|
|
Dr. Ceyhun İRGİL
Bugün Irgandı
Köprüsü’nü geçince BUFSAD tarafından kullanılan tarihi Osmanlı mimarisi ile
tekrar restore edilen binayı göreceksiniz. Osmangazi Belediyesi tarafından
restore edilen bina tarihi Gurebâhâne-i Laklakân olarak adlandırılan bina
olarak anılmaktadır. Bina Gurebâhâne-i Laklakân ismini Ahmet Haşim’in 16
Mayıs 1337(1921) tarihli Dergah Dergisi’nde yayınlanan makalesi sonrası
aldı. Ahmet Haşim’in daha sonra da Gurebâhâne-i Laklakân adını verdiği
kitabı 1928 yılında yayınlanır. Bursa hakkında çok önemli bir makale olması
nedeniyle bu yazı, Yeni Mecmua’nın 1 Mayıs 1923 tarihinde yayınlanan Bursa
özel sayısına da alınır . Bu yazılar sonrasında aslında Fransız Konsolosluğu
olarak kullanılan binanın adı Gurebâhâne-i Laklakân olarak kalmıştır.
Ahmet Haşim Bursa’ya 1. Mimari Akım hakkında bilgi toplamak üzere geldiğinde
kentte o zamanki Fransız Konsolos Yardımcısı Grégorie Baille (Bay) ile
tanışır. Yazısında da anlattığı gibi Grégorie Baille, Ahmet Haşim’e
konsolosluğu gezdirir. Bu arada bahçede beslediği ve bakımını yaptığı iki
yaralı leyleği gösterir. Baille bu leylekler için küçük bir de kulübe
yapmıştır . Ahmet Haşim bu insani davranıştan etkilenip makalesinin adını
“Gurebâhâne-i Laklakân” (düşkün leylekler evi) koymuştur. Gurebâhâne-i
Laklakân olarak adlandırılan bina aslında Osmanlı mimarisi tarzında yapılan
ve
Fransız Konsolosluğu olarak kullanılan bir binadır. Bina hiçbir zaman
hayvan hastanesi olarak kullanılmadığı düşüncesindeyim. Ahmet Haşim’in
makalesinin yanlış yorumlanması ile bina asıl kimliği dışında ünlü olmuştur
. Kaldı ki Gurebâhâne-i Laklakân “düşkün – yaralı leylekler evi” olarak
adlandırılmasına karşın, Haşim “çene çalan gariplerin yeri” olarak
anlamlandırır. Bina Haşim’in aynı adı taşıyan
kitabında sonra ünlenmiş, yıllar içinde Osmanlı döneminde “Göçmen Kuşların
Tedavi Edildiği Hayvan Hastanesi” olmak gibi misyon yüklenmiş ve inanış
günümüze kadar gelmiştir.
Aslında Osmanlı’da yaralı ve düşkün hayvanlar için “bakım” ve “tedavi”
yanlış ve abartılı bir inanış değildir. Ama bunun gerçek yeri Gurebâhâne-i
Laklakân binası değil, Kavaflar Çarşısı’dır. Aslında aynı makalede Haşim,
Bursalıların hasta ve yaralı hayvanlar için yaptığı işleri ve bu
organizasyonu konsolos Grégorie Baille ağzından şöyle anlatır; İşte
Gurebâhâne-i Laklakân, dedi. Biliniz ki bahçemin bu köşesi, gerçekten
şeklini almış kendi hayalimdir. Bu harap üç oda ile onları çeviren bahçe
köşesinde ömrümün bu son günleri, sessizlik ve hayal içinde geçiyor. Fırsat
buldukça buraya yönelirim. Eşim bile bana burada arkadaşlık etmez, bu
sessizlik yerinde arkadaşlarım yalnız sakat ve ihtiyar leyleklerdir. Bilmem
Bursa’yı gezerken gördünüz mü? Kavaflar çarşısının ortasında bir meydan var.
Bu meydan hastalıklı bazı hayvanların Dârü’l- ‘aczesidir (düşkünlerin
sığınma evi). Kanadı bacağı kırık leylekler, bunamış kargalar, kör ve sağır
baykuşlar burada halkın sadakasıyla beslenirler. Kavaf esnafının aylıkla
tuttuğu, yüz yaşında, baktığı sakat leylekler, toplanılan para ile bir
ihtiyar her gün işkembe, temizler , parçalar ve insan merhametine sığınan
zavallı hasta kuşlara dağıtır. Sakat leyleklerden bir iki tanesini buraya
aldım. Ben de artık bir ihtiyar sakat leylekten başka neyim? Bu köşe onlar
ve benim için bir Gurebâhâne’dir. Son günlerimizi burada birlikte yaşayıp
öleceğiz. Onun için bu pavyona “Gurebâhâne-i Laklakân” ismini verdim.”
