Bursa'da Çok Sesli Batı Müziği Tarihçesi

Dünya Müzik Derneği Çoksesli Korosu

Bursa'da Müzik

Bursa'da Türk Musikisi

BBDSO hakkında ayrıntılı bilgi

   

                                                                                          Yelda Nihan Özmutlu (2007)

             

  BAŞLARKEN
  
Bursa’da çok sesli müziğin varlığı 15 ve 16. yy’a kadar uzanan  bir geçmişe sahiptir. Tarihin birçok döneminde görüldüğü gibi Bursa halkının çok sesli müziğe gösterdiği ilgi ve destek, bazı çevrelerin yayılmayı engelleme çabalarına rağmen; hızını kesmemiş, sanatseverlerin inat, şevk ile bu engelleri aşmak için yürüttükleri çalışmalar sayesinde  Bursa’da sanatsal faaliyetlerin gelişimi daha da hızlanmış, bugün Bursa’nın kültürel mozağine katılmış olan Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkesttrası’nın kurulmasına kadar varan süreye ulaşılmıştır.
   Elimizde bu konu ile ilgili çok az bilgi olması nedeniyle kısa bir tarih gezisi ile Bursa’da gelişmekte olan bu kültürün var oluşunu ve bugünlere gelişini kısaca irdeleyerek; sanatseverlere, çok sesli müziğe gönül verenlere ve gelecek kuşaklara bir damla da olsa kaynak oluşturması ve bugünlere ulaşmamızda Sivil Toplum Örgütlerinin toplum üzerinde yarattığı sinerji ile sanatın ve sanatçının önünü açmak için verdiği özverili çabanın tanıtılması amaçlanmıştır.
   Bu çalışmanın hazırlanışında, ilk Devlet Konservatuarı öğretmenlerinden sayın Mahmut R. Gazimihal’in 1943 yılında yazdığı ve Halkevi Neşriyat’larından olan kitabı, Bursa'da Musiki ile sayın Banu Demirağ’ın Bursa Defteri’nin Haziran 1999’da yayımlanan Bursa'da Çok Sesli Müziğin Gelişimi başlıklı makalesi, Sönmez yayınlarından olan Bursa Ansiklopedisi’nin 1987 yılında yayımlanan 2 sayılı nüshası ve U.Ü. Devlet Konservatuar Müdürü Yrd. Doç. Dr. İsmail Göğüş’ün Orkestra’nın kuruluşu ile ilgili bilgileri kaynak olarak alınmış ve derlenerek siz müzik severlere sunulmuştur.
   2000 yılında ilk basımının yapıldığı ve Bursa Filarmoni Derneği ve T.C. Kültür Bakanlığı Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’na armağan etmiş olduğum bu kitapçık, bana her konuda destek olan bir grup arkadaşımla birlikte Bursa’da klasik müziğin gelişmesi için yaptığımız katkıların bugüne kadarki süreci ve yeni oluşumları da kapsayacak şekilde yeniden hazırlanmıştır. Beni her konuda destekleyen, her an arkamda hissettiğim arkadaşlarım Sinan Bubik ve Eren Çep’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
 
