|
|
Tamer UYSAL
1980 sonrası çekilen
filmleri daha önceki bir yazımda (Bursa: Beyaz Perdedeki Kent) ele almıştım;
Yine bazısı kıyıdan köşeden Uludağ’yla ilgili, Bora Tekay’ın “Fasulye”
(1999), Serdar Akar’ın “Dar Alanda Kısa Paslaşmalar” (2000) ve Ezel Akay’ın
“Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” (2005)filminden o yazıda uzun uzun
bahsetmiştim. Burada daha çok o yazıda eksik kalan 1980 öncesi yapımları da
araştırdım. Bu filmlerin nereden bakılsa en yenisi en az 40 senelikti, dile
kolay…
Yeşilçam’ın Bursa macerası 1930’larda başlıyor. İlk film “Aysel Bataklı
Damın Kızı” 1934’te Çalı’da çekilmiş. “Halıcı Kız” ise 1953’te; ikisinin de
yönetmeni Muhsin Ertuğrul... 1945’te çekilen “Köroğlu” var; Mümtaz Ener ve
Refik Kemal Arduman birlikte çekmiş, ama o İnegöl ilçesinde çekilmiş, Bütün
bu filmlerin kıyıdan köşeden Uludağ ile ilişkili oldukları anlaşılmakta.
Yeşilçam’ın Uludağ’daki zirve macerası ise 1955’te başlıyor. 1955 yapımı
“Düşman Aşıklar” karlı sahneler görünen Uludağ'da çekilmiş ilk film. Daha
önce oyunculuk da yapmış Memduh Ün’ün ilk yönetmenlik denemesi.
Ün, kaleme aldığı “Memduh
Ün Filmlerini Anlatıyor” adlı kitapla ilgili “Küçük Dünyaların Büyük
Yönetmeni” başlıklı söyleşide de, “Film sinemalarda çok kötü iş yaptı. Bugün
için filmi görmek olası değil, belki belediye depolarında çıkan yangınlarda
yandı ya da gümüş çıkarmak için katillerin (!) elinde birçok negatif gibi
yok oldu gitti.” diyordu. (Fatma Oran, Cumhuriyet Kitap, 2010, sayı: 1042,
s. 4-5) Ün’ün yarım
bıraktığı çalışma ve kötü deneyim; “Düşman Aşıklar”ın zayi olması bizi 1955
yılının Uludağ manzaralarından tarihsel bir belge olarak yoksun bırakmıştı
belki ancak en azından 1955 yılının Uludağ’ını Memduh Ün’den okuyabilmiştik:
“Mine Coşkun 1954 yılında kurdukları Coşkun Film’in ilk filmini benim
çekmemi istedi. İlhami Sefa'nın, Doğu'da geçen ve bir kan davasını anlatan
Hacı Şakir Ailesinin Esrarı başlıklı romanını seçtim. Senaryoyu kimin
hazırladığını hatırlamıyorum, ama çoğu filmimde olduğu gibi, birçok bölümünü
sette kendim yeniden yazmıştım zaten. Filmin hikâyesi karda kışta, doğuda
geçiyordu. Ama Doğu'ya gitmedik, daha ekonomik olması açısından, olaylar
Doğu'da geçiyormuş gibi Uludağ'ı seçtik. Uludağ'da o dönemde yalnızca Büyük
Otel vardı, ama çok pahalı olduğundan Kirazlı Yayla'da bir motelde
kalmıştık. On dokuz gün çalıştım, yapımcının parası bitti; İstanbul'a
döndük, para bulundu. Sonra yeniden Uludağ'ın yolunu tutup bir on günlük
çalışma daha yaptık. Bir de Uludağ'daki bazı mekânları filmde hem karlı, hem
de karsız görmemiz gerekiyordu. Bu nedenle karda çektiğim sahnelerin yaz
geldiğinde çekilecek karşılıkları da kalmıştı. Filme devam edemeyeceğimi
anlamıştım.” (Cumhuriyet, 4 Şubat 2010)
1963’te ödüllü
Metin Erksan’ın “Susuz Yaz” filmiyle büyük üne kavuşan Hülya Koçyiğit şöyle
diyordu: “Henüz evli değildim. Sanırım 16 ya da 17 yaşındaydım. İlk defa
Uludağ’a gittim. Öylesine bir kar vardı ki ilk defa görüyordum öylesine
