BURSA’DA KİTAP KİTAPTA BURSA

Hilmi Hasal

 

Bursa Kitapları

              ÖNSÖZ YERİNE:   Kentin Belleği Yaşamın Aynası 

Kentlerin kitapları vardır. Kitapların kentleri. Kenti anlatan, yaşamını anlatan simge niteliğiyle iz taşıyıcıdır kitaplar. Kentler, tıpkı öteki yaşam birimleri gibi canlıdır çünkü. Kuruluşuyla, gelişimiyle, geleneksel birikimiyle insan topluluklarının son sığınma adresidir,  ömür evidir kentler. Kitaplarsa, doğayı ve canlıları serüvenleriyle birlikte dile getirirken, yerleşimleri de gösteren büyülü kaynaklardır. İnsanlığın varoluş sürecinde kentliliği anlatan, taş tabletten, deri, papirüs, kumaş vb. kâğıda ve elbette e-kitap’a değin, yaşananların yazıda nefes aldığı cisimdir kitap. Uygarlıkların filizlene filizlene evrimleşerek,  günümüze uzanan yolunda zamanı kayda geçirmiş kitaplar, insanlığın en değerli hazineleri arasında yer alır. O nedenle kentlerin kitapları önemlidir, kitapların da kentleri.

Kentlerin tek bir toplum, tek bir dönem kültürüyle biçimlendiği ya da birebir örtüştüğü az rastlanır bir durumdur. Ne var ki kentlerin yaşantısı, dönemler halinde değişik kültürlerle örtüştüğü, yarattığı dokuyla ruhsal – bedensel bağ kurduğu yadsınamaz. Bir kentin kitapla bıraktığı iz, yapılarıyla, el emeği eserleriyle bıraktığı iz kadar bilgi, görenek nakledicidir. Belleğin limanıdır, kentlerin harflerle, hecelerle yaşadığı kitap sayfaları. Haliyle kentler de kitaplara can veren temel mekânlar, ‘yazılmasa olmaz’ gerekçelerdendir. Denebilir ki, kaçınılmazdır kitapla kentin iç içe ya da yan yana olması. Aynı yazıda, aynı yazgıda buluşması... Son yerleşim modeli olan kentler, fiziki varlıklarıyla, tarihten taşıdıklarıyla dönemlerinin aynasıdır bir bakıma. Her yönüyle; gizemli evleri, surları, kuleleri, ibadethaneleri, çeşmeleri, köprüleriyle yaşanmışları yansıtır dünden yarına.

Kitapların, kırdan kente evrilen zamanda, ‘tarih’ denen kavramı yapan, yıkımlar ve yenilenmeler dâhil, gelişim içinde insanoğlunun dili olduğu benimsenmiş bir görüştür. Köyleriyle, kasabalarıyla, büyüyen yerleşimler şehirde kimliğini bulur. Geride, dışarıda kalan köyler, kasabalar da nasibini alır şehrin devleşmesinden; en sonunda metropol, megapol benzeri tanımlamaların kapsamına girmesinden. Tüm bu modernleşme halleri kent ve kitap, kent ve kültür, kent ve insan birlikteliğini zenginleştiren etmenlerdir. Bu bağlamda, “Bursa’da Kitap, Kitapta Bursa” başlığı altında kentimizi yazmış kitaplarla kentimizde yazılmış kitapları buluşturma denemesine kalkışacağız, hep birlikte; bu satırları okuyan herkesle. Eskileri, yenileri anmaya, anımsatmaya çalışacağız.

Bilindiği üzre günümüz Bursa’sı, merkezden, (eski Vilayet Binası’ndan) 30 km. yarıçaplı daire içinde, büyük bir anakent, “metropol kent” durumunda. Deniziyle, kıyısıyla, dağıyla, yamacıyla, ovasıyla ve beton semtlerin kuşattığı cehennem grisi yüküyle, yeşilini, mavisini unutmamaya gayret eden büyük sanayi atlasına sahiptir. Tarihsel dokusunun baş etmeye çalıştığı modernlik serpilmesi, evrensel varolma-yok etme çelişkisinin acı meyvesini, “kaos”u yaşatıyor bir buçuk milyon insanına. Endüstriyel devleşmenin gölgesinde, kültürle, sanatla; yani resimle, fotoğrafla, edebiyatla, karikatürle, sinemayla, müzikle yarına kalma kaygısını güden “Ruhaniyetli şehir” öylelikle sevgiyi üretmektedir. Bursa sevgisinin satırlardaki yoğunluğu yabana atılamaz çünkü. Kitaplardaki Bursa imgeleri sonsuza doğru gitmeli...  Osmanlı Bursa’sından yarının uzay giysili Bursa’sına ışık taşımalı.

