|
|
|
Mustafa Necati mübadele zamanı
İmar İskan Vekili idi. Mıntıka müdürlerine 2 Ocak 1924 tarihinde gönderdiği
genelgeyi, o kadar içten ve duygu dolu cümlelerle yazmış ki, duygulanmamak
elde değil. Tam bir devlet adamı mantığıyla hareket ederek” derdini
sormayacaksın, yüzüne bakıp anlayacaksın” diyor. Bilindiği gibi Mustafa
Necati, Ekim 1923'te kurulan Mübadele İmar ve İskân Vekâletinin ilk
bakanıdır. Aslında yakın tarih meraklıları onu daha çok eğitim alanındaki
büyük işlerinden ve Kurtuluş Savaşı döneminde de istiklal mahkemesi
başkanlığından tanımaktadırlar. Oysa Mustafa Necati, belki de cumhuriyet
döneminin en önemli ve kapsamlı toplumsal olayı olan Mübadele işlerinin
örgütlenmesi, bir sisteme bağlanması konusunda en çok çaba harcayan özverili
bir idealisttir. Henüz 38 yaşında çok genç yaşında ölen bu İzmirli genç,
genç yaşına rağmen Maarif, Adliye ve Mübadele bakanlıkları yapmıştı.
Göçmenlerin Türkiye'ye getirilmesi
ve yerleştirilmesinde büyük özverilerle olağanüstü çaba harcayan bu değerli
bürokratın, belki bugünkü siyasetçilerimize de örnek olacak içtenlik ve
duyarlılıkla kaleme aldığı 2 Ocak 1924 tarihli bir genelgesini Osmanlıca
yazıdan bugünkü yazıya çevirerek ve dilini de sadeleştirerek sunuyorum.
Bu tarihte artık üç aydır
Türkiye'ye Yunanistan'ın değişik liman kentlerinden vapurlarla göçmenler
getirilip, Türkiye'ye yığılıyorlardı. O yıl, kış çok çetin geçiyor;
göçmenlerle ilgili sorunlar, bu zor koşullar nedeniyle daha da
ağırlaşıyordu. Göçmen yerleştirme işlerini düzenlemek üzere, hemen hemen
bütün bölgelerde İskân Bölge Müdürlükleri oluşturulmuş; bu müdürlüklere
bağlı komisyonlar, göçmen yerleştirme işlerini izlemeye başlamışlardı.
Dönemin canlı bir tanığı olan ve ilk kez yayınlanan bu belge; söz konusu
müdürlüklere gönderilmiş ve göçmen sorunlarında nasıl bir yol, tavır ve
yöntem izleneceği Mustafa Necati'nin kaleminden hassas ve duygu dolu
cümlelerle aktarılmıştır.
MÜBADELE, İMAR VE İSKÂN VEKİLİ MUSTAFA NECATİ'NİN
BÜTÜN İMAR VE İSKÂN MINTIKA MÜDÜRLERİNE GÖNDERDİĞİ BİR GENELGE:
1. Kış başlamıştır. Teşkilatımızın hazırlık
döneminde, göçmen taşıma işlerine önemli ölçüde el atılmıştır. Bu zorunlu
durumdan dolayı, bölge müdürlerinin göçmenleri indirme iskelelerinden
uzaklaşamadıklarını ve çalışma alanlarını oluşturan vilayet ve kazalarla tam
anlamıyla ilgilenemeye zaman bulamadıklarını görüyorum. İndirme
iskelelerinde bulunan bölge müdürleri, her halde bölgelerinin en uzak
noktalarına kadar gidip etki ederek, göçmenlerin küçük ve gizli yaralarına
çare bulmayı en önemli görev saymalıdırlar. Bunun için de bölge emrine
verilen memurları bölge içindeki vilayet ve kazalara göndererek, işlerin
içinde bulunmaları gerekir. Buna dikkat etmenizi tavsiye ederim...
