Tekirdağ/Şarköy’de kent PTT müdürünün 4’ncü çocuğu olarak dünyaya geldi.
Baba emekli olunca 1954 yılında Bursa’ya yerleşildi ve nüfus kütüğü de
Bursa’ya taşındı. Artık aile Bursalı olmayı seçmiş oldu.
İlkokul son,
ortaokul ve lise eğitimini sırasıyla; Şerif Artış İlkokulu, Mehmet Çelebi
Ortaokulu ve Bursa Erkek Lisesi’nde tamamladı.1962 yılında Ankara Hukuk
Fakültesi’ne girdi. 3 yıl sonra 1965 yılında askere giderek eğitimini sona
erdirdi. Askerlikten sonra 1967 yılı eylülünde Yapı Kredi Bankası’nda
Ankara’da muhasebe memuru olarak işe başladı.
1973 yılında
çalıştığı banka tarafından Amerika/Newyork kentine ABD bankacılığını
öğrenmek üzere gönderildi. 6 ay uluslararası ve Amerikan bankacılığını
inceledi. Dönünce 2. müdür olarak Kızılay/Ankara’da kambiyo müdürü olarak
görev yaptı. 1976 yılında Avustralya Bankalar Birliği’nce düzenlenen
“Gelişen Çevrede Bankacılık” adlı bir ay süren ve dünyadaki bütün ülkelerin
müdürler düzeyinde temsil edildiği Melbourne Üniversitesi’ndeki seminerde
ülkeyi temsil etti. Tebliğler sundu tartışmalara katıldı.
1978
senesinde çalıştığı bankadan istifa ederek serbest hayata intikal etti ve
inşaat malzemeleri alım ve satım (demir ticareti) işlerine girdi. Serbest
ticarette istediği başarıyı elde edemeyince 1984 yılında tekrar Bursa’ya
döndü.
1985 yılında
Muradiye semtinde turistlere yönelik ticarethane açtı ve 1989 yılı ocak
ayında Kapalıçarşı’da etnografik eserler üzerine antikacılığa başladı. 2006
yılında Kapalıçarşı’daki dükkânını kapatarak Bodrum’da 2008/9 yıllarında
antika dükkânı açtı. İstediği verimi elde edemeyince Bodrum’dan tekrar
Bursa’ya döndü ve ticareti bıraktı.
2000 yılında
Uludağ Üniversite’nin düzenlediği Halk Kültürü Sempozyumu’na katıldı, iki
tebliğ sundu, üniversitenin sempozyumla ilgili olarak çıkardığı kitabında
tebliğleri yayınlandı. 2000 yılında Kültürlerde Şahmeran, 2006 yılında da
İnançlarda Şahmeran ve Mistik/Gizil Simgeler Gelenek ve Kavramlar adlı
kitaplarını yayınladı.
Bursa’nın
yerel gazetesi Haber gazetesinde uzun yıllar yazdı. Daha sonra Yeni Bursa
adlı internet gazetesinde Halk kültürleri, Orta Doğu, ülke sorunları,
futbol, Bursaspor ve güncel konularda yazılar yazdı. Barış Partisi
Kuruculuğu ve il Başkanlığı yaptı 1999 seçimlerinden sonra siyaseti bıraktı.
Siyasetten sonra Bursa Haber Gazetesi’nde 2007 yılına kadar köşe yazarlığı
yaptığı gibi Yeni Bursa internet Gazetesi’nde yazıları yayınlandı. 2013 yılı
eylül ayında vefat etti.
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Tankut Bey ile Anılarım - Ekrem Hayri
PEKER
İsmini Bursa
siyasetinden ve daha sonra gazetelerdeki yazılarından biliyordum. Haber
gazetesindeki yazılarında “eşekler” çok güzel yazılar yazdığını anımsıyorum.
“Vefa” diye bir kavramı unuttuğumuz için gazete sahip değiştirince yazarlar
kısmından yazıları kaldırıldı. Daha sonra gazeteci Mehmet Ali
Yılmaz’ın kurduğu Yeni Bursa sitesinde yazmaya başladı. Sitedeki son yazısı
4 Ekim 2013 tarihini taşıyor. “Bursaspor.net” sitesinde Bursaspor üzerine
yazdığı yazıları binlerce kişi okuyordu.
