|
|
Aynur Temelöz
1962
Bursa doğumlu Aynur Temelöz, Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği
Fakültesi'nden 1986 yılında mezun oldu. 12 senelik meslek hayatına son
verip, sanatsal çalışmalarına ağırlık verdi. Özellikle resim alanında
yaptığı çalışmalar ile ilgileri üzerine toplayan sanatçı, son yıllarda
Osmanlı minyatür sanatı üzerine çalışmalar yapmaktadır. Aşağıda şeffaf
yaprak üzerine yapılmış minyatür örneklerini görmektesiniz. Aynur Hanım ile
iletişim için Balibey Hanı'ndaki atölyesine uğrayabilir ya da
minyatursanati@hotmail.com adresini
kullanabilirsiniz.
Markuteri
Hobi olarak başladılar, ustası oldular
|
Bursa'da bir çift, yaklaşık 15 yıl önce hobi olarak başladıkları,
farklı renklerdeki ahşapların çeşitli formlarda kesilerek istenilen
motiflerin elde edilmesi için yan yana getirilmesi sanatı olan
marküteriyi kurslarla gençlere öğretmeyi hedefliyor. Büyükşehir
Belediyesince restore edilerek kısa süre önce hizmete açılan Bali
Bey Hanı'nda atölye açan Kıymet (42) ve Mesut (43) Korkmaz çifti,
yaptıkları ürünleri burada sergiliyor. Kıymet Korkmaz, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, eşinin lise yıllarında ağaç işleri üzerine
eğitim aldığını ancak devam ettirmediğini söyledi. Ahşaba ilgilerini
evlendikten sonra geliştirmek amacıyla marküteriyi öğrenmeye
başladıklarını belirten Korkmaz, merakla başladıkları marküteri ile
yaklaşık 15 yıldır uğraştıklarını ifade etti. Korkmaz, evlerinin
altındaki atölyede genellikle sipariş üzerine çalıştıklarını
belirterek, konak tavanları, yatak odası gibi çeşitli mobilyalar ve
özel ışıklandırmaları çalışmalarına örnek verilebileceğini kaydetti.
Bunun dışında tablo, biblo, hediyelik eşya gibi ev ve oda
aksesuarları yaptıklarını belirten Korkmaz, ''Karı koca bu işle
uğraşınca doğal olarak 16 yaşındaki kızımız da marküteriye merak
sardı. Bizimle atölyeye iniyor. Okulunda ve derslerinden boş vakit
buldukça işlerimize yardım ediyor. Ufak tefek kendi çalışmaları da
oluyor'' diye konuştu. Korkmaz, marküterinin MÖ 3 binli yıllara
kadar uzanan çok eski bir sanat dalı olduğunu, Osmanlı İmparatorluğu
döneminde genellikle saray süslemelerinde kullanıldığını kaydetti.
Marküterinin Rönesans döneminde Fransa'da da çok ilgi gören bir
sanat olduğunu, o zamanlara ait muhteşem eserler bulunduğunu
söyleyen Korkmaz, İngiltere, İtalya ve Almanya'da çok ustaca
çalışmalar bulunduğunu belirtti.
-MARKÜTERİ İLE GELEN ÖDÜL-
Korkmaz, Bursa Özel İdaresince düzenlenen ''Bursa Simgesini Arıyor''
yarışmasında marküteriyle yaptıkları ''Hacivat ve Karagöz'' ile ''Kozahan''
tablolarıyla birincilik ödülü aldıklarını bildirdi. Köklü bir
geçmişi bulunan bir sanat dalını yaşatmak için Bali Bey Hanı'nda
kurs açacaklarını bildiren Korkmaz, şöyle konuştu:
''Bursa'da bizden başka marküteri ile uğraşan kimse yok. Türkiye'nin
birkaç yerinde de marküteri sevdalısı çok az sayıda arkadaşımız var.
Bu yüzden marküteriyi özellikle gençlere öğretmeliyiz. Üstelik
meraklıları da yok değil. Bu amaçla karı koca olarak kurs açacağız.
Hatta şu anda kursa kayıt yaptıran 18-79 kişi de var. Geçmişi
eskilere dayanan böyle bir sanat dalını birkaç kişiye öğretir de
yaşatabilirsek çok mutlu olacağız.''
Korkmaz, kendisinin daha çok desenleri toplamayı, eşinin ise desen
kesmeyi sevdiğini belirterek, marküteriden çok para kazanmadıklarını
ancak sanatın ölmemesi, ayakta kalması için uğraş verdiklerini
bildirdi. Bali Bey Hanı'ndaki atölyelerini gezenlerin yaptıkları
çalışmalara hayran kaldığını, herkesin bütçesine göre bir şeyler
aldığına ifade eden Korkmaz, yaz sezonuyla çok sayıda yabancı
turistin atölyelerine uğramasını beklediklerini sözlerine ekledi.