yoğun bir karı. O zamanlar öyle bugünkü gibi tesisler yok. Kayak evleri var
daha çoğunlukla. Bir tek otel var, o da ‘Büyük Otel’…”(Yücel Sönmez,
Hürriyet, 5 Şubat 2016)
İlk özel
işletmeler, Yeşilçam filmlerinde sık sık kullanılan Beceren Cafe 1963’te,
“Beceren Otel” ise 1970’te açılmış. Beceren ilk modern teleskiyi de 1963
yılında kurmuş. Teleski, kayakçıyı T bar (çekici) denen ekipmanlarla pistin
başına kadar götüren bir düzenek…
Bursa veya İzmir
genel olarak İstanbul yanında bir arka fon gibi kullanılmıştır. Hemen akla
geliveren ilk yerler İzmir-Kordonboyu ile Bursa-Uludağ’dır. Hatta bazı
filmlerde İstanbul dışına da taşmış havası katmak için olsa gerek Bursa ile
ilgili görüntüler eklenmekte; Uludağ’da çekildiği pek anlaşılmayan bir
sahnede Uludağ’dan söz edilmekte; film sanki Uludağ’da da çekilmiş
gösterilmektedir. Ve 1973’te çekilen “Aşkımla Oynama” (Aram Gülyüz) filminde
olduğu gibi filmde Uludağ’dan söz edilmekte ancak Kirazlıyayla’daki
Sanatoryum görünmekle beraber alelade karlı dağ sahneleri dışında çekimin
Uludağ’da yapıldığı pek anlaşılmaz.
“Ateşten Günler” (1987):
Ateşten Gömlek romanından uyarlanan TV dizisindeki bazı sahneler Uludağ
eteğinde 700 yıllık Osmanlı köyü olarak bilinen Cumalıkızık’ta çekilmiştir:
“Ovada, üç yüz hanelik bir köy; sarı, çorak topraklar arasında, sarı
topraktan yapılmış küçük bir sırtın üzerinde, önü yeşil bir Anadolu
nahiyesi.” (s. 132). Bu kısımda olup biten olaylar Cumalıkızık’ta; Binbaşı
İhsan (Can Gürzap) ve Anzavur Ahmet (Gökhan Mete) karşılaştıkları sahne,
Cumalıkızık Köyü girişindeki meydanda ve köyün içinde çekilmiştir. Köy
meydanındaki sahnede İngilizlerden para desteği alan Anzavur, Kuvayi Milliye
Subayı Binbaşı İhsan’ı yargılamaktadır. Binbaşı İhsan’ın arkasında geniş
açıdan Köy görünmektedir. Köylüler de filmde rol almıştır.
“Küçük Hanımın Şoförü” (1962):
Film aynı isimle üç kez çekilmiştir. İlkini Nejat Saydam 1962’de Uludağ’da
siyah beyaz olarak çekmiştir. Senarist Nejat Saydam, oyuncular Belgin Doruk,
Ayhan Işık ve Sadri Alışık’tır. 1970’de renkli olarak Tunç Başaran filmi
Belgin Doruk ve Ayhan Işık’la tekrar çekmiştir. 2007’de ise Nejat Saydam’ın
oğlu Sabri Saydam TV filmi olarak çekmiştir.
Ayhan Işık, Belgin Doruk
“Son Mektup” (1969) ve
“Soyguncular” (1974): Türker İnanoğlu Filiz Akın ve Ediz Hun’u iki
filmde buluşturdu Siyah beyaz çekilen filmden sonra Uludağ’daki iki
oyuncunun birlikte oynadığı ikinci film renkli dağ manzaralarıyla dikkat
çekiyordu.
“Unutulan Kadın” (1971): Atıf Yılmaz’ın çektiği Türkan Şoray ve
Kadir İnanır’ın beraber oynadıkları klasik bir Yeşilçam öyküsü. Unutulan
Kadın, Selvi Boylum Al Yazmalım (1977) filminin habercisi adeta iki başrol
oyuncusunu Uludağ’da buluşturmuştur. Yeşilçam’ın kayak ve kar manzaraları
eşliğinde tutku dolu bir aşk öyküsü. Uludağ, mutluluğunun bozulmasına engel
olmak için cinayet işleyen bir kadının daha önce sevdiği erkekle geçirdiği
mutlu günlere sahne oluyor.
