|
|
Ekrem
Hayri Peker
Çocukluğum İnegöl’de
geçti. İkinci Dünya Savaşı yıllarında yapılmış beton piste sahip bir
havaalanı vardı. O yıllarda asfalt pist yoktu sanırım. Benzer bir hava alanı
da İnegöl’e yakın Yenişehir’de mevcuttu. Yenişehir havaalanı 1944 yılında
yapılmış. İnegöl’deki pistte belki bundan birkaç yıl önce yapılmış olabilir.
Şimdi yerinde İnegöl Organize Sanayi Bölgesi var. Burada bisikletlere daha
sonra motosikletler binerdir. Bize neredeyse sonsuz gözüken pist, Kalburt
deresinde biterdi. Köylülerin ürün kuruttukları piste sanırım 1969 yılında
Türkkuşu uçakları indi. Şehrin üstünde ilan dağıttılar, isteyenleri on
liraya şehir üzerinde uçurdular. Çok istedim ama binemedim.
İ. Hakkı Karaman ve Sinan Kavukçu İnegöl’deki eski hava alanına gelen
Türkkuşu uçaklarının önünde
Bursa’da bir havaalanı olduğunu, buraya Türk Hava Yolları
uçaklarının İstanbul-Bursa arasında uçuş yaptıklarını okuduğum gazetelerden
biliyordum. Ellili yıllarda Bursa Türkiye’nin beşinci büyük kentiydi. Her
ne kadar İstanbul’a yakın gözükse de Mudanya’dan deniz yoluyla ulaşım beş
saati buluyordu. Karayoluyla 8-9 saati buluyordu. En kısa ulaşım
havayoluydu. Bursa-İstanbul arasında uçak seferleri yapılıyordu. Bursa,
Bandırma ve Eskişehir’de bulunan ana hava üsleri arasındaydı. Yanında da
Yenişehir askeri havaalanı vardı.
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra il ve ilçeler para toplayarak savaş
uçakları alıp orduya bağışlamışlardı. Bursa’daki Tayyare Cemiyeti, topladığı
bağışlarla havaalanı olmaya en müsait yer olarak gördüğü Yunuseli köyündeki
arazileri satın alarak toprak pistli bir havaalanı açtılar.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında havaalanı askeri
amaçlar için yenilenmiş ve inşa edilen iki beton pistle askeri havanı olarak
devreye alındı. Daha sonra bir hava ulaşım okulu açıldı.
70’li yılların başlarında Türk Hava Yolları F-27 tipi uçaklar ile günde 4
kez düzenlediği İstanbul – Bursa seferlerini 1974 yılında bu uçakların
hizmet dışı kalması ile F-28 tipi uçaklarla yapmaya başladı. Ancak Bursa
Havaalanı jet motorlu f-28 tipi uçakların iniş ve kalkışlarına elverişli
değildi. Bu uçakların bu havaalanına uygun olmaması yıllar geçtikçe
seferlerini azaltılmasına sebep oldu. 1974 yılında günde 3 sefer
yapılıyorken 1975 yılında günde 1 sefere, 1976 yılında haftada 3 (hafta
sonları) sefere, 1977 yılının başlarında ise haftada 2 sefere inmişti. Ve
nihayetinde 1977 yılı yaz sezonu programında Bursa sefer programında yer
alamadı. Bursalı iş adamları önce THY’nın sefer
yapması için uğraştılar ve umudu kesince kendileri havayolu şirketi
kurdular. Ali Osman Sönmez THY eski müdürü Ağasi Şen ve genel müdür
yardımcılarından Suphi İşcen’in teknik destekleriyle 1977 yılında 50 milyon
liralık sermaye ile Bursa Hava Yolları’nı kurdu. Şirketin ortakları Bursa
Ticaret Odası, Aksoylar, Şankaya ve Şener Makine’ydi. Nisan ayı geldiğinde
Ulaştırma Bakanlığı’ndan ticari uçak işletme ve Türkiye’deki havalimanlarına
konma, konaklama izinleri alındı. 1985 yılında şirketin faaliyetler durdu.
Ali Osman Sönmez, daha sonra
Sönmez Havayolları’nı kurdu. 1984 yılında Bursa Havayolları‘nın iflasının
devam ettiği sıralarda Ali Osman Sönmez, Sönmez Hava Yolları’nı kurmuş ve
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden işletme iznini (AOC) almıştı. Bursa
Hava Yolları’ndan devralınan iki CASA C-212 tipi uçak ile (TC-AOC ve TC-AOS)
vakit geçirmeden 24 Eylül 1984 günü Bursa – İstanbul seferlerine başlandı.
Yapımına 1995’te başlanan
Yenişehir havaalanının 2001’de tamamlanması üzerine Bursa Havaalanı
personeli buraya kaydırıldı, Bursa Havaalanı’na ait teçhizat ise Ankara’ya
gönderildi. Sönmez Havayolları 2005’te resmen kapandı.
Ellili yıllarda Bursa yerel
basınında uçan daire olayları ve ikisi şehir merkezinde olmak üzere çok
sayıda uçak kazasının haberi yapılmıştı. Bu kazalardan ikisi Bursalılar
tarafından iyi bilinir. ANT gazetesi, o yıllarda kendi uçağını yapan, özel
havayolu taşımacılığı yapan Vecihi Hürkuş’a ait olan bir uçakla promosyon
ilanları dağıtmak ister. Havadan el ilanı dağıtılırken uçak günümüzde var
olmayan Atatürk Stadyum’u etrafında el ilanlarını atarken elektrik tellerine
takılır ve düşer (9 Mayıs 1955).
Derviş Taşman yıllar
sonra
Niyazi Menteş’e uçak kazasını şöyle anlatıyor (s..108-109):
“Yıl 1955, rakibimiz Hakimiyet’in satış olarak altında kalmamak için
uğraşıyoruz. Kardeşim Recai Taşman, Hürkuş adındaki bir tayyare şirketinden
iki kişilik üzeri açık uçak kiralar. Kendi de pilotun yanına kurulur ve
başlarlar Bursa’nın üzerinden el ilanları atmaya. Günlerden Pazar, stadyumda
önemli bir maç bitmiş, insanlar Altıparmak Caddesi'nde. Bizimkiler damları
yalıyarak el ilanı atıyorlar. Ancak uçak SSK hastanesinin üstündeki elektrik
tellerine takılarak Kültürpak boşluğundaki yere kapaklanıyor. Binlerce
insanın gözleri önünde meydana gelen kaza, mucize biçiminde kabul edilmekte.
Çünkü pilotun sadece bir kolu kırıldı, kasığı zedelendi, yüzde yüzlük
ölümden kurtuldu. Bizim sevgili biraderimiz Recai ise kazadan küçük
sıyrıklarla kurtuludu. Kazayı hasta anneme duyurmamıştık. Bunu da anılarımız
arasında buruk acı biçiminde muhafaza ettik".
İyi bilinen d iğer
kaza 1959 yılında Fomora’ya bir uçağın düşmesi, 29 kişinin ölmesine, onlarca
kişinin yaralanmasına sebep olmasıydı.
Daha az bilinen kazalardan birinde dünyada bir ilk gerçekleşir ve uçak
otobüse çarpar. Ankara’dan Bursa’ya gelmekte olan Koç firmasına ait otobüse
Sivrihisar civarında irtifa kaybeden bir uçak çarpar.
Kaynak:
https://www.belgeseltarih.com/lodos-estiginde-ucaklar-bursaya-inemezdi/ |