Melih Elal
Oldum olası, bir kent, o kentte yetişen insanları etkiler mi, ya da insanlar
yaşadıkları kentten etkilenirler mi diye düşünmüşümdür. Geçenlerde şair ve
yazar dostlarımla konuşurken Bursa üzerine düşündük.
Bursa doğumlu birçok şair anımsamamıza
karşın öykücü ve roman yazarı adı sayamadık pek. Hele roman konusunda hiçbir
ad aklımıza gelmedi. Acaba romancı kentleri var mı? İncelemeye değer
doğrusu!
Bursa önemli ölçüde şair ve yazar
yetiştirmemesine karşın kente gelen birçok yazarı etkilemiştir. Belki de
Bursa doğumlu yazarların olması o kadar da önemli değil.. Çünkü Bursa
doğumlu olmamasına karşın, Bursa’da büyüyen, okuyan, bir süre yaşayan pek
çok önemli yazar ve sanat insanı var.
Sanat dünyamızın renkli simalarından şair,
senaryo yazarı, sinema yönetmeni ve sinema oyuncusu Orhon M. Arıburnu ilk
gençlik yıllarını Bursa’da geçirenlerden biri. O dönemlerde adı Orhon
Arıburnu. Babası Murat Arıburnu, Bursa Tayyare Cemiyeti Başkanlığına
atanınca Bursa’ya gelirler. Orhon, şimdiki adı Çelebi Mehmet Lisesi olan, o
zamanların tek ortaokulu Temenyeri Ortaokulu’na yazdırılır. Bursa’da 1930’lu
yıllarda
Erkek Lisesi,
Kız Lisesi, bunların orta kısımları, bir de Temenyeri
Ortaokulu vardır.
Orhon Arıburnu 1934 yılına değin bu
ortaokulda okur. Buradan Konya Askeri Ortaokulu’na gider ve 1935’te buradan
mezun olarak tekrar Bursa’ya, Bursa Askeri Lisesi’ne gelir.
Ortaokul yıllarında, babam Necip Elal ile
arkadaşlık yapar Arıburnu. Oturdukları ev, Sakaldöken Caddesi’nde
Kamil Koç
Apartmanı’nın yanından İpekçilik Caddesi’ne inen, Savcı Bey Sokağı’nın sol
yanındaki, köşeden ikinci evdir. Evin kapısına kavisli bir merdivenle
çıkılırdı. Şimdi burada yeni yapılma bir apartman var.
Babasının başkanlığını yaptığı Tayyare
Cemiyeti de, Tayyare Kültür Merkezi’nin batısında, şimdiki Büyükşehir Sanat
Galerisi’nin bulunduğu yerdeydi.
1937 yazında Orhon Arıburnu ve babam, İnönü
Planör Kampı’na giderler. O yıl planör kampına 200’den fazla öğrenci
katılır.14’er kişilik gruplar oluşturulur ve eğitim öyle verilmeye başlar.
Orhon Arıburnu daha sonra adına babasının
adını ekleyerek Orhon Murat Arıburnu diye imzalar yapıtlarını. İlk kez
1936’da
Edebiyat
dergisinde şiir yayımlar. Daha sonra 1940’ta şiirlerini topladığı
Kovan
adlı kitabı çıkar.
Orhon Murat Arıburnu’nu babam son olarak 12
Aralık 1942’de İstanbul’da görür. Günü gününe anımsamasının nedeni, o gün
yedek subaylıktan terhis olmasıdır. Aynı gün, rastlantıya bakın ki,
Arıburnu’nun da doğum yıldönümüdür. Arıburnu, babamdan yeni kurulmakta olan
bir partinin Bursa şubesini açmasını ister. Bu partinin hangi parti olduğunu
babam bir türlü hatırlayamadı. Hatırladığı tek şey, Arıburnu’nun “Tarihi bir
fırsatı kaçırıyorsun” demesi.
Arıburnu, bir daha Bursa’ya geldi mi,
bilmiyorum. Büyük bir olasılıkla, film çevirmek için gelmiştir. İnsanlar
gençliklerinin geçtiği kentleri unutamazlar. Kentler de o insanları
unutmamalı. Bir parkına, bir sokağına, bir kültür yapısına onun adını
vermeli. Hatta o insanların yaşadıkları ortamları, evleri korumalı, bir
plaketle oradan geçenlere duyurmalı ve kentin parklarından birine de
yontusunu dikmelidir. O zaman kent ve insan, kent ve sanat özdeşleşmiş olur.
Yazarın
Yeni Biçem dergisi, 50. sayısındaki (1997)
yazısıdır.