    Bu minvalde, yazı gezegenindeki kitap paylaşma seferimiz açık olsun efendim! Sözümüz kolay gelsin! Sonraya kalsın! 

1- ERGUVAN MUHABBETİ

Erguvan, Osmanlının iki eski başkenti, İstanbul’un ve Bursa’nın simge ağaçlarındandır.  Erguvan üzre muhabbetse, zaman içinde, erguvana ve erguvanın çağrıştırdığı her şeye (bahara, aşka, esenliğe, umuda, sevince...) ruh iksiri denebilecek anlamlar katıyor. Bu konuda yazılanlar, şöyle bir değip, değinip geçme değil, tersine, erguvanla baharın aşkına güzellemedir adeta: Zamanla erguvanın, erguvanla insanın, baharla Bursa’nın aşk muhabbetini koyulaştırdığına tanık olacaktır, kitabı eline alanlar. Çünkü kuşe kâğıda basılı, fotoğraflarla bezeli tam bir yazılı-görsel şöleni olmuş, Erguvan Muhabbeti. Bursa’ya yakışmış, günümüze yakışmış, içinde imzası olanlara...

Kitabı yayıma hazırlayan Ramis Dara, Türkiye’nin önde gelen deneme inceleme yazarlarındandır ve son yıllarda çıkan Bursa ağırlıklı kitaplarıyla tanınmaktadır. Onun Bursa denemeleri: Saklı Zamanlar, Düş Kazıları: Bursa Yazıları, Bursa’nın Ufak Tefek Taşları, Turistik Bursa Sözlüğü adlı kitaplarında, Bursa günlükleriyse Keşişin Gümüşleri ile okura sunulmuştur. Bir kez daha belirtmekte yarar var.

Erguvan Muhabbeti, Ramis Dara’nın “Erguvan Muhabbeti Nedir” başlıklı giriş yazısından itibaren beş bölümde, erguvan üzerine yazılardan ve şiirlerden oluşturulmuş. Bölüm adlarını öğrenmek bile erguvan meraklısı, Bursa sevdalısı hemşehrileri çekmeye yeter belki. Erguvan hakkında pek çok bilgiyi içeren kitabın bölümleri: I. Erguvan Nedir, II. Erguvan Bayramı, III. Bursa Erguvanları, IV. Boğaziçi Erguvanları, V. Erguvan Şiirleri ve Yerel Gündem 21 Katılımcılarından Şiirler. Ağacın ve çiçeğinin, bitki ailesi içindeki kaynağından, yani künyesinden, sevdiği toprak ve iklim, tohum-aşılama, yaşadığı bölgeler gibi konulara uzanan bilimsel metinlerin yanı sıra, zaman içinde (tarihte) erguvan, sanatta-aşkta-özlemde erguvan yaklaşımlı (lirik söylemli) ve bahçecilikte-şehircilikte erguvan eksenli, gerçekçi anlatılar bulunmakta, Erguvan Muhabbeti’nde. Ve şiirler, erguvan açmaya yeltenen şiirler...

Bursa, Erguvan Bayramı’nın kutlandığı tek şehirdir. Tarihte, erguvanların gülümsediği günler, baharın, yani insanların, evlerin ve sokakların yüzlerini doğaya açtığı mutlu günler sayılırmış, artık biliniyor. Artık, erguvanın, söylencelerde, dini, folklorik literatürde, metafor olarak ne denli önemli yer tuttuğu da biliniyor. Bursa’nın, Emir Sultan’ın adıyla özdeşleşen Erguvan Bayramı’nın 500 yıl kutlanmış olduğu da... Ve daha nice güzel ayrıntı biliniyor. Okumaya, kitaplıkta bulundurmaya değer Erguvan Muhabbeti’ne ulaşmak isteyenler, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 adresini kolaylıkla bulabilir.

