Bursa'da İşgal Günlüğü, Derleyen: Canib Bey,
Düşünce Kitabevi Yayınları İstanbul, 2004
Kitaptan bir bölüm:
"Yıllardan
beri istiklal uğrunda iç ve dış düşmanlarına karşı mücadele eden ve vatanını
savunmak zorunda kalan milletimiz, I. Dünya Savaşıdan çok yorgun çıktığımız
bir zamanı kollayan ve Avrupa'nın düşmanımız olan devletlerine arkasını
dayayan Yunanlıların 1920 senesi başlarında ansızın ana yurdumuza ayak
basmaları, Trakya ve Batı Anadolu'yu kısmen işgal etmeleriyle birlikte türlü
türlü taşkınlıklar ve tahribatlarla çok kötü ve akıl almaz tecavüzlerine
maruz kalmıştı.
Fakat dünyada örneği olmayan kahraman Türk milleti, bin
türlü mahrumiyet içinde, fakat Hakk'ın yardımıyla artan milli azim ve
bağlılığı sayesinde imanına ve süngüsüne güvenerek gösterdiği harikalarla bu
saldırganları geldiklerine pişman ve perişan bir halde, tarihin bile
örneğini kaydetmediği bir hezimete ve yenilgiye uğratarak denize döktü.
Kendilerine medeni süsü veren, fakat şu medeniyet asrında bu maske altında
yaptıklarının sonunda ağır cezasını ordularının yıkılmasıyla gören bu
yangıncı ve sapıklıkların uğursuz işgali sonrasında hiçbir zorunluluğa
dayanmaksızın ve özellikle milletimizin iktisadi bünyesini sarsmak emeliyle
yaptıkları genel tahribat arasında vilayetimiz içinde dahi işgal
tarihlerinden kaçıp gitmelerine kadar (Bursa'da: 8 Temmuz 1920 - 10 Eylül
1922) işledikleri tüyler ürpertici zulümler ve facialar, haddi aşmalar ve
sapıklıklar aslında yazmakla tükenmez.
Bu zulümler ve
tahribatlar vilayetimizde hiç olmazsa gerek işgal zamanında gerek işgal
sonrasında yazılan ve ele geçirilebilen resmi rapor, vesika ve fotoğrafların
toplanması ve bir araya getirilmesinin de pek yararlı olacağı düşünülmüştür.
Bunun için de düzenlenmesi düşünülen bu mecmuaya sözü edilen vesikalarla
beraber her kazada şehit edilen, yaralı düşen, darp ve işkenceye maruz
kalan, hapsedilen, bekareti bozulup ırzına geçilen zavallı insanlar, yakılıp
tahrip edilen köy ve kasabalar, gasp ve yağma edilen taşınır mallar ve
hayvanlar, ve özellikle resmi kurumların bu işgal sonrasında ortaya çıkan
hasarlarının toplam değerinin mahalle ve köy kayıtlarının harf sırasına göre
eklenmesi uygun görülmüştür.
Vilayet içindeki bu
facialar ve tahribatlara ait bilgileri elde etmek üzere, sonunda her köy ve
mahallenin en yüksek rütbeli subayıyla Mekteb-i İbtidai mualliminden
(İlköğretim öğretmeninden) ve İhtiyar Heyetinden birer geçici incelem
komisyonları oluşturulmuştur. Bu komisyonlar, söz konusu mahallelerde tek
tek inceleme ve soruşturma yaparak, elde edilen bilgileri merkezden
gönderilen matbu ve standart cetvellere doldurup altını da imza ve tasdik
ettikten sonra peyderpey iade etmişlerdir. Böylece mecmuaya konulan bütün
bilgiler, resmi belgeler, asıllarıyla birlikte saklı ve imzalı cetvellere ve
tahkik raporlarına dayanmakta, kesinlikle subjektif, hissi bilgi ve
kanaatleri ihtiva etmemektedir.
