Süleymen Çelebi ve Komşuları


Bursa'nın Tarihi

Osmanlı Döneminde Bursa'nın Tarihi

Bursa'da Dini Hayat





 

 

                                                                        Dr. Hasan Basri Öcalan

    Bir yabancı Yahya Kemal’e Türkiye’nin nüfusunu sorunca, Yahya Kemal o dönem için çok abartılı bir rakamla cevap vermiştir. Soruyu soran, Türkiye’nin bu kadar nüfusunun olamayacağını ifade edince, Yahya Kemal; “Biz ölülerimizle birlikte yaşarız” cevabını vererek, Müslüman Türklerin ölüye ne kadar yakınlık ve saygı duyduğunu dile getirmiştir.
    Müslümanlar genelde mezarlıklarını şehir içlerinde oluşturmuşlardır. Mezarlıkların şehir içinde yapılmasının temel espirisi, ebedi bir dünyada yaşayacakmış gibi davranan insana ölümün yakın olduğunu hatırlatmak ve ölenlerin unutulmamasını sağlamaktır. Mezar taşlarında kullanılan, ‘göç etti’, ‘fâni dünyadan ebedî dünyaya göçtü’, gibi ifadeler ölümün bir son olmadığını, ölenlerin başka bir dünyada yaşadığını ifade eder. Aynı şekilde mezarlıkların bakımlı ve güzel olması da ölümün korkulacak bir durum olmadığını hatırlatmak içindir.
    Dünkü toplumumuzda bu şekilde anlaşılan ölüm ve süslenen, güzelleştirilen mezarlıklar ne yazık ki günümüzde insanlardan uzak yerlerde kurulmakta ve insanlar bu fâni dünyada, adeta ebedî kalacakmış gibi bir anlayışa sahip olarak yetişmektedirler. Atalarımızın şehir içlerinde kurdukları mezarlıklar ve mabetlerin yanlarında oluşturulan hazirler de birer birer yok edilmektedirler.
    Bursa’da birçok mezarlık ve hazire bulunmaktaydı ve bunların büyük bir kısmı zamanla yol açmak, inşaat yapmak bahaneleriyle yok edilmiş, taşlar kaybolmuş, elde kalanlar da Muradiye Camii bahçesinde yok edilmeye terkedilmiştir.
    Bu yazıda diğer şehirlerde olduğu gibi yok olan bir çok mezarlık ve hazireden birisi olan ve Süleyman Çelebi’nin de medfun bulunduğu Bursa’daki Yoğurtlu Baba Dergâhı Haziresi’nden ve burada medfun olan şahıslarından kısaca bahsedilecektir. Amacımız şimdiye kadar yok edilen mezarlık ve hazirelere yenilerin eklenmemesine ve gezdiğimiz, eğlendiğimiz yerlerin altında neler bulunduğuna dikkat çekmektir.
    Süleyman Çelebi’nin mezarının olduğu yerden başlayarak, Çekirge’ye doğru uzayan ve şimdi kafeterya olarak kullanılan saha, Dağınıkselviler veya Dokuzselvi diye bilinir ve burası Yoğurtlu Baba Dergâhı Haziresi, yani mezarlığıdır.
    Buhara’dan gelen ve Yoğurtlu Baba olarak tanınan bir ‘Horasan Ereni’ tarafından kurulmuş; zamanla harabe haline gelen zaviye, Fatih Sultan Mehmed döneminde Ahmed İlahi tarafından yeniden ihya edilerek aktif hale getirilmiş, bu tarihten sonra gerek dergâhta hizmet veren, gerekse başka kimseler burada oluşturulan bu hazireye defnedilmişlerdir.
    Bursa ile ilgili kitaplarda adı geçen, hayatı hakkında bilgi bulunan ve adı geçen mezarlığa defnedilenlerden tespit ettiklerimiz şunlardır:

1-Yoğurtlu Baba
    Dergâhın kurucusudur, asıl ismi hakkında da hayatı hakkında da fazla bilgi yoktur, ancak yoğurda çok düşkün olduğundan Yoğurtlu Baba ismini aldığı, zâviyede sakin olduğu ve vefat ettiğinde, zaviyenin yanında bulunan caminin doğu tarafına defnedildiği yazılmaktadır.

