Bursa Çarşı ve Hanları - 4


Bursa Çarşı ve Hanları 1

Bursa Çarşı ve Hanları 2

Bursa Çarşı ve Hanları 3

Bursa'nın Tarihi

Osmanlı Döneminde Bursa'nın Tarihi

 






 

 

                                                                                                 Dr. Doğan Yavaş

 

 Demek oluyor ki, Bursa’da Sultan II. Bayezid devrine kadar han inşaasına devam ediliyor ve sonunda Fidan Hanı’nın inşa edildiğini görüyoruz. Fidan Hanı, Mahmut Paşa’nın hanıdır, onun tarafından yaptırılmıştır, bu yüzden Mahmutpaşa Hanı da denilir. Kendisi Fatih dönemi sadrazamıdır ve İstanbul’da Mahmut Paşa Vakfı’nın kurucusudur, bu han da Mahmut Paşa Vakfı’na bağlıdır. İstanbul’da Mahmut Paşa adına yaptırılmış olan külliyeye gelir getirmesi için yapılmış bir han. O dönemde yani 15. Yüz yılın sonlarında, Bursa Çarşısı ne kadar revaçtaymış, daha iyi kira getirisi olduğu için Fatih devri sadrazamı ve dönemin padişahı da hanlarını Bursa’da inşa ettiriyor. Bu yapılar hakkında, Bursa sicillerinde 350 ye yakın belge var. Yapılmış, yıkılmış, bazı yerleri tamir edilmiş falan filan gibi. Günümüzde Mahmutpaşa da Sultanhamam, Tahtakale (Aslı Tahtalkal’a olup Kalealtı demektir, surların hemen dibinde yer aldığı için bu şekilde adlandırılmıştır, Bursa’daki Tahtakale gibi.) ve Yeşildirek gibi çok meşhur ticaret merkezidir, adeta ülkenin nabzının tutulduğu ve ekonomik göstergelerine değer verildiği bir ticaret bölgesidir.
                                   
FİDAN HANI - İki avluludur. Avlu 46x42 m. ebadında olup ortasında bir havuz ve onun üstünde fevkani yani yükseltilmiş mescit yapılmıştır, kirpi saçakları üç sıradır. Doğu tarafında ikinci bir avlu olduğunu hatırlayanlar halen hayattadır. Birinci avlu üzerindeki asıl han altta 48, üst katta 50 oda ve revaklardan oluşmaktadır. Her odanın çarşı tarafı alt katı hariç birer penceresi vardır. Pencere kemerleri o asrın üslübuna ve tekniğine uymayan bir şekilde söveye bastırılmıştır, kemerlerin civarında üç dizi tuğla zırh vardır. Han bir çok müdahaleye ve ilaveye maruz kalmıştır. Alt revak tamamen işgal edildikten başka, avluya taşan tek katlı, hatta üst kat revakını örten bazı ilave çıkıntılar yapılmıştır. Üst odalardan güney köşesindekilerin çapraz girişleri kapatılıp, yanındaki hücreden kapı açılmıştır. Önceleri, Koza Hanı’nda olduğu gibi birinci avludan ikinci avluya geçiş varmış; kemer ayakları bozularak kapıları geçit genişliğine çıkarılmıştır. Handa şimdi olmayan ahırların, seyis odaları ve bazı eşya mahzenleriyle beraber ikinci avluda olduğu tahmin ediliyor. Ahırları ve müştemilatı kapsayan ikinci avludaki eski binaların yerini yepyeni dükkanlar almıştır. Birinci avluda, birçok tadilat ve tahribat görmüş, hücreler, mahzenler ve mescit bulunmaktadır. Han hakkında şu vesikalara rastlandı: 28 Mart 1561 tarihinde hanın kurşunları, ahırının çatısı ve suyolunun döşemesinin tamiri için hanın meremmetçisi ile naib ve mimar Ahmet hana giderek 1600 akçelik bir onarım gerektiğini tahmin etmişler ve ona göre izin vermişlerdir. Mayıs 1603 tarihinde binanın alt kattaki 50, üst kattaki 30 odasının pencere ve kapıları ve tuğla ve tuğla döşemeleri kemerleri arasındaki trabzanları, merdivenlerinin 3000 akçeye tamiri için hakim izin vermiştir. 26 Eylül 1606 tarihli bir belgede ise Rumeli’den gelip Doğu seferine giden askerlerin ücretsiz olarak konakladıklarını, tüccarların da askerlerden çekindikleri için hana uğramadıklarını ve hücrelerin boş kaldığını, hancının da bundan zarar ettiği için hakime şikayet ettiği kaydı vardır. Şubat 1663 tarihli bir kadı sicilinde, büyük yangında hanın defteri yandığından, odalara ve dükkanlara mutasarrıf olanların ellerindeki belgelere istinaden bir yenisi tanzim edilmiştir. Geçen yıllarda büyük bir özenle restore edilen Bâlîbey Hanı gibi bazı hanlar da çarşı aksının en batısında olduğu için çok şanssız bir durumda kalmış. Biliyorsunuz, kayalıklara yaslanmış durumda en batıda olduğu için, belki çarşı pazar ortamından uzak kaldığından dolayı çok bakımsız kalmış. Mütevellisi devlete mektup yazıyor ve -Ne olursunuz yolcuları, tüccarları yönlendirin de bizim handa kalsınlar, yoksa han zarar ediyor. Şeklinde serzenişte bulunuyor. Hanlar bölgesindeki Gelincik Çarsısı civarında Karaca Paşa'nın bina ve inşa ettirmiş olduğu Karaca Bey Hanı bulunmaktaydı. Bir arşiv vesikasında verilen bilgilerden bu hanın Hasan Paşa Hanı da denilen Katır Hanı’na bitişik olduğu anlaşılmaktadır. 1574 tarihli bir diğer belgede ise Karaca Paşa'nın Yenişehir'de Ebe Köyü''nde yer alan zaviyesinin evkafından olan Kepenek Hanı'ndan bahsedilmektedir, bu bilgiden hanın bir isminin de Kepenek Hanı olduğu ve Karaca Bey'in Ebe köyünde bir zaviyesinin bulunduğu sonucu çıkıyor. Karaca Ahmet Paşa’nın vakıflarından olan han, 12 Ağustos 1685 tarihinde Döşekçiler, Sandıkçılar, Sipahi Pazarı denilen çarşılar harap olduğundan hanın sofaları, 30 odasının kaygan taşı döşemeleri, 16 kemerinin yer yer taş ile tamir ve derzlerinin sıvanması, iki taraflı merdivenleri ve han hizasında mahzen dükkan denilen yer ile bir kemer ayağı, su yolları ve 780 tahta kurşun kaplanması işi toplam bir yük otuz sekiz bin yedi yüz elli iki akçe (138.752) ile tamir edilmiştir. Bundan han revakının her bölümünün dörder kemerlik ve avlusunun da kare şeklinde olduğu hakkında bir ipucu elde edilmektedir. Merhum Kepecioğlu'nun el yazma Bursa Hanları kitapçığında odalarının 28960 akçeye tamir olunduğu yazılıdır. Hesaplamalara göre bu hanın en az kırk bir tane odasının bulunduğu tahmin edilebilir.