|
Atatürk'ün
Yenişehir Ziyaretleri |
|
|
Mesut Biçer
Atatürk’ün
Yenişehir’e ilk ziyareti 1926 yılının Mayıs’ında gerçekleşti. Mayıs ayının
başlarında çıktığı Güney Anadolu gezisini tamamlamış 18 Mayıs’ta Konya’dan
hareket ederek 19 Mayıs günü Bozüyük’e gelmişti. Burada eski silah
arkadaşlarından Kurtuluş Savaşı’nda Batı cephesi buyruğunda savaşlara
katılmış olan Emekli Albay İbrahim (Çolak) Bey’in kurduğu Kereste
Fabrikası’nın açılışını yapmıştı. Buradan da 20 Mayıs günü hareket ederek
yirmi dört gün sürecek Bursa gezisine başlayacaktı.
Daha öncesinden Bilecik heyeti kendilerini Bilecik’e davet etmişti. 20 Mayıs
Perşembe günü Bozüyük’ten ayrılan Atatürk beraberine İbrahim Çolak’ı da
alarak Bilecik üzerinden Bursa’ya geçmek amacıyla yola çıkmıştı. Bilecik’te
Vilayet Konağı’nı ziyaret eden Atatürk buradan da harekât ile Yenişehir’e
doğru yönlenmişti. Yenişehir araştırmaları ile tanıdığımız Turgut Yüce’nin
Köprühisar Köyü’nden Mehmet Çeri ile yapmış olduğu bir röportajdan
Atatürk’ün Köprühisar’da karşılanışını ve burada yaşananları
öğrenebiliyoruz. Turgut Yüce, Mehmet Çeri'den şunları dinlemiştir:
“O zamanlar köyümüzde Jandarma Karakolu vardı. Gazi Paşanın Bilecik’ten
geleceğini muhtara Jandarma Komutanı söylemiş. Muhtar da köylüye haber
verince o gün kimse tarlaya gitmedi. Köprübaşında hepimiz toplandık. Çok da
kalabalık olmuştu. Hasta döşeğinden kalkıp o haliyle gelenler bile vardı.
Jandarma Komutanının hazırladığı ‘Gazi Paşa Hazretleri Sefa Geldiniz’ yazılı
beyaz çarşafı köprübaşına asmışlardı. O zaman bu köprü tahtadandı. Burada
epey bekledik. Kimse de bir yere gitmiyor, Atatürk’ü büyük bir sevinç ve
heyecanla bekliyorduk. Uzun bir bekleyişten sonra Atatürk geldiğinde hepimiz
alkışladık. Arabasından indi. Köyümüzün ileri gelenleriyle kısa bir süre
sohbet etti.” Aynı gün Yenişehir’de de Atatürk’ü karşılamak
onu yakinen görmek isteyen halk arasında oldukça fazla heyecan ve bu heyecan
ile hazırlıklar vardı. Halk Zincirlikuyu mevkii denen bugün Yenişehir’in
Bilecik yolu çıkışında bulunan mezarlık karşısına denk gelen eski yağhanenin
orada toplanmış Ata’sını beklemekteydi. Yenişehir’de bulunan tüm okul
talebeleri, kadınlı erkekli tüm ahali işi gücü terk etmiş ve burada toplanıp
beklemeye başlamıştı. O gün yaşananları yine o gün orada olan ve 2003
senesinde sağlıklarında Turgut Yüce ile görüşüp o günü anlatan Veysel Uyanık
ve M. Emin Lapacı’dan öğrenmekteyiz. Veysel
Uyanık o günü anlatırken; “O zaman Hacı Tahir Ağa Mektebi 4’üncü sınıfında
okuyordum. Öğretmenimiz Diliçıkık Mustafa Efendi (Mustafa Nuri Günal),
Başmuallim de Sait Bey’di. Bizim okulun bütün talebeleri muallimler ve
başmuallim olmak üzere Bilecik Yolundaki Zincirli Kuyu mevkiine gitmiştik. O
yıllarda mezarlık orada değildi. İsmet Paşa Mektebi ile Kız Mektebi de
(Süleyman Paşa Mektebi) oraya geldi. Üç mektebin talebeleri olarak yol
kenarına dizilmiştik. Zaman ilerledikçe kasaba halkı da Bilecik yolunu sağlı