Künye:Yayına Hazırlayan:Ramis Dara, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yerel Gündem 21 Yayınları, Bursa Mart 2005

2- ULUSLARARASI BURSA CEMAL NADİR KARİKATÜR YARIŞMASI 2004

            Bursa’nın ve Türkiye’nin değerli karikatüristi Cemal Nadir Güler adına düzenlenen, “karikatür yarışması 2004” sergisinde yer alan eserlerden oluşturulmuş kitap/albüm. Karikatür severlere olduğu kadar tüm Bursa’lı hemşehriler için de gurur kaynağı sayılabilecek etkinliğin bir ürünüdür. Bursa’da doğmuş ve ömrünün büyük bölümünü Bursa’da geçirmiş usta çizer, Cemal Nadir Güler (1902-1947) anısına uluslararası düzeyde gerçekleştirilmektedir. Onun adını karikatürle özdeş kılarak yaşatmak ve Bursa’dan dünyaya karikatür gülümsetmesiyle bakmak adına düzenlenen etkinliğin kitap/albümünde kısa sunuş metinleri de bulunmaktadır. Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Bursa Rotary Kulübü Başkanı Suphi Dilmen, Orhan Holding ve Karikatürcüler Derneği Bursa Temsilcisi Ahmet Aykanat imzalı metinler etkinliğin ve karikatür sanatının önemini vurguluyor. Karikatürler sondan öne doğru sıralanmış. Tasarımla  yayıncılık da karikatürize edilmiş sanki; sayfa düzeni tersine çevrilmekle... Yarışma kitabında, Ödüller, Finalistler, Sergiden ve Jüriden bölümleri altında, birbirinden ilginç, düşündüren ve gülümseten karikatür örnekleri izleyiciye/okura seslenmektedir. (101 adet...) Sergiyi gezememişler, karikatüre ilgi duyan ve kitaplığında bir de karikatür kitap/albüm bulundurmak isteyenler yayıncı kuruluş veya karikatürcüler derneğinden edinebilir, Uluslararası Bursa Cemal Nadir Karikatür Yarışması, Onüçüncü Yıl, 2004 eserini. İyi seyirler!

Künye: BURFAŞ Uluslararası Bursa Cemal Nadir Karikatür Yarışması, Onüçüncü yıl, 2004, Grafik ve Baskı BURFAŞ Ofset Tesisleri, Bursa

                          3- BURSA CAMİLERİ ALBÜMÜ

     Bursa'daki camilerin yerlerini ve özelliklerini fotoğrafla destekli olarak anlatan bir albüm Bursa Camileri Albümü. Metinler fotoğrafların tuttuğuna yakın sayfa alanı tuttuğu halde, kitap, veya kitap/albüm denmemiş, sadece “albüm” denmiş bu hacimli esere. Albüm, İçindekiler dökümünden sonra, Bursa Valisi Oğuz Kağan Köksal’ın “Takdir”, Bursa İl Müftüsü A. Zeki Elturan’ın “Takdir” yazılarıyla start alıyor (açılıyor). Ardından, “Kısaca Bursa Tarihi” ve Albüm Komisyonu Başkanı, Dr. M. Selim Arık’ın “Önsöz”ü geliyor ve  İlçe İlçe camilerin tanıtımı başlıyor. Camiler, birer fotoğrafının yanına iliştirilmiş kısa metinlerle yatay bölmeler biçiminde ayrılarak sunulmuş.     

       Tanıtım satırlarında, caminin semti veya mahallesi, kimin tarafından yapıldığı, mülkiyetinin kime ait olduğu, arazisinin büyüklüğü, binasının büyüklüğü, minare ve şerefe adedi ve özellikleri, mimari tarzı, toplam cemaat kapasitesi gibi fiziki bilgilerle zenginleştirilmiş sayfalar. Ayrıca, Vakit namazlarında kaç kişi, Cuma namazlarında kaç kişi, Bayram namazlarında kaç kişi ibadet ettiği, caminin kadrolu ve gönüllü personel sayısı ‘istatistiği’ verilmektedir. Sözün özeti: Her İlçedeki camiler, alfabetik sıraya göre dökümü ve künyesi çıkarılarak Bursa’lılara ve meraklılarına gösterilmiş. Cildin sonunda, Cumhuriyet Öncesi Camiler Listesi, Bibliyografya, Alfabetik Camiler Listesi (İndex) verilerek albümün kullanımı kolaylaştırılmış.