BURSA’DA KLASİK MÜZİĞİN GEÇMİŞİ
  
Bursa Türkler’in ülkesi olmadan önce, birkaç kilisenin ayin ilahilerinden başka hiçbir eserin notaya alınmadığı, elimizde kalan bazı notalarda ise Türklerin etkisinin görüldüğü söylenmektedir.
   Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Osmanlı Hanedanı’nın ilk davul seslerinin Orhan döneminde “İstiklal Nöbetleri” adı altında hisarlardan ovaya yankılandığı yazılmıştır. XVI kadar “Mehter Nöbetleri”nin ayakta dinlendiği, müziğin o çağlardan başlayarak büyük saygı törenlerinin bir amacı olduğu anlaşılmaktadır.
   İlk Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında yer yer tekkelerin açılması ile zamanın kaliteli, nezih eğitim ocakları olarak tasavvuf sanatı yayılmaya başlamıştır. Türklerin sanat müziğini bilmediğini belirten bazı kaynaklar, Sultan Yavuz’un veya Murat IV’ün Doğu Seferleri sırasında Bağdat’tan getirdikleri esir Acem veya Azeri müzikçiler tarafından İstanbul’da yayıldığını söylemişlerdir. Ancak karşı görüşlü Türk yazarlar uzun uğraşlar ve araştırmalar sonucunda müzik ilmini İslam Ülkelerine yayan ilk ustanın Itri olduğunu bildirmişlerdir.
   Batı’da Klasik Müziğin Kilise ayinleri olarak ortaya çıkması ve bazı ünlü bestecilerin Kiliselerde yetişmiş olmaları da düşünülürse eski Türk kültür merkezlerinden Konya’da Mevlevi Tekkesi ile ilk Türk Musiki Meclisleri’nin kurulması da Türk toplumlarında musikinin yayılmasında büyük etken olmuştur.
   Mevlid de XVII nci yy’da Sekban isimli bir Bursa’lı tarafından bestelenmiş ve ustadan çırağa icra edilmesi ile bugüne kadar gelmiştir. Mevlid toplantıları ile Bursa da tekke kadar nezih musiki toplulukları kazanmıştır.
   1924 yılında Tekkelerin kapatılmasından az önce her türlü musiki yeniliklerine açık olan Mevlevi bestecileri Bursa’ya gelerek Semahanelere’de eserlerini icra etmişlerdir. Bursa halkı, nezih sanatsal müzik dinleme alışkanlıklarını Semahaneler’de edinmişlerdir.
Bursa, İstanbul’daki gelişmelerden her zaman etkilenen ilimizdir. Tanzimat döneminde Yeniçeri ve Yeniçeri müziği olan Mehterhane’nin kuruluşundan birkaç ay sonra Italyan musiki subayı, Napolyon Bonapart’ın Bando Şefi olan Giuseppe Donizetti saraya Osmanlı Saltanatı Musikaları Umum Müdürlüğü’ne getirildi. Çeşitli ordu bandoları kurdu ve yayılmasına yardımcı oldu. Yetiştirdiği ilk ordu bandolarından birinin Bursa’ya geldiği bilinmektedir.
    Bursa’da, müzikte ilk yenilik bir bando kurulması ile başlamıştır. Kemanlı bir Orkestra yetiştirmenin ve Türkiye’de böyle bir devrim yapmanın tek yolunun hiç kuşkusuz bir bandonun oluşması ile mümkündü. Bu dönemde Mehter müziği ile benzerlikler taşıyan bandonunnun halka sevdirilmesinin güç olmayacağı ve çalınan parçaların Mehter müziği ile Bando müziği arasındaki farkı azaltabileceği savı ağırlık kazandı.
    Aynı dönemlerde Avrupa’da 17. yüzyılda Fransızca sözlü ulusal Fransız operası kuruldu. Doğu Avrupa’da da çeşitli müzik hareketleri başladı. Bizde de mehteranhanenin açtığı yoldan ilerlemek, ve böylece yeniliğe kavuşmak daha kolay oldu. İstanbul gibi Bursa da bando yoluyla yeniliğe geçti ve bu Cumhuriyet dönemine kadar devam etti. 1860 yılında Mithat Paşa Tuna illerinde açtığı Islahane adlı Sanat Okullarından etkilenerek, 1868 yılında İstanbul’da da bir örneğini kurdu. Bursa Islahane’si de 1869 yılında kuruldu. Aslen Sanat ve kültür ağırlıklı eğitim amacıyla açılan bu okullarda hiçbir sanat, kültür ve müzik eğitimi verilmiyordu. Daha sonraki yıllarda Sanayi Mektebi adı altında ders programları genişletilmiş bir okul açıldı ve ilk kez 1897-98 yıllarında Bursa Sanayi Mektebi Bando’su kuruldu. Birçok bina değiştirdikten sonra Hisar Mahallesi’ndeki binasında ilk bando eğitimine başladı. 1901-1904 yıllarında Bursa valiliği yapan Reşit Paşa döneminde bandonun ıslah edilmesi gündeme gelmiş, Bursa’da ilk saksafon çalan Tophaneli Ali Rıza Efendi ve sonra Romanyalı Aleko ile keman çalan Pascal Pasaro da eğitmen olarak okul bünyesine alınmışlardır. Bandonun güç kazanması sağlanmıştır. Birçok değerli sanatçı bu okuldan mezun olmuştur. Bunlardan klarnet çalan Teofani Efendi Saray Muzikasına gönderilerek Şeflik dersleri almıştır. Bando 1928 yılında Milli Eğitim Bakanlığı emriyle kapatılmış, böylece bandonun 30 yıllık serüveni son bulmuştur.
   1921’de Bursa Askeri Lisesi Bandosu kurulmuştur. Bu bandonun deneyimli 40 elemanı vardı. Büyük opera fantazileri çalabiliyorlardı. Burada yetişen kornocu Cemal Cimcoz kısa zamanda Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası’nda kornocu olma hakkını kazanmıştır.
    Daha sonra sırası ile de Bursa Kız Muallim Mektebi (Kız Lisesi) talebe orkestrası, Bursa Sebat İdman Yurdu Bandosu kurulmuş ve bu bando elemanları daha sonra şehir Bandosu elemanları olarak görev yapmışlardır.
   1928 yılında Bursa Sanat Mektebi Bandosu kapatılınca, ulusal bayramlarda ve törenlerde sürekli yer aldığından eksikliği hemen fark edildi ve bu açığı kapatmak üzere Halk Partisi bir şehir bandosu kurmak gerektiğini belirtti. Bu işi Türk Ocağı üzerine alarak, Hüsnü Ortaç Bey ve Keman ustası Necati Bey’den Bursa’da küçük bir musiki yurdu açma girişiminde bulunmaları istenmiştir. 1928’den 1932’de Halkevlerinin kuruluşuna kadar Ocak adı verilen bir kurum oluşturularak, Bursa gençliğine hizmet etmiştir. Bursa Türkocağı Gençler Orkestrası  bu dönemde kurulmuş ve 1929’da küçük bir koro eşliğinde halka ilk konserlerini vermiştir. Bu ilk orkestra kurma çalışmalarında, klasik orkestra kadrosuna ulaşılamadı ise de küçük salon grupları oluşturulmuştur.