Amaç, zamanla gün
ışığına çıkması pek tabii olan bu resmi belgeleri bir kitap halinde toplayıp
adedini çoğaltmak; çocuklarına, torunlarına ve köy mekteblerine varıncaya
kadar, milli kütüphanemiz için canlı ve ölümsüz bir mazlumlar ve mağdurlar
tarihçesi ortaya çıkarmak; ve nihayet düşmanın vilayetimizde 20. asırda
işlemekten çekinmediği hadsiz hesapsız vahşet ve aşağılıklarını gözler önüne
sermek, arkada bıraktıkları tahribatın izlerini sürekli gösteren bir ibret
nüshası hazırlamaktır.
Nitekim, kurtuluştan sonra
meydana gelen Hükümet Konağı yangınında sözü edilen facialara ait bir çok
kıymetli belge maalesef yok olmuş, ancak çok sınırlı bir şekilde ele
geçebilen ve daha sonradan toplanan belge ve bilgilerin esere dönüştürülmesi
mümkün olabilmiştir.
Bu itibarla, mecmuanın içeriği herhalde gerçekte
olduğundan eksik olacağı gibi, bazı iğrenç olaylara da maruz kalanlar için
haysiyet kırıcı olabileceği düşünülerek gizli tutulmuştur. Bazı mazlum ve
şehitlerin tahkik edilecek anne baba veya akrabaları olmaması nedeniyle
kapalı kalmış olduğu şüphesizdir. Bununla beraber bu durum, gerçekleşen
facia ve tahribatların, mevcut belge ve bilgilerin, yanan ve yakılan kasaba,
hane halkları ve eşyalarıyla sayımı mümkün olan bilgilerin de kayıt ve
tespitine ve mecmuanın mümkün olabildiği kadarıyla düzenlenip yayınlanmasına
mani sayılamazdı!...
İşte bütün zorunlu masrafları
Bursa Hilal-ı Ahmer (Kızılay) Merkezi tarafından karşılanan bu eser için
gerekli bilgi ve belgelerin toplanıp bir araya getirilmesine, eski vali Hacı
Adil Beyefendi zamanında vilayete bağlı çevre bölgelere genel tebligat
yapılarak genel bir tespit işlemiyle başlandı. Halefleri vali Hilmi
Beyefendi de bu yazım işinin herhangi bir şekilde devam etmesi ve
sonuçlandırılmasını uygun görerek gereken bilgilerin gelmesinin sağlanması
ve kolaylaştırılması emrini verdiler. Daha sonra gelen vali Kemal
Beyefendi'nin zamanında da büyük bir gayret ve süratle basımına başlandı.
Vilayetin daha sonraki kurtuluş günlerinden beri hemen bütün hükümet
görevlileri yaralıların tedavisi ve felaketsede halkın iskan ve iaşesi ve
yanan köylerin yeniden kurulması ve imarı ile meşgul olmuştur. Bu arada
Yunan faciları ve tahribatlarını tespit tabii ki pek çok engeller ve
müşküllere maruz kalmıştır. Bu bilgilerin toplanması için önde gelen devlet
memurları ve askeri görevlilerin aylarca köy köy dolaşması, son olarak, bir
de Bursa Hükümet Konağı yangını bu yazım işini ertelemenin başlıca
sebeplerinden biri olmuştur."
10 Mayıs 1924 - BURSA
Yazımla Görevli
Vilayet Encümeni Daimi Baş Katibi Canip
Kitap içeriğindeki konulardan
bazıları:
- Raporlar, Resmi yazışmalar,
- Şehit Edilenler,
-
Yaralananlar,
- Darp Edilenler,
- Tecavüz Edilenler,
-
Hapsedilenler,
- Sürgün Edilenler ve Esir Alınanlar,
- Şahıs ve
Müsseselerin Zararları,
- Yanan Şehir, Köy ve Çiftlikler