      İlginç sayılabilecek pek çok bilgi arasından şunlar dikkati çekiyor: 2004 yılı itibarıyla Bursa’nın nüfusu yaklaşık olarak 2.125.100 kişi, kentteki cami sayısı 1536. Bu oranlar: 1892’de nüfus 76000, ibadethane 175; 1923’de Cami sayısı 290… Bugünkü toplam cami sayısı içinde 221 adet tarihi eserin bulunmaktadır. Albüm Komisyonu Başkanı Dr. M. Selim Arık’ın “Önsöz”ünden, camilerle ilgili genel bilgi sayılabilecek kısa alıntı ile Bursa Camileri Albümü’yle tanışmayı tamamlamak isterim izninizle: “Cami, “Toplayan, bir araya getiren” anlamında bir isimdir. Mescid ise “Eğlenmek, tevazu ile alnı yere koymak” manasına gelen mekân ismidir. Türk şehirlerinde cemaatin toplandığı ana ibadet yeri niteliğinde olan büyük camilere, Ulu camii, Camii-Kebir; Sultanlar tarafından inşa edilen camilere “Selâtin camileri” ve küçük olanlara da “Mescid” denilmektedir.”

     Bursa’da yaşayanların, dini belgelere-bilgilere meraklı herkesin yararlanabileceği, bir başvuru kaynağı olmuş Bursa Camileri Albümü. Sayfalarında gezinerek Bursa’daki camileri ziyaret edeceklere, satırlardan bilgi derleyeceklere duyurulur. Edinilebilecek adres: Bursa Müftülüğü. Künye: Yayına hazırlayan:Albüm Komisyonu, Bursa Diyanet Yayınları, Grafik Tasarım:Abdullah Güler, 592 sayfa

                        4- ANILARDA BURSA

      Bursa üzerine, Bursa’yla gönül bağı, Bursa derdi/düşüncesi bulunan kalemlerin yazıları toplanmış kitapta. Gazeteci, yazar Muvaffak İnan, kitabın sonunda “En Arka Söz” başlıklı kapanış metninde kitabın oluşturulma sürecini, serüvenini anlatmış. Bursa’da yaşayan, Bursa ile yolu kesişmiş, bir biçimde Bursa hakkında sözü veya anısı olan 93 kişi, deneme-makale-anı yazılarıyla katılmış kitaba. Toplumumuzun şair-yazar olarak da bildiği, değişik meslekten kişiler, (gazeteci, öğretmen, ressam, avukat, sigortacı, işadamı, yönetici vb.) kitaptaki anılarıyla Bursa’nın zamanından, yaşamından kesitler sunmuşlar.

İlgiyle okunan, içtenlikli olduğu kadar nitelikli ve bilgi, olay, kişi üzerine odaklı metinler, kişisel yaşam pasajları denmeyecek denli Bursa’ya ait, Bursa’lılara ait. Örneğin, usta gazeteci-yazar Yılmaz Akkılıç, “Mudanya – Bursa Treninden Bursaray’a” başlıklı yazısında hem Bursa’nın tarihine, hem Bursa’lıların trenle tanışma yıllarına ışık tutuyor. Kendi gençliğinden esintiler de paylaşırken... 

Bursa’nın tanınmış pek çok imzası bir araya getirilmiş Anılarda Bursa kitabında. Türkiye’nin ve Bursa’nın tanınmış  şairi, yazarı, gazetecisi ile karşılaşacak kitabı eline alan. Bunlardan bazıları şunlar: Aziz Nesin, İhsan Üren, Tahir Abacı, Melih Elal, Nuri Demirci, Ramis Dara, Fatih Oto, Necati Akgün, Turhan Gürel, Raif Kaplanoğlu, Necmi Gürsakal, M. Niyazi Menteş, Muhsine Arda, Serdar Ünver, Burhan Dikencik... Bu imzalar ve diğerleri, toplam 93 isim, kitabın sonundaki “içindekiler” bölümünde yazısını teslim ediş tarihine göre sıralanmış. Okuyunca, Bursa’ya ilişkin, Bursa’nın dünkü, bugünkü yaşamına ilişkin unutulmaz bilgiler (anekdotlar) öğrenmek olanaklı. Adı ve yazısı anılamayanlara haksızlık (lütfen bağışlasınlar)  etmeyi göze alarak, bazı başlıkları belirtmekte beis bulunmaz düşüncesine sığınınca şu çıkıyor ortaya: Ramis Dara, “Arap Şükrü Sokağı”nı, M. Niyazi Menteş, dağ yolunda gördüğü çocukluğunun, “Siyah Kombinezonlu Kadın”ını, Melih Elal, “Timurtaş Paşa Durağında Buluşalım”la bir nokta/mekân enstantanesini, Nuri Demirci, “Şehzadeler İp Atlamaz”la, tarih-türbe-fısıltı üçgeninde, ürpertiyle şehzade katliamını, Yavuz Bubik, “Yangın” ile 1958’deki Kapalıçarşı yangının anlatmışlar.

