|
|
Raif Kaplanoğlu
Mudanya Tren Hattı İle İlgili Bilgiler
Merinos Tren İstasyonu’nun son şefi 86 yaşındaki İbrahim
Tunabay ile Bursa'nın demiryolu günlerini konuştuk. Tunabay, 1943 yılından
1948 yılında Mudanya treninin işletmeden kaldırılmasına kadar görev aldığı
Merinos İstasyonu'nun yeniden yapılmasına çok sevinmiş. Çünkü düğünü bile bu
istasyonda olmuş. Tunabay, demiryolu altında hiçbir ev olmadığını
hatırlıyor. Önce hareket memuru sonra da istasyon şefi olan Tunabay'a,
demiryolculuk o kadar zor gelmiş ki, işçiliğe geri dönmeyi bile düşünmüş…
Açılış töreni
Tren, Bursa'nın eğlence aracıydı Merinos
İstasyonu, genellikle Merinos Fabrikası'na hizmet ettiği için istasyonun
sorunlarını da Merinos Fabrikası çözermiş. Tunabay'ın hatırladığı kadarıyla
o tarihte İstanbul'un sebze gereksinimini Bursa sağlıyormuş. Mudanya
treninde 11 kuruş ile 22 kuruş arasında değişen üç mevki varmış.
Tunabay'a göre o yıllarda tren, Bursa'nın eğlence aracıydı. Yazın, perşembe
günü geldi mi, Bursalılar Mudanya'ya trenle taşınırdı. Sahilde uzanır,
semaver kurup 2-3 gün burada kalırdı. Pazar günü ise trenle Bursa'ya dönüş
olurdu… Burgaz'a kadar tüm sahil Bursalılarla dolardı. Aileler, Mudanya'ya
gitmek için evin kiremitlerini bile satardı…
Demiryolu
yapımı çok uzadı V. İ. Kandes 42
kilometre uzunluğundaki hattın 1874 yılında tamamlandığını ancak 1883'te faal
olmadığını yazıyor. Mari de Laune'ye göre de bayındırlık bakanlığından
alınan bilgiye göre planları hazırlanmış olan bu hattın Mösyö Prosel'in
düzenlediği plan üzerine yaptırılmış: "Hattın genişliği 4 metre,
demir çubuklar arası 1 metre 10 cm'dir. İlk istasyon Mudanya İskelesi'dir.
Daha sonra Koru adındaki istasyona gelinir. Kaplıcalar istasyonundan
sonra Gemlik yolunu aşıp Bursa'ya gelir. Tren Nilüfer'i, iki taraftan
ayakları kagir ve üzerleri ahşap iki köprüden geçer. Bunlar Küçük Köprü ve
Sumcuralar Köprüsü adını taşır. Saatte 30
km hızla gider. Yolculuk 4 saat almaktadır." Mudanya treni ancak 1891
yılında faaliyete geçmişti.
Tren ücretleri
1913 yılındaki vilayet meclisi kayıtlarına göre Mudanya treni
her sabah ve akşam hareket edermiş. Ancak haftada iki gün tam kapasite
dolarmış. Bu nedenle işletmeci firma zarar etmekteymiş. 10 Temmuz 1953’te
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce çıkarılan bir yasayla, zarar ediyor
gerekçesiyle işletme kapatıldı. Raylar zaman içersinde bir bir sökülerek
satıldı. Günümüzde Eski Garaj'ın doğusundaki Demiryolu Caddesi adı yaşıyor
yalnızca.
Abdülkadir
Beye göre Mudanya treni, yolcularını saat 09.00'da Bursa'nın Acemler,
Yahudiler, Demirtaş istasyonlarında demet demet çiçekler halinde terk eder: "Orta halli bir yolcunun Yeniyol ve Setbaşı otellerinde rahat
edeceği için son istasyona kadar Bursa ovasının tüm yeşilliğini tümüyle kana
kana seyir etmesi gereklidir. Demirtaş İstasyonu'nda binilecek olan araba
yolcuyu daha önce sözünü ettiğimiz semtteki otellerden birine götürmek için
7 kuruştan aşağı 10 kuruştan yukarı olmamak üzere bir ücret alır."