Yeşilçam’ın kısıtlı olanaklarından sinema
oyuncuları da bazı giysi ve kostümleri kendileri hazırlamak zorundaydı.
Türkan Şoray, “Unutulan Kadın filminde kısacık bir sahne için hazırladığım
Uludağ’da çekilen bir sahnede giydiğim, mor pelerin beyaz takım, kürk şapka
da benim tasarımım.” demişti. (Sinemam ve Ben, Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, 1. Baskı, 2017, s. 396)
“Ömrümce Unutamadım” (1971):
Süreyya Duru’nun yönettiği film aynı fabrikada çalışan iki gencin öyküsü.
Başrollerde Filiz Akın ve Kartel Tibet oynuyor. Karlı dağ manzaralarıyla
dikkat çekiyor.
“Satın Alınan Koca” (1971). Filmin yönetmeni Duygu Sağıroğlu, başrol
oyuncuları Fatma Girik ve Cüneyt Arkın. Filmin başlarındaki karlı evli
çiftin balayı için uğrak yeri olan Uludağ manzaraları ve sahneleriyle
dikkati çekmektedir.
“Önce Sev Sonra Vur” (1971):
Yeşilçam’ın ne yazık ki kötü hatırlanan filmlerinden birisidir. Suphi Özkaya
isimli figüran çıktığı elektrik direğinde 2100 voltluk cereyana kapılarak
ölmüştü. Film teleferikte çekilen tehlikeli teleferik sahneleriyle dikkat
çekiyordu. Filmde Meral Zeren, Figen Han ve Yılmaz Köksal oynuyordu. Filmin
yönetmeni ise Natuk Baytan’dır.
“Köle” (1972):
Filmin Yönetmeni Atıf Yılmaz, başrol oyuncuları Gönül Hancı, Tufan Giray ve
Ferit Şevki. Filmde Uludağ ya da Bursa’dan söz edilmiyor, yer adlarına
ilişkin de çok belirgin sahneler görüntülenmemiş. 1970’lerin başındaki
Bursa’yı renkli görme şansını kaçırmış oluyoruz. Sadece kar, kayak ve bazı
otel sahneleri var. Filmin Uludağ’da geçen sahnelerinde kıskançlık krizi
geçiren Paçavra Kara Osman (Fethi Giray) Yasemin’i (Gönül Hancı) tokatlar.
Yasemin de arabasına atlayıp kaçar, ancak arabası yolda kara saplanır.
Kendisini bulmak için yola çıkan Kara Osman’ın bindiği araç Bursa plakalı
yeşil renkli bir Jeep’tir.
“Acı Hayat” (1973): Kerem ile
Ebru isimli iki genç birbirine aşık ancak düşman aile çocuklarıdır. Filmin
uzun kısmı Uludağ’da çekilmiş bir Uludağ filmidir; Uludağ yolculuğu, karlı
yollar ve karlı çamlar, Oberj Otel Ulukardeşler’in görüntüleri. Yönetmen
Orhan Aksoy, başrollerde Filiz Akın ve Cüneyt Arkın oynamıştır.
Acı Hayat film ekibi
“Aşkımla Oynama” (1973):
Kumar tutkunu bir adamın aşk öyküsü. Başrollerde Ediz Hun ve Hale Soygazi
Oynuyor. Yönetmen Aram Gülyüz.
“Boşver Arkadaş” (1974):Birbirini
hala seven iki aşığın öyküsünü anlatan filmin yönetmeni Zeki Ökten. İlhan
İrem’in 1974’te seslendirdiği unutulmaz şarkıdan adını alan filmde Selma
Güneri’yi kayak öğrenirken Tarık Akan’ı da iyi kayak yaparken görüyoruz.
“Sabıkalı” (1974):
Birbirlerini seven iki insan ve onların arasına giren ruh hastası bir adamın
trajik öyküsü. Çiftin balayı için birlikte gittikleri Uludağ'da Tunç Ayhan'a
tuzak kurar ve Aysel'e tecavüz eder. Genç kadın intikamını almak isterken
yanlışlıkla kocasını vuruyor. Uludağ görüntülerinin çok olduğu filmde Salih
Güney de başrolde Filmin yönetmeni Nejat Saydam. Ekrem bora ile Hülya
Koçyiğit teleferik yolculuğu yapıyor.
