|
|
Ekmeklerini gölden çıkartıyorlar
Bursa’nın şirin beldelerinden olan Gölyazı’da yıllardan beri süregelen bir
gelenek hala devam ediyor. Beldenin genci, yaşlısı kadınlar sabahın erken
saatlerinde kalkıp sandallara binip göle açılarak ağlarla balık tutup
satıyorlar. Tek geçim kaynaklarının balık olduğunu belirten kadınlar, bu
işin çok zor olduğunu ancak, karınlarını doyurabilmek ve çocuklarını
okutabilmek için balıkçılık yaptıklarını söylediler. Balıkçı kadınlar hem
kürek çekip hem de balık tutup aile bütçelerine katkıda bulunuyorlar.
Bursa'ya 35 kilometre mesafede bulunan Gölyazı beldesinin kadınlarına durmak
yok. Ekmek paralarını gölden ve balıktan çıkartan kadınlar sabahın erken
saatlerinde çocuklarını okullarına gönderdikten sonra ekmek tekneleri olan
sandallarına binip göle balık tutmaya gidiyorlar. Bazen kendi başlarına
bazen de eşlerini yanlarına alarak zor şartlar altında para kazanmak uğruna
bu mesleği yapan kadınlar, öğleden sonraları da ev işlerinde çalışıyorlar.
Günde ortalama 50 ila 60 kilo arasında sazan,
turna ve uskufya tabir edilen balıkları ağlarla tuttuklarını belirten 47
yaşındaki iki çocuk annesi Erden Oktay, "15 yaşından beri balık tutmaya
gidiyorum. Bu bizim mesleğimiz gölden başka gelir kaynağımız yok. Onun için
balıkçılık yaparak ekmek paramızı çıkartmaya çalışıyoruz" derken, 70 yaşına
rağmen hala balıkçılık yapan 9 torun sahibi Emine Öner'de, "Balıkçılık bizim
beldenin gelir kaynağı. Balık olmadı mı aç kalırız. Haftanın her günü
sabahın erken saatlerinde kalkıp göle açılırız" diye konuştu. 51 yaşındaki
balıkçı kadın Sülbiye Çolak'da gölde balık tutarken çok tehlikeler
atlattıklarını ancak yapacak başka bir iş alanı olmadığından dolayı
balıkçılık yapmak zorunda olduklarını belirterek, "Yemeğimiz, içmemiz,
giyeceğimiz ve çocuklarımızın okuması bile bu gölden sağlanıyor. Biz
kadınlar çalışmazsak ne çocuklarımız okur nede evimize ekmek alabiliriz.
Kocamla birlikte balıkçılık yapıyoruz. Toprağımız olmadığı için köyün bütün
kadınları balıkçılık işiyle uğraşıyor" derken, bir taraftan kürek çekip
diğer taraftan da tuttuğu sazan balıklarını leğenlere dolduran 2 çocuk
annesi Saliha Pullu'da, "Gölümüz çok bereketli ama bazen havanın azizliğine
uğruyoruz ve elimiz boş olarak evimize dönüyoruz. İşte o zaman evimize ekmek
götüremiyoruz. Balığın kasasını 4 ila 10 milyon lira arasında satıyoruz.
Lodos çıktımı işimiz zorlaşıyor ve çok tehlike atlatıyoruz" diye konuştu.
Yılda iki ay tatil yapma imkanı bulduklarını da
belirten Erden Oktay, "Göl ve sandal bizim ekmek teknemiz. Şubat ve Mart
aylarında balık av sezonumuz durur.
Bu dönemde balıklar üreme dönemine girer. Bu aylarda ev işleriyle
uğraşıyoruz" dedi. Kadın ile erkeklerin eşit olduğunu, kadınlarıyla birlikte
balığa çıktıklarını belirten 50 yaşındaki Ali Özışık, "Hayat müşterek ve
eşitlik var. Bu yüzden kadınlarımızda yıllardır bu işi bizimle birlikte
yapıyor. Bundan da gurur duyuyoruz. Kadınlarımız hem balıkçılık, hem ev
işleri hem de çocuklarımızla ilgileniyorlar" dedi. Öğle saatlerinde ağlarla
tuttukları balıkları sandallarıyla limana getiren kadınlar balıklarını
kasalara koyduktan sonra görevleri bitiyor ve evlerine gidip, ev işleriyle
uğraşırken, beldenin erkekleri ise kurulan mezatta sazan, turna ve uskufya
balıklarını açık arttırma usulüyle satarak para kazanıyorlar.
Yazı ve fotoğraf: KASIM ŞAHİN - Kaynak: Apameia dergi- 19.2.2010
|