1926 yılında
Cemal Nadir'in yayınladığı bir broşürde Mudanya-Bursa demiryolu
tarifesi şöyledir: Mudanya'dan hareket: Raporların ve Rodine nazaran
asgari 13.00'te Bursa'dan: Sabahları 7.30'da Perşembe günleri sabahı
ve akşamları katar vardır. Mudanya'dan 7.30 ve Bursa'dan 17-10 arasında
hareket eder. Birinci mevki 135 kuruş, ikinci mevki 98,30 kuruş
üçüncü mevki 60 kuruştur. 4 yaşından 10 yaşına kadar çocuklara
nısf/yarım bilet…"
Trenin
Mudanya’dan kalkış saati, 08.10 idi. Saat 12.15’te İstanbul’dan Mudanya’ya
vapur gelir ve saat 13.00’da posta treni adında bir sefer daha yapılırdı.
Bursa’dan saat 17.00’da bir tren kalkardı. Aradaki zamanda ise yük trenleri
devamlı çalışırdı. Yaz aylarında ise adına tenezzüh trenleri denilen
seferler konulurdu. Bursalılar Burgaz ve Mudanya’ya denize gelirlerdi. Cuma
ve cumartesi günleri iki tren birden sefer yapardı. Çadırlar kurulur,
piknikler, eğlenceler yapılırdı. Pazar akşamı aynı trenle geri dönülürdü
Bursa’ya.Yörük Ali Köyü’nde her yıl mayıs ayında panayır düzenlenir,
Bursalılar ve Mudanyalılar trenle bu panayıra taşınırdı. Tren, Bursa'nın
eğlence aracıydı. Aileler, trenle Mudanya'ya gitmek için evlerinin
kiremitlerini bile satardı
Tren istasyonları
Trenin ilk istasyonu, bugünkü yeni belediye binasının olduğu yerdeydi. Bu
istasyon, Demirtaş istasyonuydu. Bu istasyondan sonra ikinci durak
Merinos'taydı. Ama istasyonun adı Muradiye istasyonuydu. Ardından Paşa
Çiftliği’nin olduğu yerde, Acemler istasyonu vardı. Yolcuları aldıktan sonra
bacasından çıkan siyah dumanların içinde düdüğünü çalarak ilerler ve
Beşevler bekleme durağına gelirdi. Kısa bir duraklamadan sonra Geçit
Köprüsü’nü geçip, Mürseller Köyü yanındaki durağa gelir, oradan Yörük Ali
Köyü durağına varırdı. Son olarak Mudanya’da yolcularını indirirdi. 41
kilometre uzunluğundaki bu yolculuk 2 saat kadar sürerdi. Saatte 30 km
giderdi. Oysa kara yolculuğu 4 saatte alınıyordu.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Mudanya sahil şeridinde, denize
nazır uzunca bir bina olan Mudanya Garı, 1849 yılında Fransızlar tarafından
gümrük binası olarak inşa edildi (günümüzde otel olarak kullanılıyor). İskeledeki bu ihtişamlı bina, dönemin en
şaşaalı, en göz alıcı mekânıydı. Bursa’dan Fransa’nın Lyon kentine ham ipek
ipliği ihracatını kolaylaştırmak amacıyla, 1874'te Mudanya-Bursa arasında 42 kilometre uzunluğunda bir
demiryolu hattı inşa edildi. Bursa’daki fabrikalarda üretilen ipekler,
demiryoluyla Mudanya’ya taşınır oradan da denizyolu ile Marsilya’ya
tarifeli seferlerle gönderilirdi. Böylece önceleri gümrük ambarı olarak
hizmet veren bina Mudanya Tren İstasyonu olarak görev yapmaya başladı.
Ancak bu durum çok uzun soluklu olmadı: 1892 yılında Belçikalı bir şirketin
başlattığı tren seferleri, 10 Temmuz 1953 günü sonlandırıldı.
