|
|
1905'de Bursa'da doğdu.
Aile kökleri Rusçuk’a dayanır. 1877 yılında, Rus Çarlığı ile Osmanlı
İmparatorluğu arasındaki savaş nedeni ile Bursa’ya yerleşmişler. Dedesi
Rusçuklu Hacı Osman Efendi, Bursa’da Rusçuk Camii’ni yaptırmıştır. İlk ve orta öğrenimini yine Bursa’da tamamladıktan
sonra İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu (1927). Fark
derslerini vererek bir yıl sonra felsefe bölümünü de bitirdi. Yurdun çeşitli bölgelerinde 37 yıl boyunca
felsefe-tarih-sosyoloji öğretmenliği yaptı. Son olarak Bursa Erkek
Lisesi’nde 20 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu. 1946-1950 yılları
arasında Uludağ dergisinde en çok yazı yayımlamış kişiler arasında olmuştur. 1946 yılında
Bursa Eski Eserleri Sevenler Derneği’ni kurdu ve yaşamının sonuna kadar
başkanlığını yaptı. Bu süreç içinde Bursa’da, inanması güç ama tam 156 adet
kültür mirasını derneği adına onardı, usta yetiştirdi. 1992’de Uludağ
Üniversitesi’nden Fahri Doktora unvanı almış, Osmanlı kültürü ile Cumhuriyet
arasındaki köprü şahsiyetlerden biri olmuştur. 1993'te vefat etmiştir.
Erkek Lisesi'ndeki büstü
Eserleri - Bursa Anıtları (İstanbul, 1950): Bursa’da bulunan cami, çeşme,
türbe, mezarlık, köşk, ev, hamam, tekke, mektep, kilise, muallimhane,
medrese, han, köprü, çınar, havra, resmi binalar gibi tarih değeri olan her
yadigârla ilgili bilgi ve belge sunan bir eserdir. İkinci baskısı T. A. Ç.
Vakfı tarafından 1982 yılında yapılmış olan bu eser bir “Bursa Klasiği”dir.
“Şanına lâyık” bir şekilde yeniden dizilip basılması dileğimizdir.
-
Ulucami (İstanbul, 1950): Bursa Anıtları’nda Ulucami’yi 2–3 sayfada tanıtan
yazar, söz konusu eserde bu muhteşem mabedi bütün detay ve kültürel
zenginlikleriyle birlikte tanıtmıştır. Bir “Hat Müzesi” özelliği taşıyan bu
caminin yazılarını ve kitabelerini tanıtması esere ayrı bir değer
katmaktadır. Birinci baskının önsöz tarihi 17 Mart 1948, ikinci baskının
tarihi ise 1 Ocak 1989’dur. Eserin ilk neşrinden sonra Beyoğlu Noteri Mithat
Cemal Kuntay’ın 19 Nisan 1951 tarihinde Son Posta gazetesinde çıkan yazısı
da ikinci baskının ilk sayfalarında yer almıştır.
- Süleyman Çelebi ve
Mevlid (Bursa, 1999): 1940’lı yılların sonunda Çekirge semtindeki Süleyman
Çelebi’nin türbesinin onarımına Eski Eserleri Sevenler Kurumu öncülük
ederken Kâzım Baykal, dostu Fehameddin Ulusoy ile (Yadigâr-ı Şemsî / Bursa
Dergâhları’nın yazarı Şemseddin Ulusoy’un oğlu) Mevlid’in metnini de
neşretme faaliyetine başlamıştı. Fakat eserlerin orijinal metinle birlikte
basılması Kadir Atlansoy’un himmetiyle Hoca’nın vefatından sonra
gerçekleştirilebildi. Eserde İbnulemin Mahmud Kemal ve o günlerin Diyanet
İşleri Başkanı olan Ahmed Hamdi Akseki’nin Süleyman Çelebi ve Mevlid
merasimleriile ilgili olarak yazarlara gönderdikleri metinler de vardır.
