Bursa'da Edebiyat

 

 

 

    

"Zeytin o kadar değerliydi ki çocuk okutmaya gerek görülmezdi"

               Dereköylü Şair Erkan Denkçioğlu

    Denkçioğlu, ilkokulu Dereköy'de bitirmiş. Bu güzel köyümüzün havasını tam soluklanamadan orta ve lise eğitimi için Bursa'ya göçmüş. İktisat Fakültesi'ni bitiren Denkçioğlu 1997-2023 yılları arasında bir bankada çalışmış. 2015 yılında "Şiir Kumsalı" ve 2023'de de "Son İstasyon" isimli şiir kitaplarına imza atan Denkçioğlu ile hem edebiyat çalışmalarını hem de Mudanya ve Bursa'ya ait hatırarını konuştuk.


-Erkan Denkçioğlu'nu kimdir, tanıyabilir miyiz? Nerede doğdunuz?
-9 Ekim 1971 yılında Mudanya’nın Dereköy’ünde doğdum.
-Eğitiminizi nerede tamamladınız?
-İlkokulu Dereköy’de orta ve liseyi Bursa Erkek Lisesinde Üniversiteyi de Anadolu üniversitesi iktisat fakültesinde tamamladım.
-Lozan Mubadillerinden misiniz?
-Evet 1924’te Selanik’ten Mudanya’ya göçen Lozan mübadillerindenim. Bütün dedelerimin ve ninelerimin doğum yeri Selanik’tir. Eşeklerle ve atlarla Selanik’ten yürüyerek Bursa’ya gelmişler.
-Mudanya Belediye Başkanları arasında Dereköy’lü olan birçok isim var? Onlarla görüp tanıma imkanınız oldu mu?
-Mudanya belediye başkanlarından Dereköy’lü olanlar Ali Narin Demirtaş ve Hasan Aktürk'türk. Ali bey zamanında ben çok küçüktüm. Hasan bey zamanında da Bursa da görev yapıyordum. Her ikisiyle de tanışma imkanım olmadı.

ESKİDEN ZEYTİN ÇOK DEĞERLİYDİ
-Dereköy, sizin zamanınızda nasıl bir yerdi? Biraz tasvir edebilir misiniz? Kaç haneydi?
- Benim çocukluğumdan zeytin üreticisi çok para kazanırdı. Zeytin fiyatları çok değerli olduğu için kimse çocuğunu okutmaya gerek görmezdi. Bizim gelirimiz çocuklarımıza bir gelecek sağlar mantığı hakimdi. Köyden Bursa’ya araç yok denecek kadar azdı. Kendi köyümden okumak için büyük şehire çıkan yoktu. Dereköy eskiden 200 haneydi. Tümü at ve eşeklerle zeytin çiftçiliği ile uğraşırdı.
-Erkek Lisesi'ne gidip geldiniz mi? Yoksa yatılı mı okudunuz?
-Ailem çiftçilikle geçimini sağlardı. Onlar köyden ayrılmadılar. Ben abimle beraber kiralık bir ev tutup okulumuza devam ettik.
-Erkek Lisesi o zaman nasıldı?
-Erkek lisesi bizim zamanımızda çok disiplinliydi. Askeri okul gibiydi. Okulun etrafı Berlin duvarı misali yüksek duvarlarla çevriliydi. Tüm dersler bitmeden çıkmak mümkün değildi. Eti senin kemiği benim mantığı vardı.
-Hangi hocalar etkisinde kaldınız? Unutamadığınız hocalar hangileri? Okul arkadaşlarınızla hala görüşüyor musunuz? İçlerinde ünlü isimler var mı?
-Bütün öğretmenlerimiz anne ve babadan tam vekalet almışçasına katı ve diktatör bir sistemle eğitim ve öğretim yapıyorlardı. Tam anlamıyla onlara emanettik.Edebiyat öğretmeni Ergin Köksalan’ın etkisinde kaldım.Zarafeti ve edebi kişiliğinden etkilendiğimi düşünüyorum. Okul arkadaşlarımızla halen görüşürüz belli aralıklarla yemekler yada eğlenceler düzenleriz. Okul arkadaşlarımız arasında Bursa’nın tanınmış doktorları ve iş adamları var.
-Ergin Hoca'nın neden etkisinde kaldınız?
-Ergin hoca duygulu bir kadındı bana edebiyatı o sevdirdi. Hisli olmanın yakıştığı nadir bir kişiliğe sahipti. Yıldız Kenter’e çok benzerzdi.

