İlk kadın mimarlarımızdan Münevver Belen
(1913-1973) Halkevi binasının mimarıdır.
|
|
|
Halkevleri, "Kemalist
ideoloji"nin ve bu ideolojinin partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin
(CHP) ilkelerini toplum kesimlerine benimsetmek ve yaygınlaştırmak amacıyla
kuruldu.
Amacı
ve Kapsamı
1932 yılında hazırlanan CHP Halkevleri Talimatnamesi'nin başlangıcında,
"Fırkamız, rehberliğiyle kurtardığı vatanı siyasi, sosyal ve iktisadi derin
ve sağlam temeller üzerinde yükseltmek karar ve azmindedir" denildikten
sonra, kalkınma ve modernleşme yolunda görevin yalnızca devlete düşmediği,
çabalara bütün ulusça katkıda bulunulması gerektiği belirtilmektedir:
“Halkevlerinin gayesi, milli ülküler uğrunda çalışacak mefkûreci vatandaşlar
için toplayıcı ve birleştirici yurtlar olmaktır."
Çalışma
Alanları
Halkevlerinde, çeşitli uzmanlık, yetenek ve isteklere göre her yurttaşın
çalışmayı tercih edebileceği dokuz çalışma alanı belirlenmişti, bunlar:
1-
Dil, tarih,
edebiyat şubesi 2-
Güzel sanatlar şubesi 3-
Temsil (tiyatro) şubesi
4- Spor şubesi
5-
İçtimâi yardım
(toplumsal yardımlaşma) şubesi
6-
Halk dershaneleri
ve kültür şubesi 7-
Kütüphane ve neşriyat (yayın) şubesi
8-
Köycülük şubesi
9-
Müze ve sergi
şubesi
Heykel'deki Halkevi Binası Üyelik
ve Yönetim
Halkevlerine, CHP üyesi olan veya olmayan her yurttaş üye olabiliyordu.
Halkevleri dokuz kişilik bir kurul tarafından yönetilmekteydi. Bu dokuz
kişilik kurulun her bir üyesi, çalışma alanlarını kapsayan şubelerin her
birinden seçilen birer kişiden oluşmaktaydı. Halkevi şubesi başkanı ise, o
il veya ilçedeki CHP yönetimi tarafından belirleniyordu.
Halkevlerinin
Gelişimi
Başlangıçta 14 ilde açılan Halkevlerinin sayısı, yedi yıl sonra 1939'da ülke
çapında 373'e ulaştı. Ancak 14 Mayıs 1950'de Demokrat Parti'nin seçimleri
kazanarak tek parti iktidarına son vermesinin ardından, bu kültür
kurumlarının yeniden düzenlenmesi yerine, CHP ideolojisine uygun gençler
yetiştirdiği ve devletten yardım aldığı gerekçesiyle 1951'de 5830 sayılı
yasa ile kapatılması kararlaştırıldı.
1946'da çok partili yaşama geçildikten sonra, özellikle 1949'dan itibaren
Bursa Halkevi'nin yayın organı
Uludağ
dergisinde, Halkevlerinin kapatılmaması gerektiği konusunda yayınlar
yapılmaya başlanmıştı. Bu kurumun yalnızca CHP ideolojisini savunmasından
vazgeçilmiş ve bir tüzük değişikliğiyle, her görüşten kimselerin
Halkevlerine üye olabilecekleri ve çalışabilecekleri kuralı getirilmişti.
Ancak bu değişim ve açılımlar, Demokrat Parti'nin Halkevlerini kapatma
kararını değiştiremedi.
Bursa Halkevi, ilk kurulan 14 il halkevi arasındadır (diğerleri Afyon,
Ankara, Aydın, Bolu, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Eminönü [İstanbul],
Eskişehir, İzmir, Konya, Malatya ve Samsun’daydı). Bursa Halkevi, 19 Şubat
1932’de Setbaşı'nda eski Türk Ocağı binasında çalışmalara başladı. Kurucu
yönetimi şu kişilerden oluşmaktaydı:Başkan: Dr. Osman Niyazi Bey; Üyeler: Av. Hulusi (Köymen), Maarif
Müdürü Fakir, muallim Raşit, sporcu Faik (Tinel), Kız Muallim Mektebi Müdürü
Cemal, Hayri ve Müze'den Veli Bey.