   Sanayi Mektebi eski mezunlarından edinilen bilgilere göre; öğrenciler kendi istekleri ile müziğe kabiliyetli kişilerden bandoya seçilirlerdi, günlük çalgı dersleri 1-1,5 saat sürerdi. Çeşitli metodlar öğretilirdi. Repertuarlar bandonun gücüne göre seçilirdi. İtalyan opera fantazileri ve Mozart’ın Sihirli Fülüt Operası üvertürünü çalabilirlerdi. Sanat Mektebi bandosu okul müsamerelerinde ve açık havada özellikle Ordu Evi bahçesinin burç kenarında konserler verirdi. Halkın geniş ilgisini çekerdi.
Sanayi Bandosu dağılınca çalgılarla, notaların 350 Lira karşılığında Türkocağı’na devredilmesi kararlaştırıldı, ancak il encümeninin kararıyla çalgılar, kurulmak üzere olan tümen bandosuna verildi. Askeri Lise Bandosu çok sonraları kuruldu.  Bursa Sanayi Mektebi Bandosu’nda yetişen sanatçılar şunlardır :
Şerif Aren – Riyaseti Cumhur Bandosu’nda Bariton (Cumhurbaşkanlığı Bandosu)
Necip Göken- Riyaseti Cumhur Bandosu’nda Bariton
Mustafa Ural – Riyaseti Cumhur Bandosu’nda büğlü
Şevket Yani – Riyaseti Cumhur Bandosu’nda alto
Halil Teker - Bursa Şehir Bandosu Şefi
   2. Dünya Savaşından önce Bursa’da yaşayan azınlıkların açtığı müzik evlerinde çok sesli müzik, teknikli icrayı içeren enstruman derslerinin verildiği görülmektedir. Viyana konservatuarını bitirmiş piyanist Bayan Ralli ve keman ustası M. Rahmi Bey bu evlerde ve okullarda özel dersler vermişler bir çok öğrenci yetiştirmişlerdir.
   Bursa’nın ilk orkestrası, M. Rahmi Bey tarafından bugünkü Erkek Lisesi bünyesinde, müzik sever öğrencilerden oluşturularak 1925 yılında kurulmuştur. İlk kez yaylı sazlar bu toplulukta yer almıştır. Bursa’da ilk keman çalan grubu yetiştiren Necati Bey’dir. Kendisi Heybeliada Deniz Okulu’nun musiki bölümüne girdi ve değerli hocaların yanında dört yıl keman çaldı. Bunun yanında solfej, müzik imlası ve nazariyat dersleri aldı. Bursa’ya gelerek sanatını ve bilgisini Bursa’da icra etmeye başladı. Birçok orkestra denemesinden sonra, Halkevi ve Halk Partisinin desteği ile 15 kişilik bir orkestra çalıştırmaya başladı. İlk konseri başarı ile halkın büyük sevgi gösterileri arasında izlendi.
    1932’de Halkevinin kurulması, çok sesli müzik geleneğinin yerleşmesi adına önemli işlevler üstenmiş, müzik kültürünün bilimsel olarak hayata geçirilmesinde etkin rol oynamıştır. Halkevinin çalışmaları, piyanist Bayan Nüshet, Zeki Kortav’ın ve Müzikevi ile Şehir bandosu’nun katılımı ile güçlenmiştir.
1932-1942 yıllarında Halkevi bünyesinde kurulan “Ar Komitesi” (Güzel Sanatlar Kurulu) etkinlikleri ile bu döneme imzasını atmıştır. Halkevi Orkestrasının farklı okulların müzik öğretmenleri önderlilğinde verdikleri konserler; özellikle Hüsnü Ortaç şeflilğinde doktor, bankacı, mühendis, memur gibi sekçin kadın ve erkek müzikseverlerden oluşan 12 kişilik bir orkestra, ilkokul öğretmenlerinden kurulu bir koro, Bursa’lılara birbirinden güzel seçkin eserler sunmuşlardır.
   Halkevi Ar Komitesi’nin on yıllık müzik çalışmaları aşağıda belirtilen amaçlar doğrultusunda yürütülmüştür. Ar Komitesi (Güzel Sanatlar Kurulu)’nin amaçları ilerde söz edeceğimiz, bugünkü Bursa Filarmoni Derneği’nin kuruluş amaç ve tüzüğü ile benzerlikler taşıması dikkat çekicidir.
1.Halkın müzik terbiyesine hizmet edecek umuma mahsus konserler tertip etmek,
2.Orkestra aletlerinden birini çalabilenleri bir araya toplamak suretiyle hem bir orkestra kurmak, hem de bu gibi heveskarların şahsi müzik terbiyesini inkişaf ettirmek
3.Halk ve gençlik arasında müzik öğretimini kolaylaştırmak ve genç istidatlarımızı meydana çıkarmak maksadiyle keman, piyano, şan, koro kurları açmak
4.Çok sesli müzik alışkanlığını temin etmek üzere kadın ve erkek seslerinden meydana gelmiş korolar teşkil etmek
5.Garbın tanınmış büyük musiki üstadlarının eserlerini plakla izahlı bir şekilde dinletmek yolu ile müzik kültürü yaymak
6.(Bursa’nın İstanbul’a yakınlığı, Kaplıca, Uludağ ve şehrin tabii güzellikleri gibi cazibelerinden istifade edecek) Ankara devlet konservatuarı, İstanbul konservatuarı profesör ve talebesinin Bursa’da konserler vermelerini temin suretiyle halka yükse sanatkarlarımızı dinletmek imkanını elde etmek
7. Bursa’nın zengin bir tarihi kıymeti olduğu kadar folklor bakımından kıymetli tetkik mevzuları saklı bulunduğu nazarı itibare alınarak bu sahada çalışmak suretiyle Bursa’ya ait kıyafet, türkü ve oyunları derlemek.
 Yukarda verilen bu amaçlar doğrultusunda;
- 1932 yılında Bursa’nın ilk çağdaş orkestrası Keman Öğretmeni Necati Bey Şefliğinde kuruldu ve Necati Bey’in vefatından sonra 1933 yılında Hüsnü Ortaç şefliğinde devam etti. Ayrıca Kız Lisesi öğretmenlerinin kurduğu şan ve koro kursları açılarak, keman ve koro konserleri verildi.
- 1935 yılında İstanbul Konservatuarı Prof.’larından Cemal Reşit, Mesut Cemil, Muhittin Sadık, Ali Sezai, İzzet Nezih ve Orhan Bey’den oluşan bir heyet Bursa Halkevinin davetlisi olarak halka üç konser vermiştir.
-  Birçok piyanist yetiştiren Piyano Öğretmeni Nüzhet hanım da orkestranın çalışma ve konserlerine katıldığı gibi, solo konser ve resitaller vermiştir.
