|
|
Bursa pek çok açıdan olduğu gibi ekonomik yönüyle de
önemli bir kent. Bugüne kadar bunu hep dile getirdik. Bursa’yı tanıyan,
bilen herkes bunu söyler zaten.
İşte bunun bir kanıtı daha; beğenilse de beğenilmese de Bursa artık bir
dünya kenti durumunda.
Bursa, dünya sıralmasında 253’üncü büyük şehir olarak yer alıyor. Dünyadaki
binlerce şehir arasında 253’üncü olmak önemli değil mi sizce?
Geçtiğimiz günlerde yazılı bir açıklama yapan DOSABSİAD Başkanı Ceyhun Özüm,
Bursa’nın değerlerinin görmezden gelindiğini, bu durumun Bursa’ya büyük
haksızlık olduğunu belirtmişti. Özüm’e katılmamak elde değil.
Bazı kesimler Bursa’yı ne kadar görmezden gelmek isterlerse istesinler,
Bursa her şekilde varlığını, büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Dünyada 40 ülkede 69 ofisi bulunan ve iş stratejileri konusunda küresel bir
yönetim danışmanlık şirketi olan Boston Consulting Group (BCG) tarafından
hazırlanan rapora göre Bursa, dünyanın potansiyeli en yüksek pazarları
arasında bulunuyor.
BCG’nin “Yükselen Piyasa Şehirlerinde Kazanmak - Dünyanın En Büyük
Fırsatları İçin Rehber” adlı raporunda, 500 binin üzerinde nüfusa sahip 717
dünya kenti, hem nüfus, hem de ekonomik büyüme açısından hızla gelişen
şehirler olarak sıralanıyor.
Bursa’nın 253’üncü olarak yer aldığı dünya sıralamasında, İstanbul 12’nci,
Ankara 57’inci, İzmir 122’inci ve Adana 340’ıncı durumda.
Listenin daha alt sıralarındaki, Mersin, Kayseri, Konya ve Antalya ile
birlikte Türkiye’den 9 şehir yer alıyor bu raporda.
Şimdi gelelim bu 9 kenti biraz daha yakından incelemeye…
Türkiye'nin toplam nüfusunun yüzde 45'i bu 9 kentte yaşıyor.
Türkiye’nin toplam ihracatının yüzde 73’ü bu 9 kentten yapılırken, ithalatın
yüzde 76’sı da yine bu 9 kente gerçekleştiriliyor.
Tek başına Bursa ihracatta yüzde 10 paya sahip ve Bursa, İstanbul’dan sonra
Türkiye’de en çok ihracat yapılan ikinci şehir durumunda.
Türkiye'deki toplam banka mevduatının yüzde 72'si bu 9 ildeki bankalarda
bulunuyor.
Banka kredilerinin yüzde 61'ini bu 9 kent kullanıyor.
Bursa, sadece yüzde 2.5 kredi kullanıyor ki, bu da Bursa'nın özkaynaklarıyla
iş yaptığını, finansal açıdan kuvvetini gösteriyor.
Gelelim işin vergi ile gelir ve gider boyutuna; Ülke genelindeki tahakkuk
eden verginin yüzde 70'i, tahsil edilen verginin yüzde 68'i bu 9 kentten
elde edilirken, buna karşılık giderlerin sadece yüzde 17'si bu 9 kente
harcanıyor.
Ve son bir bilgi daha, ülke genelinde yeni şirket kuruluşunun yüzde 69'u bu
9 kentte oluyor.
İşte bu 9 kent ve bilhassa Bursa, yukarıda verdiğim örnekler yönüyle önemli.
Tekrar BCG’nin raporuna dönersek, raporda, bu kentlerde diğer gelişmekte
olan ülke kentlerindekine benzer bir trend gözlendiği, bu benzerlik gelişen
bir orta gelir grubu, artan bireysel gelir düzeyi, büyümekte olan kentler ve
bunlarla ilintili olarak gelişmesi beklenen sağlık, konut ve tüketim
sektörleri şeklinde özetleniyor.
Raporda, bu kentlere yatırım yapan firmaların global ölçeğe sahip oldukları,
aralarında Bursa’nın da bulunduğu bu kentlere yönelik doğru stratejileri
oluşturabilen şirketlerin önümüzdeki yeni dönemin şampiyonları olacağı
vurgulanıyor.
Rapordan aktaracağım son bilgi; sadece 5 sene sonra küresel ekonomi
büyümesinin yüzde 67'si bu kentler tarafından oluşturulacak. Bu kentlerdeki
orta sınıf 2015’de yüzde 70 oranında artacak. Dünya’daki büyük şehirlerin
daha iyi konut, ulaşım, su, kanalizasyon ve elektrik üretim/ dağıtım
beklentilerini karşılamak üzere 2030 yılına kadar alt yapıya 40 trilyon
dolar yatırım gerekecek.
İşte bu şehirlerden birisi de Bursa ve ilk üçte birlik dilimde yer alıyor.
Biz kanıksamış olsak da, DOSABSİAD Başkanı Ceyhun Özüm’ün ifade ettiği gibi
bilinçli yada bilinçsiz bu kenti görmezden gelmeye çalışsalar da, Bursa’nın
önemi giderek artıyor.
Bursa buna, kaçınılmaz gidişe hazır olsa iyi eder.
Nadir Tülek'in 27 Eylül 2010'da Bursa Hakimiyet
gazetesinde yayımlanan yazısıdır
. |