|
|
26.9.2010'da Bursa Hakimiyet gazetesinde
yayımlan röportajdır.
Sevginar OSMANOĞLU
Çok sesli müzik korosu diye bir oluşum var...
Kadın ve erkek seslerinin farklı ahenklerinden oluşan çok sesli müzik, özü
itibariyle birçok farklı fikri bir arada barındıran demokrasiyi temsil
ediyor. Popüler kültürün her zamankinden daha fazla hakim olduğu ve arabesk
müzik tartışmalarının her geçen gün daha da karmaşıklaştığı bir dönemde,
aslında çok uzun yıllardan beri varlığını sürdüren çok seslilik kavramını
sizlere tanıştırmak istiyoruz. Çok sesli müziğin
yaşaması için yaklaşık 17 yıldır Bursa'da emek veren ve son birkaç yıldır da
Dünya Müzik Derneği adı altında çalışmalarını sürdüren yönetim kurulu
başkanı Parkan Sanlıkol ile üyelerinden Sezan Kaya ile Meltem Mısırlıoğlu,
çok sesli müziği ve müziğin insan yaşamı üzerindeki olumlu etkilerini
anlatıyor.
Çok sesli koronuzun çalışmaları ilk olarak ne
zaman başladı? Çalışmalarımız 1994 yılında Çizakça Lisesi'nde
Çizakça Çok Sesli Korosu’nun kuruluşuyla başladı. 6 yıl sonra okulun
kapatılmasıyla Nilüfer Belediyesi bünyesinde çalışmalarımızı sürdürdük.
2006'dan sonra çalışmalarımızı Dünya Müzik Derneği adı altında Zeki Müren
Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'nde devam ettirdik, son 2 yıldan beri de Bursa
Kent Konseyi çatısı altında Atatürk Kongre Kültür Merkezi'nde sürdürüyoruz.
Dünya Müzik Derneği'ni ne zaman kurdunuz? Dünya
Müzik Derneği'ni 2009 yılında kurduk. Peki, çok sesli koro tam
olarak nedir? P.S. : Birçok kişi çok sesliliği, birden fazla
kişinin bir eseri söylemesi olarak tarif eder. Bir koro tek sesli de
söyleyebilir. Polifonik korolarda ise farklı şekillerde 2,3,4 veya daha
fazla farklı sesle söylenebilir. S.K: Çok seslilik tek
kelimeyle demokrasidir! Çok renkliliktir. Çok sesli koroyu renklerin iç içe
geçtiği bir kilime benzetebiliriz. Dört ayrı renk düşünün; bas kalın erkek
sesi, tenor ince erkek sesi, alto kalın kadın sesi ve soprano ince kadın
sesi. Bunların ezgileri birbirinden çok farklıdır ama bütün bu ezgiler bir
araya geldiğinde orkestra gibi çok sesli, çok renkli 4 boyutlu bir armoni
ortaya çıkar. Bursalıların konserlerinize ilgisi nasıl oluyor?
P.S: Şimdiye kadar verdiğimiz konserlerde hep yoğun ilgi ile
karşılaştık, olumlu yorumlar aldık. Çünkü çok sesli amatör koro olarak
Bursa'da tekiz ve eserleri halkın bildiği türden seçtiğimiz gibi, çeşitli
yabancı ülkelerin sevilen eserlerini de repertuarımıza katıyoruz. Ayrıca çok
seslilik hakkında halkı sıkmadan kısa tarifler yaparak anlatıyoruz. 17
senede bizi tanıyan konserlerimizden hoşlanan azımsanmayacak bir kitle
oluşturduk. Müziğe verilen değerin son yıllarda azaldığını
düşünüyor musunuz? P.S. : Halkın müziğe verdiği değerin
azalmadığını düşünüyorum. Ancak sanat değeri olan müzik türlerine rağbet her
zaman fazla olmamıştır. Müziğe olan ilginin azalmasının sebebi ise müzik
eğitiminin zorunlu ders olmaktan çıkarılması, koroların kurulmaması,
okullarda enstrüman kursları açılmaması, enstrüman eğitimi almak
isteyenlerin okul dışında ciddi paralar ödemek zorunda kalması, ülkedeki
ekonomik krizler, kültür derslerinin bir yana atılıp hedefin iyi kötü bir
üniversiteye kapağın atılması!.. M.M.: Halbuki bilim
adamları tarafından yapılan araştırmalar çocuk beyninin ve matematik
zekasının gelişiminin müzikle doğru orantılı olduğunu gösteriyor. ABD
başkanı da bir televizyon programında halkına saksofon çalmaktan
kaçınmamıştır. Onun bu televizyon gösterisi halkı ile arasındaki iletişimi
güçlendirmiştir. Ayrıca evrensel bir dille tüm dünyaya mesajını vermiştir.
Son dönemlerde çıkan arabesk müzik tartışmalarına hepimiz şahit
oluyoruz. Peki, bir dönem arabesk müziğin bir hayli ön plana çıkmasının çok
sesli müziğin geri plana atılmasıyla bir ilgisi var mı? M.M.:
Kanımca yok. Aslında Orhan Gencebay'ın yaptığı arabesk müziğe baktığınız
zaman da çok sesli bir altyapıyla yapıldığını görürsünüz. P.S.
