Çuvala sığmayan mızrak
             Atatürk’ün Bursa Nutku!

Atatürk ve Bursa

Atatürk'ün Bursa Söylevi


Oğuz Kanbir'i 26.4.2007'de Bursa Meydan Gazetesinde yayımlanan yazısından bir bölümdür.

            Bursalı gazeteci Rıza Ruşen Yücer’in 1947’de “Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra” isimli kitabında aktardığına göre Bursa Nutku’na kadar gelişen olaylar şöyledir: Bursa Ulu Cami’de toplanan bir grup dinci Türkçe ezana karşı ayaklanma girişiminde bulunur. Güvenlik güçleri başkaldırıyı hemen bastırırlar. Atatürk Bursa’ya gelir. Bugün Atatürk müzesi olarak bilinen yerde yenen akşam yemeği sırasın gerici ayaklanma gündeme gelir. Oradaki bir kişinin “aslında Bursa gençliği olayı bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü buna kalkışmadı...” gibi bir şeyler söylemesi üzerine Atatürk o kişiyi susturarak; Bursa Nutku olarak tanınacak o ünlü konuşmayı yapar. Tarih 5 Şubat 1933’tür.

          Bazıları Atatürk’ün böyle bir konuşmayı yapmasının mümkün olmadığını öne sürerek bu metnin uydurma olduğunu söylemişlerdir. Daha da ileri gidenler bunun “Stalin’in Komünist Gençliğe Hitabından” alınıp Atatürk’e uyarlandığını ileri sürmüşlerdir.

          Fakat unutmamak gerekir ki aynı çevreler Atatürk’e ait olduğunu öne sürdükleri “Komünizm her görüldüğü yerde ezilmelidir” sözünü ağızlarından düşürmemişlerdir. Bu sözün Atatürk’e ait olmadığı, daha da kötüsü el yazısı taklit edilerek servise konulduğu Çetin Altan’ın çabalarıyla kanıtlanmıştı. Bu sahtekârlık Atatürk’ün el yazısının yurtdışındaki laboratuarlarda incelenmesiyle ortaya çıkmıştı.

          Bursa Nutku’nun ilk olarak Celal Bayar tarafından 1949'da İzmir’de yapılan Demokrat Parti İkinci Büyük Kongresinde okutulması ilginçtir. Atatürk’ün bu söylevinin CHP’nin tek parti iktidarına karşı mücadele edenler için uygun bir metin olduğu düşünülmüştü. Nutuk, Demokrat Parti delegelerince ayakta alkışlanır.

          Demokrat parti 1950’de iktidara gelir. Türkçe ezan kaldırılır. Okullara din dersi konur. Radyodan dini yayın yasağı kaldırılır. Aradan dokuz yıl geçmiştir. Bursa nutku bu defa 19 Mayıs günü CHP yanlısı Ulus gazetesinde yayınlanır. Amaç, Demokrat Parti iktidarına karşı gençliğe Atatürk’ün vasiyetini hatırlatmaktır. Cumhuriyet savcılığı Ulus gazetesi hakkında derhal soruşturma açar. Fakat Demokrat Parti’nin bu nutku daha önce sahiplendiği ve kongrelerinde okuttuğu belgelenince; Başbakan Menderes’in baskısıyla takipsizlik kararı çıkar.               

           Sonuçta Bursa Nutku şöyle ya da böyle bir kez “söylenmiş” ve gün ışığına çıkmıştır.

          1999’da katledilen Kemalist ideolog Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, “Kemalizm, Laiklik ve Demokrasi” adlı kitabında efsanevi nutukla ilgili şu yorumu yapar: “Tarihte bu sözleri söyleyebilen bir başka devrimci çıkmış mıdır? Başında bulunduğu devletin bile zaaf içinde olabileceğini düşünen, geleceğin siyasal iktidarlardan kuşkulanabilen, ama gençliğe böylesine sınırsız bir güven besleyen, böylesine çek veren, gençliği böylesine son çare olarak gören bir devrimci yoktur! Ve Atatürk, hem gelecek iktidarlar hem de gençlik konusunda yanılmamıştır.”      

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Bursalı gazeteci Musa Ataş Atatürk’ün Bursa Nutku’nu söylediğine tanıktır. Bu görüşlerini ölmeden bir süre önce Bursa’da çıkan Hâkimiyet gazetesinin 5 Mart 1963 Hâkimiyet ve 18 Mart 1963 tarihli nüshalarında yayımlamıştır. Aynı zamanda Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Afet İnan tarafından verilen ve 23.1.1964’te Senato’da Milli Eğitim Bakanı İbrahim Öktem tarafından okunan cevap yazısında da Atatürk’ün bu nutku söylediği anlaşılmaktadır. Musa Ataş, 18 Mart 1963 tarihli Hâkimiyet gazetesinde çıkan yazısında şöyle demektedir:

“Aradan 30 sene geçmiş. Bunları bulmak kolay değildir. Bursa gazetelerinde çıkanlar ise, sahipleri öldüklerinden koleksiyonlarının ne olduğunu bilmiyorum. Yalnız bu vaka üzerine Büyük Atatürk’ün yaptığı üç konuşmadan en mühimi olan belediye meclisi salonunda gençliğe yaptığı hitabesini mealen hafızamda saklıyorum. Orada Atatürk gençliğe hitaben demiştir ki:

- Bu hadise mühüm fiili bir hareket değildir. İrticai bir mahiyeti de yoktur. Fakat size şunu bildireyim ki, meş’um Menemen irticai hadisesi, inkılplarımıza karşı yöneltilen bir hareketi önleyici Türk gençliğinin mevcut olduğunu göstermiştir. Kubilay gibi genç ve idealist bir ihtiyat zabiti kendisini bu uğurda feda etmiştir. Onu örnek alın. Herhangi irticai bir hareket olursa onun karşısında daima siz bulunacaksınız. Çünkü inkılaplarımızı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni size emanet ettik. Hangi şartlar altında olursa olsun hiçbir devlet kuvvetine dhi dayanmadan bunları siz koruyacaksınız. Alacağınız kuvvet bütün Türk milletinindir. Böyle hareketlerde sizi pervasızca daima bunların karşısında görmek Türk milletinin en büyük inancıdır.”

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 15/10/22