Çalışmalarına hemen başlayan Bursa Halkevi, aynı yıl içinde şu komiteleri
kurarak geniş bir alanda etkinlik göstermeye başladı: Spor Komitesi, Temsil
Komitesi, Güzel Sanatlar Komitesi, Köycülük Komitesi, Halk dershane ve
kursları, Dil-Tarih-Edebiyat Komitesi, Kütüphane ve Neşriyat Komitesi,
İçtimâi Yardım Komitesi, Müze ve Sergi Komitesi.
Kurucu yönetimin ardından ilk yönetim kurulu şu kişilerden oluşmaktaydı:Başkan: Dr. Yusuf İzzettin Yener; üyeler: Dr.
Rüştü Akyürek (Edip veya Hayri
Akyürek'lerden hangisi olduğu belirtilmemiş), Dr. Niyazi Bayatlı, Tahir
Yetmen, Muhtar Şevket Isça, Ali Rıza İncedal, Mahmut Çaba, Tevfik Cetiner ve
Fevzi Özler. Başkanlığa Şubat 1933'te Dr. Niyazi Bayatlı, 1935'te Dr. İsmail
Mustafa Kulen, 1936'da da Av.
Tevfik Aycan, 1943'te Dr.
Şemsettin Dora
seçildiler. Daha sonraki başkanlar da şunlardır:
Fazıl Erman, Dr. Arif Sözen, Dt. Fahir Komman, Nihat Aymergen.
1939'da Halkevi reisi Tevfik Aycan (ortada, eli masada) ve yetkililer
İlçe
Halkevleri ve Halkodaları
Mudanya, Gemlik, İnegöl, Mustafakemalpaşa, Yenişehir ve Karacabey
ilçeleriyle merkez ilçeye bağlı Gürsu bucağında halkevleri, Armutlu bucağı,
Orhaneli, Orhangazi ve İznik ilçelerinde halkodası örgütlenmesi
tamamlanmıştı. Ayrıca aşağıdaki köylerde de Halkodası vardı:
1- Kestel, 2- Aksu, 3- Cumalıkızık, 4-Dışkaya, 5- Fidyekızık, 6-
Arabayatagı, 7-Demirtaş, 8- İsmetiye, 9- Çalı, 10- Yaylacık, 11- Kayapa, 12-
Hasanağa, 13- Akçalar, 14- Abulyont (Gölyazı), 15- Canipli (?), 16-
İrfaniye, 17- Armut, 18- Biladıyunus (Yunuseli), 19- Gündoğdu
"II. Dünya Savaşı sırasında Bursa ve ilçelerindeki Halkevlerine ilişkin CHP
teftiş raporları, Bursa vilayetinde özellikle Bursa Merkez ve İnegöl
halkevlerinin aktif olduğunu, Mudanya ve Gemlik halkevlerinin beklentileri
karşılayamadığını, diğer kazalardaki çalışmaların da kısmen başarılı şekilde
yürütüldüğünü ortaya koymuştur. Raporlarda Gürsu nahiyesinde halkevi olarak
açılan teşkilatın yetersiz kalması nedeniyle, halkodasına dönüştürülmesinin
daha faydalı olacağı belirtilmektedir".
Halkevi
Binaları
Halkevi'nin ilk açıldığı Setbaşı'ndaki eski Türk Ocağı binası çalışmalar
için yetersiz olduğundan, tiyatro etkinlikleri bir süre Milli Sinema'da,
1937'den itibaren de Koza Hanı karşısındaki 450 kişilik gösteri salonunda
(1940'lı yılların sonunda yanan İstanbul Sineması) sürdürüldü. 1938'de bir
seyyar sinema makinesi satın alınarak film gösterilerine başlandı.
19 Şubat 1938'de Halkevlerinin 6. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen
bir toplantıda, Bursa Halkevi için modern bir bina yapılması kararı alındı.