Antikacı dükkânına taşlara meraklı bir arkadaşımla gitmiştim. Arkadaşım,
akik taşlı bir yüzük aldı.
2004 yılı sonunda Özbekistan’a gittim. Dört
ay sonra hastalanıp döndüm. 2005 yılında tekrar gittim. Özbekistan’da
yaşarken Bursa ve Anadolu’yla benzerliklerimi kaleme almaya başladım. 2008
yılında döndükten sonra Irgandı köprüsündeki Bursa Araştırmaları Vakfı
ofisinde karşılaştığımızda sohbet ediyorduk. Sonra beni Bursa yerel
basınında iyi bir yere sahip olan Meydan gazetesine götürdü. Bu gazetenin
kültür sayfalarında yazmaya başladım.
Sonra
Bodrum’a gitti. Arada geldiğinde yazar kasasını Bodrum vergi dairesine
kaydettiremediğini, bu nedenle kredi kartıyla satış yapamadığından
yakınıyordu. Kızı da o sırada Bodrum’da veteriner hekim olarak bir klinikte
çalışıyordu. Bir trafik kazası geçirdi. Belkemiği kırılmıştı. İyileşince
Bursa’ya döndü. Yeşil civarında deri süsü eşyaları yapan birisiyle beraber
bir antikacı dükkânı açtı. Daha sonra Hisar’da orduevinin kapısı karşısında
bir yer tuttu. Ankara ve İstanbul’daki antika pazarlarına da gidiyordu.
Bana
olaylı TİP Kongresi'ne katıldığını anlatmıştı. Türkiye İşçi Partisi
kurulduktan sonra sadece aydınlar arasında değil; işçiler, Marmara ve Ege
köylüleri arasında kök salmaya başlamıştı. Nazım Hikmet’in Bursa’daki
hapishane arkadaşı İsmail Başaran’ın İznik’teki köyü Müşkile’de TİP kök
salmıştı. Başlarında kasketleriyle bir grup Müşkileli, TİP’in seçim
propagandalarına katılması, sadece Bursa’da değil tüm ülkede ilgiyle
karşılanıyordu.
1965
yılındaki Bursa TİP kongresi toplandı. Komünizmle Mücadele Derneği, Aybar’ın
Bursa’ya geleceğini duyunca, çevre ilçelerden topladığı bir grubu
Setbaşı’nda kongrenin yapıldığı Saray Sineması’na doğru yönlendirmişti.
“Komünistler Moskova’ya” diye bağıran bu gurup, sinemanın kapılarını
zorlayıp içeri girmiş, parti yönetici ve delegelerini dövmeye başlamıştı.
Avukat Şükrü Akmansoy Mahfel’de dövülürken, genel sekreter Cemal. H. Selek
ise yerlerde sürüklenmiş, Adnan Cemgil ve Ali Karcı da ağır biçimde
yaralanmıştı.
Olaylar
sırasında Tankut Sözeri, Nihat Behram ve Fevzi Kavuk canlarını, Setbaşı
Köprüsünden dereye atlayarak kurtarmıştı. (Tankut Bey, bana “Kongreden
kaçıp, Irgandı Köprüsüne giden sokağa bağlantılı çıkmazın girişindeki evin
ikinci kat penceresinden içeri girdiğini, evin mutfağından bir bıçak alıp
kongreye döndüğünü” anlatmıştı.)
Senatör
Suphi Karaman mecliste; “31 Mart’tan beri Bursa böyle bir vahşet yaşamadı.
Olaylar olurken, Hükümetin kılı bile kıpırdamadı. Yoksa 31 Mart’ta olduğu
gibi Selanik’ten bir ordunun gelmesi mi bekleniyor” diye bir konuşma yapması
üzerine olay, ertesi günü gazetelere manşet olmuş, Cumhurbaşkanı Cemal
Gürsel de, Komünizmle Mücadele Derneği fahri başkanlığından istifa etmişti.