- 2000 Yıllık Bursa’nın Belediyesi (Bursa, 1976): Bursa’da kurulduğu yıldan
itibaren belediye örgütü hakkında çok detaylı bilgilerin yer aldığı bu kitap
alanında önemli bir çalışmadır. Genellikle salnâmelerden yararlanılarak
hazırlanan kitap 1976 yılına kadar dönemin belediyeleri hakkında da güncel
bilgiler vermiştir. Fotoğraf ve tablolarla desteklenen kitapta Bursa
şehrinin gelişimini gösteren haritalara da yer verilmiştir.
- İslamiyetle
Yeni İçtihadlara Doğru (Bursa, 1966): Kâzım Baykal doğrudan dinî meselelere
ayırdığı kitaplar da kaleme almıştır. Bu küçük eserde, din ve hurafe,
eğitim–öğretim, ilim, felsefe, teknik anlayış, ceza ve hukuk anlayışı,
örtünme, aile hukuku anlayışı, sigorta, yenecek ve içecek şeyler hakkında,
ticari ve malî muameleler hakkında gibi alt başlıklar açarak konu ile ilgili
düşünce ve yorumlarını açıklamış, namaz, oruç, hac, zekat, gibi konulara da
temas etmiştir. Meselelerin çözümü ile ilgili son sözü yetkili kurullara
bırakmıştır. Diğer eserleri:
Diyarbekir Şehri,
Atatürk’ün Hayatı ve Memlekete Hizmetleri, Bursa Eski
Eserleri Sevenler Kurumu Onarımları, Irgandı Köprüsü. Ayrıca Ulucami, Bursa Belediyesi, Bursa
Kozahanı ve Mescidi, Tarihte Bursa Yangınları, Bursa´da Hacılar Camii Tamiri
Münasebetiyle birçok
broşür yayınlanmıştır.
Öğretmenliği sırasında, sonradan Bursa’ya önemli
hizmetlerde bulunacak öğrenciler yetiştirdi. Bu öğrencilerin arasından çok
sayıda bilim insanı, mühendis, mimar, işadamı, sanayici, siyasetçi, vali ve
belediye başkanı çıkmıştır.
Bizim maceramız ise Kazım
Hoca’nın, Eski Eserleri Sevenler Kurumu adına 1988’de Belediye Başkanlığı’na
verdiği dilekçe ile başladı. Dilekçede, Irgandı Köprüsü’nü aslı gibi
canlandırmaya kararlı olduklarını belirtiyor ve belediyenin desteğini
istiyordu. İyi ki o zaman fen işleri müdürü olan Sayın Basri Sönmez tarihi
eserlere meraklı olduğumu bildiği için dilekçeyi bana havale etmiş...
Sonraki süreçte, Kazım Hoca dönemin valisine, Büyükşehir Belediye Başkanı
eski öğrencisi olan Teoman Özalp’a, Koruma Kurulu’na, Müze Müdürlüğü’ne,
Mimarlar Odası Bursa Şubesi’ne, Osmangazi ve Yıldırım Belediye
Başkanlıkları’na, Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne; her yere ama her yere, o
yaşlı ve hasta haliyle bizzat giderek, destek istedi, görüş aldı ve bir
ortak platform yaratma uğraşı verdi. Bütün bu çabaların sonucunda, tüm bu
kuruluşların bir araya gelerek bir ortak protokol imzalamalarını sağladı.
Budapeşte’de bir kongrede Irgandı’yı dünyaya tanıtan Prof. Dr. Yılmaz
Önge’yi Bursa’ya davet ederek, projenin içinde yer almasını sağladı. Bir
taraftan da, bütün eski belgeleri, kadı sicillerini, Irgandı’ya ait tüm
belgeleri topluyor, çeviriyor ve paylaşıyordu. İnanılmaz bir bilgi hazinesi
ama inadına mütevazı hocamla, coşkulu, heyecanlı bir çalışma temposuna
girdik. Kendisinin hızına ayak uyduramayan kamu kurumlarına bazen kızıyor,
sonra çoğu öğrencisi olan, kentin üst düzey yöneticilerini bir araya
toplayarak, Irgandı’nın hayata geçmesi için formül üretiyordu.
Kaynak: Bursa Büyükşehir Belediyesi
veb sitesi
|