sollu doldurmaya başlamıştı. Hep birlikte Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı büyük
bir heyecan ve sabırsızlıkla bekliyorduk. Epey bir zaman sonra “geliyor”
sesleri yükselmeye başladı. Bilecik Yönüne doğru baktığımızda, şose olan
yolda yükselen toz bulutları O’nun geldiğinin işaretiydi. Bir taraftan alkış
sesleri diğer bir taraftan sevinç çığlıkları etrafı inletiyordu. Yenişehir
tarifi mümkün olmayan bir gününü yaşıyordu. Atatürk üstü açık olan
otomobilin arka koltuğunda oturuyordu. Elindeki fötr şapka ile hepimizi
selamlıyordu. Öğretmenler Atatürk’ü daha yakından görmek, ona dokunmak için
hareketlenen çocukları zor zapt ediyorlardı. Bir an Atatürk ile göz göze
geldik. Kalbim küt küt atıyordu. Bir rüya gibiydi. O’nu görüp de
etkilenmemek elde değildi. O bakışlar, o gözler, aman Allah’ım. Ömrümün en
güzel günüydü o gün. Çok şükür ki dünyada eşi emsali olmayan, Büyük Gazi
Mustafa Kemal Atatürk’ü görmek bana da nasip olmuştu.” demekteydi.
Emin Lapacı ise; “Benim için ömrümde hiç unutamadığım en güzel
hatıralarımdandır o gün. O zaman Belediye Başkanı annemin babası olan dedem
Ahmet Efendi idi (Ahmet Hamdi Özeç). Kaymakam da Muhiddin Beydi (Ahmet
Muhittin Önen). Ben de İsmet Paşa Mektebi son sınıfındaydım. Baharın son
aylarıydı. Yıl ise 1926 olabilir. Okulumuzun Başmuallimi Zeki Bey,
öğretmenimiz de Hüsnü Beydi. O gün Gazi Mustafa Kemal Paşa Yenişehir’e
gelecek diye, okulumuzun bütün öğrencileri ve öğretmenlerimiz hep birlikte
sevinç içinde Bilecik yolundaki Zincirlikuyu mevkiine gittik. Yol boyunca
sıralandık. Kasabamız halkı da yolun sağına ve soluna sıralandı. Bu kuyruk
Kumluk Camiine kadar devam ediyordu. Zaman geçtikçe bu kalabalık daha da
artıyordu. Bilecik Yolu dümdüz şoseydi. Ne vakit sonra ‘geliyor’ nidaları ve
ardından da alkış sesleri, Atatürk gelene kadar kesilmedi. Nihayet geldi ve
bizim yakınımızdan geçerken üstü açık olan otomobilin arka tarafında
oturuyordu. Elindeki fötr şapkasıyla da hepimizi selamlıyordu. O Yüce insanı
ilk gördüğümde, heyecandan dilim tutulacak gibi olmuştu. Daha ileride
arabadan indi, önde bulunan birkaç öğrenci arkadaşımızı severek sohbet etti.
Rüya gibi gelip geçmişti. O zaman 11 yaşındaydım. O günleri çok iyi
hatırlıyorum. Çünkü her türlü eziyeti, düşman zulmünü çeken bilir. Her şeyin
kıt olduğu yokluk yıllarında ne acılar ne korku dolu günler geçirdik. Yunan
zulmünde burası beş kez yakılıp yıkılmıştı. Bu vatan için az şehit kanı
dökülmedi. Bizleri düşman zulmünden kurtaran, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e
ve silah arkadaşlarına ne kadar şükretsek azdır. Onların kıymetini bizim
kadar sizler bilemezsiniz. Cennet-i mekân, ruhları şad olsun” diye
anlatmıştır. Yine Turgut Yüce’nin sağlığında
görüştüğü Necmettin Gençalp o günü yaşayan babası Mustafa Gençalp’den
dinlediği hatırayı anlatmakta: “Babam Mustafa Gençalp (1902-1962) henüz
24-25 yaşlarında iken Yenişehir Postanesi’nde yeni göreve başlamış.
