|
|
Uğur Ozan Özen
Devlet Güzel Sanatlar Galerisi (DGSG)’nin açılmasıyla ilgili ilk adım
1958’de atılır. Galerinin açılmasının planlandığı mekan, AVP tiyatrosunun
holüdür. Kültür Bakanlığı daha kurulmamış olduğu için bu çalışmalar Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Gazete haberine göre Maarif
Vekaleti tahsisat verir vermez tadilata baylanacak, vestiyer ve bekleme
salonlunun yeri değiştirilecektir. Ancak bu girişim başarısız olur.
1961’de bu sefer Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü konuyu gündemine alır. Altı
ay sonra Erol Akyüz “Resim ve Tiyatromuzda Mutlu Sonuçlar” başlıklı
yazısında Bursa’nın resim galerisine olan ihtiyacı dile getirir:
“Sayın okurlarım pek iyi hatırlar. Tiyatro dışındaki diğer sanat gösterileri
için şehrimiz Devlet Tiyatrosu’nun pek isabetli olan bir sanat kavramı
vardır. Sahne ve salonun şan ve orkestra konserleri ile folklor
gösterilerine seve seve tahsis etmeyi bir çeşit sanat görevi sayan
tiyatromuz, bu güzel görevine bir yenisini daha eklemiş bulunmaktadır.
Tiyatromuzun girişte sağ kısımda kalan ve salona geçit teşkil eder,
elverişli koridoru resim sergilerine tahsis edilmektedir.
Türk Amerikan Kültür Derneği hariç, şehrimizde başkaca özel teşebbüslerin
eserlerini sergileyeceği bir galeri mevcut değildir. Son gelişmeler,
Bursa’nın mutlaka bir resim galerisine olan ihtiyacını ortaya koymuyor mu?”
1958-62 arasında galerini açılması konusunda önce büyük bir istek, sonraysa
hüsran olur. 1962’den itibaren olumlu gelişmeler başlar. İlk kez 1962
eylülünde düzenlenen 1. Bursa Festivali kapsamında AVP tiyatrosunun holünde
beş ressamın sergisi (Şefik Özaksoy, İbrahim Balaban, Kemal Yükselengil,
Turgut Erdoğan, Yüksel Özgür) ve Cemal Nadir’e ait seçme karikatürler
sergilenir. Şahin Özgür’ün “Sanat ve Festival” başlıklı yazısı gaeri
ihtiyacına odaklanır: “Bütün bu festival şenlikleri
şehre hareket ve canlılık getirdi. Hepsi ayrı ayrı değer taşımaktadır. Bursa
Festivali de yerinde ve güzel bir hareket olmuştur. Ancak bunlar madalyonun
bir yüzüdür. Diğer yüzü de şöyledir: Sergi tertip etmek ve açmak göründüğü
kadar kolay iş değildir. Hele Bursa gibi galeriden mahrum yerde sergi açmak,
fedakarlıktan başka bir şey sayılmaz. Çıta ve ipler de hazır değildir. Şu
halde ne yapılacaktır? Kupkuru bir salonu göstermekle
iş biter mi? Festivalin başlamasına bir gün kala yapılan toplantılarla nasıl
başarı elde edilir? Her şeyi zamanında düşünmek varken sanatçılarımızı bu
kadar sıkıntıya sokmak ve onlara ter döktürmek doğru olabilir mi? Çekilen
sıkıntıları, boş geçen bekleyiş saatlerini komite üyeleri bile yakından
görmüşlerdir. Festival sergisine katılmak için eserlerini beraberinde
getirdikleri halde bu bekleyişten bıkarak salonu terk eden üç ressam
arkadaşımız vardır. İşte bunlar birer gerçektir. Ya
serginin açılış töreni? Festival sergisine ait bir levha yapılmadığı gibi
festival sergilerini ve eserlerini bir arada gösteren bir broşür bile
hazırlanmamıştır. Bundan başka memleketin ileri gelenleri ortada yoktur,
gelmemişlerdir. Peki törene kaç kişi gelmiştir, bilir misiniz? Beş kişi.
Unutmayınız ki bu bir festival sergisidir. Memleketin zenginleri nerededir?
Bursa’da sanat ölmüş müdür? Bu şehirde hiç sanatsever yok mudur?
Festival demek yalnız gülmek, eğlenmek, sokakta davul çalanları seyretmek,
folklor ekiplerini alkışlamak veya bir-iki Garden-parti ile balolara son
model arabalarla giderek bir ‘Hacıağa’ gibi para harcamaktan mı ibarettir?
1962’nin son aylarında Yeni Ant gazetesi “Bursa, büyük bir şehir galerisine
kavuşuyor” haberi yayımlanır, gerisi gelmez. 1963 ağustosunda Güzel Sanatlar
Akademisi genel müdürü Halil Dikmen Bursa’ya gelir, galerinin 1964’te
açılacağını söyler. Aylar geçer. 2. Bursa Festivali 6-12 Temmuz 1963’de
yapılır. Galerinin yeri dışında elde pek bir şey yoktur. Erol Akyüz aynı
konuda bir yazı daha yazar. Milli Eğitim Bakanlığı
galerinin 1963’te açılması için 350 bin lira gönderir. Nihayet inşaat
başlar. 1964’te yapılacak 3. Bursa Festivaline yetişmesi planlanır, ancak
yetişemez. 1964 temmuzuna geldiğimizde bir gazete
haberi müjdeyi verir: galeri bir ay sonra, 30 Ağustos’ta Havacılık Sergisi
ile açılacaktır. Bu sefer de açılışı yapılamaz. Müteahhitle vilayet
arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı ikinci bir ihale ile
işi tamamlatacaktır. Galeri müdürlüğüne de Nurhayat Evce tayin edilmiştir.