2. Bölge müdürleri, örgütleri hakkında kapsamlı bilgi
vermiş değillerdir. Onun için bölge müdürleri emrinde bulunan memurlar oraya
gönderilmiş ya da gönderilmesi kararlaştırılmış bulunan göçmenlerin
yerleşme, beslenme ve rahatlarını sağlamaya yeterli midir? Bunu belirleyerek
bildirmelidirler. Gereksinim oranında memur göndereceğimden, bölge müdürleri
memur gereksinimlerini bana anlatmalı ve bu konuda beni ikna etmelidir. Her
bölge müdürü emrindeki memurlardan dolayı sorumludur. Atanan ve seçilen
gerek maaşlı ve gerek gündelik ücretli memurlardan yararlanma olanağı
olmayanlar, derhal işten çıkarılmak üzere bakanlığa bildirilmelidirler...
Görevini namusu kadar sevmeyen memurlar, imar ve iskân işlerinde
çalıştırılamazlar. Çünkü imar ve iskân işi, kardeşlerimizin yaşamı,
memleketimizin huzur ve mutluluğu işidir. Çalıştırılamayanları çalışır
duruma getirmek, çalışma yeteneği olmayan ve bu işe büyük bir aşkla
sarılarak çalışmayanları memurlarımın arasında görmek istemiyorum. Bunu
önemle ilginize sunarım...
3. Herhangi bir muhacir kardeşimin özen ve ilgiyle
bakılmamasından dolayı uğrayacağı akıbet, vicdanım üzerinde acı ve elemli
etkiler yapar. Sizde de aynı etkiyi yapacağından eminim. Bu nedenle Hilal-i
Ahmer dispanserleri, Hilal-i Ahmer örgütü yerleştirilen göçmenlerin
sağlığını tam anlamıyla sağlayamıyorsa, bunları güçlendirmeye çalışmakla
birlikte, doğrudan doğruya bölgeniz emrinde bulunmak üzere doktor
atayabilirsiniz. Aynı zamanda, gelen kardeşlerimizi üretici duruma
koyabilmek için bunlara gönderdiğim genelgede vurguladığım gibi, tohum,
araç-gereç vermek yetkisine sahipsiniz. Dolayısıyla, bu tohumlar ekilmiş
midir? Gerekli yerlere verilmiş midir? Bütün bunları incelemek gereklidir.
Bunun için de tarım uzmanına gereksinim varsa, atarsınız. Yalnız gerek
doktorlar, gerek tarım uzmanları atak, kötü hava koşullarından yılmaz,
gezmekten usanmaz, incelemelerinde etkili olmalıdır. Köylere, kazalara,
şehirlere yerleştirilen göçmenlerin kesin olarak memurlarımızın şefkatli
ilgi ve özenli bakımdan uzak bulunmamalıdırlar. Örgütte bu noktaya önem
veriniz. Ne kadar arazi ekildiğini, ne kadar hasta, ölüm ve doğum
gerçekleştiğini her on beş günde bir raporla bildirmek gereklidir. Gerekli
malzeme ve sağlık araç-gereci bulundurmaya dikkat etmelisiniz. Ölenlerin
ölüm nedenlerini doktor raporuyla birlikte merkeze göndermeniz gerekir.
Doğumlar da önemle izlenmelidir. Doğan çocuklar gözbebeğimizdir. Bunların
yaşaması için çalışmak gereklidir. Bunlara gerekli yardımı yapacağımdan,
doğum gerçekleştiğinde bana günü gününe haber verilmelidir.
4. Şimdiye kadar gönderdiğim genelge ve emirlerde
sözü edilen görevlerin yapılışı gerçekleşmiş olmasına karşın, aşağıdaki
noktaya da çok önem veriniz:
A. Göçmenlerin köylerdeki genel durumları
nasıldır? Onlarla temas eden memurlarımız yüzlerine baksa, biraz dertleşse
her şeyi keşfedebilirler. Çehrelerin, ifadelerin ayrı ayrı anlamları vardır.
