Vali İhsan Sabri Çağlayangil'den Anıları


Çağlayangil'in Valilik Dönemi

Bursa Valileri

Bursa Belediye Başkanları

Bursa'da Siyasi Hayat

 

 

 

 

 
                       "Ben Sizi Erkek Sanmıştım"

    Bursa valisiyim. 1957 seçimleri öncesi. Bursa milletvekilleri ziyaretime geldiler. Çalı bucağının jandarma kumandanı uzatmalı onbaşıyı görevden almamı istiyorlar. Sebebini sordum.

          İhsan Sabri Çağlayangil (1908-1993)

          

"Bu adam CHP'li, partizanlık yapıyor" dediler.

"Peki, bakarım, tahkik ederim" dedim. Özel İdare müdürünü çağırıp "şu adamın durumunu bir tahkik ediverin" dedim. Özel İdare müdürü gitti, tahkik edip geldi.

"Uzatmalı onbaşı işinin ehli, vazifesini de tamam ve hakkaniyetle yapan bir görevli" dedi. "Pekala yerinde kalsın" dedim.

Aradan bir süre geçti, milletvekilleri yeniden geldiler. Bursa milletvekilleri dişli insanlar. Agah Erozan DP iktidarında meclis başkanı. Haluk Şaman Çalışma Bakanı, Hulusi Köymen Milli Savunma Bakanı, Sadettin Karacabey sevilen, ağırlığı olan bir vekil.

"Uzatmalı onbaşının tayini ne oldu" dediler. Özel İdare müdürünün inceleme sonuçlarını aktardım, güldüler. "Özel İdare müdürü de CHP'li. Adamı koruyor" dediler.

"Kendim gider bakarım, gereği neyse yaparım" dedim.

Kalktım gittim. O aman ocak, bucak başkanlığı devri. Uzatmalı onbaşıyı istemeyen de ocak başkanı. Araştırdım. Ocak başkanının olmadığı yerde bizzat DP'liler bana:

"Bizim başkan ormandan odun kesmek istiyor. Bu onbaşı da engelliyor. Onbaşı görevini tam yapan insanır. Başkan haksız" dediler. Öğreneceğimi öğrenmiştim. Döndüm, geldim. Bir süre daha geçti. Vekiller yeniden geldiler.

"Ne oldu bizim uzatmalı onbaşı işi?" diye sordular.

"Kendim gittim, tahkik ettim. Onbaşı dürüst ve görevini hakkıyla yapıyor. Bucak başkanı orman kaçakçısı. Odun kesmek istiyor, onbaşı mani oluyor. Şikayetin anlamı bu. Özetle uzatmalı onbaşıyı görevden alamayacağımı söyledim. Israr ettiler. "Cezalandırmak şart değil ya. Çalı'dan al, Bursa'nın en iyi yerine ver" dediler.

"Olur" dedim. Onbaşıyı çağırdım. O zaman Bursa'nın en iyi kasabası Armutlu. "Oğlum seni Armutlu'ya vereyim. Orası Bursa'nın en iyi kasabası. Istakozu bol. Rahat edersin" dedim.

"Sayın valim, yetki sizin elinizde. Beni nereye gönderirseniz giderim. Ama ben sizi erkek sanmıştım".

"Niye o" dedim.

"Bir ocak başkanının sözüyle görevden alıyorsunuz."

"Armutlu'ya gitmek istemiyor musun" diye sordum.

"İstemiyorum. Önümüz kış. Evimin odununu kömürünü aldım. Çocuğum okulda. Öğretmenini de çok seviyor.

"Peki öyleyse, kal yerinde" dedim, gitti.

Vekiller tekrar geldi, durumu anlattım. "Armutlu'yu teklif ettim ama kabul etmedi. Başka bir şey yapamam" dedim. Memnun olmadılar. Aradan bir süre geçti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın özel kalem müdürü Gemlikli Tayyar bana telefon etti. "Sayın cumhurbaşkanım sizinle baş başa yemek yemek istiyor"  dedi. Kalktım, gittim. Çankaya'da, köşkte rahmetli Bayar ile yemek yiyoruz.