                                
-Çalışma hayatınızı nerelerde geçti?
Çalışma hayatım Bursa merkezde 4 ayrı şubede geçti. Çok stresli ve aksiyonlu yıllarım oldu. Askerliğimi yedek subay olarak Şırnak’ta yaptım.Daha sonra 1997 yılındaAtatürk caddesinde bulunan özel bir bankada çalışmaya başladım. Müşterilerimiz arasında büyük yoğunlukla kapalı çarşı esnafı vardı. Yüksek miktarlarda paralar dönerdi. Eskiden banka çeşitliliği bu kadar çok değildi. Sadece Atatürk caddesinde şubeler vardı. Diğer semtlerde şubeler yoktu. Müşterilerimiz arasına çok sayıda ünlü isimler oldu. 26 yıl çalıştıktan sonra emekli oldum.
-Çalışırken Bursa'da mı oturuyordunuz yoksa Mudanya'ya gidip mi geldiniz?
-Benim öğrencilik hayatım uzun yıllar Bursa’da geçti. Bursa’yı iyice benimsedim. Mudanyalı olmama rağmen Mudanya’da ekmek kapısı olmadığından Mudanya’da ne yaşamayı ne çalışmayı hiç düşünmedim. Bu sebeple Mudanya’ya tayinim çıkana kadar Bursa’da kirada oturdum. Bir gün Mudanya’da benim gibi bir çalışana ihtiyaç olduğunu ve ilçeye uzak oluşu sebebiyle kimsenin gitmek istemediği ve benim Mudanyalı olmam sebebiyle bana Mudanya’ya tayin olup olamayacağım soruldu. Teklif bana yapılınca kendi ilçem olduğundan dolayı teklifi kabul edip Mudanya’da kiralık daire tutup Mudanya’ya yerleştim. Kısa bir süre kirada oturduktan sonra Mudanya’nın yaşanabilir ve keyifli bir yaşlılık geçirilebilir bir yer olduğuna kanaat edip kendi dairemi satın aldım. Mudanya’ya kalıcı olarak yerleşmiş oldum.
-Edebiyata ilginiz nasıl başladı?
-Edebiyatla ilgim lisede Cahit Sıktı Tarancı’nın 35 Yaş şiirinden etkilenmemle başladı. ‘Çok geç fark ettim taşın sert olduğunu’ cümlesi adeta bize bir uyarı niteliği taşıyordu. Ya da ben öyle hissetmiştim.
    Lise çağımdan beri şiirler yazmaktayım. Bazı şiirlerimin bulunduğu defteri kaybettim. Aslında daha çok basılı şiirim olacaktı. Fakat o kayıplar bana yazmakta ve okumakta daha çok hırs kazandırdı. Hırs kazandıkça yazma ve okuma hızımı arttırdım. Sonra farkettim ki okudukça yazmak bir çağlayana dönüşüyor kelimeler kalemimden adeta akıyordu. Bu sebeple yazmanın temel prensibinin okumak olduğunu anlamış oldum. Okudukça taşan bilgiler adeta kaleminden yol bulup yazıya dönüşüyordu.
-Bugüne kadar hangi kitaplara imza attınız?
-2015 yılında şiir kumsalı ve 2023 yılında Son istasyon adında iki adet kitabım yayımlandı.
-Üzerinde çalıştınız yeni eserler var mı? Onlardan bize bahsedebilir misiniz?
-Televizyon Kutusu adlı bir hikaye kitabım ve Dörtdörtlükler adlı bir şiir kitabım henüz hazırlık aşamasında çalışmalarımın arasındadır.
-Televizyon Kutusu neyi anlatıyor?
-Almanya’da yaşayan bir Türk gurbetçisinin başından geçen gerçek ve ilginç hayatını kaleme aldım.
-Edebiyat dergilerini takip ediyor musunuz? Şiirlerinizi oralara gönderir misiniz? Veya şiirleriniz o dergilerde yayınlandı mı?
-Edebiyat dergilerini takip ediyorum. Şiir yarışmalarına katılıyorum. Kibele kültür sanat dergisinde şiirlerim yayımlanmaktadır.
