|
|
Nüfus kağıdınızda 1910 yazıyor ama annenizin dediğine
göre 1908 doğumluymuşsunuz, öyle mi?
Evet, 1908 senesinde Bursa'da doğmuşum. Birinci
Dünya Savaşını, babamın askere gidişini hatırlıyorum. Annem 93 harbinde
Bulgaristan'dan gelmiş, Orhaneli'yi iskan edinmiş, orda evlenmiş. Bursa'da
doğdum ama babam askere alınınca Orhaneli'ye, anneannemin yanına gittik.
Orhaneli'nin içinde miydi
anneannenizin evi?
Evet, içindeydi. Sultan Hamid'in yaptırdığı
evlerden (II. Abdülamit zamanında 93 göçmenleri için yapılan evler) bir tane
vermişler anneanneme.
Neredeydi o evler?
Orhaneli'nin girişinde.
Hala duruyor mu?
Hala duruyor. Bursa'daki Hürriyet Mahallesi gibi,
muhacir mahallesi. Orada beni mektebe verdiler. Mektep de camide. Öğretmen
de caminin müezzini, başka öğretmen yok. Babam askerdeyken Bursa'ya döndük.
Ne
iş yapardı babanız?
Babamın bakkal dükkanı vardı, Altıparmak'ta,
Yahudiler Caddesi'nde. Evimiz de şimdi Kaymakamlık olan yerdeydi. Orada iki
arkadaşım vardı. Bunlar Böcekçilik Mektebi'ne gitmeye karar vermişler. Bana,
"biz böyle bir karar verdik, sen de gel" dediler. Ben de gittim kayıt oldum,
1926'da.
Okulun kurucusu Torkomyan hoca var mıydı o zaman?
Yoktu, Asım Bey vardı. Sonra Bursa Lisesi'ne
gittim, ortayı bitirmeden ayrıldım. Ticaret Lisesi'ne gittim. Bir müddet
Fransızca dersine gittim. Yahudiceyi de çok iyi öğrendim. Bütün Yahudi
çocukları arkadaşımdı. Onlarla haşır neşir olduk. Yalnız Rum mahallesinde
(Muradiye'de, Gece Mahallesi) Rumlarla kavga ederdik. Onlar da bizimle
kavgaya gelirdi.
Muradiye'de mesela, nerede bitiyordu şehir? Çekirge ile arası açıktı, değil
mi? Altıparmak'ta
Sosyal Sigortaların olduğu yerden sonra hiç bir şey yoktu. Atatürk Köşkü,
Miralay Mehmet Beyin eviydi. Onu belediye satın aldı ve Atatürk'e hediye
etti. Çekirge yolunda binalar 1945-46'dan sonra yapılmaya başlandı. Çünkü
Lofçalıların apartmanlarını falan ben yaptım.
Şimdi
gelelim sizin inşaatçılığınıza. Atatürk Stadyumu inşaatını siz yaptınız,
değil mi? Evet,
ben yaptım. Stadyumun temelini Şerif Çapan yaptı. Ondan sonra ikinci inşaatı
ve bugünkü halini ben yaptım.
Planını kim yaptı stadın?
Planını bilmiyorum. Yalnız Emlak Bankası'nın
mühendisi bizimle muhatap oluyordu.
Haşim İşçan her şeydi.
Devamlı gidip geliyor muydu Haşim
İşçan? Devamlı.
1.4.1955: Kültürpark'ın temel atma töreni-soldan sağa dördüncü Ahmet
Malcıoğlu, beşinci belediye başkanı
Reşat Oyal, fötr şapkalı Fen işleri müdürü mimar Orhan (?),
Garanti bankası büdürü Sedat Sakızlı, Ferit Odman
Çevreniz nasıl
genişledi? Babam
pasif bir insan değildi, nereye giderse beni de götürürdü. Götürdüğü yerde
konuşulanları duyardım, bilirdim kim olduğunu. Rumların zamanında bile
alışveriş yapmak için Kayhan'a giderdik. Oralarda Rum dükkanları vardı.
Kayhan'da toptancılar mı vardı o
zamanlar? Kayhan
değil de itfaiyenin üstü. Pirinç Hanın oralar tüccar yatağıydı.
Setbaşı'nda
Mübadele ile gelenlere ev verilmiş. Hatırlıyor musunuz?
Tabi. Rumların evlerini tevzi ettiler.
Neredeydi bu evler?
Muradiye'ye çıkarken Gece Mahallesi ve arka
taraftaki fabrikaların olduğu yerde büyük Rum evleri vardı. Onları verdiler.
Kimisi oturdu, kimisi sattı.
Setbaşı'ndakiler nasıl oldu?
Ermeni mahallesiydi orası. Onlar da verildi.
Yalnız Ermeni mahallesine yakışır adamlara verdiler.
