Fatma Aslan Kundakçı
Hangimiz
bahçesindeki ağaçların gölgesinde serinlemedik, bir bardak demli çay
eşliğinde… Hangimiz dost sohbetlerini taçlandırmadık Mahfel’in 40 değil, tam
140 yıllık hatırı olan Türk kahvesiyle… Tanık olduk burada başlayan aşkların
mutlu yuvalara dönüştüğüne…
Lise yıllarımdan bugüne müdavimi olduğum Mahfel’in 140 yıllık hikayesini,
tarihi mekanı korumak adına canla başla uğraş veren Tahir Deveci’den
dinledim bir de. Mahfel’in 1870’lerde Vorpahnam Gazinosu adıyla hizmet
vermeye başladığını belirten Tahir Deveci şunları söylüyor:
“Mahfel’in ne
zaman yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. 1855’teki büyük Bursa depreminden
sonra Suphi Bey yönetiminde 1862'de yaptırılan haritada
Mahfel’in bulunduğu yerde (L) şeklinde boş bir arsa ve bunun batısında bahçe
var. 1870’lerin sonrasında ise (L) şeklinde bir binanın inşa edildiğini
görüyoruz buraya. Avrupalı gezginlerin 1887’de Mahfel’de çekilen
fotoğrafları mevcut. Mahfel’in ilk adı ise Vorpahnam Gazinosu. Bir Ermeni
tarafından işletilen gazino dört küçük masadan ibaret ve binanın giriş
kapısı şu anda dolmuş durağının olduğu Mustafa Necip Sokak’a açılıyor.
Gayrimüslimler Kurtuluş Savaşı’na kadar burayı işletiyorlar. O dönemde 5
metre olan Namazgah Caddesi ve Setbaşı Köprüsü daha sonra 16 metreye
çıkarılınca gazinonun yanında, şimdili Şehir Kütüphanesi’nin tam karşısında
olan kasap, şarküteri, fırın, şekerci gibi dükkanlar yıkılıyor. Yol
genişletme çalışmasının ardından gazinonun girişi de değiştiriliyor ve giriş
şimdiki kapıdan veriliyor.”
Türk Ocağı’nın
Açılışı
Vorpahnam
Gazinosu’nun Türklerin eline geçmesiyle birlkte Cumhuriyet Aile Çay Bahçesi
adını aldığını aktaran deveci, Türk Ocağı’nın ise 1913’te yine burada
kurulduğunu asnlatıyor ve şöyle devam ediyor:
“Mustafa
Kemal’in emirleri doğrultusunda kurularak kurtuluş mücadelesine destek veren
Türk Ocağı’nın Bursa’daki kuruluş binası Mahfel’dir. 12 Kasım 1913’te
kurulan, işgal yıllarında ise Yunanlılar tarafından kapatılan ve iki buçuk
yıl kapalı kalan Bursa Türk Ocağı Ekim 1922’de İsmet Paşa, Hamdullah Suphi,
Türk Ocağı Bursa şube başkanı ve Bursa milletvekili Muhittin Baha Pars,
Yahya Kemal Beyatlı’nın da katıldığı bir törenle yeniden faaliyete geçiyor.
Türk Ocağı Bursa şubesi Anadolu’da İzmir’den sonra açılan ikinci şube.
Türk Ocağı daha sonra mektep olarak da hizmet veriyor. Latin harflerinin
kabulünden sonra burada vatandaşlara Türkçe öğretiliyor. Türk Ocağı’nın
kuruluşu Bursa’da kurtuluş hareketi ateşinin ilk kıvılcımı gibi. Kurtuluş
çarelerinin arandığı, siyasal görüşlerin tartışıldığı bir merkez halini
alıyor Mahfel”.
