Muhsin Ertuğrul ve Bursa Devlet Tiyatrosu
Bursa'da Edebiyat
|
|
Uğur Ozan Özen
Reşat Nuri Güntekin’in yazdığı Çalıkuşu
romanı yüz senedir edebiyat gündeminden hiç düşmeyen bir eserdir. Feride
karakteri öğretmen olmak isteyen birçok kişiye ışık tutmuştur. Tiyatro oyunu
olarak sahnelenmesinin yanı sıra, sinema filmi olarak da seyirci karşısına
çıkmıştır.
Mevzuyu anlatmaya 1974 yılından başlamak istiyorum. Bursa Devlet Tiyatrosu
Müdürü Âli Cengiz Çelenk sezonun ilk oyunu olarak Çalıkuşu’nu seçer.
Prömiyer ta-rihi de belirlenir: 28 Ekim. Bursa valisi Sedat Tolga, basın
açıklamasında Çalıkuşu Feride’yi bulmaya çalıştıklarını söyler. Şevket
Şenlet de “Çalıkuşu” başlıklı yazısında Feride’nin yaşayıp yaşamadığını
merak eder:
“Bursa valisi sayın Sedat Tolga eğer pazartesi gününe kadar uzak bir ihtimâl
ile de olsa yaşadığı öğrenilen Çalıkuşu Feride bulunacak olur ise, oyunun
galasına getirileceği umuluyor. Bekleyelim ve Çalıkuşu’nu görelim.” (Şenlet,
Bursa’nın Sesi, 24 Ekim 1974).
Prömiyerden önce gazeteci Erdal
Özdür ile birlikte Çalıkuşu rolündeki Feyha Çelenk, Kâmran rolündeki Cihan
Büyükışık, rejisör Mahir Canova, sahne amiri Okan Kılan, ışık tasarımcısı ve
müdür yardımcısı Adnan Açıkdüşünenler Zeyniler köyüne giderek (günümüzde
mahalle), Çalıkuşu Feride’yi arar. Romanda, evin camından mezarlığın
görünmesi, Feride’nin o evde yaşadığına kanaat getirtir. Feride’nin Zeyniler
ile bağlantısını kuran –şimdilik- en eski kayıt bu gazete haberidir.
Romandan hareketle Feride’nin öğretmenken yaşadığı ev olduğu düşülen
Gündoğdu Caddesi, 10 numaradaki evi ziyaret ederler (günümüzde 4. Gündoğdu
Sokak. Burada Namlıkaya Apartmanı var). Feyha Çelenk, evin sahibi Rahime
Karçın’a Feride’nin bu evde oturduğunu söyler. Rahime Hanım şaşırır, “Bu
semtte Feride’nin romanı herkesin dilinde. Demek ki şimdi Feride sen
olacaksın kızım. Seni seyretmeye geleceğim” der. Tiyatrocular Zeyniler
Camii’nin yanındaki çeşmeden su içtikten sonra, bir süre sokakta gezerler.
Ardından Reşat Nuri Güntekin’in romanı yazdığı yılları (1922 öncesi) yaşayan
Fethiyekızık/ Fidyekızıklı 74 yaşındaki Ahmet Eke’ye Çalıkuşu Feride ile
ilgili sorular yöneltirler. Ahmet Eke şu cevabı verir: “Her şeyi
hatırlıyorum, ama Çalıkuşu Feride bir türlü gözlerimin önünde canlanmıyor.
Herhalde Reşat Nuri Bey, Feride’yi kendi görüşüne göre canlandırmış olmalı”
der (Bursa Hâkimiyet, 27 Ekim 1974). Okan Kılan, Zeyniler’e gittikleri günü
şöyle anlattı: “Uğur Bey ile, oyunun tanıtımını yapmak amacıyla Zeyniler
köyüne gittik. Yanımızda Bursa Hâkimiyet gazetesinden bir muhabir de vardı.
Orada soruşturduk, bizi köyün yaşlılarından biriyle tanıştırdılar. O bize
Çalıkuşu’nun evinin olduğu yeri gösterdi, ev yeniden yapılmış. Sohbet edip,
oyuna davet ettik.”
Sonuçta Feride bulunamaz.
Reşat Nuri Güntekin Bursa’ya
ilk kez 1913 yılında, 24 yaşındayken geldi. Bursa Sultanisi’nde (Bursa Erkek
Lisesi) orta kısım Fransızca öğretmeni olarak 1 yıl 28 gün çalıştı (Kanter,
2006, s. 19). Bir yıl önce Darülfünun Edebiyat Şubesi’nden mezun olmuştu.
Önce -kesin olarak ne zaman yazıldığı tespit edilemeyen- İstanbul Kızı
adıyla oyun yazdı. Sonrasında oyunu roman haline getirdi. 1921 yılında Vakit
gazetesinde tefrika edildi. 1922’de kitap olarak yayımlandı. 1937 yılında
ise kitabın bazı yerlerini değiştirdi (Çalıkuşu romanının yazılma hikâyesi
ve tahlili için bkz. Abir, 2012).
