Şimdi piknik diyoruz ama eskiden Bursa'da mesireye/pikniğe gitmenin adı "sefaya
gitmek" idi. Bakın nerelere gidilirdi.
1-Atıcılar Çayırı
Bursa’nın
kuzeyinde, Gökdere’nin ovaya yayıldığı yerde,e her mevsimde yemyeşil bir
alandı. Bugün kent merkezinde kaldı ama o günlerde kent merkezine 2 km
uzaklıktaydı. Zaten 40-50 yıl önce Buz Fabrikası (Sayas) -Demirtaş Camisi-
Tayakadın Camisi- Stadyum çizgisinin kuzeyinde sadece sebze meyve bahçeleri
vardı.
Atıcılar Çayırı’nda Bursa’nın kenar mahallelerinde ve çevre çiftliklerde
beslenen iki binin üzerinde sığır ve manda otlatılırdı.
Çayırın ortasında çevresi 2-2.5 km olan elips biçiminde bir yarış pisti
vardı. İlkbahar ve sonbaharda bu pistte at yarışları olurdu. Yarışlar 4
hafta sürerdi.
Atıcılar’ın bir başka özelliği de, 1933 yılında bugünkü stadyum yapılıncaya
kadar futbol maçlarının burada oynanmış olmasıdır.
2-Demirtaş Tren İstasyonu
Eski sebze
halinin bulunduğu yerde idi. 19. Yüzyılın sonunda açılan Bursa-
Mudanya tren
hattının ilk durağı buradaydı. Küçük çapta bir gar gibiydi. İdare binaları,
ambarlar, hangarlar, su deposu. Kent merkezinden istasyona yürüyerek ya da
fayton veya briçka denen tek atlı arabalarla gidilirdi. Tatil günlerinde
halk istasyon çevresindeki ağaçlık yerlere sefaya giderdi.
3- Teferrüç Çınarı
Bugün etrafı
tamamen evlerle dolu olan bu mesire Yeni Mahalle’nin üstünde Teferrüç su
deposunun 200m. kadar doğusunda idi. Çimenlik bir alandı ve ortasında ulu
bir çınar ağacı vardı. Yüksek bir konumda olduğu için yaz günleri serin
olurdu. Teferrüç kelime anlamıyla da “gezinti, gezintiye çıkıp gam dağıtma”
demektir.
4- Temenyeri
Gökdere’nin
dağı deldiği vadisinden çıkıp da Bursa’ya akmaya başladığı yerde, Hünkar
Köşkü’nün kuzeye doğru alçalarak inen yamaçlarına Temeneri denirdi. Kestane,
çam, çınar ağaçlarıyla dolu bu mesirenin asıl adı ‘Temenna-yeri’ idi. Köşk,
Osmanlı sultanı Abdülmecit’in Bursa’ya gelişi dolayısıyla yapılmıştır. Daha
sonra Abdülaziz 1861’de Bursa’ya geldiğinde bir süre bu köşkte kalmış,
sabahları köşkün ön bahçesine çıkarak Bursalılara ‘temennalar (selamlar)’
yollamış. O yüzden de adı Temenna-yeri’ne çıkmış.
5-Piremir Kestaneliği
Işıklar
Askeri Lisesi’nin 200-300 m. kadar doğusunda, Piremir Camisi’nin batısında,
kestane ağaçları ile kaplı, lezzetli suyu olan bir pınarın da bulunduğu bir
mesire idi. Eski Bursalılar, özellikle kadınlar ve kızlar, Piremir
Camisi’nin bazı dilekleri için ziyaretgah olduğuna inanırlardı.
6- Pınarbaşı
Osmangazi
Ortaokulu’nun bulunduğu yerden başlayıp dağın eteğine doğru uzanırdı. Son
zamanlara kadar Bursa’nın en tanınmış mesire yeriydi. Özellikle dini
bayramlarda burada “bayram yeri” kurulur, bütün çocuklar alanı doldururdu.
Atlıkarıncalar, salıncaklar, kuvvet deneme aletleri, kahkaha aynaları, turu
beş kuruştan bisikletler…. Hep burada olurdu.
Pınarbaşı hafta tatillerinde de dolardı. Evlerinden yiyecek sepetleri
kollarında çıkıp gelen Bursalılar su deposunun çevresindeki ağaçlıklarda yer
kapabilmek için birbirleriyle yarışırlardı.
Kuşaktaan kuşağa aktarıldığına göre Pınarbaşı Bizans zamanında da mesire
yeri ve spor alanıymış. Burada zamanın çeşitli spor karşılaşmaları
yapılırmış.