İlk kitabı
Kültürlerde
Şahmeran adını taşır. yayınevinden
çıkmış, İkinci kitabı “İNANÇLARDA ŞAHMERAN” Bursalı kitapçı ve yayıncı Mecit
Bilgin’in Asa Yayınları tarafından yayınlandı. Kitabı okuyunca büyük bir
şaşkınlık geçirdim. Halk kültürü üzerine müthiş bir bilgisi vardı. Daha
sonra evindeki kütüphanedeki tarih kitaplarını görünce bu bilginin kaynağını
öğrendim.
Tankut
Bey, sadece antikalar, eski yazmalar ve eşyalar alıp satmamış. Zamanla o
eşyaların ve inançların kökenini tarihsel köklerine doğru yola çıkmış.
Bir
gece beni evine davet etti. Meze hazırlamayı çok iyi biliyordu. “Aşçılığım
iyidir” demişti. Salonundaki kitapları görünce kendimden geçtim. Müthiş bir
kitaplığı vardı. Tarih, halk kültürleri ve okütizm üzerine çok sayıda seçme
eserler mevcuttu. Bektaşi kültürüne vakıf olması, Bektaşi dedesi olması da
sanırım gizil bilimleri araştırmasında etkili olmuştu.
Dostuma, tufanla ilgili bulduğum bilgileri, kitapları götürüyordum.
Polinezya’da tufanla ilgili söylenceler, burada ve dünyanın diğer
yerlerindeki piramitlerle ilgili ne bulursam götürüyordum. Bu konularda
saatlerce konuşuyorduk. Sanırım sonunda bu yönünü anlayan birini bulmuştu.
Partlarla ilgili bir kitabını okumak için istemiştim. Epey tereddüt etti,
“Namusuna güveniyorum” dedi. Kitabın içine de kaşesini vurdu. Daha sonra
ikişer, üçer kitabını bana vermekte tereddüt etmedi. Vefatından sonra
bendeki beş kitabını kızına götürdüğümde çok şaşırmıştı ve “Babam sana ödünç
kitap mı verdi?” diyerek şaşırmıştı.
Üçüncü
kitabı “MİSTİK/GİZİL SİMGELER GELENEK VE KAVRAMLAR” önce Avrasya Etnografya
Yayınları tarafından yayınlandı. Kitabın daha geniş kitlelere ulaşması için
girişimde bulundum ve KASTAŞ Yayınevi tarafından basıldı.
Son
siyasi faaliyeti gazeteci dostu Mehmet Ali Yılmaz’ın CHP Osmangazi ilçe
başkanlığına adaylığına destek oldu. Yılmaz’ın Demirtaş’ta tuttuğu seçim
bürosuna gidip çalışmalarına destek veriyordu. Seçime başka güçler karıştı
ve Yılmaz kaybetti.
Sıhhatli olduğu günlerde beraber Heykel-Setbaşı hattında tur atar, bazen
simit sarayında çay içerdik. Kendisiyle ilgilendiği konularda sohbet
ederdik. Bazen Orion kuşağını ve Mısır Piramitlerini, Hebron’u, Mısır
dışındaki piramitleri bazen yaradılıştaki sırları, simgeleri ve tarihsel
değişimini, Hazreti Süleymanı ve kuşları konuşurduk.
Yaptığı
çalışmalar Bursa dışında duyulamadı, duyuramadı. Sadece Barış Partisi Bursa
İl Başkanı ve muhalif yazar olarak bilindi. Kıvrak zekâsıyla yazdığı yazılar
yüzünden Bursa’nın günlük gazetelerinde yazdırılmayan bir gazeteci oldu.
Uzun yıllar emek
vererek oluşturduğu ve birbirinden nadide binlerce kitaptan oluşan şahsi
kütüphanesi Mümin Ceyhan Bursa Araştırmaları Kütüphanesine bağışlandı.
www.belgeseltarih.com/tankut-sozeri-hayati-eserleri/
'den kısaltarak alınmıştır.
|