Her bakımdan Bursa odaklı, Bursa sevgisi yayan metinler, bir kentteki kültür ve sanat çeşitliliğini, zenginliğini, belli bir tarih çerçevesi içinde gösteriyor. Baskı kalitesi, adeta derlemenin olanaksızlıklarla kotarıldığını söylemektedir. Keşke basımı da içeriğe yakın nitelikte olsaydı dedirtir türden. Belki de derlemenin tek zaafı sayılabilecek bu durum, “ikinci basımı çok daha içeriğe yaraşır olmalı” beklentisini kamçılamaktadır okurda. Muvaffak İnan’ın bu ve benzer yayınlar için desteklenmesi gerektiğini vurgulamakta yarar var. Zira, Bursa için, Bursa’da sanat için karınca sessizliğiyle ve çalışkanlığıyla varlığını sürdüren öteki girişimler gibi, Yenisoluk da Bursa’nın bir değeridir. Kitabı edinmek isteyecekler, İnan Matbaası adresini veya 0224 221 87 87 no’lu telefonu arayabilirler. Bursa üzerine anılar, Bursa üzerinden yazılar okumak öncelikle Bursa’lıların hakkıdır diye kışkırtmakta yarar vardır herhalde, iyi okumalar... Künye: Anılarda Bursa, Haz. Muvaffak İnan, Yenisoluk Gazetesi yayınları, Bursa, 2005

      5-     TANIKLARIN ANLATILARIYLA BURSA TARİHİ

(SÖZLÜ TARİH ARŞİVİ 1919-1938)

  Bursa’nın tarihine ışık tutan bir çalışmanın meyvesi; birinci ağızdan, yaşayan insanlardan derlenmiş anılar toplamı, Tanıkların Anlatılarıyla Bursa Tarihi (Sözlü Tarih Arşivi 1919-1938). Bursa tarihini belgelemek bakımından önemli bir eksiği giderdiği kesin. Bir yurt parçasının, ilk Osmanlı başkentinin, ve yöresinin kurtuluş savaşı dönemini sözlü anlatımdan yazılı anlatıma kazandırıyor. Çoğu çocukluğunun en güzel yıllarında, dünyayı algılama evresinde savaşla karşılaşmış, düşman ve ölüm kavramlarını tanımış/tatmış tanıklardan, duygu ve düşüncelerini damıtarak paylaşmaları istenmiş. Kabul etmişler... Söyleşi tekniğiyle anılarını tazeleme olanağı yaratılmış ve sonucunda bugünün-yarının insanlarına tarihi bilgi/belge aktarılmış. Kolay değil, şimdi kimisi hayatta olmayan 95 kişinin anıları derlenmiş kitapta. Yerel tarihin geleceğe taşınmasını sağlayacak tek yöntemin, “şimdi çalışmak” olduğunu kanıtlamış bir araştırma bu. Hemen hemen tümü yaşamının yaşlılık dönemini kat etmekte olan kaynak kişiler, Bursa’nın işgal yıllarıyla ve cumhuriyetin kuruluş yıllarıyla ilgili anılarını, coşkuyla, açık yüreklilikle paylaşarak varlıklarına anlam katmışlar. Bu da bugünün gençlerine, yarının araştırmacılarına başvuru kaynaklığı edecek bilgi ve deney birikimi demektir. Kurtuluş savaşının çetin koşullarını görmüş, sağ kalmayı başarmış ama, ana, baba, amaca ve diğer büyüklerini, yakınlarını yitirmiş tanıklar, ülkesine, hayatına bağlılıkla sürdürmüş direnmeyi.

