Çekirge Mahallesi


Bursa'nın Misafir Odası

Bursa'da Sosyal Hayat

Çekirge Köşkleri

Çekirge Adı Nereden Gelir?





 

                                                                               

                                                                                            Nezaket Özdemir

      Çekirge Mahallesi muhtarı Mehmet Taşkeser eski muhtarlar hakkında bilgi veriyor: "ilk muhtar 1923'de Çivici Mehmet (Çivici Konağı'nın sahibi). Sonra sırasıyla Şevket oğlu Ali, Nafi Yahni Kapan, İsmail Eskicioğlu. 1950-60 arası Ali Keçici (Ali Çavuş). 60 ihtilalinden sonra atama ile Sait Özyörük ve Mehmet Eskicioğlu görev yapmış. Sait Özyörük şöyle anlattı: "Bir binbaşı geldi, elinde görev kağıdı, muhtar oldun, dedi. Mahallenin alanı çok genişti, ben de herkesi tanımıyordum. İkametgah ve nüfus işlerine imza atmak beni çok rahatsız etti. Bir de kadastro geldi o zamanlar. Her akşam kadastro memuru bir dosya evrak getirir, şu satmış, bu almış diye bana tespit kağıtlarını imzalatırdı. Ne alanı tanırım, ne satanı, ne de gidip tek tek araştırma fırsatım var. Kimin mirası kime geçer, imzaladığım kağıtlar ne kadar doğrudur. İşte bu yüzden istifa ettim, yerime Yunus Yıldırım atandı. Seçimde de Hüseyin Taşkeser kazandı."

          Muazzez Kayguluoğlu: "Durak Muhallebicisi'ne bitişik olan Rıfat Bey apartmanını babam yaptırmış. Ailesi Bursa'da üç nesil kavaflık yapmış. Ben 1922'de Maksem'de, sonradan Lal Otel olan evde doğdum. Babam apartmanı yaptırınca 1938'de Çekirge'ye taşındılar".

    Rıfat Bey apartmanının 1938'de yapılmasından üç yıl sonra, arka sokakta oturan Sait Özyörük, yeni apartmanın altına, köşedeki dükkana geçmiş ve 1992'ye kadar 51 yıl burayı Özyörük Gıda olarak işletmiş. Sarı Ahmet, Sait Beyin hatırladığı renkli kişiliklerden biri. Sarı Ahmet, Horhor Çeşmesinin (günümüzde otobüs durağının olduğu yer) başında seyyar olarak Mudanya'ya giden ya da Mudanya'dan gelen yolculara ayran, yumurta, boza gibi şeyler satarmış. Sarı Ahmet'i meşhur eden özelliği herkesi aldatması. Bu nedenle ancak onu tanımayan kişiler alışveriş yaparmış.

     Sait Bey 1950'lerdeki Çekirge'yi şöyle anlatıyor: "Bir iki tane otomobil vardı, kuyumcu Ahmet Ağabey ile tornacı Şevket ve Behçet beylerin. Eşeği olanlar orta halli, atı olanlar zengin sayılırdı. Çünkü eşeğin bakımı ucuz ve kolaydı". Sait Bey, Mehmet Elam'ın teşvikiyle siyasete atılmış. 1968'de Adalet Partisi'nden belediye meclis üyesi olmuş ve 1973'e kadar Nafıa (İmar) komisyonu başkanlığı yapmış.   

       Çekirge meydanında, Durak Muhallebicisi'nin yanındaki dükkan 1956'da kasap dükkanı olarak kiralanır. 1961'de dükkanı babasından devralan Nurettin Kamacı anlatıyor: "Bizim dükkan meydanın postanesiydi. Çünkü tek telefon bizde vardı. Telefon çaldı mı, kimi arıyorlarsa bizim çırak fırlar, çağırırdı. Rıfat Bey Apartmanının yanındaki, şimdilerde İş Bankası olan bina Abdi Bey'indi, yanındaki bina ise Halil İkizoğlu'nun. Karşıda, Acemler'den çıkışta, köşede Ethem ve Yahya Üçdal tarafından çalıştırılan meydan kahvesi vardı (günümüzde Anatolia Otel'e bağlı restoran), yanında da Kayapalı balıkçı Reşat. Sonra otel gelirdi. kahvenin karşısında Atıf Etyemez'lerin evi vardı. Meydanda iki salepçi vardı. İkisinin de adı Mehmet idi. Sabah namazından sonra başlarlardı, yanında simit. Yetmişli yıllarda Bursa'ya gelen turist üç şey sorardı: Çekirge'de Çelik Palas ve Çardak Restoran ile Kültürparkın içinde Yusuf Restoran. Anatolia Otel'in yanında, şimdi otopark olan yerde Park Otel vardı, sahibi Muhittin Baha Pars."

     Şimdilerde arka yol denilen yolun (İş Bankası önünden çıkan yol) devamında, Askeri Hastane'ye doğru çıktığınızda solda ilk bina Etyemezler'in eviydi. Şimdi yerinde, altı eczane olan bir apartman var. Yukarıda meydana ulaştığınızda solda tarihi Ada Palas, devamında Gönlüferah ve Dilmen otelleri ile Asker Hastanesi. Askeri Hastane'nin önünde Çekirge Hamamı, Gönlüferah'ın karşısında Çekirge Palas Oteli vardı. Çekirge Hamamı'nın karşısında Hüsnü Güzel, devamında Servinaz Otel, karşısında ise Küçük Yıldız. Uludağ yoluna devam edersek, kaydı kalmamış, pek hatırlanmayan Kadı Köşkü vardı.  

    İbrahim Yurtoğlu anlatıyor: "Çekirge meydanının asıl adı Armutlu meydanı. Lami Çelebi'nin karşısında, şimdi çay bahçesi olan yerin asıl adı da Ham behçe'dir. Altı havuz, üstü bahçeydi. Türküsü bile var, 'Minarede ezan var/ Ham Bahçe'de gezen var' diye söylerlerdi. Şimdiki Selvili Cadde'nin olduğu yer Gürcü Mahallesi'nin harman yeriydi. Harman zamanı çok yenlikli olurdu.  Birde Mihraplı köprü. Onu da sel aldı. Üzerinde gerçekten bir mihrap vardı.

 

  (Yazarın Çekirge Köşkleri adlı kitabının (Sentez Yayınları,  2007), 182. sayfalarından kısaltarak alınmıştır)