Ceyhun İRGİL
1889 yılında Bulgar göçmeni Ayşe ve Mahmud Kamburoğulları’nın oğlu olarak
Bursa’da doğdu. Askerî Tıbbiye’den 1913 yılında doktor yüzbaşı
olarak çıkıp 10 yıl boyunca cephelerde çalıştı. Balkan Harbi, Birinci Dünya
Savaşı ve Anadolu savaşlarında görev yaptı. 41 yaşında binbaşılıktan malulen
emekliye ayrıldı.
Türkiye’nin ilk radyologlarından ve Türk Tıp Tarihi
Kurumu’nun kurucu üyelerindendi.
Bir Kültür savaşçısı, İrem Ela Yıldızeli, Pan Yayıncılık, 1. baskı, 2009,
240 sayfa
Osmanlı Tababet Tarihi ve Beş
Buçuk Asırlık Türk Tababet Tarihi eserleriyle Türkiye’de tıp tarihi
ile ilgili yazı yazan ilk kişi unvanını aldı. 1925 yılında, Coğrafya
Encümen Azası iken bir bilimsel araştırma için 2545 metre yüksekliğindeki
Keşiş Dağı’nın zirvesine çıkarak Cumhuriyet tarihindeki ilk tırmanışı yapmış
oldu. Dağın heybetinden etkilenip “Uludağ” ismini verdi.
Bu dönemde Bursa
ile ilgili araştırmaları olan “Bursa ve Uludağ”, “Yeşil Camii” ve “Uludağ
Keşişleri ve Dervişleri” kitaplarını yayınladı. Bursa’daki Yıldırım
Darüşşifa Hastanesi’nin Osmanlıların Anadolu’da kurduğu ilk hastane olduğunu
ortaya koydu.
1934’te soyadı kanunu çıktığında Uludağ ismini
soyadı olarak aldı. 1935 yılında Eyüp Dispanseri şefliği yaparken, Atatürk
tarafından milletvekilliği görevine atandı. 11 yıl Konya milletvekili olarak
görevini sürdürdü. 1936 yılında Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu başkanı
oldu. “Musiki Federasyonu”nu kurdu. Onlarca bestesi var. Anlayacağınız
yazar, besteci, sporcu, doktor, radyolog, tarihçi, asker, antropolog,
tiyatro yazarı, milletvekili, özetle dahi bir vatansever…
Kim bu
adam? Dr. Osman Şevki Uludağ
10 yıldır adını Bursa’da bir kuruma,
caddeye verdiremediğim Bursalı… Bir insanın Bursa’da bir bina veya caddede
isminin ölümsüzleşmesi için daha ne yapması lazım?
Vefasız bu
kent… Vefasız olduğu kadar değerlerine, sahip olduğu değerlere ilgisiz..
Osman Şevki Uludağ için beklediğim bu vefayı,
Neşati Üster, Necati Vural,
Osman Aktan, Emin Erkul ve daha niceleri için de bekliyorum.
Nazım'ın
'güzel gözlü doktor' diye dizeler döktürdüğü, ömrünü Bursa ve Bursalılara
harcamış
Neşati Üster'i
araştırın, bugüne kadar adını duymadığınız için
utanırsınız.
Üniversitenin kurulması için kendini parçalayan Necati
Vural’ı bilmemek özür kabul etmez. İlk sağlık müdürlerimizden, başhekim,
Bursa Belediye Başkanı, milletvekili, İstanbul Belediye Başkanı… İstiklal
Savaşı gazisi operatör Emin Bey, düşman Ankara’ya yaklaştığında “Cephede
bana ihtiyaç olur “ deyip, bizzat cepheye gidip yaralı askerleri ameliyat
etmiştir.
Tophane’deki İstiklal Savaşı Şehitleri’nden
rahatsız olan bu kentte, Türk, Türküm demenin oldukça sıkıntılı olduğu bu
günlerde yazdıklarımın akıntıya karşı kürek çekmekten farksız olduğunu
biliyorum.
Bursa’nın yöneticileri, belediye meclis üyeleri,
belediyenin ulaştırma dairesi yöneticileri abuk sabuk sokak, cadde isimleri
koyarken bu insanları da aklınıza getirin.
Bursa’ya hakkı
geçen, bu kent ve halkı için ömrünü harcayan insanların isimlerini yaşatmak
varken, “ Çıkıntı Sokak ”, “ Kiraz Sokak ”, “ Vişne Caddesi ”, “ 2. İsimsiz
Caddesi ” ve dahi anlamsız yüzlerce sokak ve cadde ismi sizi de rahatsız
etmiyor mu?
Bursa Hakimiyet (6.2.2013)