   3 Ekim 1937 yılında Bursa Valisi Şefik Soyer’in önderliğinde Bursa Belediyesi Müzikevi açıldı. Bu Müzikevi aynı zamanda Bursa Konservatuarının ilk çekirdeğini oluşturmuştur. Beş eğitmen ve elli öğrencisi ile eğitim vermiştir. Müzikevinin eğitim grubunda İstanbul Konservatuarından değerli piyanist, keman, klarnet ve şan hocaları görev almışlardır. Müzikevi ve Ar Komitesi işbirliği ile bir orkestra kurulmuş, oda müziği, orkestra ve orkestra eşliğinde şan ve koro konserleri vermişlerdir.
   Aynı yıl İstanbul Konservatuarı Öğretim Elemanları’nın katıldığı bir grubun verdiği konserde, Ankara Devlet Konservatuarı tarafından ülkemize davet edilen Prof. Hindemit de hazır bulunmuştur.
1942 yılında Müzikevi kapandı, ancak 1943’de tekrar açıldı, orkestrası da 1950 yılına kadar zaman zaman Tayyare Sineması’nda konserler vermiştir. 1939 yılında Necatibey Kız Enstitüsü öğrencileri Grimm’in İncigül Operetini seslendirmeleri diğer önemli etkinlikler arasındadır. Yine aynı okul öğrencilerinden Soprano Müfide Özgüç Puccini’nin ünlü Madame Butterfly’ın “Veda” aryasını seslendirmiş ve Ankara Konservatuarına kabul edilerek ünlü sopranolarımız arasına katılmıştır.
   Bursa’nın yetiştirdiği ender kişilerden biri de Halil Bedii Yönetken’dir. 1899’da Bursa’da doğan sanatçı çalışmalarıyla Türkiye’de müzik eğitiminin bilimsel temellere oturtulmasına katkıda bulundu. Ankara Devlet Korservatuarı’nın derleme gezilerine katılarak, başta Muzaffer Sarısözen olmak üzere Ahmed Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses ve H. Ferit Alnar ile birlikte Anadolu’nun birçok yöresini dolaşarak 10.000 kadar halk ezgisinin notalanıp arşivlenmesine yardımcı oldu. Ayrıca Ankara Devlet konservatuarının Tatbikat Sahnesi için Satılmış Nişanlı, Orfeo, Hansel ve Gratel gibi operaların librettolarını Türkçeye çevirdi. Batılı çocuk okul şarkılarından yaptığı uyarlamalarla Türkçe okul şarkıları repertuarını zenginleştirdi ve kendisi de okul şarkıları besteledi. Bursa okullarında eğitmen olarak “Yenilik Yolunda” ilk adımı atmıştır. Vefa Lisesi Müzik Öğretmeni iken yazdığı bir kitapla, müzik öğretimiyle ilgilenen öğretmenlere metod bilgisinin gereğine dikkat çekmiş, Milli Eğitim tarafından Prag’a gönderilmiş, orada metod eğitimi almış ve birçok Avrupa ülkelerinin okullarında yaptığı bilgilendirme gezilerinde, incelemeler yapmış ve musiki eğitim usulleri hakkında bilgi edinmiştir. Aile bağları nedeniyle bu bilgi ve incelemelerini Bursa halkına aktarmıştır. 1968 yılında ölümüne kadar çeşitli eserler vermiştir.
Ulu Önder Atatürk’ün “En güç Devrim müzik devrimidir. Çok zordur ama yapılacaktır” sözleri ışığında Bursa’da çoksesli müziğin gelişmesinde Cumhuriyet döneminde büyük atılımlar yapılmıştır.
   Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası birçok kereler Bursa’da konserler vermiştir. Bursa Filarmoni Derneği ve Türkiye Filarmoni Derneği’nin birlikte düzenlediği “Bursa Yaylı Sazlar Orkestrası ve Yücelen Kuarteti’nin Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu’nda 1966’da bir konser vermiştir.
   Türkiye’de çoksesli müzik eğitimi veren Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir, Çukurova, Edirne, Mersin, Antalya ve Bursa olmak üzere birçok ilimizde Konservatuar bulunmaktadır. Yine Türkiye’de Eğitim Fakülteleri bünyesinde, Güzel Sanatlar Bölümlari içersinde Müzik Eğitim Ana Bilim Dalları bulunmaktadır. Bilindiği gibi, konservatuvarlar sanatçı; eğitim fakülteleri ise ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında müzik eğitimi verecek öğretmenler yetiştirmektedir. Bursa’da Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Bölümü 1981 yılında 20 öğrenci ile öğretime başlamıştır.Çok kısıtlı eğitim araçları ve eğitmenle bugüne kadar gelmiş ve şu anda 309 öğrenci kapasitesi, yerli ve yabancı 30 öğretim elemanı, 25 konsol piyano, 3 elektro piyano, 15 demirbaş keman, viyola ve viyolonselle eğitim vermeye devam etmektedir. 1989 yılında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin açılması da Bursa için ayrıca önem taşımaktadır. Ortaöğretim çağındaki gençlerin sanat eğitimine yönlendirilmesi bakımından son dönemin en önemli olaylarından biridir.
   1998 Yılında Bursa’da Uludağ Üniversitesi bünyesinde Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı açılmıştır. 8 Piyano, 13 keman, 7 viyola, 6 viyolonsel, 2 kontrabaslı olan okulda şu an ile 47 tam zamanlı, 23 yarı zamanlı öğrenci bulunmaktadır. Bursa Bölge Senfoni Orkestrası sanatçıları okulun derslerini üstlenmede etkin rol oynamışlardır. 10 meslek dersi 3 genel kültür dersi veren Öğretim Görevlisi bulunmaktadır. 2000-2001 öğretim yılında ilköğretim düzeyindeki ilk öğrencilerini mezun edecektir.
Bugüne gelene değin kat edilen süre ve çabalar hiç kuşkusuz yadsınmayacak kadar değerli ve Atatürk’ün hedeflediği çağdaş kurumların Bursa’ya kazandırılmasında, özellikle Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın kurulmasında etkili olmuştur.
   Bu aşamaları geçip bugüne gelinmesinde ve çağdaş orkestra kurulmasına öncülük edişinde önemli çalışmaları olan yukarda söz edilen Halkevi Ar Komitesi gibi, bugün Bursa’ya, başta Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası olmak üzere bir çok kuruluşunda kazandırılması misyonunu Bursa Filarmoni Derneği üstlenmiştir.
 BURSA FİLARMONİ DERNEĞİ
  