Savaş ertesi, Bursa’nın nüfusu, çoğunlukla mübadele ile Yunanistan’dan getirilen halktan oluşmuştur. Kurtuluş sürecinde yaşanan acılarına bir de kuruluş zorlukları eklenmiş. Bursa, doğaldır ki zamanın izlerini derinden duymuş, yeni kuşaklara aktarılmasına pencere olmuştur. Topraklarına yerleştirilen mübadele göçmenlerinin, insanüstü çalışma/çabalama yılları sonrasında yoksulluğu alt etmeyi ve uygarlık çağına yakışır koşullar yaratmayı başarmış bölgedir Bursa ve yöresi. Yaşanmış olaylardan, yeni düzene, Cumhuriyete geçişin itirazsız/sorunsuz olduğu anlaşılıyor. 1919-1938 arasını anlatanların, savaşın ilk yıllarında çocukluk çağını yaşadıkları dikkate alınırsa, gençlik dönemine denk düşen anılar için güvenilirlik bakımından da bir şey denemez, zira insan belleği geçirdiği badirelere rağmen o yaşları iyi saklar haznesinde. Tanıkların çocuk ve genç beyni, olayları, kişileri, özellikle kaçan askerleri, yanan evleri kolayca silemez berrak belleğinden. Okuyanın da  gözünde o günlerin canlanmasına yol açıyor, içtenlikli anlatının satırları.

Doç. Dr. Saime Yüceer’in, Tanıkların Anlatılarıyla Bursa Tarihi kitabını eline alan kişi, belki de kendi yakınlarından, dedelerinden, ninelerinden birinin anlattıklarıyla karşılaşacaktır satır aralarında. Çünkü, anılarını paylaşan 95 kişiden birisiyle akraba ya da tanış çıkma olasılığı insan hallerinden, rastlantılardan sayılır. Söyleşiye yanıt verenler, birbirinden habersiz ama benzer hikayeleri anlatmışlar sanki: ortaya, memleket-insan manzaraları çıkıyor adeta. Anılar gerçeğe sadıktır ne de olsa. Örneğin, Karacabey’li, 1914 doğumlu Ali Çivici’nin söyledikleri sadece kendi serüvenini, köyünün serüvenini anlatmıyor, neredeyse bütün çevre köylerin yazgısını, başından geçenleri dile getiriyor. Direniş hikâyesi, çetin koşullar, insani haller, bezginlikler; kahramanlık-ihanet, yangın, kaçış, ölüm kasırgası... Önceleri şaşkınlık, kayıtsızlık, sabır egemen bulanık havaya. Padişahın/halifenin savaşılmaması yönündeki fetvası, silahsızlık, maddi olanaksızlık, zararı-ziyanı, esir ve ölü sayısını daha fazla artırmama içgüdüsü etken. Ne ki, genelde gerek Bursa içinde, gerekse ilçe ve köylerde ikâmet edenler de düşman işgalinin soğukkanlı karşılandığını anlatıyor. O günlerin barut ve yoksulluk atmosferi dikkate alınarak okunmalı “sözlü tarih” sayfalarına geçecek anılar.

Bursa Merkez’den ve ilçe ilçe anlatıcılara ayrı bölümlerde yer verilmiş. Kitabın sonunda “Fotoğraflar” bölümündeki, döneme ait siyah-beyaz fotoğraflar anıları zenginleştirmiş. Anlatıcıların, yani kaynak kişilerin ad soyadı dizini de eklenmiş... Bursa’nın 19 yıllık bir kurtuluş-kuruluş dilimine, anılar aracılığıyla girip zaman tünelinde seyahat etmek isteyen okurlar için sıcak bir kitap. Öğrencilere, tarihe merak duyanlara zengin başvuru kaynağı... Duyurulur!                                                                                                                                       

 Künye: Doç. Dr. Saime Yüceer, Tanıkların Anlatılarıyla Bursa Tarihi (Sözlü Tarih Arşivi 1919-1938), Uludağ Üniversitesi Yayınları, Kent Tarihi Araştırma Merkezi (KETAM) Yayın no:1, Bursa 2005

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 06/01/22