbe
ile örtülmüştür.
Çakır Ağa Hamamı:
Tophane’ye çıkan yolun solunda, bulunan
Çakır ağa Hamamı’nı Sultan II. Murad döneminde Sekban Başı ve aynı zamanda
Çakırcı Başı görevlerini yapmış olan Çakır Ağa yaptırmıştır. XV. yüzyılın ilk
yarısına tarihlenen hamam çifte hamamlar plan düzenindedir. Oldukça geniş
olan kadınlar ve erkekler kısmının sıcaklığının sonunda iki halvet hücresi
eklenmiştir. Soyunmalık bölümleri kare planlar halinde olup, üzerleri
kubbelerle örtülüdür. Kubbelerin oturduğu kasnakların üzerine ikinci bir
kasnak oturtulmuş ve böylece oldukça yüksek bir kasnak elde edilmiştir.
Sıcaklığın ortasında oldukça geniş bir göbek taşı bulunmaktadır. Hamamın
erkekler kısmı kadınlar kısmına göre çok daha geniştir. Ayrıca gelir
sağlamak amacıyla hamamın kuzey ve batısına dükkanlar eklenmiştir. Hamamın
yapı malzemesi taş ve tuğladandır. Çakır Ağa Hamamı 1962 yılında orijinal
durumuna uygun biçimde onarılmıştır. Günümüzde hamam işlevini
sürdürmektedir.
Nasuh Paşa Hamamı:
Bursa Setbaşı’ndaki köprünün yakınında
yer alan bu hamamı Sultan II. Beyazıd’ın sadrazamı Mesih Mehmed Paşa XV.
yüzyılın sonlarında yaptırmıştır. Mesih Paşa tarafından yaptırılan bu hamama
Nasuh Paşa denilmesinin nedeni de buraya uzun süre mütevellilik yapan
Mevlâna Nasuh ve oğlu Mehmet’ten kaynaklanmaktadır. Hamam ilk yapılışında
çifte hamam olarak yapılmış, daha sonra kadınlar kısmı yıkılarak
satılmıştır. Günümüze yalnızca erkekler kısmı gelmiştir. Kesme taş ve
tuğladan yapılmış olan hamamın üzeri kiremit örtülü kubbelidir. Bu bölüm
soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluk
bölümü 10.70 x 10.70 ölçüsünde, kare planlıdır. Üzeri de tromplu bir kubbe ile
örtülmüştür. Bu tromplar stalaktitlerle bezenmiştir. Kubbe dıştan kasnaklı
bir görünüme sahiptir. Soğukluk bölümü altlı, üstlü pencerelerle
aydınlatılmış olup, buradan ılıklığa geçilmektedir. Kubbeli olan bu bölüm
aydınlık feneri ve tepe camları ile aydınlatılmıştır. Sıcaklık bölümü
altıgen planlı ve beş eyvanlıdır. Bunun da üzeri kubbelidir. Buradaki yan
eyvanlar tonozlu olup, tepe camlı kubbeciklerle örtülmüştür.Yanlardaki iki
halvete geçiş XV. yüzyıl çinileri ve mermerlerle kaplıdır. Eski kaynaklardan
öğrenildiğine göre hamam, 1555, 1568 ve 1588 yıllarında onarılmıştır.
Günümüzde hamam işlevini sürdürmektedir.
Kara Maden Suyu:
Bursa - Mudanya yolu üzerinde bulunan Kara
Mustafa Hamamı’nın suyunun kaynağıdır. Kara Mustafa Hamamı’na ulaşan üç
kaynağın debilerinin toplamı 6,2 It / sn veya 28 masuradır. Bu hamama akan
suların ikisi sıcak, biri soğuktur. Sıcak suların menbaalarının yerleri tam
bilinmediği, sıcaklığının ise 550 C olduğu tespit edilmiştir. Kokusu yoktur.
Soğuduğu zaman normal sular gibi içilir. Çok berrak olduğu için Gümüşsuyu da
denilmektedir
Kaynak: Bursa Büyükşehir Belediyesi Veb Sayfası |