1961 Yılına gelinceye değin, Bursa’nın özellikle batı müziği tarzında yoğun bir müzik yaşamı olduğu anlaşılmaktadır. 1955’den sonra Bursa’da Filarmoni çalışmaları başlamış ancak bu tür bir derneğin kuruluşu Nisan 1965’de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konser vermek amacı ile Bursa’da bulunuşu sırasında gerçekleşmiştir. Ankara’daki merkez Dernek’e bağlı olarak kurulan Bursa Filarmoni Derneği ilk toplantısını 10 Mayıs 1965’de yaparak çalışmalarına başlamıştır. İlk kurucuları : Reşat Özek, Sefa Tangör, Saime Bayer ve Bayan Firuzan’dır. Derneğin etkinliğini sürdürdüğü kısa dönemde, sonradan ülke çapında tanınacak olan sanatçılar yetişmiştir.
 Derneğin kuruluş amacı :
“Bursa’da müziğin sevilmesi ve yayılması, batı müziği kurallarına uygun bir şekilde Türk Müziğinin işlenmesine ve dünya müzik alemine tanıtılmasına yardımcı olmak” olarak özetlenebilir.
 Dernek kurucuları, bu etkinliğin başarı kazanmasının ancak Atatürk’ün belirttiği gibi Türk Halk Müziği’ni armonize etmek suretiyle gerçekleştirebileceğine inandıklarını belirtmekteydiler.
 Bursa Filarmoni Derneği zaman zaman konserler düzenlemiş, özellikle genç elemanlarından oluşan bir orkestra kurmaya çaba göstermişlerdir. Dernek kurucularının kendi kolleksiyonlarından oluşan oldukça zengin bir müzik arşivi vardı ve müzikseverlere sunulurdu. Dernek bir süre sonra Genel Kurul için yeterli üyesi olmadığından, o zamanki Dernekler Yasası’na göre kapanmak zorunda kalmıştır.
   1995 yılı Mart ayında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeleri ve İstanbul Filarmoni Derneği’nin girişimi ile Bursa Filarmoni Derneği’nin yeniden kurulması için harekete geçilmiştir. Önceleri İstanbul Filarmoni Derneği’nin Şubesi olarak kurulması amaçlanan Dernek, Bursa Dernekler Masasının önerisi ile özerk olarak; U.Ü. rektörü Prof. Dr. Ayhan Kızıl, dönemin valisi Rıdvan Şen ve büyükşehir belediye başkanı Erdem Saker’in destekleri ile bir tüzük hazırlanarak yeniden kurulmuştur. Kuruluş amacı : “Bursa’da dolayısıyla ülkemizde Uluslararası Sanat müziği kültürünün gelişmesine ve geniş halk kitlelerine yayılmasına katkıda bulunmak için çalışmalar yapmaktır"
   Dernek kurucuları : Prof. Dr. M. Ayhan Kızıl, Prof. Dr. Ali Özçelebi, Doç. Dr. Abdullah Uz, Yrd. Doç. Dr. Ramazan Akkuş, Öğr. Gör. İsmail Muhtar Göğüş, Öğr. Gör. Gülay Göğüş, Dr. Ulcay Tahsin Akın’dır.
Bursa Filarmoni Derneği, çok sesli müziğin geniş kitlelere yayılmasını sağlamak amacıyla, özellikle çocukların eğitimine ağırlık vermekte, çağdaş yaşam anlayışını halk geneline yaymak yönünde faaliyet göstermektedir.
   Bugün Ekrem Barışık başkanlığında yolculuğunu sürdürmekte olan Dernek, küçük yaşlardan başlayarak müziğe gönül vermiş gençlerimiz için dersler düzenleyerek, çok sesli müziği küçük yaşta sevdirmeyi ve yaşam biçimi haline getirmeyi amaçlamaktadır. Dernekte, çocuklara yönelik piyano, keman, gitar, solfej, şan , foniatri ve diksiyon eğitimleri verilmektedir. 1999-2000 sezonunda 65 öğrencinin bireysel olarak çalıştığı dersler, genellikle hafta sonları yapılmaktadır. Farklı yaş ve seviyede olan öğrenciler, birlikte üretme olanağını koro çalışmalarında yakalamaktadır. Derneğimiz, söyleşiler, konferanslar düzenleyerek halkın çok sesli müzik konusunda bilinçlenmesini sağlamak ve kendi bünyesinde yetiştirdiği yetenekli gençlerle 2000 – 2001 kültür-sanat sezonunda, her ay farklı bir etkinlik düzenlemek amacındadır.
 