Yani orası lüks mahalle miydi?
Evet, onun gibi bir şey, düşmedi herkese. Ondan
sonra işte, çok yerleri satın aldılar. Eteler da aldı (Sait Ete).
Barakalar da varmış orada?
Bütün sahayı onlar aldı.
Konstan Bay falan vardı. Onların
fabrikasını Eteler almış, öyle değil mi?
Evet.
Romangal'ı tanıyor musunuz?
Evet, iyi tanırım. Altıparmak'ta evimizin
olduğunu söylemiştim. Karşısı da Romangal'ın eviydi. Sene 1925 falan, 25
yaşlarındaydı. Ben de 15-16 yaşlarındaydım. Romangal çok severdi beni. Ateş
gibi biriydi, Citroen arabası vardı. Türk dostuydu. Fransa'ya giderken
fabrikayı İki Kolsuz Faik'e (Faik
Yılmazipek) sattı.
Kaç yılında gitti Fransa'ya?
1928-30'da falan. Evini de bedavaya sattı. Ferruh
Bey isminde İskeçeli bir tütün tüccarı aldı evi.
Atatürk'ü gördünüz mü?
Evet, 1938'de. Bir de Sabiha Gökçen'in uçakla
geleceği zaman (1936'da) görmüştüm. Davet ettiler, ben de gittim.
Atıcılar'da, değil mi?
Yok. Hava meydanının olduğu yerde. Beylik Bahçe
idi orası. Pist falan yoktu, ot içindeydi.
O zaman bir şeyi düzeltiyorsunuz
siz. Uçağın indiği alanı Atıcılar olarak biliyorduk, değilmiş. Beylik Bahçe
dediğiniz yer neresi oluyor?
Şimdiki havaalanının (Yunuseli) olduğu yer.
Ziraat Mektebi'nin arkası. Ben "hoş geldin"e gittim. Ondan sonra Bursa
valisini belediye reisini teker teker uçağa bindirdiler. Bursa üstünde tur
attılar.
1938'de belediyedeki baloya gittiniz mi? Atatürk bir bayanla dans etmiş,
kimdi acaba?
Gittim. Paşa Çiftliği'nin sahibi
Muhittin Beyin eşiydi.
Haşim İşçan'ın Bursa'dan ayrılışını
hatırlıyor musunuz?
Aman ne diyorsunuz. Çok sevişirdik onunla.
Haşim İşçan buradan Toprak İskan Genel
Müdürü olarak ayrıldı. Arkasından uğurlayanların bir ucu Geçit'te, bir ucu
Bursa'da. Hiç kimseye nasip olmayan bir uğurlama olmuştur. Gittik Mudanya
iskelesine, vapura bindi. Çıktı tekrar, yanına gittim. "Beraber başladık bu
yola ama ben yarım bıraktım. Tekrar geleceğim" dedi, vedalaştık.
Sizin ilk
soyadınız Ürük idi. Ne demek?
Cemil Öz belediye reisi idi, Zehra Teyze (Zehra
Budunç) de muavin. Ben de belediyenin
Çekirge yolunun müteahitliğini yapıyorum. Resmi iş yapanlara soyadı
mecburiyeti konuldu. Zehra Teyze, "soyadını ben vereceğim sana" dedi. Açtı
bir kitap karıştırdı, karıştırdı, "Ürük soyadı veriyorum sana" dedi.
Maneviyatı kuvvetli, cesur, bilmem ne manasındaymış, bir sürü şeyler
söyledi. Tabi sesimizi çıkaramadık. Halbuki Malcıoğlu bizim dededen gelme
adımız. Oğlum sonradan değiştirtti soyadımızı.
Zehra Hanım nasıl bir kadındı?
Budunç mu? Akıllı, gösterişli olmayan, kendi
halinde görürsün karşıdan, ama zehir gibi aklı vardı. Zehra Hanımın
Yunanlılar tarafından elleri bağlı olarak caddeden Atina'ya sürgün gittiğini
hatırlarım.
Hangi caddeden geçirdiler?
Altıparmak Caddesi'nden tren istasyonuna. Mahsus
öyle geçirdiler, gösteriş olsun diye.
Şöförler Cemiyetinde bir çalışmanız
var, değil mi?
1945'te Şöförler Cemiyeti'ni ben kurdum. Ondan sonra 1946'da lağvoldu. Daha
sonra federasyon oldu.
Sporla ilgilendiniz mi?
Bisiklette uzun zaman Türkiye birinciliğini
muhafaza ettim. Kayak çok yaptım, meraklıydım. Cuma günü akşamından
kayakları, ekmek torbasını sırtımıza alırdık. Elmaçukuru'ndan yaya
olarak yukarı çıkar, iki gün kalır, pazar günü de kayakla dönerdik.
Bursa
Defteri (12): 135-144'den kısaltarak alınmıştır |