|
|
Musa İğrek
Fransız arkeolog, ressam, mimar Albert
Gabriel (1883-1972)'in 1950'lerde kaleme aldığı Bir Türk Başkenti Bursa adlı
eseri Türkçeye çevrildi. Kitapta, Ulucami'den Emirsultan'a, Yeşil Türbe'den
Muradiye'ye pek çok tarihî mekânın çizim ve fotoğraflarının yanı sıra
Bursa'nın sosyal ve kültürel dokusu yer alıyor.
Bir Türk Başkenti Bursa,
Albert Gabriel, Osmangazi Belediyesi, haz: Neslihan Er, Hamit Er, Aykut
Kazancıgil, 2008
İnsan gönül verdiği şehirle bir
zaman sonra hallenir, onu her şeyiyle sever. Şehir de sahibinde usul usul
yer edinir. Yaşanılan kentin ruhuna girmek, içindeki sırrı paylaşmak pek de
kolay bir iş değil aslında, hele bu şehir âşık olunabilecek güzellikteyse.
Ve denilir ki bu sır herkese nasip olmaz. Kimi zaman bir ses, kimi zaman bir
koku, kimi de bir dokunmadır o şehrin esrarı. Lakin kapılıverince bu rüyaya
bir öykünün, bir şiirin, bir şarkının peşine takılır insan. Şehir denilince
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Beş Şehir' adlı o doyumsuz eseri seslenir.
İstanbul, Konya, Ankara, Erzurum ve Bursa,
Tanpınar'ın kaleminden nasiplenen
şehirlerdendir. Söz konusu Bursa ise Beş Şehir'in cümle kapısından girmemek
biraz haksızlık olur. Tanpınar, kitabında Bursa'da Zaman adlı şiirden sonra
bu büyülü kenti şöyle anlatır: "Bursa, sevdiği ve büyük işlerinde o kadar
yardım ettiği erkeği tarafından unutulmuş, boş sarayının odalarında tek
başına dolaşıp içlenen, gümüş kaplı küçük el aynalarında saçlarına düşmeye
başlayan akları seyrede ede ihtiyarlayan eski masal sultanlarına benzer. İlk
önce Edirne'nin kendisine ortak olmasına, sonra İstanbul'un tercih
edilmesine kim bilir ne kadar üzülmüş ve nasıl için için ağlamıştır!"
Bursa'nın büyüsüne kapılan sadece Tanpınar değil elbette. Fransız arkeolog,
mimar, ressam Albert Gabriel (1883-1972) de bu tutkunlardan biri. 1958
yılında kaleme aldığı Bir Türk Başkenti Bursa isimli kitabı, Türkçeye
çevrilerek Bursa Osmangazi Belediyesi tarafından yayımlandı. Bursa'nın başta
mimarisi olmak üzere, sosyal ve kültürel dokusunun incelendiği kitabı Prof.
Dr. Aykut Kazancıgil, Doç. Dr. Hamit Er ve Neslihan Er hazırlamış. Aslında
Gabriel pek de yabancı olduğumuz bir isim değil. 2006'da Yapı Kredi Kazım
Taşkent Sanat Galerisi'nde açılan "Albert Gabriel: Ressam, Mimar, Arkeolog,
Gezgin" başlıklı sergiyle İstanbul'a fotoğrafları, çizimleri ile konuk
olmuştu. Sanat tarihçilerimizin 'Türk sanat tarihi araştırmalarının babası'
diye andıkları Gabriel; Doğu Anadolu'dan Konya'ya, Bursa'dan Boğaziçi
saraylarına kadar yüzlerce mimari eserin rölövesini çıkardı. Gabriel, aynı
zamanda İslam arkeolojisi üzerine olan uzmanlığıyla biliniyor. 1923'ten
sonra Türk sanatı ile ilgilenmeye başladı. 1926'da İstanbul'a geldi ve uzun
yıllar Türkiye'de kaldı. Türk hükümetinin isteği üzerine 1925'ten 1960'lara
kadar tarihî yapıların araştırılması ve korunması üzerine raporlar
hazırladı. Türk mimari sanatını dünyaya tanıtan Gabriel, eserinde,
Bursa'daki tarihî eserlerin envanterini ve temel karakteristik özelliklerini
anlatıyor. Yıllardır çeşitli tarih kitaplarında kaynak olarak gösterilen
eser, iki cilt halinde yayımlandı.
Albert Gabriel Emir Sultan Camiinde (1950'ler)
Doğu'nun en güzel şehirlerinden
Bursa için, "İstanbul'dan sonra mimari eser
bakımından en zengin Türk şehridir" diyen Gabriel kitabında,
Ulucami'den
Emirsultan'a, Yeşil Türbe'den Muradiye türbelerine pek çok tarihî mekânın
çizimine ve fotoğraflarına yer veriyor. "Bursa'ya ilk yolculuğum 1908'e
uzanmaktadır. Oraya sık sık gittim ve kaldığım süre içerisinde eski
başkentin mevsimlere göre büründüğü çok çeşitli yönlerinin hatırasını her
zaman özlemle anıyorum. Hemşerilerime sadece, ağırbaşlı ve sade bir eser
sunmaktan üzüntü duyuyorum; aslında bu çalışma Doğu'nun ünlü şehirleri
arasında en güzellerinden biri olan kıymetli şehrimizin çekici ve farklı
güzelliğini yetersiz biçimde açıklamaktadır" diyor Gabriel kitabının
önsözünde. Eserin ilk cildinde Bursa'nın tarihçesi ve topografyasının
yanında, camiler, mahalleler, surlar, türbeler, tekkeler, mezarlıklar,
kaplıcalar ve hamamlar ile hanlardan birçok eserin ayrıntılı bilgisi yer
alıyor. İkinci cilt ise bir fotoğraf galerisinden oluşuyor. Bazı yapıların
yerinde şu an yeller esiyor ne yazık ki, pek çoğu da apartmanların arasında
kaybolmuş durumda. Meraklısı için geriye kalan ise biraz vicdan azabıyla,
kitabın sayfalarını çevirmek. Ve hüzünlü -çağdaş olmak adına yıkılan- bir
medeniyetin izlerini sürmek. Evliya Çelebi'nin 'Velhasıl Bursa sudan
ibarettir' sözüne atıfla, sudan bahaneleri bir tarafa bırakıp Gabriel'in
Bursa kitabına bir göz gezdirin. Bu 'eski masal sultanı'nı okurken mümkünse
'Beş Şehir' de bu seyrinize eşlik etsin.
Kaynak: http://v3.arkitera.com/h32744-albert-gabrielin-bursasi.html |