BURSA BÖLGE DEVLET SENFONİ ORKESTRASI  
   Orkestra’nın kurulmasına yol açan süreç, Azerbeycanlı müzisyen Hasan Adıgüzelzade’nin Azerbaycan’dan getireceği nitelikli orkestra sanatçılarıyla bir oda orkestrası kurmak isteğini belirtmesi ve birkaç öğretim elemanının katkısıyla başlamıştır. 1993 Ekim ayında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Teoman Özalp ile bir grup öğretim üyesi görüşme yapmışlar, Belediye Başkanı, Müzik Eğitimi Bölüm Baskanlığı’ndan, oluşturulması düşünülen orkestra üyeleri hakkında değerlendirme yapılmasını istemiştir. Değerlendirme komisyonu Orkestranın çekirdeğini oluşturacak olan Azerbaycan uyruklu sanatçıların durumunu değerlendirip; Büyükşehir Belediye Baykanlığına sunmuşlardır. Şubat 1994’de Hasan Adıgüzelzade ve İsmail Göğüş’ün Belediye Başkanının davetiyle bulunduğu Belediye Meclisi’nde teklif, oybirliği ile kabul edilmiştir. Yerel seçimler sonucu yeni Belediye Başkanı olan Erdem Saker’in de büyük desteği ile orkestra kurma çabaları, bürokratik bazı engellerle o tarihte gerçekleşme aşamasına ulaşamamıştır. Bunun üzerine konu ile ilgili olarak, Uludağ Üniversitesi Rektörlüğü ve bazı yetkililerin çalışmaları sonucunda dört sanatçının Türkiye’ye gelmeleri sağlanabilmiştir. İlk çalışmalara 27.10.1994’de U.Ü. Eğitim Fakültesi dinleti salonunda başlayan orkestra, Hasan Adıgüzelzade’nin yönetiminde hazırladığı programla 8.1.1995’de Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosunda Bursalı dinleyicilerin karşısına ilk kez çıkmıştır. Oda orkestrasının verdiği çeşitli konserler birbirini takip etmiştir. O tarihte Fazıl Say resital vermek üzere Bursa’ya gelmiştir. Geçmişte belediyenin oda orkestrası kurma girişiminin gerçekleşememesi sonucu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker 1996’da Hasan Adıgüzelzade’ye bir müzik topluluğu kurma önerisi getirmiş ve o da senfoni orkestrasına dönüşebilecek çekirdek nefesli çalgılar beşlisini önermiştir. Erdem Saker, bu öneriyi benimsemiş, Hasan Adıgüzelzadeyi Büyükşehir Belediye Başkanı Müzik Danışmanı olarak atayarak, bu projeyi gerçekleştirme yetkisi vermiş ve senfonik orkestra süreci başlamıştır. 28.7.1995’de İdil Biret’in piyano resitali esnasında Bursa’ya gelen İstanbul Filarmoni Derneği başkanı, Bursa’da bir Filarmoni Derneği olması gerektiğini ve bir Şube kurma isteğini belirtmiş ancak, yukarda da söz ettiğimiz Bursa Dernekler Masası’nın özerk bir Dernek kurma izni ile 1995 yılında BURSA FİLARMONİ DERNEĞİ kurulmuştur. Belediye ve Rektör’lük, Bursa Filarmoni Derneği’nin katalizörlüğü ile, BURSA FİLARMONİ ORKESTRASI’nın protokolünü 1996 yılında imzalamışlardır. Bu protokole göre; nefesli ve vurma çalgıları Belediye, yaylıları Üniversite sağlayacaktır. Bir yandan U.Ü. Oda Orkestrasına yeni adıyla Bursa Filarmoni Orkestarası’nın yaylı kanadına yeni eleman alınırken, 1996 yılının Haziran ayında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestarası Md. Yrd. Muammer ÖZ’ün oluşturduğu Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestarası mensubu bir jüri tarafından Belediye kanadına da nefesli saz sanatçıları alınmıştır. Bu sınavlar çeşitli defalar açılarak yeni nefesli saz sanatçıları orkestraya kazandırılmıştır. Aynı zamanda Belediye Başkanı’nın direktifi ile orkestraya nefesli ve vurmalı sazlar alınmıştır. Bu süre içersinde Orkestra Müdürlüğü Abdullah Uz, Teknik Müdürlüğü ise İsmail Göğüş yürütmüştür. Açılış konseri 30 Ekim 1997’de gerçekleştirilmiştir. Kamuoyuna duyurma konusunda da basından Evin İlyasoğlu, Önder Kütahyalı ve Ahmet Say’ın katkıları büyük olmuştur. Kültür Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Hasan Hüseyin Akbulut başkanlığında bir heyet Bursa Valisini ziyaret ederek Bursa’da bir opera kurma amacıyla çeşitli toplantılar yapmış ve mekanlar hakkında bilgiler almıştır. Bu süreç içinde C.S.O ve İzmir Devlet senfoni Orkestrası başta olmak üzere yöneticilerin, sanatçıların, Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın yardımları zaman zaman İstanbul Filarmoni Derneği’nin katkıları Orkestra’nın ilk yönetim kurulu üyelerinin olağanüstü çabaları takdire değerdir. Özellikle zaman zaman umutsuzluğa düşen, dağılma eğilimine giren Orkestra, başka orkestraların açtığı sınavlara bile girmeyerek, Bursa Senfoni Orkestrasını ayakta tutma düşüncesiyle Bursa’da her türlü zorluklara katlanan orkestra sanatçılarının gayret ve çabaları övgünün de üzerindedir.
Nisan 1996’da Orkestra Üyeleri’nin eski hocaları Devlet Sanatçısı Prof. Hikmet Şimşek’e başvurarak yardım istemeleri üzerine, Hikmet Şimşek 1998 yılında Bursa’ya gelmiş ve Belediye Başkanı ve Rektör ile görüşerek bir rapor hazırlamış, orkestra için önerilerde bulunmuştur. Kendisine Orkestra’nın Sanat Danışmanlığı teklif edilmiş ve kabul etmiştir. Bu doğrultuda, Orkestranın Başkanlığına Prof. Dr. Ayhan Kızıl, Müdürlüğüne Doç. Abdullah Uz atanarak yönetim bütünlüğü oluşturulmaya çalışılmış, Orkestra’nın şefliğine genç şeflerimizden Orhan Şallıel atanmış; Orkestra, Bölge Senfoni orkestrası’na dönüştürülmüş, yeni alınan sanatçılarla eksikler büyük ölçüde tamamlanmış ve her hafta konser verilmeye başlanmıştır. Orkestranın ilk bölge konseri 24.10.1998’deki Karacabey konseridir. Bu konser ayrıca ilk SENFONİK etkinliktir. Topluluk zaman içersinde açılan sınavlarla, toplam 35 kişilik kadroya ulaşmıştır. Konserleri için diğer orkestra ve konservatuarlardan gelen takviye sanatçıların, konuk şef ve solistlerin giderleri Üniversite ile Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı tarafından karşılanmıştır. Bazı konserlerde Kültür Bakanlığı katkılarda bulunmuştur.  23.09.1998 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararı ile Türkiye’nin ilk Bölge Senfoni Orkestrası resmen kurulmuştur. 24.11.1998 tarihli Maliye Bakanlığı yazısı ile de yönetmelik hazırlanması koşuluyla 54 kişilik “Sözleşmeli Personel Pozisyonu” ihdas edilmiştir. Kendine ait hiçbir memur ve hizmetli kadrosu olmayan Orkestra’nın yönetimsel işleri, Orkestra Müdürlüğünce büyük özveri ile yürütülmektedir. T.C. Kültür Bakanlığı’nın 3-7 Ekim 1999 tarihlerinde gerçekleştirdiği bir sınavla Orkestranın Kültür Bakanlığı’na aktarılması kesinleşmiştir.
Orkestranın işleyişinde en önemli etkenlerden biri olan Müdür’lük makamına, uzun araştırmalardan sonra Kültür Bakanlığında 30 yıl çeşitli kademelerde yönetici olarak görev yapmış, deneyimli, C.S.O Protokol-Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Uzman Gazetici-Yazar Ahmet Borova atanmıştır. Sonuç olarak, benzeri görülmeyen bir yöntemle müzik tarihinde ilk kez Belediye ve Üniversite bir senfoni orkestrası kurmuşlardır. Orkestrayı Kültür Bakanlığı’na devrederken Bursa Büyükşehir Belediyesi, büyük tutarlar oluşturan çok değerli nefesli ve vurmalı çalgılarla, araç-gereçleri Orkestra’ya devretmiş ve Tayyare Kültür Merkezi’nin kullanımı ile Prova salonu-idari bölümünün kullanım hakkını vermiştir. Üniversite de “Konser Piyanosu”nun kullanımını vererek, herşeyden önemlisi bir orkestranın bel kemiğini oluşturan yaylı çalgılar kanadını devrederek son kez büyük bir özveri göstermişlerdir.
Bakanlığa devri Cumhuriyetimizin 75. Yılında başlayıp, 76. Yılında gerçekleşen, yurdumuzun dördüncü büyük kentinde gerçekleşen bu oluşumun, her bölgemize örnek olması en büyük dileğimizdir.