“Şaşkın Damat” (1975):
1970’lerde başlayan Yeşilçam seks furyası döneminde sıklıkla bu döneme
alternatif olarak Uludağ’da geçen balayı konulu filmler de çekiliyordu.
Şaşkın Damat filmi de bu tür, dönemi atlatma çabasındaki filmlerden. Yine
balayı konulu 1975 yapımı klasik bir Uludağ kaçamağı filmi. Başrolleri Kemal
Sunal ile Meral Zeren paylaşıyor. Zeki Ökten ise yönetmeni, senaryosunun
yazarı da Sadık Şendil ‘dir
“Can Pazarı” (1976):
Uludağ’daki karlı sahneleri ve filmde oynayan İranlı aktrist Pouri Banayi
ile dikkat çeker. Senaryo Erdoğan Tünaş, filmin yönetmeni Orhan Elmas ve
Ertem Göreç. Bursa doğumlu yönetmen Ertem Göreç, yapımcı Berker İnanoğlu’yla
Yılmaz Güney ve Nil Kutval’ın başrol oynadığı başka bir Can Pazarı
(Öleceksin) isimli film çekmiştir (1968).
“İki Kızgın Adam” (1976):
Yapımcı Berker İnanoğlu, senaryo Erdoğan Tünaş ve yönetmen Ertem Göreç.
Kadir İnanır bu defa başrolü Perihan Savaş ve İranlı aktör Naser Malek
Motiee ile birlikte oynamıştır. Filmde Otel Beceren yazısı Uludağ genel
manzarası; kar ve kayakçılar vs göze çarpar. Siyasal mesajlar içeren film
polis-mafya ve aşk üçgeninde ilginç diyaloglara sahne oluyor.
“Ne
Umduk Ne Bulduk” (1976): Yine Uludağlı bir Zeki Ökten filmidir.
Zengin bir koca bulmak umuduyla Uludağ’a gelen anne ve kızın öyküsüdür. Zeki
Ökten Şaşkın Damat filminden 1 yıl sonra yine Uludağ’ı başka bir aşk
öyküsünde set olarak kullanmıştır. Karlı kayaklı sahnelerle dolu filmin
oyuncuları Gülşen Bubikoğlu, Adile Naşit ve Aytaç Arman.
“Kaplanlar Ağlamaz” (1978): Cüneyt Arkın’ın macera ve aksiyon
filmlerinden biri. Cüneyt Arkın, final sahnelerinden birisinde teleferikteki
dövüş sahneleriyle dikkat çekmektedir. Filmin Yönetmeni Remzi Jöntürk.
“Ne Olacak Şimdi ?”
(1979): Levent Kırca ile Nevra Serezli’nin başrol oynadığı Atıf
Yılmaz filmi. Oyuncuların balayı için geldikleri Uludağ’da yine Büyük Otel
‘den klasik giriş ve önünde çekilen sahneler var. Ayrıca otel çekilmekle
kalmıyor otelden de söz ediliyor. Filmde telesiyej görüntüleri ve Uludağ
sahneleri yer alıyor.
“Kadın Bir Defa Sever”
(1984): Uludağ’da da çekilen bu film Esat Mahmut Karakurt’un “Kadın
Severse” adlı romanından uyarlanan filmlerin üçüncü sürümüdür. Karlı kayaklı
Uludağ manzaraları bizi 1984 yılına götürüyor. Cafe Beceren, telesiyej,
kayak alanları vs. görüntülendiği filmin büyük bölümü için mekân olarak
Uludağ seçilmiş. Zümrüt (Ahu Tuğba) bir uyuşturucu çetesinin kuryesi.
Teslimat için Uludağ’a geliyor. Burada geçirdiği bir kayak kazasında Doktor
Ekrem (Burçin Oraloğlu) ile kesişiyor yolları. Ekrem ise bir dağ kulübesinde
yalnız tatil yapıyor. Erotizm ağırlıklı olan bir film…
“Sokaktan Gelen Kadın”
(1984): Bir hayat kadınının aşk öyküsü. Gemlik Doğumlu Mahmut
Cevher filmde Banu Alkan’la başrol oynuyor. Uludağ karlı manzaraları oldukça
uzun sahnelerde görülüyor. Filmin yönetmeni Orhan Aksoy.