Bir bakışımızla, yerleşimini sağladığınız göçmenlerin refah içinde ya da
sıkıntıda olduğunu anlayabiliriz. Bundan dolayıdır ki, memurlar göçmen
kardeşlerimizle sık sık temas etmeye ve onlarla dertleşmeye mecburdurlar.
Camı kırık, kapısı sökük hiçbir göçmen evi istemem. Bütün göçmenlerin
yerleştirildikleri evlerin camları, kapıları düzenli değilse, dikkat etmek
gereklidir. Bölgelerde bu malzemeyi sağlayarak, kesin olarak her evin
soğuktan korunmasını güvence altına alınız. Şayet bölgenizde bu malzemeyi
bulamazsanız, telgrafla istemelisiniz.
B. Yataksız yorgansız hiç bir göçmen
kalmamalıdır. Paltosu, ayakkabısı olmayanlar var mıdır? Kundaksız yavruların
olması olasılığını bile düşünüyorum. Hilal-i Ahmet Teşkilatı şimdiye kadar
bize büyük oranda yardım etmiştir. Genel Merkeze yazdığım telgraflara
verilen cevaplarda, her bölgede bu gibi malzemelerin bulunduğunu
bildirmişlerdir. Bunları Hilal-i Ahmer memurlarından isteyerek sağlamak
gerekir. Şayet sağlanamazsa, telgrafla bakanlıktan istek, gerçek
görevlerimizdendir.
C. Göçmenlerin oturdukları evler,
sürdükleri tarlalar geçici değildir. Mübadele işleri son bulunca,
kendilerine kesin olarak verilmiş olacaklardır. Göçmenlerin bu konuyu
bilmeleri gereklidir.
Dolayısıyla
ev ve arazinin kendi malları olduğunu kulaklarına sokmalısınız. Oturduğu
evin kendi malı olduğunu bilen bir adam, onu korumaya ve onarmaya çalışır.
Aksi takdirde, gelişigüzel bırakır ve sonuç olarak da baştanbaşa düşman
eliyle yakılıp yıkılan ülkede yeni veraneler meydana gelir. Her göçmene
evine sarılmasına ve onu onarması görevini anlatmalısınız.
D-1- Onarım işlerine önem vermek, en önemli
görevlerdendir. Terkedilen malların harap olanlarını bundan önce verdiğimiz
emir gereğince onarmak gereklidir. İlkbahar'da her bölgede yapılması gerekli
köyler için de şimdiden bilgi edinmeye çalışmalı ve mevsim gelince derhal
işe başlattırılmalıdır. Buna ait ne gibi girişiminiz varsa, raporla
bakanlığı haberdar etmelisiniz...
D-2- Gelen göçmenler kardeşlerimizdir.
Göçün acılarına uğramış vatandaşlarımızdır. Bölgenizde özellikle yerlilik,
yabancılık gibi bir zihniyetin ortaya çıkmasına engel olmak için halkı
aydınlatmak gereklidir. Bir Türk göçmeni kardeşi gibi bağrına basmayanlar,
asalet ve faziletin dünyada mümessili olan büyük atalarımızın çocukları
sayılamazlar. Fazilet ve büyüklük, yoksullara yardım, göçmen kardeşlere
samimi ve gülümseyen, iltifat eden bir yüz takınmakla gerçekleşmiş ve
sağlanmış olur. Bütün bu yazdıklarımdan amacım, sizleri en küçük davamıza
kadar duruma egemen, makamınızın manevi etkisinden güç ve esin alan,
işlerinizde etkili, göçmenlere baba, yavrularına ana şefkat ve saygısıyla
bakarak, kardeşlerimize öksüzlük ve gariplik çektirmeden, bolluk içinde ve
üretici konuma getirmiş biçimde yaşatarak bu kutsal göreviniz başarmaktır...
Mübadele İmar Ve İskân Vekili Mustafa Necati
Mübadil Postası gazetesi- 30 Ocak 1923 sayısından alınmıştır.
|