DİŞ HEKİMİ TURGUT ARINEL'İN ANILARI

Hasretlik Bursa

 

                                                                         
    Diş hekimi olmanız, mezuniyet sonrası çalışmaya başlamanız, eşiniz Engin Hanımla tanışmanız hakkında bilgi verir misiniz?

     Bizim zamanımızda Diş Hekimliği fakülte değildi, dört senelik İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Diş Hekimliği Okulu idi. Sonra ne zaman fakülteye dönüştüğünü bilmiyorum. Engin ile üniversitede tanıştık. Ailesi biz nişanlandıktan sonra İstanbul’dan Bursa’ya taşınınca ben de Bursa’ya gidip gelmeye başladım. Askerlikten sonra 1957 yılında evlendik, ben de Bursa’ya yerleştim. Ben askerdeyken, Engin Karacabey’de oranın ilk diş hekimliği muayenehanesini açtı. Muayenehanenin üst katını da ev olarak kullandı. Ben Bursa’ya gelince Yeşil’de yeni bir muayenehane açtık. Karacabey’dekine de haftada birkaç gün ben gidip gelmeye devam ettim. 1962’de ailece Almanya’ya gittik. Almanya’ya, II. Dünya Savaşı'nda Türkiye’ye gelen sığınmacı Yahudi profesörlerden hocamız Kantroviç’in tavsiyesi üzerine gittik. "Burayı bitirince mutlaka Almanya’ya gitmeye çalışın mesleki olarak ilerlemek için" diyordu. Almanya'da Heilderberg Tıp Fakültesi’nde ortodonti ihtisasına başladım. Oradaki hocalarım da bana sürekli İsviçre’ye gitmemi öneriyordu. Nitekim sertifikayı aldıktan sonra İsviçre’ye geçtik. Schudel Klinik'te 4 sene çalıştık ve 1966’da Türkiye’ye döndük.
Türkiye'ye dönünce Atatürk Caddesi’nde, Petek Apartmanı Kat 1'de muayenehane açtım ve 35 sene orada çalıştım. Engin de emekli oluncaya kadar Sosyal Sigortalar Hastanesi’nde diş hekimliği yaptı.

                     Turgut ve Engin Arınel

    Ortodonti uzmanısınız, Engin Hanım ise pratisyen. Ortodonti tedavileri dışında diğer tedavileri (dolgu, protez) yaptınız mı? Yaptıysanız eğer, porselen kaplamaları yapmaya kaç yılında başladınız? Ondan önce hangi tür kaplamaları yapıyordunuz? Kompozit (ışınlı) dolguları hangi yılda yapmaya başladınız?

    Ortodontiden başka her şeyi yaptım! Bizim zamanımız ortodontide apareylerin hepsi müteharrikti (ed: hareketli- ağızdan çıkarılabilen), sabit apereyleri bilmediğimiz için çocuklar bunu doğru dürüst kullanmazdı. O nedenle Bursa’da ortodonti pek rağbet görmedi. Ben de normal diş hekimliği yaptım. Porselen kaplamaları 1966’da Türkiye’ye döndükten bir sene sonra yapmaya başladım. İstanbul’da SEAT diye bir diş hekimliği teknisyeni vardı, onlarla çalıştım. Kompozit (ışınlı) dolgu emekli olana kadar hiç yapmadık, bu tekniği bilmiyorduk.

  Kayınpederiniz Muzaffer Akkum’un doğum yılını biliyor musunuz? Hem Muzaffer Bey hem de ortağı Ali Haydar Bursa’nın dikkat çekici kişilerinden. Bu ortaklığa dair neler  hatırlıyorsunuz?

     Kayınpederim Muzaffer Akkum 1910 Yanya doğumluydu. Ali Haydar Bey İstanbul gazetelerinin tümünün Bursa baş bayii idi. Muzaffer Bey bu işi Ali Haydar Bey ile ortak yapmak üzere Bursa'ya taşındı. Bir süre beraber çalıştıktan sonra başta Hürriyet, büyük gazeteler kendi bayiliklerini açmaya başladılar ve onlar da bu işe son verdiler. Sonrasında Muzaffer Bey kendi yazıhanesinde muhasebeciliğe devam etti.

   Muzaffer Bey ile Ali Haydar Bey nasıl tanışmışlar? İstanbul’da gazete dağıtım işi dolayısıyla mı?