“Herşeyim Sensin” (1985):
Yeşilçam filmlerinde Bursa’ya ayrılan sahneler konuları benzemekte. Filmin
başkarakterleri balayı ya da tatil geçirmek için gelirler, yine kısa bir
Bursa turuyla tekrar İstanbul’a dönerler. Çoğunlukla soğuk ve kar
manzarasının yerini İstanbul’daki Boğaziçi ve deniz manzaraları alır. Bu
film de aynı örneklerden birisi. Filmin yönetmeni Ümit Efekan, oyuncular
Ferdi Tayfur ve Necla Nazır. Yapımcı Selim Soydan. Uludağ manzaraları;
kayakçılar, oteller bölgesi ve karlı sahneleriyle dikkat çekmektedir.
“Sekreter” (1985):
Zengin erkek fakir kız konulu Yeşilçam klasiği. Film Uludağ sahneleriyle
başlıyor. Otel ve şömine ateşindeki klasik gitar dinletisi ve dansla
sürüyor. Genel olarak kış mevsiminde sisli ve buzlu olan Uludağ yolu bu
filmde de karlı. Uludağ iki kısım verilmiş. Birinci Uludağ macerası İstanbul
dönüşüyle otobüste geçen sahnelerle sona eriyor. İlerleyen sahnelerde
Uludağ’a tekrar dönülüyor. Âşıklar arasında buzlar da erimiş; zengin kötü
babanın ayırdığı âşıklar zengin iyi patron araya girince tekrar kavuşuyor.
Yazıcı ve Beceren otel görüntüleri ile Uludağ’da başlayıp Uludağ’da mutlu
sonla biten bir film. Filmin yönetmeni Temel Gürsu. Oyuncular Hülya Avşar ve
Tolga Savacı.
“Ada” (1988): Peride Celal’in bir uzun
öyküsünden uyarlanmış. “Bir Hanımefendi’nin Ölümü” adlı öykü kitabındaki iki
uzun öyküden biri. Peride Celal, başta aşk romanları kaleme alırken
1950’lerden sonra gerçekçilik çizgisinde bireyin iç sorunlarına eğilen öykü
ve romanlara yönelmiştir. Ada, böyle bir dönemin ürünü ve 1981’de
basılmıştır. Selim İleri “Peride Celal’i ‘Ada’yı okuduktan sonra tanıdım.”
demiştir. (Radikal Kitap, 21 Haziran 2013)
Ada, Yaşanıp bitmiş bir aşkı sorguluyor. Yönetmen
Süreyya Duru, filmin son sahnelerini bitirmek üzereyken ne yazık ki bir kalp
krizi sonucu yaşamını yitirmiş filmi kızı Dilek Duru tamamlamıştı. Uludağ
çok az, Beceren Otel, kayak yapanlar, kış manzaralarıyla görünür. Türkan
Şoray’ın artık kendi kanunlarına son verdiği filmlerden birisidir. Film
görüntü kalitesine rağmen Bursa için belgelik değer taşımıyor (Çoğunluğu
Burgazada’da çekilmiş) Bu filme de Bursa’da hatta Uludağ’da çekilen bir film
demek zordur.
Bursa’da çekilen filmler başka bir yazı konusu. Uludağ’ın Bursa’yla birlikte
çekildiği filmlere gelirsek…
“Kadın Severse” (1955):
Esat Mahmut Karakurt’un aynı adlı romanından üç film uyarlanmış. Bu aşk ve
melodram türü filmlerin ilki 1955’te siyah beyaz çekimli olarak Uludağ ve
daha sonra bursa manzarası ile dikkat çekmektedir. 1955 yılının Bursa’sı
küçük bir kasaba görünümünde dağ ve ova birbirine karışmış Uludağ yolu şose,
yemyeşil ve arada büyüklü küçüklü Bursa evleri . Filmin başındaki dağ
sahnesi kar fırtınası stüdyoda çekilmiş, romanda geçen dağ sahneleri için
filmde Uludağ mekân olarak kullanılıyor. Romanın daha sonraki
uyarlamalarında da Uludağ yer almış. Filmin başrol oyuncuları Muzaffer Tema,
Gülistan Güzey ve Leyla Altın.