Bu anlatımdan anlaşılacağı gibi Fransız Konsolosu’nun evinin bahçesindeki
küçük bir köşeden ibarettir. Mösyö Bay’ın kişisel çabası ile sınırlıdır .
Oysa Kavaflar Çarşısı’ndaki Bursalı esnafın yaptığı organizasyon, kendi
arasında para toplayarak ve bu iş için bir eleman tutarak gerçekleştirdiği
gerçek bir hayvan bakımı ve tedavisidir. Bu nedenle Bursalı esnafın bu
hayvan sever çabası zaman içinde unutulmuş, ama Fransız Konsolosluğu’ndaki
iki leyleğin bakımı meselesi konunun öznesi olmuştur. Tekrar Gurebâhâne-i
Laklakân evine dönersek; bu ev (Fransız Konsolosluğu) Grégorie (Bay)’ın evi
Setbaşı’nda, Gökdere’ye paralel olarak uzanan Hamam Sokağı’ndadır. Grégorie
Bay Bursa’da varlıklı bir Osmanlı Ermeni ailesinin çocuğu olarak dünyaya
gelmiştir. İpek tüccarı olan babası tarafından 1866 yılında şirketi temsil
etmek üzere Fransa’ya gönderilir. Dönüşünde 1878 yılında Bursa’daki Fransız
konsolosluğunda “drogman” olarak göreve başlar. 1900 yılında konsolos
yardımcısı ve daha sonra başkonsolos olur. 1911 yılında emekli olan Grégorie
Bay 1914 yılında vefat eder. Fazıl Yenisey’in “Edebiyatımızda Bursa”
kitabında söz ettiğine göre, adı geçen konut Hacı Tabak Mustafa (bu kişi
vefat edince ev, oğlu İsmail Tabakgil’e kalmıştır) isimli bir kişi
tarafından Grégorie Bay’dan satın alınmış, ondan Hacı Muharrem’e, ondan da
Kebapçı Nurettin İskenderoğlu’na satılmıştır. (Evin o zaman kapı numarası
4’tür). Tabakgil ailesi tarafından kullanımı sırasında tamir görmüş, bir
süre Feyha Duraner’in ailesi tarafından da kullanılmıştır. 1950’li yıllarda
Rıfat Çelpeşlioğlu tarafından tütün deposu olarak kullanılan bina zaman
içinde birçok değişim geçirmiş, 1985 yılında apartmana dönüştürülmüş, 2008
yılında Osmangazi Belediyesi tarafından kamulaştırılan bina restorasyon
projesi tamamlandıktan sonra Bufsad’a tahsis edilmiştir.
Günümüzde orijinalliğini yitirmiş olan binanın, fotoğraf sanatçısı Auguste
Léon tarafından 1913 yılında çekilen fotoğrafları nedeniyle binayı daha iyi
tanıma şansı bulunabiliniyor. Albert Kahn Koleksiyonunda bulunan bu
fotoğraflar 2001 yılında Neslihan Türkün Dostoğlu’nun kitabında yayınlandı.
Sonuç olarak, çok güzel bir “hayvan hastanesi” idealini edebileştiren Ahmet
Haşim’in Gurebâhâne-i Laklakân makalesi ile Fransız Konsolosluğu binası
“hayvan hastanesi” olarak hak etmediği bir şöhrete kavuşurken, bu fikrin
babası ve ilk uygulama alanı olan Bursa Kavaflar Çarşısı maalesef
unutulmuştur. Umarım yüzyıllar sonra bu hakkı bu yazı ile teslim edilir.
Kaynakça Dergah. 16 Mayıs 1337(1921).Ic. No:3 Dostoğlu, Neslihan
Türkün. Osmanlı Döneminde Bursa; 19. Yüzyıl ortalarından 20 yüzyıla Bursa
fotoğrafları. S.402. Edebiyatımızda Bursa. Bursa İçin Yazılan en Güzel
Yazılar Antolojisi. http://www.bursadakultur.org/gurebahane.htm
http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/ belge/1-35141/inci-engunu.html
http://bursadazamandergisi.com/makaleler/gurebahane-i-laklakan-bursa-kavaflar-carsisidir-1145.html
'den kısaltarak alınmıştır |