Mahfel'de İttihat ve Terakki toplantısı
Atatürk’ün
Ziyareti
Büyük Önder
Mustafa Kemal Atatürk’ün 17-28 Ekim 1922 tarihleri arasındaki ilk Bursa
ziyaretinde Mehfel’e de geldiğini gururla anlatan Tahir Deveci şunları
söylüyor:
“İstanbul’da
görev yapan 472 ilkokul öğretmeni de Atatürk’ün Bursa ziyaretini haber alır
almaz bağlılıklarını ve şükranlarını sunmak için Bursa’ya geliyor.
Atatürk’ün o zamanlar Setbaşı Şark Tiyatrosu olarak adlandırılan bugünkü
sinema binasında yaptığı konuşmayı onlar da heyecanla dinliyor ve Mustafa
Kemal nutkunu tamamladığında salon 15-20 dakika aşlık sesleriyle çınlıyor.
Öğretmenler ertesi gün 28 Ekimde Mahfel’de gerçekleşen Türk Ocağı Bursa
Şubesi’nin açılışına katılıyor. Atatürk’ün de Mahfel’i ziyaret ettiği
belirtiliyor ancak bununla ilgili bir fotoğrafa ulaşamadık. Ancak bunun
anlatılmasının gururu bize yeter. Üstelik Türk Ocağı’nın açılışına katılan
öğretmenlerin Yeşil Cami ziyaretinde Atatürk ile bir arada olduklarını
okuyoruz. O gün Atatürk’ün de burada olması kuvvetle muhtemel”. 1922 yılında
Türk Ocağı’nın kurulmasının ardından Mahfel’in ilk işletmecisinin Rıdvan Bey
(Akçaylı) olduğunu kaydediyor Tahir Deveci ve ekliyor:
“Cumhuriyet
Aile Gazinosu bundan böyle Rıdvan Bey’in Kahvesi olarak anılmaya başlanıyor.
Rıdvan Bey’in vefatının ardından damadı Hüseyin Bey (Oganer) mekânı
işletmeye devam ediyor. 1967’de işletmeciliği Osman Enver Özer devralıyor.
Bina ve eklentileri 1956’da İşçi Sigortaları Kurumu’nun mülkiyetine
devrediliyor ve uzun süre kahvehane-kıraathane olarak kullanılıyor. Mahfel,
1950’li yıllarda emeklilerin, özellikle de emekli subayların toplantı yeri
haline geliyor. Haya bir ara Eski Muharipler Derneği’nin merkezi oluyor.
Mahfel zaten toplanılan yer anlamında. Böylece Vorpahnam Gazinosu,
Cumhuriyet Aile Çay Bahçesi ve Rıdvan Bey’in Kahvesi’nin yeni adı artık
Mahfel oluyor”.
Mahfel - 1931
Mahfel’in
gururlu tarihinde acı olayların da yaşandığını ifade eden Tahir Deveci’nin
gözlerinde bu kez hüzün var. Deveci, “Mahfel’i işletenler yıllarca maalesef
bir çivi bile çakmamışlar yapıya. 1984 yılında yağan karın ağırlığına
dayanamayarak çöken çatı bunun kanıtı. 18 Ocak 1999’daki yangın ise binayı
kül etmiş.
"Bina
1980’de ‘korunması gerekli kültür mirası’ olarak tescil edildi. 1999’daki
yangından sonra SGK’ya müracaat ettik ve burayı yeniden inşa ederek işletmek
istediğimizi söyledik. Mahfel’i onaylanan projemize göre yenileyerek 2001’de
hizmete açtık”.
1997
Tahir
Deveci “Mahfel’den de, Bursa’nın tarihinden de vazgeçmeyeceğiz” diyor ve
ekliyor: “Bursalı cemiyet hayatını Mahfel’de tanıyor. Pek çok Bursalı kız
arkadaşıyla burada tanışıyor, evleniyor. Kurtuluş Savaşı döneminde Bursa’nın
kurtuluşuna dair kararlar burada alınıyor. Halkevi oluyor, okul oluyor,
insanlar burada Türkçe okuma yazmayı öğreniyorlar. Gençler bir salonda
bilardo oynuyor- ki burası Bursa’nın ilk bilardo salonu – yaşlılar diğer
salonda gazetesini okuyor, tavla oynuyor, herkes birbirine saygıyla
yaklaşıyor. Gençler burada büyüklerinden adabı muaşeret kurallarını
öğreniyor. 140 yıl Bursa’ya hizmet veren bu mekanın bundan böyle bir
restoran ya da butik otel olmasına göz yummayacağız”.