Üstelik daha eksikler vardır, 10 bin liraya ihtiyaç vardır. Eksikler
tamamlanmadan Türkiye’deki orta dereceli mesleki ve teknik okul
öğrencilerinin sergisi 12 mart 1966’da vali Celalettin Ünseli tarafından
açılır. Resmi açılışın ise 5 Nisan 1966’da yapılacağı açıklanır. Eksikler
tamamlanamaz, açılış ertelenir. Nihayet 20 haziran 1966’da resmi açılış
yapılır. DGSG’nin 1978-79 sezonunda toplam izleyici
sayısı 143 binin üzerindedir. Böyle ilgi gören galeri 1979’da beklenmeyen
bir olayla karşılaşır. 7 nisan ve 26 mayısta yangın tehlikesi atlatır.
Açılışı yılan hikayesine dönen galerinin bu kez onarımı için ödenek problemi
yaşanır. Ödenek gelmeyince tadilat yapılamaz. Bu sefer de sorun, sergi
sırasında yangın çıkar ve eserler yanarsa ne yapılacağıdır. 3 Ocak 1980’de
galeri yeniden açılır. Üstelik tek salondan iki salona geçilmiştir. Bu
ikinci salon, daha önce Oda Tiyatrosunun fuayesi olarak kullanılan yerdir.
Bugün galeriye girdiğinizde, sağ tarafta, en dipteki yerdir.
1981 yılındaki sorun elektrik kesintileridir. Ocak ayında İstanbul Devlet
Tiyatrosu’nun Bursa’da sergilediği bir oyun sırasında elektrik kesilir. 1981
temmuzunda onarım başlar. Vali Zekai Gümüşdiş onarımın ekim ayında
biteceğini, 7 milyon liraya mal olacağını açıklar. Ancak valinin planı da
şaşar. Galeri müdürü Emin İlter onarımın Ocak 1982’de biteceğini açıklar.
Yeni haliyle galeride üç serginin aynı anda açılabileceğini ekler. Maliyet
de artmıştır: 8 milyon lira. Bu hesap da tutmaz, Mart 1982 ve 11 milyon
lirada karar kılınır. Marttaki açılış mayısa ertelenir. Galerinin 1982 yılı
itibarıyla Türkiye’nin üçüncü büyük galerisi olacağı açıklanır. Sadece ses
düzeni maliyeti 800 bin liradır. Toplam maliyet ise 13 milyona çıkmıştır.
Emin İlter “defilelerin de burada yapılabilmesini planlıyoruz. Ayrıca bir de
süs havuzu yapılıyor” der. Açılış önce Ekim 1982’ye ertelenir. Bu tarihte de
açılış olmaz. Ancak kamuoyunda pek de itiraz yoktur. 80 darbesi sonrasında
kimsenin “galeri ne oldu” diyecek hali yoktur. 13 temmuz 1981’de başlayan
onarım 25 aralık 1982’deki ikinci açılışla biter. Maliyetin 15 milyona
çıkmasıyla bazı Bursalı iş adamlarından da yardım toplanmıştır. Yardımda
bulunanlara aralık 1984’te yapılan törenle plaket verilir.
1980’lerin ortalarında galeride sergi açma talebinde bulunanlar artmıştır.
Aytan Uzoğuz şöyle yazar: “Bursa’da birkaç yıldır özel sanat galerileri
açılıyor. Sanata gönül vermiş bu çilekeşler bir süre sonra işlerin
yürümediğini görerek galerilerini kapatıyorlar. Oysa DGSG’de durum değişik.
Sergi açmak isteyecek olursanız size 1987 yılının dolu olduğunu söyleyip
1988’den gün veriyorlar”. Galeride sadece sergi açılmaz. Oyuncu Adnan
Tunalı’dan öğrendiğimize göre 1984’de kurulan Bursa Yeni Tiyatro, ikinci
salonda oyun sergilmiştir. Aynı kişi bu salonda konser verildiğini de
belirtmiştir. Galeri ilk açıldığında müdür odası
elektrik trafosunun olduğu yerdeydi. Onarımdan sonra galeriye havuz ve
merdivenle çıkılan ve müdür odası olarak kullanılan bir mekan eklendi. Alt
kattaki salonda Bursa Güzel Sanatları Koruma ve Geliştirme Derneği
tarafından resim dersi verilmektedir. Ana kapıdan girince sağda kalan oda
ise idari hizmetler için kullanılır. Müdür Emin İlter’in 1996’da tayini
çıktı, yerine Satı Aykaş müdür oldu. Satı Aykaş bu görevi 2003’e
kadar sürdürdü, galerinin son müdürüdür. Daha sonra Bursa Devlet Güzel
Sanatlar Müdürlüğü kaldırıldı, İl Kültür Müdürlüğüne bağlandı.
Bursa’da Yaşam (Mayıs 2016), s. 318-325'den kısaltarak alınmıştır
|