   Celal Bayar

"İhtimal vermedim ama sen Bursa milletvekillerinin istediği bir uzatmalıyı yerinden almamışsın" dedi. Kendilerine,

"Evet, değiştirmedim" cevabını verdim ve olayı anlattım. Celal Bayar bana,

"Milletvekilleri bir uzatmalı için kırılır mı? Sen onu alıver" deyince,

"Eğer müsade ederseniz bu tayini benim selefim yapsın" dedim. Bayar'ın cevabı,

"İnce demokratmışsın" oldu.

Yemek bitti, Bursa'ya döndüm. Tayinimi bekliyorum. Çıkmadı. Ama rahmetli Bayar iki ay benimle konuşmadı. Uzatmalı da yerinde kaldı.

             Kaynak: Çalıköy, Turhan Çalay, Avrasya Etnoğrafya Vakfı Yayınları, 2018, s. 206-7

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

   27 Mayıs 1960'dan sonra kurulan Senato için 1961'de yapılan seçimler sırasında, İhsan Beyin hovardalığı rakipleri tarafından gündeme getirilirdi. Kamil Koç, Millet Partisi Bilecik adayı olarak köyleri gezerken yine İhsan Beyin çapkınlığını dile getirince 90'lık bir köylü, "Kamil Bey, Kamil Bey, boşuna kendini yorma, bu akşam İhsan Beyi anamla bassam bile, yarın mührü kıratın böğrüne basacağım" demişti..... Yine 1961 seçiminde İhsan Bey hakkında bu dedikodular o kadar çok yapılmıştı ki, Adalet Partisi'nin Pınarbaşı'nda yaptığı mitingde İhsan Bey kürsüye çıkmış, "Ben işimin hesabını devlete, özel hayatımın hesabını eşime veririm" deyince meydan alkışlarla, "Yaşa baba" haykırışlarıyla inlemişti.          (aktaran Ertuğrul Mat, Demokrasi Yolunda, cilt 2, s. 265)

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

   İhsan Sabri Bey Atatürk’ün koruma ekibinden Beyoğlu Emniyet müdürlüğüne, oradan kaymakamlığa yükselen, 1954-60 arasında ise Bursa valiliği yapan Cumhuriyet tarihinin önemli yöneticilerindendir. 1961 yılından 1980’e kadar da Bursa’yı parlamentoda temsil eden Çağlayangil, 12 Eylül darbesi sırasında ise cumhurbaşkanı vekiliydi. Geçtiğimiz günlerde DYP’nin kurucularından rahmetli Cafer Ercan’ın kızı Miray Ercan’ın girişimiyle Modacı Fatoş (Öztürk), kameramanımız Yusuf Anavatan’la birlikte Yalova’da oturan İhsan Sabri Çağlayangil’in kızı Fatma Çağlayangil’i ziyaret ettik.
    Çağlayangil’in kızı “Babamın öldüğü 1993 yılından bu yana ilk kez bir Bursalı evimizin kapısı açtı” deyince çok şaşırmış vefasızlığın böylesi diye düşünmüştüım ki, konuşmanın devamı geldi: “Bursa Kent Müzesi’ni ziyaret etmiştim, babamdan kalan evraklar, hatıralar var. Onları müzeye verebilirim dedim. Oradaki sorumlu kişi ‘Biz sizi arayacağız’ dedi, ne gelen oldu ne giden!!!”


Yüksel Baysal'ın ENBursa'daki köşe yazısından bir bölümdür (17.10.2022):  https://enbursa.com/ihsan-sabri-caglayangil-cemal-nadir-ve-bursanin-golgede-kalmis-degerleri.html?fbclid=IwAR3qJhs2SYlua29awzBKt3d12k0dP9B7x0uEEqaglOyE8oG1tF-IiO_F5eA