  ULUSLARARASI ÇOCUK SENFONİ ORKESTRASI
  
Türkiye’nin ve Bursa’nın ilk Ulusal ve Uluslararası Çocuk Senfoni Orkestrası; 2004 yılında Avrupa Birliği’ne Anadolu Semalarında Avrupa Ufukları kapsamında Mozaik Kültür etkinliklerine sunduğu projenin hibe kazanması ile Bursa Filarmoni Derneği tarafından kurulmuştur. Bu alanda ilk kez Bursa’daki bir Sivil Toplum Örgütü’nün projesine fon desteği verilmiştir. 60 kişiden oluşan Orkestramız, Avrupa Birliği ülkelerinden 18 Üye ve Türkiye’de; Edirne, İstanbul, Ankara, Eskişehir, İzmir, Antalya, Adana ve Bursa’da kurulu tüm Konservatuarlardan 11-17 yaş grubu 42 genç yeteneğin katılımı ile kurulmuştur.
 Bu projede yer alan ortaklarımız,
 § Avrupa’dan Brüksel Kraliyet Konservatuarı Oda Müziği Topluluğu
§ Londra Genç Müzisyenler Merkezi
§ T.C. Bursa Valiliği,
§ Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuarı,
§ Çağdaş Eğitim Kooperatifi
§ Olay Medya
 
   Yaklaşık 50.000 €’luk bu projenin %80’lik kısmı Avrupa Birliği tarafından sağlanmış, geri kalan %20’lik kısmı dönemin Orkestra’nın kurucusu olan Bursa Filarmoni Derneği ve ana sponsor Sütaş ile yan sponsorlar tarafından karşılanmıştır. Orkestramız senfonik orkestralarda var olan tüm enstrümanlardan oluşmuş, sanat Danışmanlığı ve Orkestra Şefliğini ise ülkemizin yetiştirdiği değerli şeflerimizden CEM MANSUR üstlenmiştir. Eserlerin seçimi ve genç yeteneklerin çalıştırılması Cem Mansur ve ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir. Beethoven 5. Senfoni, Rossini Sevil Berberi Uvertürü, Ferit Tüzün’ün Esintiler çalınacak eserler olarak belirlenmiş ve provalarımız 1-4 Şubat 2005 tarihleri arasında; Türkiye’den seçilmiş 42 asil üyemiz ile Bursa’da yapılmış, ikinci provalar ise Nisan ayının ikinci yarısında yurt dışından gelen 18 yabancı orkestramız asil üyesinin katılımı  ile devam etmiştir.
Konserlerimiz; 24 Nisan 2005’de tarihi ve kültürel alt yapısı düşünülerek seçtiğimiz İznik’de düzenlenen konser ile başlamış, 25 Nisan 2005 Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen Gala ve 26 Nisan 2006 günü İstanbul BÜ Ayhan Şahenk Konser Salonun’da yapılan konserler ile son bulmuştur.
    Konser verdikleri yerlerde halkın ilgisini çekmek, ailelerin bilinçlendirilerek klasik müzik anlayışının yayılmasına katkıda bulunmak, çok sesli müzik konusunda, daha önce bir fikri bulunmayan kişilere ulaşmak hedeflenmiştir. Bu nedenle kentimizin bu kültürün ulaşmadığı yörelerine konserler vermek amaçlarımız arasında yer almıştır.
   Projenin 23 Nisan haftası gibi önemli bir günde yapılmasını sağlamakla Türkiye’nin tek Çocuk Bayramı olan ülke olduğunu hatırlatmak, evrensel kültürle birleştirerek, çocuk sanatçıların bu kültüre olan etkisini ortaya çıkartmak ve bu bağlamda Türkiye ile AB arasındaki kültürel bağların teşvik edilmesi öngörülmüştür.
   Ayrıca Proje, Türkiye’deki Avrupa kültür enstitülerinin ve/veya AB üye devletlerindeki Avrupa kuruluşlarının katılımı dahil, Türk ve Avrupalı kültürel kuruluşlar arasında kültürel işbirliğini teşvik etmektedir. Şu sıralar Avrupa hatta dünyada çok sesli müziğin dinlenebilirliğinin azalması göz önünde bulundurulursa, tüm kültür enstitülerinin ve bu konu ile ilgili kuruluşların, hatta kültür merkezlerinin dikkatini fazlası ile çekeceği düşünülmüştür.  Mozaik Kültür Etkinlikleri kapsamında alınan bu proje ile;
 