Atatürk’ün Bilecik istikametinden Yenişehir’e geleceğini o gün daireden
öğrenmiş. Kasaba halkının da haberi olunca, bütün mektepler sivil halk ve
resmi erkân Bilecik yolunda toplanıp, Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı uzunca bir
zaman beklemişler. Postane de bu günkü eski yerinde imiş. Babam görevli
olduğu için daireden de ayrılamıyormuş. Arada bir dışarı çıkıp halkın
coşkusuna tanık olup tekrar daireye dönüyormuş. Nihayet Bilecik Yolu
tarafından çığlık sesleri, alkışlar yükselince babam da daireyi bırakıp,
Süleyman Paşa Türbesi’nin yanında beklemeye başlamış. Her taraf çok
kalabalıkmış. Atatürk Kumluk Camii önüne arabasıyla geldiğinde, aşağı inmiş.
Maiyetine su ister gibi işaret yapınca, babam da, postaneye koşarak
müdürünün masasındaki su dolu cam sürahi ile bardağı kaptığı gibi Atatürk’ün
önünde bitmiş. Önce selamını verip, huzurunda doldurduğu bardağı ilkin babam
içmiş, bardağı çalkalayıp temizledikten sonra da suyu bu kez Atatürk’e ikram
etmiş. Atatürk bu durum karşısında çok memnun olmuş. Yaverine “Bu gencin
adını not almasını,” söylemiş.” İkinci
Ziyaret 1926 yılının mayıs ayının 20. günü
Bilecik’ten doğru gelip Yenişehir üzerinden Bursa’ya giden Atatürk,
Yenişehir’de vakit geçirmeden sadece vatandaşları selamlayarak yolculuğuna
devam etmişti. Atatürk’ün Yenişehir’e ikinci ziyareti ise ilk ziyaretinin 9
yıl 1 ay 25 gün sonra 15 Temmuz 1935 Pazartesi günü gerçekleşti.
Dinlenmek amacıyla bir süredir Yalova’da bulunan Atatürk iki günlük bir gezi
olarak Bursa’ya gitmeye karar vermişti. 15 Temmuz 1935 günü sabahı erken
saatte yanında Afet İnan, Orgeneral Fahrettin Altay, Bozüyük Milletvekili
Salih Bey ve yaverleri olduğu halde Yalova’dan ayrılan Atatürk ilk olarak
Orhangazi’ye gelerek burada kısa bir konuşma yaptıktan sonra Sölöz ve
Göllüce üzerinden İznik’e geldi. Burada bir müddet dinlenip teftişlerde
bulundu. Bursa’dan karşılama için İznik’e gelen dönemin Bursa Valisi Fazlı
Güleç, Parti Başkanı Sadi Konuk ve öteki yetkililer ile Bursa’ya gitmek
amacıyla da Yenişehir’e hareket etti. Öğle saatlerine
doğru Yenişehir’e gelen heyeti ilçe girişinde kalabalık bir halk topluluğu,
dönemin Belediye Başkanı Burhanettin Ersöz, Kaymakam Necmettin Bey ve diğer
yetkililer karşıladılar. Atatürk ve beraberindekiler halkı selamlamalarının
ardından doğruca Belediye Binasına geçtiler. Bir müddet dinlenen ve
mülakatta bulunan Atatürk bir müddet Yenişehir’de kaldıktan sonra Bursa’ya
hareket etmek amacıyla şehirden ayrıldı. Burhanettin
Ersöz o gün yaşananları oğlu Ömer Ersöz’e şöyle anlatmıştı; “Atatürk
belediyeye geldi. O’nu ilk defa o zaman gördüm. Memurları ve çalışanları
dizdik, karşıladık. Hepimizin teker teker elimizi sıktı. Gözleri çok
keskindi; azametinden haşmetinden ürktüm. Bir kahve içti ve gitti.” Dönemin
gazeteleri Atatürk’ün öğleden sonra üç buçuk gibi Bursa’da olduğunu
belirtir. Yenişehir’den ayrılış Bursa’ya gidişe dek süren yolculuk zamanı
hesaplandığında Yenişehir ziyaretinin öğle saatlerine denk gelmesi olasıdır.