Tren aşırı derecede yavaştı Bursa-Mudanya arasında
uzun yıllar boyunca ulaşımı sağlayan, Bursa’da üretilen malların Avrupa’ya
ve dünyanın çeşitli yerlerine taşınmasında önemli rol oynayan bu demiryolu
hattı, zarar ettiği gerekçesiyle, TBMM'nin çıkardığı bir yasayla kapatıldı. Trenin kaldırılmasının başlıca nedeni ise
beklenen faydayı getirmemesi ve aşırı derecede yavaş olmasıydı. O günleri
yaşayanların anlattıklarına bakılırsa tren rampalarda öylesine
yavaşlıyordu ki yolcular, özellikle de çocuklar trenden inip bağlardan meyve
toplayabiliyordu. Ardından treni yakalayıp yola devam ediyorlardı.
Mudanya’dan kalkan tren, iki saatte Bursa-Acemler İstasyonu’na varıyordu.
Demiryolu yabancı bir şirket tarafından işletildiği için tarifeler de
alafranga saate göre yapılmıştı. Fakat bu durum karışıklıklara yol açıyordu.
5 Eylül 1892′de şirket tarafından çıkarılan bir yazı ile halk uyarılarak
alafranga saate göre yolcuların kendilerini ayarlaması istendi. Ancak genel
istek üzerine uygulama sonradan alaturka saate çevrildi. Bursa-Mudanya
arasında sefer yapan trende üç çeşit mevki vardı. Birinci mevki, kompartıman
şeklinde olup kırmızı deri koltuklara sahipti. Diğerlerine göre lüks sayılan
bu kompartımanın bilet ücreti 10 kuruştu. İkinci mevki, yeşil deri
koltukluydu ve biletler 5 kuruştu. Üçüncü mevki olarak da, yazın iki-üç adet
tahtadan yapılmış, etrafı açık vagonlar eklenirdi trene. 1926 yılında Cemal
Nadir’in yayınladığı bir broşürde ise tarife şöyledir: Birinci mevki 135,
ikinci mevki 98, üçüncü mevki 60 kuruş. 4-10 yaş arası çocuklara yarım
bilet… O yıllarda tren, Bursalıların en gözde eğlence aracıydı. Yazın
perşembe günleri Mudanya’ya trenle giderlerdi. Sahilde uzanır, denizin ve
güneşin tadını çıkarır, semaverde demlenen çaylarını yudumlarlardı. İki-üç
gün burada kaldıktan sonra pazar günü yine trenle Bursa’ya dönerlerdi.
Burgaz’a kadar tüm sahil Bursalılarla dolup taşardı.
Gar
binasından otele… 1922 yılında Amerikalı yazar Ernest
Hemingway’in “toz toprak içinde ikinci sınıf bir kıyı kasabası” diye
tanımladığı günümüzün sakin ve güzel sahil beldesi Mudanya’nın treni,
79 yıl hizmet verebildi. Mudanya- Bursa demiryolunun tek yönlü olması ve
diğer hatlara bağlanamaması bu hattaki trenin sonunu hazırladı. Tren
kaldırılıp hat söküldükten sonra gar binası, kimi zaman depo kimi zaman da
antrepo olarak kullanıldı. Ardından uzunca bir süre boş kaldı ve yıprandı. 1989
yılına gelindiğinde, yok olmaya yüz tutmuş harabe halindeki gar binasının
tekrar yaşama döndürülmesine karar verildi. Derhal bir restorasyon projesi
başlatıldı. Yatırımcı Fahri Esgin, yüksek mimar Mehmet Alper ve yüksek mimar
Mehmet Nursel projeyi üstlendiler. Mudanya Belediyesi’nden kiralanan bina
üç buçuk yıl gibi bir süre zarfında, çok titiz bir çalışma ile bugünkü
haline kavuştu. Restorasyon sırasında yapının özgün kimliğinin korunmasına,
tarihi özelliklerinin su yüzüne çıkarılmasına özen gösterildi. 160 yıllık
tarihi Mudanya gar binası, bugün Hotel Montania olarak misafirlerini
ağırlıyor.
Kaynak:
www.tcdd.net
|