7- Ziraat Okulu
1940’larda burada Bölge Ziraat Okulu vardı. Okulun batısındaki çam ve meşe
ağaçlarıyla kaplı olan genişçe çayırlık özellikle Hıdırellez günlerinde çok
tutulan bir mesireydi.
Bu mesirenin Bursa-Mudanya yolu üzerinde oluşu, gidiş geliş kolaylığı
bakımından tercih nedeniydi.
8- Köprü Başı
Eski Gemlik yolu üzerinde, Deliçay Köprüsü’nün bulunduğu yerin çevresinde
idi. Buraya balık avlamak ve piknik yapmak için gidilirdi.
Gemlik Yolu'nda Köprü Başı mevki
(bugünkü Panayır Mahallesi)
9- Kızık Dedesi
Bursa’nın 4 km. doğusundaki Değirmenlikızık Köyü’nde, Hıdırellez’in ilk
haftasında “Kızık Dede” şenliği yapılırdı. Ağaçlık ve çayırlık olan bölgede
ayrıca Kaplıkaya deresinden ayrılarak değirmenleri döndürmekte kullanılan su
geçerdi.
Kaplıkaya deresi ile Değirmenlikızık arasında akan su kanalları boyunca
piknik yapılırdı.
10- Abdal Murat Türbesi
Abdal Murat Bursa’nın fethi sırasında önemli hizmetleri olduğu ve mucizeler
gösterdiğine inanılan bir Rum (Anadolu) abdalıdır. Seydinasır ve Alacahırka
mahallelerinin tam güneyindeki türbesinin bulunduğu yer, eşsiz manzaralı bir
mesiredir.
11- Yaycılar Pınarı
Bugün Kültürpark’ın bulunduğu yerde, Çekirge’ye giden yolun kıyısındaki
büyük çınar ağacının bulunduğu yerdir. Burada çok bol suyu olan bir pınar ve
bir de havuz vardı.
12-
Çağlayan
Gökdere su deposunun 2 km. kadar güneyinde, vadi içindedir. Burada derenin
suları 5-6 m. yüksekten düşerek bir çağlayan yapar. Güzel manzaralı, serin
ve sakin bir yerdir.
13 – Geçit Deresi
Geçit Köyü’nün Mudanya tarafında ve Nilüfer Köprüsü’nün doğusunda, bir
zamanlar meşe ağacı bulunurdu. Buraya yaz aylarında tatil günleri gidilir,
eğlence yapılır, serpme ve olta ile balık tutulurdu.
Mudanya yolunda Geçit mevkii
14- Karapınar
Bursa-İnegöl
karayolunun 10. Kilometresinde, Et-Balık Kurumunun yanından güneye ayrılan
yolda 2 km. kadar içeridedir. Kestane ve ceviz ağaçları arasında, bir kaya
dibinden kaynayan suyu ile görülmeye değer bir mesiredir.
Karapınar bir zamanlar ünü diyarları tutmuş bir mesireydi. Şöyle bir öyküsü
de vardır:
Bulgaristan’dan Kestel’e akrabalarının yanına biri konuk gelir. Çevreyi
gezer, inceler; konuk ederler, ağırlarlar, Karapınar’a mesireye götürürler.
Derken dönüş günü gelir, yeniden Bulgaristan’a döner konuk. Orada kendisine
sorarlar:
- Nasıl buldun Kestel’i diye…
Kısaca şu karşılığı verir adam:
- Haşa Kestel’in iki Allah’ı var sanki! Biri gökteki,
öteki de Karapınar.
15- Mudanya
Tatil günleri
sabahın erken saatlerinde, etrafı açık vagonlarla art arda 4-5 sefer yapan
Mudanya treni ile Bursalılar büyük bir eğlence içinde Mudanya’ya giderlerdi.
Akşam yine aynı ahenkli ve cümbüşlü yolcukla Bursa’ya dönülürdü. Tren 2
saatlik bir yolculuktan sonra Mudanya’da denize kavuşurdu. Ama özellikle
Tepederbent’te, ta aşağılardaki denizle birdenbire karşılaşmanın havasına
doyum olmazdı. Mudanya’dan sonra isteyen sandallarla Arnavutköy, Uzunyalı
taraflarına, isteyen İncirdibi, Burgaz taraflarına giderdi.
Bursa'da Yakın Zamanlar, Yılmaz Akkılıç, s. 195-199'dan
kısaltarak alınmıştır