|
|
Ali Tezel 1906’da Bulgaristan’ın Karlıova kasabasında doğmuş. Üç aylık bebekken
ailesi Bursa’ya göç edip Soğanlıköy’de yerleşmiş. Ali Tezel Bursa’nın ilk
karoseri atölyesinin kurucusu olan Abdullah Usta’nın kalfası. Anılarını şöyle
anlatıyor:
“Ben Abdullah Usta’nın yanında marangozdum, doğramacıydım. Abdullah Usta
çok iyi ustaydı. Bir aralık, sanıyorum 1931-32’de Fehmi Ağa geldi. Karacabeyli
zengin bir adamdı, kamyonları vardı. Abdullah Usta’ya dedi ki: Bana bir tane
otobüs yapabilir misin? Ustam da “yaparız” dedi. Ona bir otobüs yaptık. ‘Milli
kamyon’ tabir ettiğimiz arabalar vardı, sonra onları yapmaya başladık. Bunlar
düz, basitti fakat içine yirmi kişi müşteri biner, üstteki bagajı çok sağlam,
etrafı demirle sarılı direklerinin, iki ton, üç ton yük atarlardı. İşte
karoserciliği orada öğrendik".
Soruyoruz Ali Tezel’e, “bu işin tekniğini öğreten oldu mu. planını çizen
biri?”
“Yok canım! İnan olsun biz kendi kafamızdan yapardık. Ben kendim çizer,
kendim yapardım. Karoser konusunda Bursa’da biz ilkiz. Sonra Abdullah Usta’nın
vaziyeti bozuldu. Makineleri haciz ettiler. Sonra İstanbul’a gitti, Sirkeci’de
Bursa Garajı vardı, orayı açtı.
İki dükkanımız vardı. Biri Çakırhamam’da Demirtaş Paşa’nın türbesinin duvarına
bitişikti. Öteki de yanında. Yani şimdi yolun olduğu yerdeydi ikisi de. Bizim
çalıştığımız dönemde bir de Paytoncular Hanı’nda Hafız Sadık vardı. Bir de
boyacımız vardı, Yusuf. Hani o Macar Yusuf, asıl adı Josef. Yusuf koymuştuk
adını. Bu Josef’i Abdullah Usta getirtmişti Almanya’dan. O yıllarda bir de
İstanbul’da İbrahim Usta türemişti. Aynı zamanlarda başlamışız. Önce başladık bu
‘milli kamyon’ denilenden. Sonra İstanbul’daki İbrahim Usta’da otobüs
yaptıranlar geldi. Biz de onları taklide başladık. Çekiçle bombe vermeye
başladım. Bazı müşteriler yatık isterdi, bazıları dik. Siparişe göre yapardık,
standart yoktu. O zamanlar birkaç çeşit imalat vardı; 1-Milli kamyon, 2-Otobüs,
3- Otobüs müsvettesi, 4-Kaptıkaçtı
Otobüs müsvettesi dediğim otobüsün basit soyu, ucuz soyu daha doğrusu. Fazla
bombesi olmayan, işçiliği ve masrafı az. Yani ikinci, üçüncü sınıf otobüs.
Mesela otobüs yapardık 500-600 liraya. Döşemesi, camı, boyası hepsi içinde. 20
liraya boya yaptırırdık, 20 liraya da döşemesini. Ondan sonra 50-60 lira bir
masrafı vardı ayrıca. Derisini İstanbul’a gidip alırdık. Son şehir otobüslerini
yaptığımız zaman 800 liraya mal oldu. Belediye reisi o zaman Edip Rüştü beydi.
8-10 araba yaptık belediyeye. Milli kamyonlarda keçi derisi kullanırdık. Bu
kamyonları evvela 170-180 liraya yapıyorduk. 300-350 liraya kadar çıktı
sonraları. 1938’de kamyon kasalarını 51 liraya yaptığımı iyi hatırlıyorum.
Otobüs müsvettesinin maliyeti 300-400 liraydı. Kaptıkaçtılar da 400 lira falan.
Otobüsler 500-600 lira. O zaman kerestenin metresi 16-18 liraydı. 20 lira
verirsen şahanesini alırdın. Bugün o kerestenin metresi 1 milyon lira.
Eskiden yalnız İstanbul ve Bursa’da vardı karosercilik. Sonra Eskişehir’de
başladı. Ta Adana’ya kadar gelenler vardı bana, Isparta’dan, Afyon’dan. Hele
Afyon’dan çok müşterimiz vardı, Karadeniz’den, Samsun’dan. Karacabey ve
Bandırma’dan gelen de çoktu".
Bir otobüs karoseri ne kadar zamanda yapılırdı?
“Karoserine göre. Milli kamyonları bir haftada yapardık. Ama otobüsler bir, bir
buçuk aydan evvel çıkmazdı. Zaten on, on beş gün boyası sürerdi. Evvela otobüsün
iskeletini çakardık. İskeletten sonra demir bağlantılarını yapardık. Çünkü o
zamanlar müşteriden çok yük için yapılırdı otobüsler. Sonra sacını çekerdik.
Oradan çıkınca Pirinç Hanı’na boyaya gönderirdik. Abdullah ile Macar Yusuf
ortaktı oradaki boyahanede. O zaman en büyük yevmiye 1,5-2 liraydı. 3 liraya, 4
liraya haftalıkla çalışan çocuklar vardı. Onların da karnı doyardı yani. En iyi
parayı ben verirdim. Abdullah Usta’nın yanında 2,5 liraya yevmiye ile
çalışırdım, 1931 senesinde. O sene evlendim. O parayla yani 2,5 lira yevmiyeyle
düğün masraflarını ödedik, biraz borç yapmıştık, onu da ödedik".
Ali Tezel 1941’de, Genel Savaş’ın en yoğun olduğu dönemde ordu için 500 tane yük
arabası yapmış. O zamanlar fayton yapımcıları Pirinç Hanı’ndaymışlar. Motorlu
araçlar ortaya çıkınca onlar da başka alanlara yönelmişler.
Bursa’da Yakın Zamanlar, Yılmaz
Akkılıç, Bursa Ticaret Borsası- Bursa Gazeteciler Cemiyeti yayını, 2006, s.
118-124'den kısaltarak alınmıştır |