12 Eylül 1922 de TBMM eski binası önünde
söylenen nutuktan
.........……………………………….
Başımızın üstünde parlayan bu ikindi güneşi
şimdi kurtulan Aydın’ı, İzmir’i ve Bursa’yı aydınlatıyor. Burada
kurtaranların bayramı, orada kurtaranların ve kurtulanların bayramı var…
Aydın’a, İzmir’e, Bursa’ya evleri donatan,
sokakları kızartan bayraklarımızla şafaklar indi. Kurtarıcı askerlerimizin
geçtiği yollardan sevgili Bursa’ya selamlar gönderiyoruz….
Ben Bursa’yı bilirim. Kaç defa camilerinde,
türbelerinde uzun uzadıya dalgın saatler geçirdim. İçinde atalarımızın
uyuduğu topraklarından yeşil duman gibi tüten servilikleriyle üstüne daima
bir ay ışığı vurmuş gibi bembeyaz duran minareleriyle, Bursa da şimdi bayram
yapıyor.
Sonbahara kadar sus sesleri içinde uyuyan Bursa;
çamlarının, dede çınarlarının dallarında deniz hışırtıları eksik olmayan
Bursa!...
İlkbahar olunca, ovalarına şafaklar devrilmiş
gibi gelincik bulutlarıyla taraf taraf kızaran, tutuşan Bursa! Şimdi sevinç
göz yaşları içinde kurtuluş bayramını yapıyor.
Biraz ötede gök kubbelerin altında tek olan,
zavallı İstanbul’umuz var. Daha ötede, Tuna’nın, Arda’nın, Meriç’in kol kol
uzandığı ovaların ortasında, başında bir dağa benzeyen büyük bir gufran
dalgasıyla, Selimiye’siyle duran zavallı Edirne’miz var. İstanbul
kurtulanları düşünerek seviniyor ve kurtulmayı bekliyor.
Hamdullah
Suphi Tanrıöven (1885-1966)
Mütareke günlerinden sonra idi. İzmir’e Yunan
askerleri çıktığı vakit, başımıza gelen tehlikeyi, o anlamıştı. İstanbul
anlamıştı ki büsbütün karanlığa giriyoruz; belki bu tarih kapanacaktır,
bitecektir. Evlerden, mahallelerden seller gibi çıktılar; seller birleşerek
dereler oldu, dereler birleşerek nehirler oldu. Matemlere bürünmüş, simsiyah
bayraklar altında toplananlar bir mahşerdi, bir kıyametti…
O yerlerde bir daha toplanacağız;
İstanbul’umuzun, Edirne’mizin kurtuluşuna şükretmek için toplanacağız…
Tanrı, Yüce Tanrı! Bizi cenk işlerinde muzaffer
kıldın; bizi sulh işlerinde de muzaffer kıl!..
Karanlıklarımız var, ağartacağız; yurdumuz
virandır, şenleteceğiz; yüz binlerce öksüz yavrumuz var, okutacağız,
büyüteceğiz…Tanrı, Ulu Tanrı!.. Bizi bu işlerde de muzaffer kıl!..
Hamdullah Suphi Tanrıöver
( Dağyolu’ndan)
|