Alper CAN
Arjantinli ünlü yazar
Alberto Manguel’in (d. 1948)
Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir adlı kitabını çıkar çıkmaz alıp okudum(1).
2013’ün Kasım ayında Bursamıza gelip Gökhan Hocamızla bir söyleşi
gerçekleştirmiş olan Manguel, Haziran 2014’te Gölyazı’daki Yazıevine konuk
olarak kitabının Bursa bölümünü yazmıştı. Kitap beklentimi karşılamadı, bazı
hataları da göz çıkaran cinstendi.
Nazım Hikmet Kültürevindeki söyleşisi
Manguel ülkemizin
yabancısı olduğunu belirtiyor ve hissettiriyor. Buna karşın dedesinin
İstanbul ile olan kısa bağından yola çıkarak kalemiyle bize bizi göstermeye
çalışıyor. Yabancıların ülkemize bakışındaki önyargıları sıkça örnekliyor,
zaman zaman bu önyargıların kendisini de etkilemiş olabileceğini belirtiyor.
Dikkat çeken diğer bir konu ülkemizin içinden geçtiği kutuplaşmış siyasi
ortamı satırlarına yansıtması, gördüğü otoriterleşme eğilimlerini
belirtmesidir.
Gölyazı'daki Göl Yazıevi
Tanpınar diğer kentleri
adıyla anıp kentimizi “Bursa’da Zaman” başlığıyla eserine koymuştu. Manguel
ise bu duygudaşlığı kuramamış olacak ki beş kenti de adlarıyla vermiş. Yeşil
Camii Türkiye’de gördüğü en güzel cami olarak nitelerken bu cami hakkında
aynı beğeniyle kalem oynatmış önceki yazarlardan (ör. Andre Gide) etkilenmiş
olabilir(2). Bu caminin, Türkiye’yi Racine’den öğrenmiş olan bir
Fransız mimar tarafından restore edildiğini yazması, iki asırlık modernleşme
sürecimizin ilginçliklerinden birisi. Çayhanelerde hiçbir şeyi beklemeden
bekleyen yaşlılardan bahsederken “bu adamların keşfettiği üzere saf beklemek
mükemmel varoluşsal bir durumdur” diye yazmış. Bu satırlar benim aklıma yine
Bursa’yı uhrevi, durgun bir havada gören, burada yapılacak en iyi işin ölmek
olduğunu ima eden Batılı yazarları getirdi. Robinson Crusoe’den yola çıkarak
Bursa için yaptığı benzetme ise hoşuma gitti:
Dalgalar ve bulutlar, şafak ve günbatımı, gelgit, su ve kum, tekrarın ya da
sabitliğin biçimleridir, tıpkı şimdi benim kendimi içinde bulduğum yerin
ötesindeki dağ sırası gibi. Bursa bir ada şehir.
Manguel’in hataları kentimizle ilgili tarihsel hatalar.
İlk sayfada Bursa diye anlattığı kent Bursa değil Gemlik. Bu yanlışın sebebi
bu kentlerin Antik Çağdaki isimlerinin benzerliği (Prusa ad Mare/ Prusa ad
Olympum). Kuruluş tarihi, kurucuları,
Makedonya kralı
V. Philippos’un isteğiyle el değiştirmesi konularında söyledikleri bu
yanlışı açıkça gösteriyor.
“Bursa tarih boyunca kral üstüne kral tarafından sağa sola verilmeye mahkum
görünüyordu” derken de ölçüyü aşmış sanki. Zira kentimizin bu şekilde el
değiştirmesi MÖ 74’ten sonra bir daha yaşanmadı.
Bizans imparatoriçesi Theodora’nın hizmetkârlarıyla Bursa’daki kaplıcalara
geldiğini nakletmesi ise
mazur görülebilir zira bu bir galat-ı meşhur. Theodora aslında Yalova
yakınlarındaki Termal’e gelmişti.
Bursa’nın Osmanlılıların
başkenti olduğu tarihi 1335 diyerek
yanlış vermiş. 1326’daki fetihten sonra Bursa başkent oldu, kısa bir
süre bu unvanı İznik’e kaptırıp geri aldı.
Bir iki yerde çeviri kulağımı
tırmaladı. İlki yukarıda alıntıladığım cümlede: “Bursa tarih boyunca kral
üstüne kral tarafından sağa sola verilmeye mahkum görünüyordu”. Bir diğeri
de “enstantene fotoğraflar gibi”. Fotoğraf zaten enstanteneyi, anı yakalar,
enstantene olmayana video denir.
NOTLAR
(1)
Alberto Manguel, Tanpınar’ın İzinde Beş Şehir, Yapı Kredi Yayınları,
Bursa:
s. 87-103
(2) Andre Gide’in Yeşi Cami hakkındaki yazısı şöyle:
”Dinlenme, aydınlığa
dalma, denge yeri, kutsal gökmavisi, kırışıksız gökmavisi, zihnin yetkin
sağlığına kavuştuğu yer...
Enfes, bir tanrı
yerleşmiş senin içine ey cami. Sivri kemerin silmesinin ortasında ve soru
kırarak, bu çakışma ve sevgi yerinde rahatlayan, çatışmaya ara verip
dinlenmeye soyunan iki eğrinin tam kesişmeleri gereken bu gizli, etkin yerde
insanlara öğüt veren ve bu yassı taşın manevi asılışını sağlayan o tanrıdır.
Ey ince gülümseyiş! Parça aralıkları tam kıvamında ayarlı kemer!
Karşılarında ne kadar da rahatça kuruluyorsun zihnimin zarif inceliği!
Uzun süre bu kutsal mekanda derin derin düşündüm ve sonunda anladım ki
ibadetlerimizi bekleyen kusur bulma tanrısı buradadır ve bizi arınmaya
çağırmaktadır."