    Ali Haydar Beyin Bursa'da Ali Haydar isimli ünlü bir apartmanı vardı. Damadı İhsan Bey İstanbul gazetelerinin Bursa bayii idi. Muzaffer Beyin de bu apartmanda muhasebe yazıhanesi vardı. O vesileyle İhsan Beyle tanıştılar. İş İhsan Beye ağır geldiği için Muzaffer Beye ortaklık teklif etti.

   Muzaffer Bey siyasetin içinde biriydi. Sizin o çevreden tanıdıklarınız, ilişkide olduklarınız oldu mu? Aklınızda kalan kişiler?

     Bursa’nın ileri gelen siyasetçilerinin ve bürokratların hepsini tanırdım, hem dostum hem de hastamdılar. Muzaffer Beyin CHP Bursa ilçe başkanlığı yaptığı dönemde beraber çalıştığı, benim de ahbap olduğum isimlerden hatırladıklarım şöyle: Sayas Fabrikasının sahibi Selim Süter, Sadrettin Çanga, Doktor İbrahim Çataloğlu, Doktor İbranim Öktem (sonradan bakanlık yaptı) Sait Ete, Yeni Ant gazetesi sahibi Derviş Sami Taşman.

                                  Turgut Arınel

  Eski diş hekimlerinden kimleri hatırlıyorsunuz? Size gelen hastalar daha çok hangi kesimden halktı? Eski tekniklerle protez yapımı hakkında aklınızda kalanlar? Bakır anolar, ölçü yöntemleri, kaplama malzemeleri gibi?

   Benim zamanımdaki diş hekimlerinin hepsini tanırdım. Zaten toplam 17 kişiydik. Hatırladıklarım Erol Aysan, Feridun Balman, Şadi Bey, Maksut Bey, Engin Ayvaz, Adil Beydir. Hastalarım yukarıda da sözünü ettiğim gibi şehrin ileri gelenleriydi. Randevulu çalışırdım ve günde en çok sekiz hasta kabul ederdim. Pahalı bir hekimdim. İstanbul’daki bir teknik laboratuvarla çalışıyordum. Ben o saydığınız tekniklerin hiçbirini kullanmadım, İsviçre’den döndükten sonra bakırları kaplamaları tamamen bırakmıştım.


    1986'da kurulan Bursa Diş Hekimleri odasının 7 nolu üyesisiniz. Odanın kuruluş sürecine dair neleri, kimleri hatırlıyorsunuz?

    Diş Hekimleri Odası’nın 7 numaralı üyesi olmakla beraber, meslek odasıyla hayatım boyunca hiç ilgilenmedim. Sadece düzenli olarak aidatımı ödedim. Oda’nın bana en büyük faydası, Oda işveren statüsü alınca bizler de odanın çalışanı gözükerek prim ödedik ve Sosyal Sigortalar’dan emekli olduk.

   Eviniz neredeydi, işe gidiş gelişleriniz hangi araçla olurdu?
   
Evim Çekirge Caddesi üzerinde önce Akkum Apartmanı'nda, Kültürpark’ın büyük kapısının tam karşısında idi. Daha sonra Özel İnal Okulu'nun yanındaki arsaya kendi apartmanımı yaptım ve 1974’te oraya taşındık. Apartmanın mimarı, Petek İnşaat ortaklarından Yüksek Mimar Gönen Çakmakçı idi. Sonradan Mutlu Sokak olan o mevkide arsayı aldığımda etrafta bir tane bina yoktu. Arkadaşlar dalga geçiyordu, burada ev yapılmış mı diye. Ev de, muayenehane de şehrin omurgasını oluşturan Çekirge-Atatürk güzergahı üzerindeydi. Evden işe kendi arabamla gider gelirdim. O zamanlar hem işyerimin hem evimin önüne kaldırım kenarına park yapılabiliyordu. Güneş almaması için arabayı öğleden evvel caddenin bir tarafına öğleden sonra diğer tarafına koyuyordum, kısacası öyle rahattık.

    Çekirge Mutlu Sokak’ta, Özel İnal Okulu yanındaki binanın yapılış hikayesi nedir? Mimarı, ilk sakinleri kimler?
    Apartmanın sahibi bendim. İlk sakinleri, Ezra Ventutero, Saruhan Ayber, Profesör Münir Karakaya, Kuyumcu Orhan’ın babası (soyadını hatırlayamıyorum), Sanayi Bölgesi Müdürü Gökçe Köksal, Tıp Fakültesi Dekanı Mete Cengiz ve benim ve ailemden ibaretti.