Kaynak: Yazarın Şehrengiz Dergisi, Sayı 9 (2009) s.50-53'teki
yazısıdır
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Vasfi
Rıza Zobu’nun
O Günden Bu Güne
adıyla 1977 yılında yayımladığı anılarında
Satbaşı'ndaki Türk Ocağı’nda bahsedilir:
“Hükümet
meydanından Yeşil camiine gitmek için, Setbaşı denilen yerde bir köprüden
geçilir… Köprünün öbür başında sağ tarafa tesadüf eden kısmında eski bir
kilise, etrafında da odalar vardır. Burayı Türk Ocağı’na vermişler. ‘Ocak’
da bu metrûk kilisenin içine bir sahne yaparak tiyatro salonu haline
koymuş.”
(Kaynak: Uğur Ozan Özen)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
MAHFEL YANGINI
Bursa'nın simge mekanlarından Mahfel, 18
ocak 1999 gecesi çıkan yangında kül oldu. Saat 23.30 sıralarında 'baca
tutuşması' sonucu çıktığı belirtilen yangın, 110 yaşındaki binayı küle
çevirdi. Can kaybı olmadı.
İtfaiye yangına alti ekiple müdahale
ettiyse de SSK'ya ait binayı söndürmek saatler aldı. Yangının hızlı
ilerlemesi kundaklama olasılığını akıllara getirdi.
Büyükşehir belediye
başkanı
Erdem Saker bütün Bursalıların olaydan üzüntü duyduğunu
söyledi. Saker daha sonra tarihi binanın özgün biçimine bağlı
kalınarak projelendirileceğini ve yeniden yapılacağını duyurdu. Olay yerinde
inceleme yapan emniyet müdürü Kemal Bayrak da, "titizlikle araştırıp gerçek
nedeni bulacağız" dedi.
İtfaiyenin reorganizasyonu
konusunda belediyeye danışmanlık yapan Prof. Dr. Recep Yaman Karadeniz ve
itfaiye müdürü Mümin Yağcı, kundaklama olasılığının ağır bastığında
birleşti. Polisin bodrumda yanmış benzin izine rastlaması, bu yöndeki
şüpheleri somutlaştırdı.
Binanın sigortalı olduğu, fakat
sigorta geçerlilik süresinin yangından iki ay önce sona erdiği de açıklandı.
Yangın sonrası hali
Nevzat
Çalıkuşu: "Mahfel'in yandığını İstanbul'da bir bayram gününde öğrendim.
İçimden Yunan işgalinde bile yanmayan bu mekanı sulhta nasıl
koruyamadığımızın psikososyal tahliline giriştim. Bursa'ya döner dönmez ilk
işim yangından arta kalan Mahfel'e koşmak oldu. Gördüğüm manzara karşısında
ters yüz olup avare bir yürüyşe geçtim. Bir de ne göreyim: Ulucami'nin yanı
başındaki kahve de ızgara salonu olmamış mı?! Haydi nargileciler parktaki
kıraathanelere sığınmışlardır diyelim, ya diğerleri? Eyvah ki eyvah! Artık
Setbaşı Ulucami ekseninde klasik Bursa kahvehanesi kalmadı! Geçmiş ola...
(Bursa Defteri Sayı 1, s. 69)
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Setbaşı Köprüsü güney korkuluklarından bakınca aşağıda Mahfel duvarının
bitişiğinde Akınspor'lu gençlerin voleybol sahası vardı. Kulüp başkanı
İsmail Hakkı Tuğbay mahkumlara yaptırmıştı bu sahayı.
(Yavuz Bubik, Bir Avuç Bursa, Gökçen yayınları, s. 113)
|