§ Avrupa Birliği ve Avrupa Kültürü hakkında toplumun tüm bireylerini bilgilendirmek,
§ Türk ve Avrupa Kültür kuruluşları arasında işbirliğini teşvik etmek,
§ Ülkemizde yetişen genç yeteneklerin, Avrupalı gençlerle birlikte yaratacakları sinerji ile toplumlar arası kültür farklılığından doğan ayrımcılığı ortadan kaldırmak,
§ Türkiye’nin değişik yörelerinde konserler vererek Türk ve Avrupa toplumlarının bu yörelere ilgisini çekmek, yöre halkının bu alanda bilinçlenmesini sağlamak,
§ Ülkemizin tanıtımına katkı sağlamak.
§ Yeteneklerimizin özgüven kazanmaları, yeteneklerinin bilincinde olmaları,
§ Gelecek umudu taşımaları,Gençlerimizi zaman ve enerjilerini kanalize edecekleri hedeflere yönlendirilmesi, orkestra içinde yer alarak paylaşım duygularının geliştirilmesi ve toplum içinde uyumlu birer birey olmaların sağlanması hedeflenmiştir.

  ULUSAL GENÇLİK SENFONİ ORKESTRASI
  
2004 Yılında AB Fonu ile kurulan 11-17 yaş grubu ULUSLARARASI ÇOCUK SENFONİ ORKESTRASI, Nisan 2005’de etkinliklerini tamamlamıştır.2005 yılının son aylarında Orkestra’nın devamlılık kazanmasını sağlamak amacıyla AB Türkiye Delegasyonu önderliğinde, AB ortaklığı ile yürütülen projelerin sürekliliğini sağlamak amacıyla ön hazırlık toplantısını gerçekleştirmek üzere Avrupa’nın tüm ülkelerinde şubeleri bulunan Jeunesse Musıcales grubu ile bu gruba üye olan Ulusal Gençlik Orkestraları Federasyonu (European Federatıon Of National Youth Orchestras) başkanlığı ile görüşmeler başlatılmıştır. Bu görüşmeler sonucunda, bu Federasyona üye olunma koşulları tartışılmış ve Ulusal yapıda Gençlik Orkestrası Oluşturulmak Üzere Yeni Bir Sivil Toplum Örgütü Olan Gençlik Orkestraları Derneği Mart 2006 yılında “Klasik Batı Müziği alanında, orkestralar oluşturarak gençlerimizin orkestra deneyimi edinmelerine öncülük etmek ve profesyonellik öncesi çalışmalar yapmalarına olanak vererek sanatsal gelişimlerini sağlamak amacıyla” kurulmuştur.
   Gençlik Orkestraları Derneği bünyesinde kurulacak olan Ulusal Gençlik Orkestrası’nın Avrupa Ulusal Gençlik Orkestraları Federasyonu üyesi olması konusunda görüş birliğine varılmış, Avrupa’da kurulu bu federasyon üyesi Gençlik Orkestra’ları ile geniş kapsamlı işbirliği olanaklarının oluşturulması sağlanmıştır.
   Aynı zamanda Orkestramız Avrupa Gençlik Orkestraları Birliğinin (EAYO) net-work’üne dahil edilmiş, bu sayede diğer üye kuruluşlarla sanal ortamda işbirliği sağlanmıştır. Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’nın; Bursa, İzmir, İstanbul, Ankara, Eskişehir, Edirne, Adana, Mersin ve Antalya’da kurulu konservatuarların 14-21 yaş grubu sanatçı adaylarından seçilecek elemanlardan oluşması kararlaştırılmış ve çalışmalara başlanmıştır.
   Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası üyesi olan sanatçı adaylarımız, profesyonellik kazanmadan önce orkestra deneyimi almış olacaklardır, aynı zamanda Orkestra’nın yukarda söz edilen AGOF (EFNYO) üyesi olması ile, bu kuruluşa üye olan diğer Avrupa Gençlik Orkestraları ile birlikte ortak projelere katılabilecek, yurt içi ve dışı festivallerde konser olanakları elde edebilecek ve orkestralar arası değişim programlarından yararlanabilecektir.
   Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası’nın Kurucu Şefi ve Sanat Danışmanı Cem Mansur’dur. Orkestranın en az 70 kişiden oluşması ve çalışma ve provalarını Temmuz 2007’de 2 haftalık kamp süresinde yapması kararlaştırılmıştır. Kamp yeri Uludağ olarak belirlenmiştir. Bu sürede orkestra elemanlarının konserler için provaları ile birlikte yurt içi ve/veya dışından davet edilecek uluslararası müzik camiasında çalışmalar yapmış değerli sanatçılarla ve şeflerle grup çalışmalarını yaparak ön profesyonellik çalışmalarına akademik eğitim verilmesi de sağlanacaktır.
 
KAYNAKÇA:
- Atatürk’ün özdeyişi, Genel Kurmay tarafından 1984 yılında yayımlanan “Atatürkçülük” adlı kitabı,
- Mahmut R. Gazimihal’in 1943’de yayımlanan “Bursa’da Musiki” adlı kitabı,
- Banu Demirağ’ın Haziran 1999’da Bursa Defteri’nde yayımlanan “Bursa’da Çoksesli Müziğin Gelişimi” Makalesi,
- Sönmez Yayınlarından 1987 yılında basılan 2 sayılı Bursa Ansiklopedisi’nde yayımlanan “Cumhuriyet Döneminde Müzik Etkinlikleri” yazısı.
-  Bursa Bölge Senfoni Orkestrası’nın 4.12.1999 tarihinde düzenlenen T.C.Kültür Bakanlığı’na devir konseri ve töreni için, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Uludağ Üniversitesi tarafından hazırlanan kitapçık.

---------------------------------------------------------------------------------------------

Semih Günver anılarında Atatürk'ün 1925'teki Bursa gezisinde kente ilk kez senfoni orkestrası geldiğini, Zeki Beyin(?) şeflik yaptığını anlatır.                 (Bursa Defteri, sayı 18, s. 96)

 

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 21/10/22