   Bursa'nın sosyal hayatına dair hatırladıklarınız? Mesela meslektaşlarınızla buluşup eğlence düzenler miydiniz? Erkek erkeğe gidilen şehir kulübü gibi yerler mi vardı yoksa otel lobileri (Çelik Palas) gibi yerler mi daha revaçtaydı? Ailenizle eğlence nasıl olurdu, birlikte nereye gidilirdi?

     1950’lerin başında Altıparmak’tan Çekirge’ye kadar saysam 15 tane müstakil ev vardı. 1953’te Muzaffer Bey Kültürpark’ın karşısındaki evini yaparken vali konağı, Demirci İhsan Beyin evi, Atatürk Köşkü, banka evleri, Selim Süter’in villası, küçük Çelikpalas binası, Naki Tez’in villası, Çukur Köşk gibi parmakla sayılacak kadar bina hatırlıyorum. Çekirge Meydanı ve Armutlu yine otelleri, kaplıcaları ile meskundu tabii. Askeri Hastane, Gönlüferah, Servinaz, Adapalas, Hüsnügüzel, Mutlu Otel ve daha birçok ufak tefek tesis vardı. 
     Daha çok Çelik Palas’ta, Gönlü Ferah’ta toplantılar, yemekler düzenlenirdi. Bursa’nın ünlü restoranlarının başında Çardak Restoran gelirdi. Yazın Kültürpark’ta Selçuk ve Yusuf restoranlara gidilirdi. Daha pek çok bu tür mekan vardı. Cumhuriyet baloları, yılbaşı balosu, tıp balosu, hukuk balosu olurdu, senede en az beş altı baloya giderdik. Balayımızı Büyük Termal Otel'de geçirmiştik. Sonraki yıllarda çeşitli tatil ve bayramlarda da oraya çok gittik. Uludağ’a hem yazın hem kışın giderdik. Fatma, Mehmet Beceren ile Nazan, Fahri Kınav ahbabımızdı. Daha otellerini yapmadan önce de onlarla çadırlarda, barakalarda tatil yapardık. Bunun dışında sık sık Mudanya’ya günübirlik gider denize girerdik, Gemlik'te ise deniz kenarındaki Tibel Otel'de kalırdık. Daha sonra Sabahattin Köksal Burgaz’daki moteli yapınca yazları hep orada tatil yaptık. 1979’da ise Mudanya’nın ilerisindeki Petek Sitesi'nde kendi yazlığımı aldım. Şehir kulübüne hiç gitmedim, erkek erkeğe toplanma adetimiz yoktu.

*               *                *                *                  *                *                * 

     Turgut Beyin kızı Arzu Arınel (1959- ) Bursa'da doğdu. Özel-İnal İlkokulu ve Bursa Anadolu Lisesi'ni, ardından Uludağ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'ni bitirdi. 1982'de Bursa  Hakimiyet'e girdi. Muhabirlik, sayfa sekreterliği, magazin müdürlüğü yaptı. 1986'da gazeteciliğe bir yıl ara verdi. 1987'de Bursa Hakimiyet'te yeniden köşe yazarı-yorumcu olarak işe başladı. Bu gazetenin adının 5 Nisan 1995' ten itibaren değiştirilmesi üzerine Bursa 2000’de köşe yazılarını sürdürdü. 1991-1993 yılları arasında Çağdaş Gazeteciler Güney Marmara Şube Başkanlığı'nda bulundu. İstanbul'a taşındıktan sonra 1997-2006 arasında Posta gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Ayrıca çeşitli televizyon programlarının editörlüğünü ve yabancı formatlı programların çevirilerini yaptı. 41. Oda: Mardinkapı adlı romanı 2013'te Everest Yayınları En İyi İlk Roman Ödülünü kazandı. 2016'da çıkan ikinci romanı Kayıp Osmanlılar adını taşıyor. Roman çalışmalarına devam ediyor, Ayşegül Yılmaz adında bir kızı var.

            

                   Ocak-Mart 2024'te Turgut Arınel ile yapılan yazışmalarla oluşturulmuştur.

Bu sitenin son güncelleştirilme tarihi 10/03/24