Kaynak: Bursa Hakimiyet (11.4.2010)
|
Tespihevi
Bursa'da, dedesinin 9 yaşındayken hediye ettiği
tespihle başlayan merakı 20 yıldır devam eden Aşkın Kaya, bir servet
değerine ulaşan koleksiyonun sahibi oldu. Aşkın Kaya'nın Bali Bey Hanı'nda
açtığı dükkanda, 200 yıllık ve 60 bin dolar değerinde olanların da
aralarında bulunduğu 500'ün üzerinde tespih sergileniyor.
Tespih merakının yanı sıra ticaretle uğraşan Kaya Osmanlı'dan kalma bir
kültür simgesi olan tespihin günümüzde çoğunlukla ''magandalık simgesi'
olarak algılanmasına çok üzüldüğünü belirtiyor.
''OSMANLI'DA ZENGİNLİĞİN SİMGESİYDİ''
Kaya, geçmiş yıllarda insanların, ustaların ellerinden tespih alabilmek için
aylarca beklediğini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Araplarda zenginliğin simgesi kokudur, kişi sürdüğü kokuyla değerlidir.
Osmanlı'da da tespih bir zamanlar öyleydi. İnsanlar saraya tespih yapan
ustaların tespihlerini çekebilmek için çok uzun süreler beklermiş. Zaten
dünyanın en değerli tespihleri de Osmanlı döneminde yapılmıştır. Özetle,
tespih bir zamanlar çok değerliydi. Ben de bu değeri, koleksiyonumu beğeniye
sunarak, insanlarımıza hatırlatmak istiyorum.''
Tespihte imameden tanelere kadar el işçiliğinin kullanılmasının büyük değer
taşıdığını ifade eden Kaya, koleksiyonunda Türkiye'nin değerli ustalarının
ellerinden çıkan ve değerli objelerden yapılan çok sayıda tespihin yer
aldığını anlattı.
Kaya, koleksiyonunda, imamesi üzerinde Osmanlıca ''Ya Allah Ya Muhammed''
yazan, neceftaşından yapılmış ve değeri 60 bin doları bulan bir tespih
bulunduğunu belirterek, araştırmasını yaptırmamakla birlikte bunun
padişahlardan kalma bir eser olduğunu düşündüklerini kaydetti.
KADINLAR ARASINDA DA CİDDİ TESPİH MERAKLILARI VAR
Türkiye'de çok sayıda iş adamı ve akademik kariyer sahibinin tespih
koleksiyonu bulunduğunu dile getiren Kaya, kadınlar arasında da ciddi tespih
meraklılarının bulunduğunu söyledi.
Kadınların daha çok zümrüt, elmas, yakut gibi değerli taşlardan yapılmış ve
renkli tespihlere ilgi gösterdiğini vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:
''Benim koleksiyonumda da zümrüt, elmas, yakut, safir gibi çok değerli
taşlardan yapılmış, sanatsal değeri yüksek tespihler yer alıyor. Türkiye'nin
yanı sıra Almanya, İtalya, Fransa ve Dubai gibi dünyanın birçok ülkesinde
sergi açtım. Bir ay sonra Fransa'da yine 'El sanatlarından tespihin
güzelliği' adıyla bir sergi açacağım. Sergilerimde, müzayedelerde çok uçuk
fiyatlara satılacak tespihleri görmek mümkün. Ayrıca, tespihlerimi
satmıyorum sadece sergiliyorum.''
Tespihi, bugüne kadar bir ticaret malzemesi olarak düşünmediğini, mesleğinin
de bu olmadığını ifade eden Aşkın Kaya, şunları kaydetti:
''İşlerimin dışında yıllardır tespih koleksiyonuyla uğraşıyorum. İnsanlara
tespihi sevdirmek ve bu kültürü aşılayabilmek için de tespihlerimi
sergiliyorum. Tespih sevda işidir. Sergilerimi gezen birçok kişi, bana
ulaşarak bilgi almak istiyor. Elimden geldiğince onlara da yardımcı olmaya
çalışıyorum. Bu kültürü yaşatmak, özellikle gençlere de aşılamak en büyük
hedefim. Ömrüm el verdiği sürece de tespih biriktirmeye devam edeceğim.''
Ummihan Ağırman
www.ummihanagirman.com
Geleneksel Türk Gölge-Kukla Tiyatrosu - Nevzat
Çiftçi
ciftcinevzat@gmail.com
Cilt ve Kağıt Hastanesi
Yücel Öztürk - H. Gürsel Bilmiş
??
Hanın diğer sakinleri: Kendiniz
ve sanatınız ile ilgili bilgi gönderirseniz seve seve size de bu bölümde yer
vereceğiz. - alperca@hotmail.com
|