Gerçekleşmeyen Ziyaret
İstanbul’u işgalleri altında tutan İngilizler sık sık kendilerine ayak bağı
olacak kişilerin listelerini yaparak bunları tutukluyorlar ya da çeşitli
yerlere sürgüne gönderiyorlardı. 28 Şubat 1919 günü İngiliz Gizli Servisi
yine böyle bir liste hazırlayarak İstanbul’da bulunan İngiliz yetkililer
sunmuştu. Listede İstanbul dışına sürülmesi gerekenlerin isimleri yer
alırken liste başında Mustafa Kemal ve yaveri Cevat Abbas Bey bulunmaktaydı.
Atatürk o günlerde bu listeden habersizdi fakat artık İstanbul’da rahat
olamayacağının tedirginliğini ve güvensizliğini yaşıyordu. Arkadaşlarının
birçoğu tutuklanmıştı ve kendisinin de göz hapsinde olduğunun farkında idi.
Böylesi bir ortamda yaveri Cevat Abbas Bey’i çağırarak Taşköprü üzerinden
veya İzmit Körfezi’nden Anadolu’ya bir geçiş planı hazırlayarak bu geçiş
yolunun güvenliğini sağlaması için Kocaeli bölgesinde küçük küçük silahlı
müfrezeler oluşturması talimatını verdi. Zira özellikle Kocaeli bölgesinde
bulunan Ermeni ve Rum çeteler geçiş güzergâhlarında oldukça tehlike
oluşturmakta idiler. Yaver Cevat Abbas Bey güzergâh çalışmasını hemen yapıp
Mustafa Kemal’e sundu. Plana göre önce Gebze’den Tavşancıl Köyü’ne inilecek,
oradan da pek kullanılmayan bir dağ yolu izlenerek Değirmendere bölgesine
geçilecekti. Tavşancıl Köyü’nde bulunan Yahya Kaptan ise çetesi ile birlikte
geçişin güvenliğini sağlamak ile görevli olacaktı. Değirmendere bölgesine
geçebilmesinin ardından burada da kendilerine katılacak olan küçük bir
birlik ile İznik üzerinden Yenişehir’e gelinecek ve burada Ali Fuat Paşa
komutasında bulunan 20. Kolordunun herhangi bir birliğine kavuşacaklardı.
Planı derhal faaliyete geçirme kararını aldılar. Bu
amaç ile o gece Cevat Abbas Bey tarafından cephanesiyle beraber birer mavzer
ve iki el bombası hazırlanarak yol için gerekli olanlar temin edildi. Tüm
plan Mustafa Kemal’in ertesi günü yani 29 Nisan günü Harbiye Nazırlığına
çağrılarak kendisine Anadolu Müfettişliği görevi önerilmesiyle iptal edildi.
O gün kendisine Anadolu Müfettişliği görevi verilmeseydi Mustafa Kemal
Anadolu’ya Yenişehir üzerinden geçecekti.
Kaynaklar:
Yılmaz
Akkılıç, Atatürk ve Bursa, Gamat Matbaacılık, Bursa-1988
Turgut Yüce, Atatürk’ün
Yenişehir’e İlk Gelişi, Yenişehir e-gazete, Kasım 2012 sayısı.
Gürhan Adana, Yenişehir
Günlüğü, Koza Ofset, Bursa-2014
Bursa Hakkın Sesi Gazetesi, 16 Temmuz 1935 günlü
sayısı Turgut
Gürer, Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Güre: Cepheden Meclise Büyük Önder İle
24 Yıl, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul-2018
Kaynak:https://www.belgeseltarih.com/ataturkun-yenisehir-ziyaretleri/ |
|