: Arabesk müzik Türkiye'de; doğudan batıya 50'li yıllardan itibaren
göç eden ve kırsal kesimden gelen vatandaşların yerleştikleri şehirlerde
60'lı ve 70'li yıllarda rağbet ettikleri müzik türlerinin yarattığı yeni ve
orijinal bir akımdı. Unutmamalıyız ki arabesk sözcüğü yurdumuz dışında
klasik Arap müziği sanatçıları için de kullanılır. Dolayısıyla bahsettiğimiz
müziği Türk arabesk müziği diyerek tanımlamakta fayda var. Bu hususun
detayını ise müzik otoritelerine bırakmakta fayda var. Popüler
müzik, çok sesli müziği etkiledi mi peki? P.S. : Popüler müziğin
iyi örneklerinde de çok seslilik görmekteyiz. Günlük yaşantısında bu tarz
müziği dinleyen insanların çok sesli müziğin kaliteli örneklerini dinlemeye
yatkın olduklarını söyleyebiliriz. M.M.: Klasik müzik
de dünyada çok popüler bir şey değil zaten. Klasik müzik, eğitimle ve halkın
bilinciyle gelişir. Hiçbir zaman klasik müzik konserlerinin bir Tarkan
konseri ya da bir Madonna konseri kadar kalabalık olması mümkün değil!
Bursa'da her geçen sene kültürel etkinliklerin daha da azaldığını
görüyoruz, aslında arttığını iddia ediyorlar, siz ne düşünüyorsunuz? P.S.
: Gelişmiş ülkelerle mukayese edildiği zaman az ve ayrıca neden
daha fazla olmasın? Neden daha çok Bursalıya sanat ulaştırılmasın? Nüfusa
oranladığınızda bir artmadan bahsedilemez! Bursa'da artsa artsa boş konser
ve kültür merkezleri artıyor. Açılan kültür merkezlerinin dolup boşalması
gerekir. Yalnızca belirli mevsimlerde bir kısmı doluyor. Çok
sesli koroyla sizin yapmak istediğiniz nedir? P.S. : Çalışmalara
başladığımızdan beri kentimizde çocuk korolarının kurulması ve çocuk korolar
şenliğiyle bu koroları çoğaltıp kalitesini yükseltmek ve ulusal-uluslar
arası platformlarda kentimizi temsil etmek, bizim gibi amatör koroların
çoğalmasını teşvik etmek istiyoruz. Özetle müzik kültürümüzün içinde
bulunduğu durumdan vazife çıkarıp kendi yerelimizden başlayarak
insanlarımızın daha kaliteli müzikler dinlemelerini, dinletmelerini ve hatta
yapmalarını sağlamak istiyoruz. Koroda herkes gönüllü olarak mı
çalışıyor? M.M.: Herkes gönüllü. Dernek olduktan sonra aidat da
toplamaya başlandı. Sembolik de olsa şefin huzur hakkı, eşlikçi ücreti,
fotokopi, telefon, sanatçıların bazen iaşe ve ibatesi gibi masraflar
karşılanıyor. Kapasitemizin üstünde yardımlar yapıyoruz. Yılmadan kendimizi
birkaç yetkiliye onlarca yıldır anlatmaya çalışıyoruz. Her görev değişiminde
kendimizi tanıtıyoruz. Yapmak istediklerimizi defalarca anlattığımız gibi
yazılı dilekçelerle de takviye ediyoruz. Bu konuda belediyeden
neler bekliyorsunuz? P.S.: Belediye içinde eksik olan çok sesli
müzik bölümü veya sekreteryasının kurulması, koronun çalışma koşullarının
rahatlatılması, ihtiyaçlarının giderilmesi, belediyede müzik eğitim grubu
olarak başlattığımız ancak kesilen enstrüman eğitiminin tekrar başlatılması,
çocuk ve gençlik korosu kurulmasına destek olunması, çocuk ve gençlik
korolar şenliğinin yapılmasını bekliyoruz. Kurduğumuz Kent Orkestrası’nın
yaşatılması ve Bursa'daki çocuk ve gençlerin müzikle ilgili uğraşlarını
teşvik etmek için festival düzenlemelerimize destek olmalarını bekliyoruz.
Belediyeler size neden destek olmuyor? P.S. :
Aslında destek olma iyi niyetini görüyoruz. Ancak bürokratik durumların iş
yapılmasına engel olduğunu düşünüyoruz. Yine Belediye Kültür Dairesi’nde çok
sesli müzik bölümün olmaması bizimle ilgili sorunların anlaşılamamasına
neden oluyor. Belediye, koroların çevresel etkisiyle binlerce kişiyi
etkilediğinin farkına vardığında, mutlaka daha fazla destek olacaktır.
Sizce konuya neden bu kadar uzak kalıyorlar, yapılan müziği mi tam
anlamıyla kavrayamıyorlar? P.S. : Belki daha önceleri bizim
gibi örnekleri görmediklerinden kaynaklanıyor olabilir. Ancak biz koro
olarak çok mutluyuz çünkü her verdiğimiz konser sonrası bu müziği ve bizleri
daha iyi anladıklarını düşünüyoruz.
|