|
|
Mustafa Eroğlu, 1977 yılı sonbaharında yapılan
yerel seçimlerde Bursa
Belediye Başkanı seçilmişti. O
yıllarda gazeteciliğin henüz ilk yıllarındaydım (Marmara Gazetesi - kuruluşu
Mayıs 1977). İşte o gazetede sonbaharda yapılacak yerel seçimler öncesi bir
‘ilk’ gerçekleşmiş, belediye başkan adaylarıyla açık oturum yapmıştım. CHP
adayı Mustafa Eroğlu ile MHP ve MSP adayları toplantıya katılmış, mevcut
belediye başkanı ve aynı zamanda yaklaşan seçimde de Adalet Partisi’nin
adayı olan İsmet Tavgaç ise katılmamıştı. Toplantıya güya geç kalmıştı. Oysa
gazete binası ile Adalet Partisi’nin İnönü Caddesinde bulunan il başkanlığı
arasındaki mesafe kuş uçuşu 30 metre falandı. Yürüme mesafesi de 100 metreyi
aşmazdı. Çok ilgi gören, verimli bir açık oturum olmuştu. Türk Haberler
Ajansı (THA) Bursa Bölge Temsilcisi Yılmaz İşel de arayıp, toplantıyı
izlemek ve haber yapmak istediğini bildirmiş, toplantıya en erken gelenler
arasında yer almış, hazırladığı haberler ulusal basında yer almıştı.
Mustafa
Eroğlu
Açık oturumu tamamladık, başkan adayları
projelerini anlattı,hedeflerini ve iddialarını açıkladı, biz de yanlış
hatırlamıyorsam dört gün boyunca seri yazı olarak bu oturumu yayınlamıştık.
CHP adayı Mustafa Eroğlu’nun açıklamaları ön plana çıkmıştı. Gazetenin
sahibi merhum Hüseyin Akan (Setbaşı Maviköşe’deki Akan Optik’in sahibi) bu
çalışmayı beğenmiş, kutlamıştı; kutlarken de “gazetecilik açısından çok
güzel bir çalışma oldu, ancak CHP ön plana çıktı ama, olsun” diye
fısıldamıştı. Akan, MSP’liydi ve Erbakan’ı destekliyordu.
Böyle bir övgü aldık ama, bir de azar işittik ki onu da anlatmak isterim.
Açık oturumun yayınına başladığımız ilk gün yine kendi imzamla bir de sunum
yazmıştım. AP adayı ve mevcut belediye başkanı İsmet Tavgaç’ın toplantıya
katılmamasına tepki göstermiş, yazının bir bölümünde ‘Şapka düştü, kel
göründü’ diye yorum yapmıştım. Telefon bağladılar, ‘Buyrun’ dedim, fırça
faslı başladı. Nasıl bağırıp azarlıyor telefondaki ses, anlatamam. Bu sesin
sahibi, AP Bursa il başkanı Turhan Tayan idi. Hem ‘şapka’ hem de ‘kel’
sözcüklerini aynı cümle içinde kullanmam, bana ‘fırça’ olarak geri dönmüştü.
Neyse, fırtına çabuk dindi… Sonraları çok iyi dost olduk, aynı dostluk
sürüyor, çok saygı duyduğum bir politikacı oldu Tayan.
Ve seçim günü geldi. Bursa için Adalet Partisi’nin kalesi denilirdi, o
dönemlerde. Bursalılar sandık başına gittiler ve AP’nin kalesini yıkarak CHP
adayı Mustafa Eroğlu’nu Bursa Belediye Başkanlığına seçtiler. Belediye
Meclisinde CHP iktidar, AP ana muhalefet, MSP de bir üye ile mini
muhalefetti artık. Belediye Meclisi toplantılarını izlemek de çok zevkli bir
hale gelmişti. CHP’li meclis üyeleri arasında iki isim
vardı, ki sormayın… Mustafa Körfez ve Doğan Pala. O zamanlar Doğan Körfez
otobüs firması vardı, o firmanın ortaklarıydı bu iki isim. Meclis
toplantılarında başkan Eroğlu’nu çileden çıkarırlardı, Eroğlu da bazı
toplantılarda dayanamayıp onları toplantıdan ihraç ederdi. MSP’nin tek
temsilcisi Mehmet İyibilir ise meclis toplantı salonunu ikiye ayıran
koridorun ortasına bir sandalye koyar, gündemdeki maddelerin oylanması
sırasında kabul oyu kullanacaksa CHP tarafına, hayır oyu kullanacaksa AP
tarafına yanaşıp el kaldırırdı. İşte o dönemden kalan
önemli eserlerden birini de anımsatalım isterseniz… BESAŞ… Bugün şehrin
önemli oranda ekmek ihtiyacını karşılayan BESAŞ, işte o yıllardan, Mustafa
Eroğlu’nun Bursalılara armağanıdır. Ancak, Eroğlu, 1977
sonbaharında oturduğu başkanlık koltuğunda görev süresini tamamlayamadı. 11
Eylül 1980 tarihinde Bursa’nın düşman işgalinden kurtuluşu törenlerle
kutlandı. Aynı akşam, ‘İlk kez fener alayı göreceğim’ diyen eşimle birlikte
Atatürk Caddesine çıkmış, fener alayının geçmesini bekliyorduk.
Işıklar
Askeri Lisesi fener alayı, Işıklar’dan konvoy halinde Heykel önüne gelir,
Atatürk Caddesinden geçer, stadyum kavşağından dönüp aynı güzergahtan
Işıklar’a giderdi. O dönem Heykel önündeki saat bir döner kavşaktı. Ünlü
Cadde tek yönlü, Atatürk Caddesi de çift yönlü trafiğe açıktı. Biz
Tayyare
Sineması (o zamanlar henüz TKM olmamış, halen sinema idi) karşısında fener
alayının geçişini beklerken, konvoy Ünlü Cadde çıkışında göründü, ancak
saatin bulunduğu döner kavşaktan Işıklar yönüne döndü. Göremedik fener
alayını. Buna bir anlam verememiştik, ancak işin farkına sabah vardık.
Sabahın köründe siyah-beyaz televizyon ekranlarında Orgeneral Kenan Evren
konuşuyor, ordunun ülke yönetimine el koyduğunu anlatıyor, ardından da Hasan
Mutlucan kahramanlık türküleri söylüyordu. Böylece, Mustafa Eroğlu’nun Bursa
Belediye Başkanlığı görevi de askeri ihtilal nedeniyle, zamanından önce son
buluyordu.
Yazar adı belirtilmemiş,
kaynak:
http://www.haber224.com/mustafa-eroglu-darbe-kurbani-bir-belediye-baskaniydi/ |