Muhittin Dinçsoy

Ali Muhittin Dinçsoy ile Söyleşi

Bursa Belediye Başkanları

İlçe Belediye Başkanları

 

                                       
                             İstanbul 1896 - Bursa 1958

                                   

     İlköğrenimini İstanbul'da yaptıktan sonra Saint Joseph Lisesi'ni bitirdi. Fransa'da Paris Economie Politique'ten mezun oldu. Bursa'ya geldi, Paşa Çiftliği sahiplerinden Adalet Hanım ile evlendi ve çiftlik işletmeciliğine başladı. Bu arada politikaya girdi, 27 Nisan 1931'de Bursa belediye başkanlığı görevine getirildi. Bu görevi sırasında 29 Ekim 1931 günü Atatürk Anıtı'nın açılışı yapıldı. Heykelin açılmasından sonra alkışlarla sık sık kesilen konuşmasında Bursalılara şöyle seslendi:

     “Dâhinin heykelini açtığımız bu anda bu millî abidenin ulviyet (Yücelik) ve azameti karşısında ruhlarımız şükran ve itminan (huzur, güven) ile birleşiyor, coşuyor. Başkumandan üniformasıyla Türk Ordusu’nun layemut şehamet (ölümsüz kahramanlık) ve kudretini temsil eden Gazi’mizin Bursa’mızı şereflendiren heykelini göğüslerimiz fahir (övünçlü) ve gurur dolarak seyrediyoruz… Açılma merasimini nihayetsiz sevinçler içerisinde yaptığımız bu abidenin bir Türk heykeltıraşı tarafından, Türk amelesi kullanarak vücuda getirilmiş olması ayrıca müstesna bir kıymet ve hususiyeti haizdir.”

                     Muhittin Bey (en sağda), eşi Adalet Hanım ve Ali Muhittin Dinçsoy'un büstleri

    1 Şubat 1933'te Ulucami'de ezan ve kaametin Türkçe okunmasına karşı çıkarak valilik binasını basmaya kalkışan kalabalık bir grubu, tek başına aralarına girerek engelledi. Bu gözüpek davranışının gerekçesini soran Cumhuriyet gazetesi muhabiri (ünlü tiyatro yazarı) Cevat Fehmi (Başkut) Bey'i, "Yalnız şunu unutmamalı ki, ben Londra'nın, New York'un, Belgrad'ın, Sofya'nın değil; Bursa'nın belediye reisi idim. Türk vatanının, Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk inkılabının belediye reisi idim" diye yanıtladı. Bu davranışıyla Atatürk'ün takdirini kazandı. Belediye başkanlığı görevinden 1 Kasım 1934'te ayrıldı. 1935 seçiminde Urfa'dan milletvekili seçildi. Sonraki yaşamında herhangi bir siyasal etkinlikte bulunmadı. 21 Mayıs 1958'de ölümüne değin çiftlik işleriyle uğraştı.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

   BİR ANI

   Hakime Anne Mürüvvet Yener bir dava için bilirkişi olarak Mehmet Beysel’i çağırırmış. Kendisinden dinleyelim: 

                             Mürüvvet Yener (1913-1994)

     “Hakime Hanımın odasına girerken baktım, bankta düzgün giyimli yaşlı iki kişi oturmakta. Tuhafıma gitti çünkü bu gibi davacı ve davalıları hakim odasına alır hatta çay kahve ısmarlardı. İçeriye girip Mürüvvet Hanıma, dışarıda bekleyenler var, dediğimde, Otursunlar orada, bak ben şimdi ne yapacağım, dedi ve anlattı. Oturanlardan biri çiftlik sahibi Muhittin Dinçsoy, yani Ali Muhittin Dinçsoy’un babası. Öteki meşhur mütehait Şerif Çapan. Şimdi yeni tiyatro olan Halkevi binası, Haşim İşçan (Muradiye Devlet) Hastanesi, Çelik Palas yeni binası gibi inşaatları yapan mütehait. 1957’de öldüğünde 60 milyon serveti olduğunu Burhanettin Ersöz söylemişti. Beş bin lira için birbirlerini dava etmişler.

      Hakim Hanım onları içeriye çağırdı ve yüzlerine karşı, Bakın mühendis geldi, araba da hazır. Ama biz keşfe gitmeyeceğiz. Çünkü size masraf olacak! Sizden bilirkişi ve keşif parası istemeyeceğiz çünkü şoför dahil hepimiz sizden daha zenginiz. Ayıp değil mi 5000 lira için birbirinizi dava etmek? Yazıklar olsun, çıkın dışarıya. Ben sizin davanıza bakmıyorum, isterseniz başka mahkemeye havale edeyim veya anlaşın, diyerek onları azarlamıştı.  

                                                         Kaynak: Bir Mühendisin Anıları- Mehmet Beysel, sayfa 128