Sermet Sami Uysal, Reşat Nuri
Güntekin ve eşi Hâdiye Gültekin’le 7 Mayıs 1954’te yaptığı röportajı, 30
Mayıs 1954’te Cumhuriyet gazetesinde “Hadiye Güntekin, Bize Reşat Nuri
Güntekin’i Anlatıyor” başlığıyla yayımladı. Söyleşide Çalıkuşu romanıyla
ilgili bölümde önemli bilgiler vardı:
Ev hayatınız, yahut yakınlarınızın hayatı
eşinizin eserlerinde yer alır mı?
Küçük detaylar olarak evet. Fakat tam bir mevzu
olarak hayır. Meselâ Çalıkuşu’nu ana vakâsı hayalîdir. Fakat ikinci
derecedeki vak’a ve tipler hakikî hayattan alınmıştır.
Çalıkuşu’ndaki maceranın romancımızın kız
kardeşinin hayatı olduğunu duymuştum.
Hayır,
tamamıyla hayalîdir.
Hanımefendi ile konuşmaya başladığımızdan
beri hiç oturmadan mütemadiyen odadan odaya gezinen Reşat Nuri yanımıza
gelerek ilâve etti:
Çalıkuşu’ndaki esas vak’a tamamıyla
hayalî bir fantezidir. Ama içindeki detaylar ve tipler gerçek. Meselâ
Maarif’teki sağır Sami Bey, Süleyman Nasip’tir. Sonradan fanteziyi yedik,
böyle oldu.” (Uysal, 2010, s. 41).
Röportajda Zeyniler’den söz edilmez.
Reşat Nuri Güntekin, eşi Hâdiye Hanım ve kızı Ela Hanım’ın Feride’nin
gerçekte yaşamış bir kişi olduğuna yönelik ifadesi yoktur. Reşat Nuri
Güntekin romanda şunları yazar:
“İhtiyar kadın, benim işe el sürmeme taraftar
değildi. Uğraşa uğraşa kepenklerden birini açtı. Manzarayı görünce tüylerim
diken diken oldu. Karşımda korkunç bir mezarlık vardı. Tepelerinde, hâlâ
akşam ışıkları sönmemiş serviler, sıra sıra mezar taşları, daha aşağıda
sazlıklar içinde donuk donuk parlayan su birikintileri.
İhtiyar kadının derin
bir göğüs geçirdiğini işittim:
- İnsan, sağlığında alışmalı, kızım, hepimizin
gideceği yer orası, dedi.
Bu söz, tesadüf müydü, yoksa haberim olmadan bu
manzara karşısında bir korku ve telaş mı göstermiştim? Fakat hemen kendimi
topladım. Cesur olmak lazımdı. Adeta, şen denecek bir kayıtsızlıkla:
- Demek burada mezarlık var, bilmiyordum dedim.
- Evet kızım; Zeyniler kabristanı. Eski zamandan
kalma. Şimdi cenazeleri başka yere gömüyorlar, burası tarih gibi bir şey.
Ben, Zeyni Babanın fenerini yakmaya gidiyorum, şimdi gelirim.” (Güntekin, s.
164-165).
M. Fatih Kanter, Reşat Nuri
Güntekin’in kızı Elâ Güntekin’le 11 Nisan 2005’te mülâkat yaptı. Fatih
Kanter “Çalıkuşu nerede yazılmış?” sorusuna Elâ Güntekin şu cevabı verir:
“Bursa’da mı
yazdı, İstanbul’da mı yazdı onu ben bilmiyorum. Fakat ilk öğretmenliği Bursa
ve sonra birkaç kez, 53’te mi ne orda bir akrabalara gitmiş ve arabayla
Uludağ’a doğru çıkarken şoför bir köy gösterdi Uludağ eteklerinde, ‘bak abi’
dedi, ‘burası Zeyniler köyü, Çalıkuşu’nun geçtiği’. Tam o sırada anneme
anlattığını duydum. Böyle bir köy yok diye. Sadece gençliğinde Bursa’da bir
arkadaşıyla atla gezintiler yaparmış ve orada eski bir mezarlık görüyor.
Mezar taşlarını okuyor ve orada ‘Zeyni’ diye yazıyormuş. Yani bu bir tarikat
mıdır nedir onu bilmiyorum? Zeyniler köyünü mesela o mezar taşından almış.”
(Kanter, 2006, s. 81)
Romanın Zeyniler Köyünde geçmesinin
nedeni mezar taşlarıdır.
KAYNAKÇA
-Abir, Nihan Çalıkuşu’nun Hikâyesi,
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili
ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı, Yeni Türk Edebiyatı Programı Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, 2012.
-Kanter, M. Fatih Ölümünün 50. Yılında Belgelerle
Reşat Nuri Güntekin, İstanbul: İnkılâp Kitabevi, 2006
-Güntekin, Reşat Nuri Çalıkuşu, 39. Baskı,
İnkılâp Kitabevi, (tarihsiz).
-Şenlet, Şevket “Çalıkuşu”, Bursa’nın Sesi, (24
Ekim 1974) -Uysal,
Sermet Sami “Hadiye Güntekin, Bize Reşat Nuri Güntekin’i Anlatıyor”,
Eşlerine Göre Ediplerimiz, 2. Baskı, Timaş Yayınları, 2010, s. 33-44
Not: Okan Kılan
ile 10 Mart 2020’de e-postayla görüşülmüştür. Çalıkuşu oyunu ve Reşat Nuri
Güntekin’in Taha Toros Arşivindeki fotoğrafları Deniz Dalkılınç’tan
alınmıştır.
|