Bursa’da Sağlık Hizmetlerinin Tarihsel Gelişimi


Atatürk Döneminde Bursa'da Tıp

Bursa'da Doktorluk

Bursa'da Sosyal Hayat

Bursa'nın Tarihi

 

                                                                                                                    Dr. Ceyhun İrgil

      Bursa’da sağlık hizmetlerinin tarihsel süreci dünya sağlık tarihi ile paralellik gösterir. Antik dünyanın sağlık bilgileri ve gelenekleri Roma ve Bizans yapılanmasına yansımıştır. Eski Roma ve Yunan’ın Mısır uygarlığı ile harmanlanan sağlık öğretileri ve uygulamaları Bursa ve çevresindeki antik yerleşimlerde de görülmektedir. Ancak bu dönemlere ait tıp tarihi ile ilgili veriler yetersizdir. Türklerin Anadolu’ya gelişi ile İslam tıbbının bilgi ve gelenekleri de Bursa’da vücut bulmuştur. Örneğin Eski Roma’nın hamam geleneği Türklerin katkı ve yapıları ile Bursa’da günümüze kadar gelen kaplıca kültürünün temellerini  oluşturmuştur.    

                                         

                   ed. Ceyhun İrgil, Bursa Büyükşehir Belediyesi yayınları, 2 cilt, 2017

 