-Kitap fuarlarına katılır mısınız? Veya şiir okuma programlarına?
-Kitap fuarlarına katılırım. Fakat şiir okuma programlarına sesimin güzel olmaması sebebiyle katılmam.
-6. Mudanya Kitap Fuarı sizce nasıl geçti? Daha iyi bir fuar için neler yapılabilir?
-Mudanya kitap fuarı çok sönük geçti. İlgi azdı. Tanıtım hiç yapılmamıştı. Bursa’da yaşayan hiçbir arkadaşımın bu fuardan haberi yoktu. Sosyal medyanın haricinde hem Bursa’da hem Mudanya’da duvar bilbordlarına reklam yapıştırmak suretiyle reklamı yapılabilirdi.
-Mudanya'yı kültür ve sanat açısından nasıl buluyorsunuz? Sizce ilçenin kültür ve sanat hayatı yeteri kadar canlı mı? Ve daha neler yapılabilir?
-Mudanya’da kültür ve sanat yok denecek kadar azdır. Belediye başkanlarının bireysel çabaları ile birtakım etkinlikler yapılıyor. Halbuki tarihi açıdan hiç te azımsanmayacak eski eserlere sahip bu ilçe Kültür Bakanlığınca ele alınıp, Ülke çapında ünlü sanatçılar davet edilerek tarihi eser mekanlarda konserler verdirilerek tanıtımı yapılabilir.
-Çocukluğunuzun ve bugünün Mudanya’sını karşılaştırır mısınız?
-Çocukluğumda Mudanya Ege’deki bakir bir balıkçı kasabası gibi sakindi. Lokantaları ucuz, caddeleri bomboştu. Sadece bir caddesi vardı. Caddeden hemen denize inen dar basamaklı merdivenler vardı. Oralardan iner ve gelen dalgalardan ayaklarımız ve paçalarmız ıslanırdı. Herkes birbirini tanır ve yolda karşılaşınca selamlaşırdı. Günümüz Mudanya’sı kimsenin kimseyi tanımadığı çok kozmopolit bir hal aldı.
-Çocukluğunuzda Mudanya'da hangi mahallede oturdunuz?
-Çocukluğumda Mudanya’da hiç ikamet amaçlı oturmadık. İlkokula kadar Dereköy’de orta ve lise ve üniversite çağlarım Bursa’da birçok mahallede kira konutlarında geçti.
-Bursa'da hangi mahalle ve semtlerde oturdunuz?
-Mollaarap, Maksem, Nalbantoğlu mahallesi
-Mudanya'da daha çok nerelerde denize girerdiniz?
-Bugün marinanın olduğu yer Arnavutköy kumsalı idi. Denize orada girerdik.
-Nerelerde oynardınız?
-Çocukluğumda akrabalarımın bulunduğu Girit mahallesine sık sık gelir günlerce kalır denize girerdik. Girit mahallesinde mahvel de denen eski askeri gazinonun bulunduğu deniz kenarında kuzenlerimle oynardık.
-Mudanya'nın sizin için özel olan bir yeri var mı?
-Mudanya’nın bana göre en özel yeri mütarekenin bulunduğu Girit mahallesidir. 18. Yüzyılda İtalyan mimar Piçiretu tarafından her sokağından denizin görünmesini sağlamak amacıyla ızgara plan şemasıyla özgün bir mimari ile yapılmıştır. Kendine has mimarinin yanında her sokağı baca etkisi yaparak esen rüzgarı deniz tarafından alır ve tüm caddede sert rüzgarın hissedilmesine sağlayacak şekilde yayar. Bu sebeple esinti kuralını bilen herkes yazın en sıcak günlerinde bile bu sokakların başına oturup serinler.

Kaynak:
https://www.habermudanya.com/detay/zeytin-o-kadar-degerliydi-ki-cocuk-okutmaya-gerek-gorulmezdi-36741?fbclid=IwY2xjawFKIEJleHRuA2FlbQIxMQABHUGrURHjj-KgYDIlDwaXE6acn3aYNmlDGOe2z06rHweV2y9MNNhiI4b0CA_aem_3poLia4TMAupGyqhdqkw7Q