“Mavi Boncuk” (1958):
Bursa siyah beyazda olsa oldukça geniş açılardan yansıtılıyor. Bursa ovası,
Uludağ ve etekleri, Atatürk Heykeli ve Meydan, Çelikpalas Oteli, Yeşil
Türbe, Reşat Oyal Kültür Parkı, Süleyman Çelebi Türbesi. Yeşil Türbe ve
Süleyman Çelebi hakkında da ayrıntılı bilgi verilir seyirciye. Yönetmen Esat
Özgül, oyuncular Peri Han, Hüseyin Peyda ve Ekrem Bora.
“Öldüren Bahar” (1962):
Süha Doğan’ın çektiği siyah beyaz filmin sonlarına doğru Bursa ve Uludağ
manzaraları da var; Uludağ Büyük Otel’den sahneler ve Bakacak Tepesi’den
çekilen Bursa panoramasında Bursa ovasının peyzajı siyah beyaz da olsa
Uludağ’ın yemyeşil doğasıyla bütünleşmiş o zamanki yeşil haliyle görülüyor.
Başrollerde Göksel Arsoy, Leyla Sayar ve Turgut Özatay oynamış.
“Beyaz Güvercin” (1963):
Siyah beyaz çekilen filmde dağ sahneleri var. Zengin babasının, iyileşmesi
için tuttuğu gençlerden birine âşık olan hasta bir kızın öyküsü. Filmin
yönetmeni Nejat Saydam. Uludağ’daki sahnelerin oyuncuları ise Filiz Akın,
Göksel Arsoy ve Reha Yurdakul.
“İstanbul Kaldırımları”
(1964): Metin Erksan’ın yönettiği, Heykelönü Teleferik’ten
görüntülerin sergilendiği siyah beyaz filmde Zeki Müren ile Belgin Doruk
başrollerde…
“Kadın Severse” (1968): Esat Mahmut
Karakurt’un (1939) aynı isimli romanının ilk uyarlaması 1955’te siyah beyaz
olarak çekilmişti. Ülkü Erakalın’ın renkli çekilen ikincisinde de filmin
başındaki karlı Uludağ sahneleri dışında Teleferik yanı sıra Yeşil
Türbe’deki ilginç sahneyle dikkat çekmektedir. Filmin başrol oyuncuları
Türkan Şoray, Ekrem Bora ve Mine Mutlu.
“Karlı Dağdaki Ateş” (1969):
Refik Halit Karay’ın aynı isimli romanından (1956) sinemaya uyarlanan
senaryosunu Safa Önal’ın yazıp yönettiği filmin başrol oyuncuları Filiz
Akın, Ayhan Işık ve Önder Somer. Uludağ ve Heykel Meydanı sahneleri ile
dikkat çekiyor.
“Kalbimin Efendisi” (1970): Uludağ görüntüleri kar manzaraları
Beceren (Teleski) Otel umum görünüşü ve teleferik yolculuğuyla; Hülya
Koçyiğit, Ediz Hun, ve Münir Özkul’la başlıyor film. Daha sonraki Ediz
Hun’un Zeynep Tedü ile karşılaşıp ayaküstü konuştuğu sahne ise Setbaşı
Köprüsü’nde çekilmiş. Arka fonda önce şimdiki şehir kütüphanesinin bulunduğu
eski belediye nikâh dairesi görünüyor, uzaktan görünen ise Yeşil Camii’dir.
Filmin yönetmeni Ertem Eğilmez.
“Seks Fırtınası” (1971):
TV lerin yayına başlamasıyla ilginin azaldığı 1970’lerde Türk sinemasında
İtalya sinemasından etkilenerek seks furyası başladı. Nazmi Özer‘in filmi bu
dönemin ilk örneklerinden biri. Siyah beyaz filmin Bursa sahnelerinde de
Mine Mutlu, Sami Tunç, Aynur Aydan ve Piraye Uzun oynamış Bursa Heykel ve
teleferik yolculuğu görüntülenmiş.
“Çile” (1972):
Dinsel temalı, renkli ve restorasyonlu filmde gözalıcı dağ manzaraları var.
Yönetmeni Yücel Çakmaklı. Filmin son bölümleri ve finaline ilişkin çekimler
Yeşil Camii’de başlayıp Uludağ’da geçiyor karlı manzaralarda sadece bir dağ
Köyü ile bir dağ evi görünüyor. Filmin başrol oyuncuları Türkan Şoray ve
Ediz Hun.
|