Bursa Valisi Şefik Soyer'in başkanlığında Av. Hulusi Köymen, Av. Tevfik
Ayçan, Ticaret Odası Başkanı Rüştü Egel, Dr. Yusuf İzzettin Yener, Dr. Osman
Niyazi Bayatlı, Dr. Şefik İbrahim İşçil, Belediye Başkan Yardımcısı Zehra
Budunç, öğretmen Mümtaz Ergin, öğretmen Celal Üzmen, öğretmen Nâzım Yücelt
ve vali yardımcısı Kutay'ın katıldıkları bir toplantıda, beş kişiden oluşan
bir girişimci kurul oluşturuldu. Bir bölümüyle Özel İdare'ye (eski
Cumhuriyet Halk Partisi binasının bulunduğu köşk), bir bölümüyle özel
kişilere ait olan ve bir bölümünde de harap durumdaki Alaca Mescit'in
bulunduğu arazinin kamulaştırma ve birleştirme işlemleri tamamlanarak, Bursa
Halkevi'nin burada yaptırılması için proje yarışması açıldı. Yarışmaya beş
mimar katıldı. Yarışmada birinciliği Münevver Belen kazandı. İnşaat 15 Mayıs
1940'ta bitirildi, Bursa Halkevi Temmuz 1940'tan itibaren bu yeni ve modern
binada çalışmalarına başladı.
Bursa
Halkevi Yayınları
Bursa Halkevi komitelerinin çalışmaları Ocak 1935'ten itibaren çıkarılan
Uludağ
adlı dergide yayımlandı.
Ayrıca Bursa folkloru, tarihi, coğrafyası ve toplumsal yaşamı ile ilgili
kitap ve broşürler bastırıldı. Bu dergi, kitap ve broşürlerin her biri,
günümüzde de değerli birer kaynak olarak kullanılmaktadır. Bu kitap ve
broşürlerden bazıları şunlardır:Öz Türk Adları, Çocuklara Nasıl Bakalım, Sağlık Öğütleri, Bursa Hanları
(Bursa Yeni Basımevi 1935), Bitikçi Ali Rıza, Hayvanlardan İnsanlara Geçen
Hastalıklar, Verem, Zührevî Hastalıklar Nelerdir, Güneş-Dil Teorisinde
Müsbet ve Menfi Anlamlar, Köylerimiz İçin Müsabaka Dersleri, Bursalı Mehmet
Şemsettin Ulusoy, 16'ıncı Asırda Bursa, Bursa Sıcak Suları (İhsan Üzer),
İznik ve Bursa Tarihi (A. Memduh Turgut Koyunluoğlu, Bursa Vilayet Matbaası
1935), Atatürk Bursa'da 1 Şubat 1938-3 Şubat 1938 (Bursa Halkevi Neşriyat
Kolu, Bursa 11 Basımevi 1938), Bugünkü Bursa Suları (İhsan Üzer, Bursa
Vilayet Matbaası 1943), Bursa'da Musiki (Mahmut R. Gazimihal, Bursa Yeni
Basımevi 1943).
Bursa Halkevinin
çalışmalarına bir örnek olarak, Uludağ dergisinin 26. sayısında (Mart 1940)
yer alan yıllık çalışma raporu şöyleydi:
“Halkevimizin 939 yılı içinde üye sayısı 1.376'dır. Bir yıl içinde idare
heyeti 34 toplantı yapmış ve dokuz komitenin toplantıları 143'ü bulmuştur.
Halkla temas faaliyetinde varılan netice hepimizi çok sevindirecek bir
verimdedir. Bu faaliyetlerin esaslarını rakamlarla gösterelim:
134 konferansa
19.334 yurttaş
8 konsere
4000 yurttaş
22 sinemaya
10.747yurttaş
26 gösteriye
12.450 yurttaş
5 ulusal bayrama
2.300 yurttaş
1 baloya
600 yruttaş
2
resim ve kumaş sergisine
18.400 yurttaş gelmiştir. 2.714 kitaplı kütüphanemizde 7.712 yurttaş okumuş; muhtelif ders ve kurslara
girenlerin sayısı 1.659'u bulmuştur. Bu suretle bir sene içinde 77.102
yurttaş evimizin türlü sahalardaki faaliyetlerinden istifade etmiştir.