2-Süleyman Çelebi  

                     

 

Mevlid yazarı Süleyman Çelebi de buraya defnedilmiştir; bu sempozyumda hayatı hakkında yeterince bilgi verileceğinden konuya girilmeyecektir. Bir zamanlar türbesi olduğu ve 1620 yılında yıkıldığı kaynaklarda geçmektedir. Süleyman Çelebi’nin mezarı Sultan Abdülhamid döneminin ileri gelenlerinden ve sultana yakınlığıyla bilinen Hacı Ali Paşa tarafından tamir (ve restore ) edilmiş, mezarına Hacı Ali tarafından itina ile işlenen bazı taşlar konulmuştur. Mezarının yan taşları Bursa Türk İslâm Eserleri Müzesi deposundadır. Bu taşta Mevlid’in:

Hakk Teâlâ rahmet eyleye ana
Kim beni ol bir du’a ile ana
Her ki diler bu duâda buluna,
Fâtiha ihsân ide ben kuluna” beyitleri yazılıdır.
    Sonradan yazıldığı anlaşılan baş ucu ve ayak taşı da Muradiye Camii bahçesindedir. Bu taşta da şu ibareler yazılıdır:
    “Manzûme-i menkıbe-i velâdet-i Nebeviyye aleyhi’s-selâm ve’t-tahiyyeti mellifi Süleymân Efendi merhûmun merkad-i müteberrekidir. Aleyhi’r-rahmetü ve’l-ğufrân.”
    1946 yılında dönemin valisi Fazlı Güleç tarafından bir türbe yaptırlmak istenmiş, bunun için Özel İdare bütçesine para da koydurulmuş, ancak proje uygalanamadan kalmıştır. Şimdiki mezar ise Merhum Kâzım Baykal’ın öncülüğünde Eski Eserleri Sevenler Kurumu tarafından açılan bir yarışma sonucu yapılmıştır.

3-Ahmed İlahî
   Yoğurtlu Baba Dergâhı’nı yeniden faaliyete geçirerek ismini vermiş, irşad faaliyetlerine burada devam etmiştir. Eserleri vardır. 900/1495 yılında vefat etmiş ve dergâhın haziresine defnedilmiştir. Mezarı, Süleyman Çelebi’nin mezarının güney tarafında, kendi yaptırmış olduğu dergâhın camisi yanında idi.

4-Mehmed Neşrî
    Kitâb-ı Cihannümâ adlı Osmanlı Tarihi’nin yazarıdır. 926/1520 tarihinde Bursa’da vefat etmiş ve Süleyman Çelebi’nin yan tarafına defnedilmiştir.
    Yazmış olduğumuz bir metni tabela yapmak ve Neşrî’nin mezarının yerine konulmak üzere Osmangazi Belediyesi’ne teslim ettik. Temennimiz, en azından, diğer mezarlara ait de aynı şekilde birer hatırlatıcı tabelanın yapılmasıdır.

5-Şeyh Mehmed Efendi
6-Karaferyeli Mustafa Efendi
7-Yakub Efendi
8-Mustafa Efendi
9-İlâhizade Ali Efendi
10-İlahizade Yusuf Efendi
11-Şehzâde Hocası İbrahim Efendi
12-Mehmed Efendi
13-Ahmed Hamdi Paşa
14-Uşşâkî Hüseyin Kenzî
15-İsmail Dede
16-Abdüsselâm Kadıhan Efendi
17-Ruscuklu Mustafa Efendi
18-Karagöz
19-Mustafa Çelebi

Sonuç Yerine
    Amerikalı yazar Mark Twain (1835-1910) yazmış olduğu bir hikâyesinde, mezarından hicret eden bir ölü ile konuşur. Dirilerin ilgisizliği yüzünden mezar taşını yüklenerek giden ölü, ilgisizlik ile bakımsızlıktan duyduğu üzüntüyü belirtir. Twain bu ‘kara mizah’ hikâyesinin sonunu şu cümle ile bağlar:
“Mezarlıklarını bu halde bırakmaktan çekinmeyen bir toplum, hakkında yapılacak her türlü ağır eleştiriyi de rahatça sineye çekebilir.”
    Yoğurtlu Baba Dergâhı Haziresi’nde medfun şahıslar da acaba mezar taşlarını alıp gittiler mi yoksa?

                                  

                                                                             Kaynak: http://bursatime.blogcu.com