    Bursa sağlık tarihi incelendiğinde, modern tıp anlayışının yerleştiği 20. yüzyıla kadar Bursa’da geleneksel tıp ve herbal uygulamaların halk arasında yaygın olduğu görülür. Folklorik özelliklerin hakim olduğu tıp sanat çok az kişi ve kurum tarafından uygulanmaktaydı.    
    Türk sağlık tarihi ve tıp eğitimi açısından Bursa ayrı bir önem taşır.Osmanlı’nın ilk tıp fakültesi ve Bursa Tıp Fakültesi’nin prototipi kabul edilebilecek olan Yıldırım Darüşşifası 12 Mayıs 1400(1399?) tarihinde, Yıldırım Külliyesi içinde hizmete girdi. Yıldırım Darüşşifası Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlının Anadolu’da yaptırdığı ilk tıp eğitimi veren sağlık kuruluşudur. Külliye olarak inşa edilen yapının yaptırılması ve yaşatılmasında Yıldırım Beyazıt’ın kızı Hundi Hatun ve eşi Emir Sultan’ın (Şemsettin Mehmet Ali el-Hüseyin el-Buhari) rolü büyüktür. Darüşşifanın açılış tarihi ile ilgili çelişkili  bilgiler mevcuttur. Bazı kaynaklar 1399 yılı olarak saptarken, üzerinde uzlaşılan tarih 12 Mayıs 1400 olarak belirtilmektedir. Darüşşifa 9 personel ve padişah tarafından belirlenen maaş ve tayın miktarları ile çalışmaya başlamıştır. Darüşşifanın ilk başhekimi tabip Hüsnü’dür. Şeriye sicillerinde “bimarhane”(Farsça bimar:hasta) ve “tımarhane” olarak da anılan darüşşifanın başhekimlerinin de bir dönem sınavla atandığı görülür. Yine şeriye sicillerinde darüşşifa ekonomik krizler sırasında hekim maaşlarının düşürüldüğüne, hasta-hekim ilişkilerine, anlaşmazlıklara ait kayıtlar mevcuttur.  
    Yıldırım Darüşşifası 9 Şubat 1855 depremi ile yıkıldı. Bu tarihten sonra Bursa’da tıp eğitimine 30 Ocak 1970 tarihinde Bursa Tıp Fakültesi kurulana kadar ara verildi.       
    Darüşşifada modern bir tıp eğitimi olduğu söylenemezse de usta-çırak ilişkisi kayıt altına alınmıştır. Darüşşifanın ünlü başhekimlerinden biri olan Bursalı Ömer Şifai bir Mevlevi dedesidir. Arapça, Farsça, Fransızca ve Latince bilen Ömer Şifai bir çok hekimin yetişmesine yardımcı olmuştur. Ünlü öğrencilerinden biri de Ali Munşi’dir. Bursa’da çalışan Ali Munşi daha sonra İstanbul’a giderek ilk “hekim dükkanı” açan tabiplerden biridir.   
    1855 depremi ile Bursa’daki birçok kamu binası, cami, külliye ve binlerce ev yerle bir olmuştur. Deprem sırasında hastane ve hekim yetersiz kalınca bazı yaralılar Mudanya’dan teknelerle İstanbul’a taşınmış, azınlık hastaneleri ve darüşşifalarda tedavi edilmiştir.   
     Deprem sonrasında Bursa’yı ıslah ve imar için vali olarak atanan Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa sağlık tarihindeki rolü büyüktür. Paşa kentin sağlık hizmetlerini çözmek üzere bir hastane kurmaya girişmiş ve ilk iş olarak Hisar’daki (bugün Devlet hastanesinin olduğu bölge) Damat Efendi Konağı’nı hastane yeri olarak kamulaştırmıştır. Bu kamulaştırma sonucu Vali Ahmet Vefik Paşa saraya şikayet edilmiş, diğer dedikodu ve şikayetler üzerine görevden alınmıştır. Ahmet Vefik Paşa ikinci kez 1879’da Bursa’ya vali olarak atandığında iki katlı kagir bir yapı olarak 45 erkek, 15 kadın hasta yatağı bulunan Gureba Hastanesi hizmete açılabilmiştir. İlk yöneticisi kent eşrafından Bahaeddin Efendi olan Gureba, Bursa’daki ilk modern hastane ve bugünkü devlet hastanesinin ilk tesisi kabul edilmektedir. Gureba Hastanesi’nin devamlılığını ve ihtiyaçlarını karşılamak için Bursa Tiyatrosu’nun ve Ahmet Vefik Paşa’nın kendi malı olan Çitli Maden Suyu’nun gelirleri hastaneye aktarılmıştır.  
      O yıllarda çok sayıda gayri-müslümin yaşadığı Bursa’da Fransız Misyon Hastanesi olarak adlandırılabilecek bir sağlık kuruluşu vardır. Ağırlıklı olarak poliklinik hizmeti veren hastane daha çok Bursa-Mudanya tren hattında çalışan yabancılar için kurulmuştu. Daha sonraki yıllarda yetersiz kalan Gureba Hastanesi’ni genişletmek için ek binalar yapıldı. Bursa’da o yıllara ait kayıtlar yetersiz olmakla birlikte sağlık hizmetlerinin özellikle 1900’lü yıllarda azınlıklar tarafından yürütüldüğü görülmektedir. Örneğin o yıllarda Gureba Hastanesi’nin başhekimi Suva-diyidis Efendi iken, belediye baştabibi ise Bedros Efendi’dir. 1900-1905 arasında Bursa’da diplomalı 19 hekim vardı. Bunlardan yalnızca beşi müslümandır. Aynı şekilde 17 eczacının dördü müslümandır.   
     Yunan işgali ile büyük zarar gören Osmanlı Sağlık Teşkilatı tüm kurumlar gibi çöküntüye uğramıştır. İşgal sonrası çok hasar gören Gureba Hastanesi 3 Mayıs 1920’de kurulan Sağlık Bakanlığı (Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti) idaresinde onarılarak 1927’de Memleket Hastanesi olarak açılmıştır.
    Hastanenin artan nüfus karşısında yetersiz kalması ve modernleşme ihtiyaçları da düşünülerek 1947’de şimdiki devlet hastanesinin temelleri atıldı. 6 Haziran 1952’de vali Haşim İşçan döneminde Bursa Devlet Hastanesi yeni binasına taşındı. Ahmet Vefik Paşa’nın yaptırdığı ve eski Bursa resimlerinde görülen ilk hastane binası 1956 yılında bir yangın sonucu harap oldu ve yıktırıldı.  
     1970 yılına İstanbul Tıp Fakültesi içinde eğitime başlayan Bursa Tıp Fakültesi 30 Mayıs 1974’te eski Göğüs Hastalıkları Hastanesi olarak hizmet veren Duaçınarı’ndaki binada eğitime ve sağlık hizmetlerine başladı. Tıp Fakültesi bugünkü binasına 1992 yılında taşındı.   
     Kentin önemli sağlık kuruluşlarından kısaca bahsetmek gerekirse: Zübeyde Hanım Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi kentin ilk branş hastanelerinden biridir (açılışı 11 Mayıs 1981). Bursa Çocuk Hastanesi 1991’de açılmıştır. Kentin otomotiv, tekstil ve imalat sanayilerinin gelişmesi ile sigortalı sayısı giderek artmış ve Bursa SSK Hastanesi bölge hastanesi olarak hizmete açılmıştır. Devlet Hastanesi’nin alanı içine Ali Osman Sönmez tarafından yaptırılarak devlete bağışlanan ve modern mimarisi ile dikkat çeken Bursa Onkoloji Hastanesi 1994’de hizmete açılmıştır. Mesken’deki Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi 15 Ocak 1995’de hizmete girmiştir. Tıp Fakültesinin eski binası 1992’de Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi adıyla hizmete başlamıştır. Bursa Asker Hastanesi kent hastanelerinin tarihine bakıldığında devlet hastanesinden sonra kurulan ilk hastanedir. 1926’da Gazi Mustafa Kemal de bu hastanede tedavi olmuştur. Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi (1997), Kükürtlü Atatürk Fizik Tedavi ve Hidroklimatoloji Hastanesi, Diş Hastanesi(1991), yapımı devam eden Mustafa Dörtçelik Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi kentteki diğer sağlık kuruluşlarıdır.  
     İlçelerdeki sağlık kuruluşlarına bakıldığında en eski ilçe hastanesi İnegöl Devlet Hastanesi’dir (1907). 1937’de sarğlık yurdu olarak kurulan Mudanya Devlet Hastanesi 1984’de 25 yataklı olarak revize edildi. Yenişehir Devlet Hastanesi 1958 yılında, Karacabey Devlet Hastanesi 1981, Mustafakemelpaşa Devlet Hastanesi 1983, Orhaneli Devlet Hastanesi 1986, Orhangazi Devlet Hastanesi 1991, Harmancık Devlet Hastanesi 1993, İznik Devlet Hastanesi 1998, Gemlik Muammer Ağım Devlet Hastanesi 2000, Büyükorhan Sağlık merkezi 1993, Keles Sağlık Merkezi 1990 yılında hizmete girdi.

                                                        Kaynak:Demokrat Bakış sayı 10, sayfa-10-13

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 04/11/22