Hoparlör neşriyatı ve dinleyicileri bu hesaba dahil değildir. Halkevimizde
lisan kurslarına devam edenlerin sayısı 268'dir. Cezaevinde 120 yurttaş
aydınlatılmaktadır. Resim atölyemize 74 genç devam ediyor. Koro ve daktilo
kursları da faydalı olmuştur. Bunlardan başka hiç okuma yazma bilmeyenler
için açılan gece kurslarına 177 kişi gelmiştir. Ayrıca 965 talebenin iştirak
ettiği ikmal (bütünleme) kurslarından çok fayda görülmüştür. Her gün öğleden
önce dört saat, öğleden sonra dört saat olmak üzere 45 gün devam eden ikmal
kurslarından alınan neticeleri, mektep idareleri çok iyi bulduklarını
bildirmişlerdir. Resim atölyemiz, gençlerin istidatlarını işletmekle
beraber, ulusal günlerde yapılan çelenk ve tak tezyinlerine (süslemelerine)
yardımcı olmaktadır. Yeni Halkevi binamızda açılan dört yüz tabloluk resim
sergisi, tamamen bu atölyeden gıda alarak yetişmiş insanların çalışmalarının
ürünüdür".
Kapatılma Süreci
CHP'liler Halkevlerini tüm halkın yararlanması için
oluşturulan kültür kurumları olarak nitelendirseler de Demokrat Partililer
bu kurumları CHP'nin tapulu malı o larak görüyordu. Demokratlara göre bu
kurumlar, CHP'nin altı oklu bayrağının kapısında dikili durduğu, birer
kültür kurumu olmaktan çoktan çıkmış, CHP'nin siyaseti için birer sığınak
haline gelmişti. Her yıl bu kurumlara milletin kesesinden kaynak aktarmak
doğru değildi. Bu kurumların millete mal edilmesi zamanı çoktan
gelmişti. İlk adım olarak 1935-1950 döneminde devlet tarafından bu kurumlara
yapılan yardımları açıklamaya başladılar. ardından ülke içindeki
Halkevlerinin hesaplarında inceleme başlattılar. Bursa kamuoyunu
Halkevlerinin kapatılması sürecine hazırlamak da iktidarın yayın organlarına
düşüyordu. Gazeteci İsmet Bozdağ Halkevlerini hiçbir fonksiyonu
kalmamış kurumlar olarak niteliyor, Bursa'daki Halkevinin bir ticarethane
görüntüsü vermeye başladığını yazıyordu. "Şurasında kahve, şurasında kulüp,
şurasında sinema, şurasında partı yerleşmiş ve Halkevi kuru bir tabeladan
ibaret kaldı. Halkın müşterek yardımlarıyla kurulan tesisin bugünkü hali
büyük bir ızdırap veriyor". Halkevlerini kapatan yasa teklifi 8 Ağustos
1951'de TBMM'de kabul edildi. Adnan Menderes Aydın milletvekili olarak Aydın Halkevini açarken, Halkevinin
açılmasını bir aşama, tarihi bir başlangıç olarak nitelemiş, buna çok büyük
ihtiyaç olduğunu söylemişti. Oysa 1951’de TBMM’de yaptığı konuşmada,
Halkevleri ve Halkodaları kurmayı, gençlik teşkilâtını ele almayı faşistvâri görüş ve düşüncelerin ürünü olarak nitelendirmiştir.
CHP'lilerin son umudu cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın bu kanunu
onaylamaması idi ancak kanun kısa süre sonra onaylandı.
Bursa Halkevi ve Uludağ Dergisi, Dr.
Mine Akkuş, Nilüfer Belediyesi Yayınları, 2011, 334 sayfa
1-
Bursa Halkevi Uludağ Dergisi ve Türk Devrimii, Necla Aslan,
yayımlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi (2007);
2-
http://bgc.org.tr/ansiklopedi/halkevleri-ve-bursa-halkevi-birinci-donem-1932-1951-.html
3- Bursa Yerelinde CHP (1946-1960), Fevzi Çakmak, Nilüfer
Akkılıç Kütüphanesi yayını (2014) 4- "CHP Teftiş
Raporlarına Göre II. Dünya Savaşı Yıllarında Bursa'da Eğitim ve Kültür
Hayatı", Seher AKÇA, Bayram AKÇA, Çağdaş Eğitim Araştırmaları Kongre Kitabı,
2018, s, 343
adlı kaynaklardan kısaltarak alınmıştır. |